• önsöz: kimileri aşağıdaki röportaj için "burada gösterilmek istenen sovyetler birliği" gibi bir ifade kullanılmış.benim öyle bir amacım yok. benim ne hobi amaçlı okuduğum tarih yüksek lisansım dışında bu alanda bir uzmanlığım ne de bu sohbeti gerçekleştirdiğim kişinin sovyetler birliğinde özel bir konumu yok. göstermek ya da ima etmek istediğim tek şey burada en sık sorulan ve merak edilen sorular karşısında orada sıradan bir hayat yaşayan bir emekçinin vereceği cevaplara iletmek. entry'nin en alt kısmına sovyetler birliğine itafen yazılan bazı entryleri yanıtlamak için bir soru&cevap bölümü ekledim. umarım bilgilendirici olur.

    sovyetler birligi hakkinda bilgisizce yazilmis tonla yazi var ortada. ozellikle sozlukte ve eksiseylerde objektiflikten uzak bu yazilara cok rastliyorum. rusya'da yasadıgım surec boyunca sovyetler yetısmıs, buyumus kısılerle bır cok gorusme yaptım. gecenlerde eksiseylerde okudugum bır yazı uzerıne de eksısozlukte yazılabılecek bır muhabbet (roportaj ıddalı olur) uzerine dusundum.bunun uzerine rusya’da her gun ise gidip geldigim bugun 60’larinda olan ve sovyetler birliginde buyumus azeri soforumuzle bir soru cevap gerceklestirdim. genellikle yaygin sorulan ve yanlis bilinen konulari sormaya ozen gosterdim. meraklarinizi bir derece giderebilirse ne mutlu bana.
    not: roportaj degilde muhabbet oldugu icin sorular biraz karmasik ilerlemek zorunda kaldi. sorudan soruya atladigim oldu.ozel sebeplerle isteyene ses kayitlarini da yollayabilirim.
    s.ı.: sovyet adami
    e.k.h: evrimin kayip halkasi
    -----------------------------------------------------------------------------------------
    e.k.h:ılk olarak klasik soruyla baslayalim. sovyet donemi mi daha iyiydi simdi mi daha iyi?
    s.ı.:sovyet donemi daha iyiydi.
    e.k.h: ne acindan daha iyiydi, issizlik, hirsizlik vs. dertleriniz var miydi?
    s.ı.:yoktu. nadiren olsa da polis basini yakardi.
    e.k.h: beki derdiniz neydi, neden yiktiniz ya da neden savunmadiniz sovyetler birligini?
    s.ı.:biz istemedik de, ruslar yikti. gorbacev’ı biliyor musun?
    e.k.h: tabi ki. peki sadece o mu satti?
    s.ı.:hayir burokratlar. o, aliyev, disisleri bakani şevardnatze…
    e.k.h: halk istememesine ragmen mi yikildi?
    s.ı.:evet
    e.k.h: peki eskiden aldigin para mi daha yeterliydi simdi mi?
    s.ı.:bak bugun 1 milyon rublen olsun 10 dk ya biter. eskiden 1000 rublen olsun bir aya bitiremezdin. her sey ucuzdu.
    e.k.h: ana gida urunlerini rahat bulur muydunuz? et olsun sut olsun?
    s.ı.:herseyi rahat bulurduk.
    e.k.h: bazi yerlerde bulamadiginiza dair yazilar okuyoruz. yalan mi soyluyorlar?
    s.ı.:b.k yiyor onu diyen. kim diyor oyle?
    e.k.h: bazi zenginler vs.
    s.ı.:zenginler soyleyecek tabi. o yuzden zenginler ya.
    e.k.h: peki sovyet doneminde ne is yapiyordun?
    s.ı.:kaynakciydim. 300 ruble aliyordum aylik. 300 rubleyle su anda hic bir sey alamazsin. o zaman yari parasi kalirdi bile cebinde.
    e.k.h: ıs yeri ortami nasildi? esnek calisma saatleri var miydi? yani suresiz saatlerce calisma vs.
    s.ı.:simdi mesela, bir usta saat 8 de gelir 5 de giderdi.1 saat yemek molan olurdu. 45 dk calisiyorsan 15 dk sigara icme aran olurdu.
    e.k.h: uzun calisma saatleri olmuyor muydu peki hic?
    s.ı.:o ise bakiyordu. yani oyle isler vardi ancak 1 gun calisiyorsan 2 gun dinleniyordun.
    e.k.h: peki ev olayini anlatir misin?
    s.ı.:simdi mesela calisiyorsun ya? 3 sene 5 sene calisiyorsun iste sira sana geliyor evin oluyor.
    e.k.h: peki nasildi evler? diyelim ki ailen 6 kisilik, sana tek kisilik ev mi veriyorlardi?
    s.ı.:hayir.sana ailen kac kisilikse ona gore ev veriyorlardi.
    e.k.h: bir odali cok kucuk evlerde yasadiginizi soyleyenler var. kapitalist propagandalarda vs.
    s.ı.:bir odayi kime veriyordu biliyor musun? mesela yeni evlenmissin nufusun yok. o zaman. cocugun oldu vs. cocuk sayina gore degisirdi evin genisligi.
    e.k.h: sayina gore yani?
    s.ı.:evet cok guzeldi.
    e.k.h: peki emekli olabiliyor muydun zamaninda? acta acikta kaliyor muydun?
    s.ı.:hayir olmazdi. sana yemegine kadar veriyorlardi bir kac ayda bir.
    e.k.h: spor vs. yapabiliyor muydunuz? ya da tiyatro, havuz filan. pahali miydi?
    s.ı.:herkes gidebiliyordu. 20 kurus’tu (kopek’i kastediyor olabilir).
    e.k.h: herkes gidebiliyor muydu?
    s.ı.:herkes
    e.k.h: peki dondurma, cikolata vs?
    s.ı.:su an gordugun her seyi o zamanda yerdik. ekmek 30 kurustu.
    e.k.h: peki kuyruklar oluyor muydu? yani elbette oluyordur ama kastettigim uzun kuyruklar.
    s.ı.:kuyruk ne?
    e.k.h: sira sira bekliyorsun ya.
    s.ı.:haa o nerede olurdu biliyor musun? ruslarda oluyordu daha cok. tek votka satilan yerlerde kesin olurdu. onun disinda olmazdi.
    e.k.h: mesela ekmek alacaksin, kuyruk olur muydu?
    s.ı.:yoktu. kesinlikle yoktu. her yerde dukkan ve ekmek vardi. 30 kurus ama sana nasil soyleyeyim cok guzeldi.
    e.k.h: peki simdi biliyorsun marketteki urunler hep kimyasal. o zamanlar nasildi?
    s.ı.:o zamanlar naturalna biliyor musun ne demek? (rusca bilmegim icin bazen soruyor)
    e.k.h: natural?ıngilizcedeki gibi mi? dogal mi?
    s.ı.:hah evet.kaymak vs. simdi simetan diyorlar. simdiki kaymak degilki. yagin icinde!
    e.k.h: sovyetler doneminde cocuklara sut verildigi dogru mu?
    s.ı.:evet
    e.k.h: peki ya simdi
    s.ı.:yok verilmiyor.
    e.k.h: egitim ucretsiz miydi,saglik vs?
    s.ı.:ucretsizdi.
    e.k.h: peki size bastan savarlar miydi? kotu muydu hizmetler?
    s.ı.:kurus vermiyorduk ve gayette bakiyorlardi. su anda da para almiyorlar da yavas yavas aliyorlar. mesela ilaca gittin aliyor vs.
    e.k.h: simdi mesela iscinin ogluysan simdi makam sahibi olman imkansiz neredeyse. eskiden olanaklar var miydi? yine boyle miydi?
    s.ı.:senin dedigini anladim, baskanin oglu baskan gibi degil mi?
    e.k.h: gibi
    s.ı.:yok oyle olmazdi. kafan calisiyorsa devlet aliyor koyuyordu o adami basa.
    e.k.h: adam kayirma yoktu yani?
    s.ı.:yoktu.
    e.k.h: ınsanlar nasildi?
    s.ı.:daha iyiydi. herkes yardimseverdi insanlar. diyelim ki araban bozuldu hemen yardim ederlerdi. benzinse benzin, malzeme ise malzeme.
    e.k.h: simdi nasil? degisti mi?
    s.ı.:simdi yok. simdi a..na koyuyor daha. baktin yikiliyorsun bir tekmede o vuruyor.
    e.k.h: peki kiyafet sikintiniz var miydi eskiden? bulabiliyor muydunuz?
    s.ı.: hic bir sikintimiz yoktu. istedigimizi bulurduk.
    e.k.h: peki eskiden sinif ayrimi var miydi?
    s.ı.:eskiden mudur, isci ayrimi olmazdi. ıkimizde ayniydik. yani is olarak sen mudur ben isciydim. benim ustumdun ama ayniydik insan olarak.
    e.k.h: ınsan olarak?
    s.ı.:ınsan olarak.

    -----------bazı sorular ve cevaplar------------------------
    soru 1: sovyetler birliğinde insanlar araba için yıllarca beklemek zorunda değiller miydi?

    cevap: evet genellikle 6 ile 10 sene arası beklemek zorundaydınız. beklemek istemiyorsanız hiç mi çözümü yok muydu derseniz de, şöyle açıklayayım: diyelim ki araba sırası gelen ancak acelesi olmayan biri var. farkını ödeyerek direk satın alabiliyordunuz. ancak bunun size daha pahalıya patlayacağını söylemek gerek.

    şunu da unutmamak gerek. bahsedilen zamanlar 70'ler. o yıllarda türkiye'de arabası olan direk zengin sayılıyordu. bir de şu an bulunduğumuz sistemde direk araba sahibi mi oluyorsunuz? 3500-4000 tl kazanan bir öğretmen parasının 1500 unu köşeye atsa zaten 6 yılda ancak bir araba ediyor. o da başka derdi yoksa.

    soru 2: peki ya holodomor vs. gibi katliamlar?

    cevap: şimdi arkadaşlar bu konuyu ayrı bir başlıkta tartışalım(konuyu saptırmamak adına). ancak şunu bilmeniz gerekiyor ki sovyetler birliğinin'de bir çok hatası olmuştur. ve ben bunu açıkça dile getirmekten çekinmem. çekinmem ki yarınlar daha güzel olsun. aynı hatalar yapılmasın.

    ancak! ancak şu ki sivil,biz bugün asker çocuk ayırt etmeksizin etleri kemiklerinden sıyrılırcasına yanan, taş taş üstüne kalmamış, bir kaç nesil iki kafalı üç bacaklı doğmasını sağlayan ve insanlığın gördüğü en büyük katliamlardan olan hiroşima ve nagazaki'yi unutturmuş bir propaganda makinesinden bahsediyoruz. kapitalizm tarihte görülmemiş kadar başarılı bir pazarlamacı bir hayal satıcısıdır. bakın bugün kimse,insanlık tarihinin en büyük soykırımlarından olmasına rağmen, (bkz: hiroşima) (bkz: nagazaki) demez. bunun onda biri için birbirini binlerce yıl kıran onlarca toplum varken japonya'ya bugün tüm yaşananlar unutturulmuştur. hatta 2.dünya savaşından sonra yapılan propagandanın etkisiyle bunları hakettiğini düşünen japonları bile bulabilirsiniz. ve truman ve abd'nin bu katliam için tek açıklaması daha fazla abd askerinin ölümünü önlemekti! 1 aylık bebekten 70 yaşındaki yetişkine kadar hedef gözetmeksizin tüm sivilleri öldürmek pahasına! demem o ki iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayrıştırırken bir kez daha düşünün. zira tarihini gördüğü en etkili marketing'e sahip olan bu sistem bir filin fare olduğuna bile inandırabilir sizi.

    soru3: e ne yani demokratik almanya'dan(doğu), federal almanya'ya (batı) kaçanlar da mı yoktu? madem çok iyiydi neden kaçıyorlardı?

    cevap: kaçışların olduğu doğrudur. neden ve nasıl? buna odaklanmak lazım.

    şimdi öncelikle sanki ülkedeki herkes bunu yapmak istiyor gibi söyleniyor bu yanlış. ancak bu küçük bir oran olsa da önemli ve kayda değer bir olaydı. çünkü baktığımız zaman bu kitlenin genelde belirli bir grupta yoğunlaştığını görüyoruz ve bu kitle önemli bir kitle. istatisliklerde kaçış yapan veya yapmaya çalışan meslek gruplarının federal almanya'da en yüksek maaşlı diliminde çalışan kişiler olduğu görülüyor. bu ne demek? sosyalizmde arz talep dengesine göre meslek grupları ve eğitim yönlendirildiği için sosyalist sistemde doktor veya mühendis öğretmenden, öğretmen,biyologdan vs. değerlidir gibi bir durum yoktur. doktorluğu yüksek maaşlı bir hale getiren şey ise bulunduğumuz sistemin sağlığı metalaştırmasıdır. satılacak bir hizmet haline getirilmesidir.bizlerde bu sistemin ürünü olduğumuz için bu sistem bize normal geliyor iktisadi olarak değildir. her zincir büyük zincirin bir halkasıdır ve az ya da çok sonuca ortak hizmet ederler. kapitalist sistemde ise üretilen artı değer ölçüsünde değerlendirilirsiniz.

    peki demokratik almanya'da ne oluyordu? eğitim süreci büyük bir zahmet isteyen bazı meslek grupları yıllarca devlet tarafından eğitildikten ve masraf yapıldıktan sonra bu arz talep eğrisinde çok değerli olacakları batı almanyanın çekiciliğine kapılıyorlardı. aynı şey bazen sporcular için de geçerli olabiliyordu. her ne kadar milli atlet ve sporculara ayrıcalıklar verilse de milyon dolarlar, spor arabalar, kızlar ve uyuşturucu yoktu elbette. çünkü sistemin özü gereğince, kişiyi meta haline getirip halka parlatarak sunma vs. gibi kavramlar yoktu. vizyon tekilde değilden çoğuldan sağlanmalıydı.

    sonuç olarak demokratik almanya biz eğitiyoruz, yetiştiriyoruz sizler çalıyorsunuz diyordu. ve iki sistemin doğası gereği katma değeri yüksek işlerin kapitalist tarafa kayması doğaldı. sosyalist sistemde doğuyor diye elbette herkes idealist değildi ve kendi çıkarını düşünen bir kitle de vardı elbet.duvar da bu yüzden örüldü.

    soru 4: herkes eşit maaş mı alıyordu?

    cevap: sanırım en çok bilinen yanlış bu. hayır, 1-6 kata kadar çıkan farklar bulunmaktaydı (hruçov döneminde bunu bir miktar düşürdüler). en çok kazananlar bilim adamlarıydı. onları sanatçılar ve milli sporcular izliyordu.
    milletvekillerinin maaşı (politbüroyu kastetmiyorum) kalifiye bir işçiden fazla olamazdı.

    sosyalist sistemde eşitlik değil fırsat eşitliği vardır. yani birinize tofaş birinize ferrari verip hadi yarışın demez. ikinize de aynı arabadan verip iyi olan kazansın der.

    soru5: bazi mallar bulunmuyor muydu? veya hemen tukeniyor muydu?

    cevap: dogrudur. bazi mallar hemen gelmez ya da gelir gelmez tukenirdi. bakalim bu nasil oluyordu.
    oncelikli olarak sovyetlerde bir malin herkes tarafindan ulasilabilir ve tuketilebilir olmasi cok onemliydi. cunku sistemin temeli sosyal adalet uzerine kurulu.

    kapitalizmde neden sira olmaz biliyor musunuz? cunku az ve nadir olan sey pahalidir. talep ve arz boyle dengelenir. ferrari'yi alamayacaginizi biliyorsaniz siraya da girmezsiniz degil mi? bunu mikro olcege uyarlayalim. mesela portakal mevsimi geregi cok yoksa ve kisitli olsa bile sosyalizmde bunu boyle yapamazsaniz. mecbur olarak herkesin ulasabilecegi bir sikalada tutarsiniz. dolayisiyla gelen bir urun tuketilir. bu sosyalist sistemde bir sorun degil basari olarak gorulur. nihayetinde uretilen birim tuketilmistir. bu urununun talebini dusurup stokta tutmak kar etmek gibi bir sorun yoktur.

    gelmeyen urunleri ele alalim. ben bir mali genel ulasilabilir hale getiremeyeceksem sadece birkac elit vs. icinde urutmem. onemli olan bir kac kisinin degil kitlelerin tuketimidir. dolayisiyla bazi yenilikler sovyetler birliginde teknolojik olgunlasma ve ulasilabilirligin artmasi icin gecikmeli gelirdi. sirf su gecirmeyen tekstil malzemesi bulundu diye hadi bunu uretip yuksek fiyata satalim demezdi. sistem geregi bunu diyemezdi. hadi bunun uzerine calisalim ve daha ulasilabilir hale getirdigimizde sunalim derdi.

    yani bildiginiz dunyadaki gibi arz-talep-fiyat iliskisi olmadigi icin uretilen seyler tuketilmek icin uretilirdi. satmak icin degil.
  • 6 sene azerbaycan'da yaşadım.aynı muhabbetleri bizde yaptık.kesinlikle yazılanlar dogrudur.
  • merak edenler icin 1967'de life dergisinin sovyetler birliginde yaptigi gundelik hayata dair cekimler.

    soviet union in 1967 life magazine

    bu baslik altinda sormak istediklerinize de toplu sekilde yanit verebilirim. yaklasik 10 senedir sovyetler birligi uzerine arastirma yapiyorum.
  • "ozgurlugun zorluklari vardir ve demokrasi mukemmel degildir. ancak en azindan insanlarimizin kacmamasi icin bir duvar insa etmek zorunda degiliz."

    john f. kennedy'nin ich bin ein berliner konusmasindan bir parca. bu cumle herseyi ozetliyor aslinda, ekstra aciklamaya gerek yok.
  • sovyetler zamanı ukraynasında;
    herkesin kendine ait evi olurmuş, isteyen herkese iş verilirmiş, yazları devletin kurduğu tesislerde devremülk benzeri uygulama ile çok ucuza tatil yapılırmış, eğitim vs ücretsiz, toplu taşıma da çok uygunmuş, ısınma, elektrik, telefon giderleri de keza çok çok ucuzmuş.
  • herhangi bir ideolojiden bağımsız olarak, kapitalist propagandanın parçası olarak gerek sovyetler, gerek nazi almanyası, gerekse şu an kuzey kore çok büyük yalanlar ve ithamlarla suçlanıyorlar.

    suçlanmalarından daha acısı ise insanların koyun olarak güdülmek üzere hayatta olan büyük çoğunluğu da bunlara inanıyor. nazilerin caniliklerini bire bin katarak anlatan kaptalist propaganda, masum insanların üzerine atılan atom bombalarından sadece mecburiydi diyerek bahsedip geçerler. istediğiniz hangi belgeseli açarsanız açın bu böyledir.

    bu aynı sovyetler hakkındaki haberler, iddialar için de geçerlidir. içeride yaşayan insanların çoğu memnun olduklarını söylemektedir fakat hiçbir belgeselde bunları söyleyen eski bir sovyet vatandaşını göremeyeceksiniz. emin olun.
  • her oblast'ta aynı durumda olmayan olanaklardır.

    aynı sohbetin bir de doktor, mühendis vs. ile yapılması gerekir bence. farklı ülkelerdeki meslektaşları orta ya da orta-yüksek gelir sınıfında iken kendileri neredeyse bir eşitliğin içindeydiler. belki de "ulan bu kadar şey biliyorum, okuldayken sınıfımda uyuyan ibnelerle aynı ekonomik statüdeyim" diye dert yandılar.

    bu röportajdan gaza gelip de komünizm sevilmemelidir. hiçbir şeyin detayını kurcalamadan sevmeyin. kapitalizm bozuktur, komünizm daha da bozuktur.
  • sovyetler birliği görece adil bir devlettir. birileri çöpten beslenirken birileri lüks otomobillere binmez. ancak uygulamada pek çok sıkıntının olduğu doğrudur örneğin herkes ev sahibi olabilir ama belki 20 yıl sıra bekleyerek.
hesabın var mı? giriş yap