• müşteri memnuniyetini hiçe sayan, kriz yönetimi berbat bir işletme.

    en azından suadiye bağdat caddesi şubesi için öyle diyebiliriz.

    nişanlım ile haftada bir dışarıda yemek yiyoruz, bir kere de eve sipariş veriyoruz. günümüz şartları buna el veriyor sadece, onda da ticket ile ödeme yapıyoruz, sushico sevdiğimiz ve ticket geçen bir işletme olduğu ve ayda 3-4 kere gideriz ya da eve sipariş veririz.

    dün oraya gittik ve nasılsa haftada bir geliyoruz diyerekten ticketa güvenip doya doya
    yedik, iş hesap ödemeye gelince ticket arızalı dediler, nakit veya kart ile ücreti almak istediler.

    yanımızda kart yok, zaten evin 50 metre ilerisi, telefonumu ve adresimi bırakayım ödemeyi sonra alın dedim.

    bakın ödemeden kalkma gibi bir talebim hiç olmadı, olmaz da. ödeme yapmak istiyorum ama bana sunduğunuz ticket seçeneği ile.

    bunu garsonla konuştuğumda bana gelen cevap ise; "daha önceden ticket ile ödeme yapacağınızı söyleseydiniz bilgilendirirdik."

    evet, ilk defa geldiğim yer olsa sorardım ticket geçerli mi diye fakat ilk defa gelmiyor, hatta sık geliyoruz, telefonum adresim sizde.

    her insanın tasarrufları var, hele şu günümüz şartlarında, yemek için kullanabileceğim bir ticket var ve ticket ile ödeme alan bir restoranda bu opsiyonumu kullanamıyorum, işletmenin bir hatası olmasa da bu benim bir hatam değil.

    he sonunda ne oldu, adresime kurye gönderdiler ve kredi kartı ile ödeme aldılar.

    yani evime gittikten sonra kapıdan ödeme alabiliyorlardı fakat ticket'ın düzelmesini beklemediler.

    ben de bu sektörden biriyim, böyle bir durum başıma geldiğimde şirket politikası gereği ağırlama yapıyoruz, ki aslında müşteriye güvenip sonradan ödeme almayı tercih ederim. zaten müşteri sonradan gelmese de değişen bir şey olmamış oluyor.

    ben ağırlama yapmalarını da istemedim, tek istediğim sürekli müşterileri olarak bana güvenip sonra ödeme almalarıydı.

    garsonun iş bilmeziliği mi yoksa restoran müdürünün yetersizliği mi bilmiyorum ama bu kafa çok müşteri küstürür.
  • bugün tek kişilik sipariş yerine yanlışlıkla 9 kişilik sushi - noodle - ördek falan getiren ve bu yanlış siparişi * ikram olarak bırakan güzide şirket. muhtemelen birilerinin sushi partisine çöktük, hadi hayırlısı :)
  • sol frame'de adını görünce boykot etmek gerekcek diye korktuğum sushici.
  • demin istanbul'dan yeni gelen bir ispanyol arkadasim aynen soyle soyledi:

    "ucaga binmeden once sushico diye biryerde yedik o ne oyle, insanlar neden bir ispanyolun asya mutfagini turklerden cok bildigini ve otantik asya mutfaginin guzel birsey oldugunu zannediyor ki"
  • çok pahalı suşici.
    bu ülkenin deniz ürünleri pazarı acaip bir şekilde aç.
    kıçı kırık suşi yapan yerler ederinin 10 katı fiyata satıyorlar!
  • sevgili dostlar,
    burası sushinin mc donalds'ıdır. aman burada sushi yedikten sonra "ben sushi sevmedim yeaa" demeyin, gidin daha özgün yerlerde deneyin. istanbul'daysanız cafe bunka, tokyo restaurant, mori'ye gidin mesela. sushi beğeninizi sushico'nun insafına bırakmayın.
  • izmir alsancak'taki şubesi 4 kasım'da açılmış olan, ancak yemek yerine dayak yemenin daha olası olduğu mekan. müthiş yetersiz eğitimsiz garsonları tarafından bir restoranda ancak bu kadar kargaşa yaratılabilirdi. siparişi gidip mutfaktan almak zorunda kalmaktan tutun, hesaba saçma sapan eklemeler yapmalarına kadar herşey başımıza geldi.

    hele müşteri ilişkilerini yöneten ablanın kuvvetle muhtemel şubenin sahibi olan amcanın bir akrabası veya sevgilisi olarak orada bulunmasından kelli önüne geleni pabuç kadar diliyle yerden yere vurması ve ağzından en ufak bir kusura bakmayına benzer bir cümle duyamadığımızdan bir daha ziyaret etmeyi düşünmediğimiz mekan. ha "tavşan dağa küsmüş" denebilir, doğrudur, ancak reklamın kötüsü adamı fena benzetir, kendilerine sözlük aracılığı ile duyurulur.

    sen kalk o kadar işletmeni kur, markanı büyüt, çeşitli şehirlere franchise ver, gelsin gerizekalı karının teki tüm pr'ın amına koysun.

    edit:
    edindiğim son bilgilere göre tüm yönetim ve çalışanlar değiştirilmiş, müşteriye verdikleri önem ve duyarlılıkları için teşekkür ederim.
  • ankara'da attar sokakta açılmış güzel sushici. 100 sushi baklava tepsisi gibi bişeyde gelir. esasen futbolcu antremanlarında moral baklavası kıvamında değerlendirilebilir. ellerimle yedirecem necatiye* şöyle incesinden bi californian.
  • müşteri geri gelmeyebilir ben de sektördeyim, düzgün bi işletmeysen açar bakarsın adam ne kadar müşterin ne kadar gelmiş gitmiş.
    sık gelen giden biriyse bu da bizden olsun der geçersin ömür boyu bi müşteri kazanırsın.

    ilk kez gelmiş biriyse de bakarsın hata bizim mi müşterinin mi. işletme hatasıysa bugun malesef böyle bir durum var size şu kadar indirim yapacağız bizi lütfen bu seferlik affedip kartla ödeyin dersin bir de tatlı gönderirsin. yine müşteri kazanırsın.

    müşterinin kartı çekmezse vs başka bişey olursa yani problem müşteriden kaynaklıysa; beyefendiyi çağırırsın problemi nasıl çözebileceğini sorarsın, havale yapar arkadaşından para ister yarın getiricem der (kimlik vs alınır bu durumlarda) sonra masasına salarsın adamı masaya rezil etmemek için kusura bakmayın efeendim diyip yine bi ikram gönderirsin.

    işletmecilik müşteriyi küstürmeden problem çözmektir. iletişimdir, sık gelen müşterine adıyla hitap etmek küçük mutluluklarla bağlamaktır.
  • demin istanbul'dan yeni gelen bir ispanyol arkadaşım aynen şöyle söyledi:

    "dediğimi deme kıllımı yeme"
hesabın var mı? giriş yap