• bir devlet biçiminden ziyade, ruhban ve toprak sahibi tabakalarla özerk kent bölgelerinin temsilcilerinin kralla birlite üç taraflı iktidar ilişkilerini sürdürdükleri ve düzenledikleri sürekli kurumların bütünlüğünü ifade eder. en çok bilinen örneği fransa'daki états-généraux'dur.
  • (bkz: avusturya)
  • feodal devirlerde asiller arasında şahsî anlaşmalara bağlı olan kamu düzeninin yavaş yavaş bir coğrafî alanı kapsamasıyla şahısların anlaşmaları olmaktan çıkıp 'kamu' gibi bir soyut kavramla ilgisi oranında da değişen sistemin, avrupa'da görülen genel çizgilerine alman kamu hukukunda verilen ismi.
  • orta çağda şehirlerin gelişmesiyle birlikte ticaret de geliştiğinden, şehir faaliyeti toplumun tümü için yeni bir zenginlik kaynağı oldu. feodal asiller de o zamana kadar görmedikleri bu yeni kaynaktan yararlanmak istediler. fakat yararlanabilmeleri için
    küçük esnafın ve üreticinin korunması gerekiyordu. şehrin üretken sınıflarıysa asillere
    verdikleri yeni imkanların karşılığını almak istiyorlardı. böylece, asillerle şehir ahalisi arasında bir uzlaşma ortaya çıktı. şehirliler şehir hayatının sürdürülmesini mümkün kılacak haklar istediler ve bunları elde ettiler. asillerin şehir hayatına karışmamaları, şehirlerin kendi askeri güçlerini örgütleyebilmeleri ve kendi mahkemelerini kurabilme konusunda anlaştılar. imtiyazlar sayesinde bir şahsiyet kazanan şehirlerin kendileri de bundan sonra kendi kendilerini idare eden birimler olarak geliştiler. birkaç şehir aynı amaçlar etrafında birleşince de ortaçağ asillerinin hiç beklemedikleri güç kümelenmeleri ortaya çıktı. bu noktada, feodal devirlerde asiller
    arasında şahsi anlaşmalara bağlı olan kamu düzeni yavaş yavaş bir coğrafi alanı kapsamaya başlıyor. şahısların anlaşmaları olmaktan çıkıp kamu gibi bir soyut kavramla ilgisi oranında da değişiyor, özetle yepyeni bir varlık olarak ortaya çıkmaya başlıyor. bu sistemin avrupada görülen genel çizgilerine alman kamu hukukunda standestaat sistemi denmiştir.
hesabın var mı? giriş yap