• staj süreleri boyunca siklenmeyen, onlara laptop dahi verilmeyip kendi getirdikleri laptopta amanın kartvizit düzenletmek yok bilmem excel ile ilgili bir iki ufak tefek düzeltme yaptırmak, fotokopi çektirip zımba bastırmaktan öteye şeyler verilmeden kendi başlarına staj defterlerine ne yalanlar yazmak zorunda bırakan işverenlere dert olmuş sanırım.

    o stajyer bok var gibi sabahın 6'sında kalkıp dizi, film izlemeye geliyor değil mi sıcak yatağından kalkıp?

    aldıkları maaşmış. beyim beyim o maaşı sen ödüyorsun zaten değil mi? bu arada maaş denilen ücret asgari ücretin %30'una tekabül ediyor. ben vereyim o parayı da yatağımdan kaldırmayın beni diyecek o kadar çok stajyer var ki.
  • birde bunlarin birer staj dosyasi olur,
    bu dosya yaptiklari engin arastirmalar ve kazandiklari tecrubeler ile ilgili bir nevi gunluk mahiyetindedir.

    staj dosyasina bir goz atalim ;

    2 ocak 2003

    bugun 2000 sayfa fotokopi cektim. xerox fotokopi makinelerinin hassas cihazlar oldugu goruldu ancak biraz kontrast sorunlari var.

    3 ocak 2003

    bugun bir kerette tam 18 adet cayi tabaga bir gram dokmeden ve sekerleri islatmadan te 2. kattan 5. kata cikardim. (asansorsuz). duz bir cizgide yurundugu ve caylara hic bakmadan gozler ileriye dikildigi taktirde, caylar dokulmeden gerekli yere ulastirilabiliyor.

    4 ocak 2003
    kisa winston 1.750 bin lira imis. ( zam gelmeden onceki fiyati. şşş)

    5 ocak 2003
    sisli camiinin yanindaki 97 no'lu ganyan bayi her daim kalabalik oluyor. en iyisi caglayan tarafindaki 93 no'lu bayi.

    6 ocak 2003
    kurttaş çim pistte daha iyi kosuyor. kostugu ayakta tek yazilmali. stay a may eşşek cikti.

    7 ocak 2003
    calistigim firma tekstil alaninda faliyet gosteriyormus.
  • eğer stajını yaptığı şirketten para kazanmıyorsa sırf bi işe yarasın diye çay- kahve servisi yaptırılması/yapmaya zorlanması zalimliktir.

    stajyerin, stajını yaptığı meslek hakkında hiçbir bok bilmemesi de normaldir. "hiçbir bok bilmiyosun madem çay- kahve getir bize" kafasındaysanız stajyer alımı konusunda daha seçici davranmanız gerekir.

    (bkz: mobbing)
  • anasının karnından o işin erbabı olarak doğan ipneler tarafından hor görülen çalışanlar. hıamını siktimin herifi sanırsın meslek hayatına atıldığında ceo olacak kapasitedeydi. lan dürrük o yollardan sen de geçtin, neyin havasındasın orospu çocuğu?
  • aldığı maaşı hakedenler varmış. iyi güldüm ben buna. sanarsın şirketi kurtarıyor. aldıkları maaşı da söyleyeyim az çok. 250-280 lira arası birşey aylık. bir işe girse çalışsa iş yapar yorulur ama en azından 3 katı para alır ulan. siz bedavaya köle çalıştırın, ne kadar ayak işi varsa yaptırın diye böyle birşey uydurulmuş, şükredeceğine çalışmıyor diyor bir de. çalışmak için ne gibi bir motivasyon sundun bu adama da çalışmıyor?, ne iş verdin de çalışmıyor? adam saygısızlık edip bütün gün dizi izliyor da sen bunu engellemek içi ne yaptın? yap dedin de o mu yapmadı? ha ben olsam bana bütün gün ne kadar angarya varsa yaptıran adam yap dese de yapmam.

    stajmış. ülkedeki en saçma işlerden birtanesi daha. yurtdışında staj yapan anlar ne denmek istendiğini. ülkede efektif çalışmama üzerine ne kadar iş tanımı ve iş planı varsa uygulanıyor.

    bu adam da zaten devam etmeyeceği bir iş için, sırf zorunlu diye, 250 lira maaş için ki bazı yerlerde o da verilmiyor, gelecek götünü yırtacak ha? yırtan aptaldır arkadaş.
  • stajyer avukat bir arkadaşım, zamanında şu fıkrayı anlatmıştı:

    bir gün aynı ofiste çalışan bir grup avukat, ofisteki boş zamanda bir araya gelmiş, seksin üremek için kullanılan bir angarya mı yoksa zevk amaçlı yapılan bir aktivite mi olduğunu tartışıyorlar. bu sırada kendileri oturup çene çalarlarken icra takiplerini kontrol etmesi için adliyeye yollanmış olan stajyer avukat ofise kan ter içinde giriyor. ona da fikrini soruyorlar, "hey, stajyer. sen bu konuda ne düşünüyorsun?" stajyer de omuzlarını silkip "vallahi angarya olsaydı onu da ben yapardım, demek ki zevk için yapılıyor," diyor.

    ...fıkrasının başrol kahramanı olan çalışan.
  • baştan uyarayım, burada geçecek olan stajyerlik tanım(lar)ı ilk birkaç hafta adaptasyon sürecindeki stajyeri ve hatta çalışanı anlatır.

    stajyerlikten emekli olmak olsaydı kesinlikle rotamı o yöne doğru çevirirdim. 2 yıldan fazla bir süre staj yaptım. farklı yerlerde, farklı işleri yaparak ama hep aynı, stajyer, adı altında çalışarak, staj nasıl bi şey ve stajyer ne yapar sorularına da yanıt buldum kendi kafama göre.

    # stajyerlerin tek yaptığı çay, kahve taşımak değil mesela. yanlış bir bilgi bu. hele hele bu bilgi kulaktan kulağa yayıldıkça kimseler stajyerlere çay, kahve işini vermez oldu. ama yine de gizli görev tanımları içerisinde var, yok değil. yalnızca kör göze parmak yaptırılmıyor.

    # stajyerin yaptığı şey, çoğunlukla, oturmak. kendisine masa ve sandalye verildiyse şayet. (bana bir stajımda ilk gün sandalye vermemişlerdi de dinlenmek için tuvalete gidip oturuyordum) bilgisayar verildiyse hele stajyere, çok şanslıdır. stajyer oturur, çünkü onun oturmasını gerektirecek gerekli ortam hazırdır. işleri bilmiyordur ve kimse ona iş vermek ya da öğretmek için hevesli değildir; bilakis herkes tabiri caizse götüm götüm kaçar.

    # çeşitli klişeler duymaya alıştıktır stajyer: “takıldığın yerde sorabilirsin” “soru sormaktan çekinme” “çok yoğun çalışıyoruz, sana zaman ayıramayabiliriz; kendin öğrenmeye çalış” “şu kağıtları zımbalayabilirsin/sıralayabilirsin/sayabilirsin/ vs. yapabilirsin.”

    # “siz” li hitap edilmez stajyere. oysa, stajyer bu kadar net değildir hitap konusunda. kafası karışıktır ve kime ne şekilde hitap edeceğini bilemez. herkesin ensesine vurduğu akranı bir çalışana, bey/hanım deyip dememe ikilemi yaşar.

    #özenlidir kıyafetlerinde. heveslidir. ama gel gelelim, stajyer fikir üretemez efendim. üretse de içinde patlatır. cesareti yoktur en başında ya da varsa da birileri kırmıştır daha önce.
    en sevilen stajyer, işe yarayan stajyerdir. işe yarayan stajyer ise bir kere öğretileni hemen uygulamaya geçirebilen ve az soru sorandır. mümkünse faks ve fotokopi çekmeyi önceden bilendir.

    #esprilere gülendir, esprileri üreten değil.

    #bok gibi bi' duygudur müdürüm afedersin. çalışanlar o duygudan uzaklaştığı için hiçbirinin empati yapamadığı pozisyondur. o çalışan yeri gelir patron gibi hareket eder ama bir gün de kalkıp stajyerin yerine kendini koymaz işte.

    hemen bir örnek; cnn türk’teydim, kaset aktaracaktım. ilk kez gördüğüm aletin karşısındayım, odaya ilk gelene sordum nasıl kaset aktaracağımı. “geldiniz, bi de sizinle mi uğraşacağız” dedi mesela. o zaman 18 yaşındaydım ve 18 yaşında birinin ilk staj günü için hayli ağır gelmişti bu. üzerinden 6 yıl geçti hala o kadının yüzü hayal meyal aklımdadır. ya da, burcu esmersoy mesela, cnn’de olduğu zamanlar, yanındaki uzun dönem stajyer arkadaşlarımın isimlerini ezberleyemedi bir sene boyunca. stajyer deyip durdu. en güzel özeti de oydu sanırım, ismin yok, sanın var. ismin, başarıların, zekan, kabiliyetin para etmediği bi pozisyon çünkü stajyerlik.

    eziklik falan diye nitelendirmiyorum ben. aksine ; insanların en iyi gözlemlenebileceği, patron-işçi ilişkisinin en sağlıklı ve en rahat sorgulanabildiği, insan ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine ilişkin binlerce teori üretilebilinen, bulunulan departmanın neler yaptığını her yanıyla gözlemleme olanağı sunan, canınıza tak ettiğinde bir yalanla terk edebileceğiniz ve en önemlisi özgüveninizin ne kadar sağlam olduğunu en sağlıklı şekilde test edebileceğiniz pozisyondur stajyerlik.

    zamanında “her çalışan bir kez staj yapmış olsa tüm stajyerler çok daha mutlu olurdu”. gibi bir tezim vardı. fakat staj yapmış, yeni mezun ve hasbelkader ik sorumlusu olabilmiş bir tanıdığım, stajyer gelmedi diye “onun stajını yakacağım” dediğinde bu tezim de yalanlanmış oldu. sonra da tek bir temennim oldu, o da ,”her çalışan hayatında bir kez insan olsun” du.

    oturup teker teker ne yaptıklarını anlatsınlar demiyorum. ama en azından bi stajyerlerin isimlerini öğrenseler, azarlamasalar mesela onları, herkesin içinde bozmasalar.. ne bileyim bütün gün bilgisayar önünde, iş verilmeyen, hiçbir muhabbete dahil edilemeyen stajyerin elindeki telefon ya da girdiği siteler niye o stajyeri değerlendirme kriteri oluyor ki?. ben denedim yani, haber sitelerindeki haberleri okumak, köşe yazıları dahil sabah 9’dan öğlen 1 buçuğa kadar falan sürüyor. kalan zamanlar boş. e istemiyorsalar o stajyerin boş boş takılmasını, yol göstersinler bi' zahmet. serverda nerede ne var nereleri incelemeli bunlardan bahsetsinler. eğer bir server yoksa yaptıkları iş örneklerini ya da ne bileyim kurumla ilgili, departmanla ilgili bilgileri mail atsınlar. alıştırmalar versinler diyeceğim de, uygulanabilirliğini şu şartlarda 0 -yazıyla sıfır- görüyorum.

    çay da yaptırsınlar, kahve de. eğer çalışanlar yapıyorsa, onun da yapmasında bir sakınca yok bence. ama stajyer bilsin ki, o sadece çaycılık yapmıyor, aynı zamanda işi de öğreniyor. stajyer dediğin çekingendir ya. ilk gün, “biz çalışanlar yemek yemiyoruz” dense, yemez mesela. tuvalete girip ağlamasın stajyer. mutlu gitsin işine. her akşam yarın ne olacak kaygısıyla yastığına başını koymasın..
  • şantiye (saha) stajına şortla, askılı badiyle gelen muhteşem dişi örnekleri de mevcuttur.
  • staj başvurusu için msn'de mesajlaşır gibi e-posta atan bir cinsine denk geldim geçenlerde. her küçük detay için 1 adet e-posta gönderiyor. "staj için başvurabilir miyim" mesajına gerekli standart bilgilendirmeyi yaptım. servis güzergahlarına kadar her şeyi açıkladım. ikinci e-posta "ekteki formu doldurup okula gönderebilir misiniz" oldu. beni müneccim zanneden stajyere "tam adını-soyadını okul numarasını, staja hangi gün başlayıp bitireceğini" sordum. ilk iki tanesini cevaplayan bir e-posta aldım. sonra tarihi soran bir e-posta daha attım. "fark etmez" diye kısa bir e-posta geldi. ben de bunun okula yazılacak evrakta yer alacağını belirten bir e-posta atarak sitemle "böyle parça parça mesajlaşacaksak bu iş olmaz" niteliğinde bir ayar verdim. neyse bu bilgileri verdi, staj kabul yazısını 9 eylül'e gönderdim. aradan bir kaç hafta geçti. bir e-posta daha "ben staj tarihimi değiştirebilir miyim?". daha da cevap vermeyeceğim.

    tekstil müh, 2.sınıfa gidiyorsun ve 2 sene sonra mühendis olarak mezun olacaksın. henüz bir e-posta'da başvuru nasıl yapılır, bilgi nasıl verilir, meram nasıl anlatılır, hiç bir bilgisi yok. bak şu son e-postadan konuşayım. dese ki, "staj yerimi şu-şu tarihler arasına alabilir misiniz", ona göre bir cevap yazarım. şimdi ben nereden bileyim yeni ve uygun staj tarih aralığı ne olacak? hadi, öğrencidir, izmir'de tekstil stajı için fabrika bulmak zordur, diye zorluk çıkarmıyorum. elimden geldiğince yardım ediyorum. yanımda staj yapanlar da bilir. stajyeri ota-boka yollamam. tam bir mühendis gibi gezer işletmede. ama bu stajyer için çok uğraşacağım sanırım. neyse artık, staja başladığı ilk gün bu konudan başlayacağım. sonra dokumaya, çözgüye geçsin kerata.

    kıssadan hisse:
    sevgili stajyer adayları, değerli öğrenciler, sayın veliler.
    usul esasa mukaddemdir sözünü rehber alarak başvuru yapınız, yaptırınız. daha ileride cv hazırlayıp iş görüşmesine de gideceksiniz. bunlar önemlidir.
  • şu an staj yaptığım yerden yazıyorum. bu kadar boktan bir sistem olamaz ne bana yarıyor ne de çalışanlara.
    bir tekstil firmasın pazarlama departmanında staj yapıyorum. ilk günler adeta küçük bir kız çocuğu kadar istekliydim bir şeyler yapmaya, bir şeyler sormaya... gelgelelim departmanda bana da iş verin ben de bişeyler yapayım boş oturmayayım dediğimde önüme kıytırık bir dosya sundular. inanın mal gibi inceledim zaten belli bir süre sonra kendini tekrarlıyordu. her neyse dosya bitti benim de istekli olduğumu ve boş oturunca canımın sıkıldığımı görünce ayak işleri moduna geçirdiler; fotokopi çek, dosyayı bilmem kim hanıma götür, şunu bırakıver... onlara bile razıydım, artık onları bile vermiyolardı tabi 1-2 gün o şekilde hayal kırıklığıyla pasif durdum. sonra dedim kimse bana bir şey öğretmek zorunda değil, benim tırmalayıp iş öğrenmem lazım tabi staj raporu yazmam içinde bu gerekiyordu.
    neyse gittim tekrar istekli bir şekilde ; x hanım sizden bir şey rica edebilir miyim dedim. benim staj raporu yazmam gerekiyor, acaba işiniz olmadığı bir zaman bana gün içerisinde neler yaptığınızı gösterebilir misin ?
    tabi tabi sen de haklısın gösteririm dedi.
    oh dedim tamam insanlar işi bitince bana en azından özette olsa neler yaptığını gösterecek. iki hafta oldu kimsenin siklediği yok.

    hayır mesai süresi 10 saat geliyorum akşama kadar oturuyorum. haliyle motivasyonum yerlerde bir gün geç geldim yani en fazla yarım saat. bir de insan kaynaklarında tehdit aldım bi daha böyle olursa stajına son vermek zorunda kalırmışmış.

    kısacası boş beleş bir iştir yani stajyerlik. bu arada suratlarına söyleyemiyorum ama alayının amına koyim.
hesabın var mı? giriş yap