• istanbul’da papanın temsilcisi olarak bulunan monsenyör hillereau tarafından ünlü mimar gaspard fossati’ye yaptırılan kilisenin inşaatı 1845’te başlamış, 1846’da ibadete açılmıştır. imkânsızlıklar nedeniyle pek sağlam yapılamayan ve sık sık meydana gelen depremlerden ötürü zarar gören kilise 13 haziran 1865’te tadilat görmüş ve 31 aralık 1865 tarihinde ibadete açılmıştır. katedralin cephesi notre dame de sion kız lisesi tarafından kapatılmış durumdadır. monsenyör hillereau tarafından saint esprit kilisesi inşa ettirilirken, aynı zamanda rahibelerin ve saint esprit inananlarının defni için bir yer altı mezarlığıda hazırlanmıştı. 1927’ye kadar defin işlemi devam eden yeraltı mezarlığında, sarayın meşhur müzizyeni giuseppe donizetti’nin mezarı, kilisenin kurucusu monsenyör hillereau’nın ve diğer ailelerin mezarı bulunmaktadır.
  • 28 kasım-1 aralık 2006 tarihleri arasında türkiye'de olması beklenen papa 16. benedict'in ziyaret edeceği katedral. harbiye'deki notre dame de sion lisesinin bahçesinde kalır. çok güzel bir binası ve çanı vardır. bahçesinde "barışçıl papa" olarak bilinen papa onbeşinci benedict'in heykeli bulunur. hatta 16. benedict'in olası ziyareti nedeniyle bu heykel geçtiğimiz günlerde istanbul büyükşehir belediyesi tarafından temizletildi. bu arada katedralin bulunduğu sokak da "türk dostu" ya da "türk papa" olarak tanınan papa roncalli'nin adını taşıyor.
    kişisel not: söz konusu tarihlerde harbiyelileri cafcaflı günlerin beklediği kesin. *
  • neden bütün tapınaklar fonksiyonel bir işlevi olmadığı halde aşırı geniş ve yüksek kubbelerle/tavanlarla donatılır?
    tanrı yukarıda değil hemen her yerde olduğuna göre, sivri kulelerle ona yakınlaşma hissiyatı birkaç yüz yıl eskimiş olsa gerek diye düşünürsünüz ama her fırsatta mütevazılığa karşıt duruşları sebebiyle barok eserlerini aşağılayan insanlar bile tapınakların geniş ve alabildiğine büyük inşa edilmesi gerektiğini benimsemiştir.

    birkaç çağdaş 'karşıt-yapı' örneği dışında yerin dibinde bir ziggurat, yahut çıplak betondan pratik amaçları yerine getirebilecek boyutta inşa edilmiş minimalist bir cami göremeyiz.
    hemen her inanış yukarı, daha yukarı ve daha süslü ve ezici görkemleriyle insanı bir yandan büyülerken bir yandan ona kendi ufak tefekliğini ve önemsizliğini anımsatarak aşağılayan ve psikolojik olarak diz çöktüren tapınaklar inşa etmiştir kendisine. sebep tam da budur aslında,
    eğer tanrının sadist bir sosyopat olduğuna inanmıyorsak insanların bu kadar küçülmesinden haz duyan haşa buna ihtiyaç duyan zat-ı alileri olamaz. öyleyse geriye tek bir seçenek kalıyor.
    peki neden?
    neden böcekler gibi hissetmeliyiz kendimizi? niçin küçültülmeli insan? kibrini samimi bir tevazuya teslim edip niçin aynada alçalmalı?
    en başından kendisini olması gerekenden epey yukarıda konumlandırdığına nasıl kani olduk ki? belki herkes tam da olması gereken konumda yerçekimi ile uçuş hızını dengelemiş bir halde seyrederken ve kendisince yüksekliğini, rotasını tayin ederken asıl sorun bütün bu müdahaleci 'yaşam felsefesi' öğütlerindedir, belki de sağda solda 'abi sistem çok yanlış, insanlık çürüyüp kokuşmakta, herkes duyarsız ve bencil, hepimiz iğrenciz , hepimiz günahkarız' diye gezinen gösteriş düşkünü tevazu sahiplerinden başka bir yanlışlık yoktur?
  • katoliklerin istanbul'daki katedralidir. yarın burada arkadaşımın düğünü olacak heyecanla bekliyorum*
  • şişli'de notre dame de sion fransız lisesi avlusunda bulunan kilise, papa'nın temsilcisi hillereau tarafından mimar gaspare fossati'ye yaptırılmıştır ( istanbul rus elçiliği binası, bab-ı seraskeri hastanesi, gibi çok sayıda bina yapan "italyan mimar - isviçre doğumluydu sonradan italyan vatandaşı olmuştur" ayasofya'nın resterasyonunu da yapmıştı). monsenyör hillereau ilk başta, çok az sayıda insanın olduğu ıssız bir yerde kilise kurmak istemesi nedeniyle eleştirilmiş.
    inşaatına 1845'te başlanmış, 1846'da ibadete açılmıştır. kilise'nin altında bulunan mezarlık - saint-esprit mezarlığı, latin-katolik cemaati’nin önde gelen üyelerinin son istirahatgâhı durumundadır.
    1864'te çatısı yıkılacak hale gelince pierre vitalis ile başlayan tadilatlar, mimar emekliye ayrılınca ( aslında o sıralarda başlayan kolera salgınından korkup büyük ada'ya gitmişti) peder antoine giorgiovitch tarafından yürütüldü ve tamamlatıldı.1876'da katedral ilan edilen yapı için 1922'de italya ferro'da üç adet çan yaptırılıp getirtildi. inşaat tamamlandığında gayrimüslim toplulukların bu kilise civarına yerleşmeye başldığı görüldü ( o güne dek gayrimüslimler genelde beyoğlu - galata civarını tercih ediyorlardı ama 1831 pera yangını sonrası farklı yerlere dağılmaya başlamışlardı ).
    katedralin idari hakları 9 ekim 1989'da don bosco'nun salesian'larına (saint john bosco tarafından yardım amacıyla kurulan, katolik kilisesi'ndeki erkeklerden oluşan dini bir cemaattir) verildi. barok tarzın ağır bastığı yapı'nın içi fresk ve resimlerle süslenmiştir ( bazı sanat tarihçileri, katedralin mimarisini erken hıristiyan bazilika stilinin yeniden kullanılması olarak tanımlıyor) . yapı 3 nefli ve bazilikal planlıdır. nefler birbirinden iyon başlıklı sütunlarla ayrılmıştır. iç mekânda yer alan yoğun süslemeler, dini figürlere ait heykeller ve altarlar dikkat çekicidir. apsis bölümünde, duvarlarda ve tavanda yoğun bezemeler ve tablolar yer almaktadır.
    kilisenin avlusundaki heykel ise, papa xv. benedictus’a ait.birinci dünya savaşının durdurulması için çok çabalamış ve türkiye suriye sınırına
    yaralı askerlerin tedavisi için bir hastahane yaptırılmasına ön ayak olmuştu. kilise ayrıca 1939-1945 yılları arasında nazi almanyası'ndan kaçarak istanbul'a sığınan yahudilere barınak olmuştu.
hesabın var mı? giriş yap