• taksim cumhuriyet anıtı üzerinde iki adet kadın figürü de bulunur. bu figürler portre şeklindedir. abidenin iki tarafında en üst kısma oldukça yakındır. birisi mutlu, diğeri mutsuz bir ifade ile tasvir edilmiştir.

    bu kabartmalardan mutsuz olan, yani peçeli, sadece gözleri görünen kadın figürü yeni yapılan taksim camii tarafına bakmakta iken, mutlu olan, yani peçesini açıp güler yüzle gökyüzüne bakan ise atatürk kültür merkezi tarafına bakmaktadır.

    edit: yazmamışım. bu iki kadın figürü, cumhuriyet öncesi türk kadını ile cumhuriyet sonrası türk kadınını temsil etmektedir.
  • dünyaca ünlü heykeltraş pietro canonica tarafından 1927-28 yıllarında (1,5 sene) italya'da, 16.500 ingiliz lirasına (bugünün kuru ile 37,5 milyar tl) yaptığı anıt.

    bu proje ilk olarak havuzlu düşünülmüş (anıt bu havuzun ortasında bulunacaktı), fakat gerekli 30.000 tl belediye tarafından sağlanamayınca vazgeçilmişti.

    taksim cumhuriyet anıtı, havuzsuz ve çevresi düzenlenmemiş bir halde, 8 ağustos 1928 günü yapılan bir törenle, meclis başkanı kazım özalp bey tarafından açıldı.

    o gün, taksim düzlüğünü dolduran yaklaşık 30.000 kişinin hep bir ağızdan söylediği istiklal marşı'ndan sonra meclis başkanı, anıtı örten beyaz ve üzeri yıldızlı örtünün iplerini bir çakıyla kesti.
  • terzinin biri yıllar önce anıtın önüne gelmiş ve dakikalarca anıtı incelemiş... sonrasında ''atatürk'ün ceketinin düğmeleri ters yapılmış!'' diyerek bu dünyaca ünlü heykeltraşın uğraşlarına, ortaya çıkan bu heykele gölge düşürmüş... daha dikkatli olunmalıymış...
  • istanbulun sifir noktasi.
  • aylardır, hatta diyebilirim ki bir yıldan fazla bir süredir kendi haline bırakılmış, leş gibi olmuş, kuş pisliğine sıvanmış durumdaki anıttır...yer yer yeşile çalmıştır...hepimizin gözünün önünde çürümeye başlayacağı günler yakındır...
    istiklal caddesinin durumu ile paralel gitmektedir bakımsızlığı... (bkz: #9583064)
    10 kasım hayvanları koruma günü ile birebir bağlantılı olduğundan şüphem yok...
    birileri bir şeyleri kirletmeye çalışıyorlar, baktılar ki başka türlü pislik tutturamıyorlar atatürk'e ve eserlerine, şimdilerde heykellerini pisliğe mahkum ediyorlar... okul bahçelerindeki atatürk büstlerine saldıran meczuplar da aynı takımın oyuncuları, bunlar da bir o kadar meczup...

    lütfen önünden geçerken bir kez bakın o heykelin durumuna... ben hiç bu kadar pis ve sahipsiz görmemiştim o heykeli....
    tıpkı istanbul gibi... tıpkı türkiye gibi....
  • pietro canonica yaparken atatürk'ün yanındaki askerlerden birine kendi portresini koydugu,yıllardır genclerin bulusma noktası olarak kulanılan yapıt.
  • sağında ve solunda, iki yanında su kurnası bulunmaktadır. heykelin iki yanından gelecek olan su, bu kurnalar sayesinde tekrar havuza dökülecekti. lakin heykelin çevresi için düşünülen havuz taksitler öden(e)mediği için yapılamayınca kurnalar da dekoratif birer unsur haline gelmiştir.
  • atatürk'ün emriyle yapılan cumhuriyet anıtlarından biridir. tasarımı meydan çeşmesi olarak yapılmış fakat ödemesinde yaşanan sıkıntıdan ötürü havuzları tamamlanamamıştır. çeşme tasarımı da taksim kelimesinin etimolojisi ile ilgilidir. bugün meydanda bulunan sergi salonu, öncesinde istanbul sularının ''taksim edildiği'' maksemlerden biridir. bu sebeple anıtın mimarı canonica, semtin ismine de gönderme yaparak bu anıtı bir çeşme olarak kurgular. çevre planlaması da etrafında düzenlenecek törenlerin merkez noktası olarak anıtı alır.
    en dikkat çekici özellikleri olarak; asker figürlerinin üzerinde bulunan rozetlerin birinde cumhuriyet öncesi peçeli kadın, diğer cephede ise eşarbı uçuşan özgür cumhuriyet kadını tasviri yer alır.
    bir de atatürk heykelinin olduğu grup tasvirinde kızılordu mensubu iki generalin heykeli vardır. bu figürler, savaş esnasında sscb yardımlarına karşılık bizzat atatürk'ün emriyle eklenmiştir. 1 mayıs'ta meydanın ısrarla kapalı olması bu açıdan fazlasıyla ironiktir.
  • 24 temmuz 1923’te imzalanan lozan barış antlaşması’nın ardından işgal güçlerinin istanbul’u terk etme süreci başlar. son birliğin de ayrılmasının ardından 3. kolordu, 6 ekim günü gülhane parkı’ndan başlayan rotayla istanbul’a girer ve işgali resmen sonlandırır.

    dört zafer takının altından geçerek devam eden bu yürüyüş taksim’de sonlanır. kurtuluş savaşı’nda rol alan anadolu’daki örgütlerin temsilcileri, orduyu burada karşılar. o güne dek ağırlıkla ‘taksim kavşağı’ olarak bilinen alan, cumhuriyet’in ilan edilişine günler kala ‘kent merkezi‘ olarak boy gösterir. o nedenle anıt buraya dikilmiştir.

    cumhuriyet’in ilanıyla, atatürk ve millî mücadele ruhunun görsel olarak da yansıtılması hedeflenir ve kentlere heykeller yapılmasına karar verilir. 1926’da açılışı yapılan ‘sarayburnu atatürk anıtı’, cumhuriyet’in ilk heykeli olarak tarihe geçer. anıt için seçilen yer, atatürk’ün samsun’a hareket ettiği noktadır.

    bu esnada, ilk günlerini yaşayan cumhuriyet’in kendisini temsil edecek bir alana ihtiyacı olduğu görülür. sultanahmet ve beyazıt meydanları eski günlere aittir. 1800’lerin sonundan bu yana kentin modernleşen yüzünü temsil eden pera ve tatavla bölgesinin arasında kalan taksim, cumhuriyet’in aydınlanmacı kimliği için en uygun yer olarak belirlenir.

    böylece, istanbul’un ikinci heykeli için seçilen yer taksim olur. artık taksim gerçek bir ‘kent meydanı’ olacak ve şehrin merkezi konumuna gelecektir.

    proje, ankara’da etnografya müzesi önündeki ’atlı atatürk anıtı’ ve sıhhiye meydanı’ndaki ‘mareşal atatürk anıtı'yla atatürk’ün beğenisini kazanan italyan mimar pietro canonica’ya emanet edilir. 15 aralık 1926’ta imzalanan sözleşmeye göre, heykel 18 sekiz ay sonunda tamamlanacaktır.

    canonica, atatürk’le birlikte kurtuluş savaşı ve cumhuriyet’in kazanımlarına yer vereceği bir heykel tasarlar. çevre düzenlemesi ise cumhuriyet’in erken döneminde birçok esere imza atacak olan giulio mongeri’ye verilir.

    ancak heykelin tamamlanması için gereken para, acil ihtiyaçları olan yeni bir ülke için oldukça fazladır. canonica, torino’daki atölyesinde çalışmaya devam ederken anıt için bağış toplanmasına karar verir. esnaf, tüccar ve bankaların öncülük ettiği bu kampanya için halktan da katılım olur. bağışlar, masrafın yüzde 75 gibi ciddi bir kısmını karşılar.

    bu sırada sanâyi-i nefîse mektebi’nde bir yarışma açılır. birinci olan öğrenci heykelin yapım aşamasında canonica’yla birlikte çalışacaktır. yarışmayı kazanan 22 yaşındaki sabiha ziya’nın ‘yalnız ve bekâr bir kadın’ olmasından dolayı gidişine izin çıkmaz.

    maarif vekili mustafa necati ise sabiha’nın gitmesi için ısrarcı olur. proje için oluşturulan komisyon, sabiha ziya’yı ikinci sıradaki hadi bara’yla birlikte italya’ya gönderir.

    ağırlığı 84 tonu bulan anıt, temmuz ayının (1928) ilk günlerinde roma’dan gemiyle parçalar hâlinde istanbul’a doğru yola çıkar. kaidesinde italya’nın trentino ve susa bölgelerinden gelen pembe ve yeşil mermerler kullanılan anıtın yüksekliği 11 metredir.

    anıtın harbiye’ye doğru bakan tarafı ise millî mücadele dönemini temsil eder. büyük taarruz’u kumanda eden atatürk’ün arkasında askerler görülür.

    sıraselviler’e doğru bakan tarafı ise cumhuriyet dönemini yansıtır. sivil giyimli atatürk, ismet inönü ve fevzi çakmak dahil cumhuriyet’in kuruluşunda bir arada olduğu arkadaşları ve bayraklar taşıyan halkla birlikte görülür. atatürk burada halka hitap eder şekilde canlandırılır. bu kısmın altında 29.10.1923 yazar.

    akademik bir araştırmaya göre, ocak 1922-nisan 1923 arasında ülkede olan sovyetler büyükelçisi semyon ilyiç aralov da anıtta yer alır. kimi kaynaklarda iki rus generalin olduğu belirtilir. bu görüşlere aynı araştırmada da yer verilmiştir.

    bu isim/isimler, millî mücadele sürecinde sovyetler’den alınan silah, cephane ve malzeme yardımına duyulan minnettarlığın bir simgesi olarak yer alır.

    anıtın diğer iki yanında ise savaş ve barış sancaklarını tutan birer asker vardır. asker heykellerinin üzerinde bulunan iki madalyonun doğu yönünde ağlayan peçeli bir kadın yüzü, batı yönünde ise yüzü açık ve gökyüzüne gülerek bakan bir kadın yüzü resmedilir. canonica iki madalyonda da, yanında çalışan heykeltraş sabiha ziya’nın portresini kullanır.

    ‘taksim’ adından esinlenen canonica, heykeli bir havuzun içine yerleştirerek ‘meydan çeşmesi’ olarak tasarlar. ancak maddi yetersizlikler nedeniyle bu hayata geçmez. hâlen anıtın iki cephesinde su kurnaları ve musluk delikleri görülebilir.

    anıt, 8 ağustos 1928 saat 18.00’de görkemli bir törenle meclis başkanı kâzım özalp paşa tarafından açılır. yaklaşık 40 bin kişiyle açılan anıt, taksim olarak anılan alana ‘taksim cumhuriyet meydanı’ adını hediye eder.

    güvendiği bir mimar olan canonica’yla çalışmaya başlamadan önce yaptığı görüşmede projeyi beğenerek onaylayan atatürk, açılış törenine katılmaz. gösteriş olarak algılanmaması için bu kararı alan atatürk, merak ettiği heykeli açılıştan iki gün sonra görür.

    dolmabahçe sarayı’ndan saat 18.00’de otomobille ayrılarak taksim’e gelen atatürk, yakın bir yerde otomobili durdurur ve araçtan inmeden anıtı seyreder. daha sonra şişli’ye doğru yoluna devam eder.

    cumhuriyet anıtı, açılışından sonraki ilk renkli gününü cumhuriyet’in 10. yıl kutlamalarında yaşar. anıtın önünde iki büyük tak kurulur ve anıtın etrafı ışıklandırılarak bayraklarla süslenir.

    törenin ardından gün boyu cumhuriyet anıtı’nı ziyaret etmeye devam eden kalabalık, istiklal caddesi’ni de doldurur. cadde boyunca kurulan taklardan biri, belki de o günleri en iyi anlatan sloganı taşır: “durmayalım düşeriz.”

    kaynak: kapsül
hesabın var mı? giriş yap