• devlet lisesini bitirdim. gittiğim liseden sosyal bölümlerden üniversiteyi kazan tek kişiyim. bir de matematikten bir çocuk kazanmış diye duymuştum. öyle kıytırık bir bölüm değil gerçekten girilmesi zor bitirmesi daha da zor bir bölümdü. mezun oldum evet ama bu bir başarı mıydı? hayır. neticede mesleğimi hiç sevmedim, hiç yapmadım.

    radyo ve televizyonlarda program yaptım. çok güzel paralar kazandım. paramı yemedim biriktirdim. parasını son kuruşuna kadar kendisine, bakımına laila'ya reina'ya harcayan arkadaşlarımın bugün miami'de yazlıkları var. bense biriktirdiğim parayı defalarca dolandırıcılara kaptırdım. kendimi bu konuda da başarılı hissetmiyorum. en fazla arada bir yüzünüz çok tanık geliyor filan diyen insanlar çıkıyor karşıma.

    iş hayatına atıldım. yıllarca çalıştım. sonuç: sıfıra sıfır elde var sıfır. anca karnımı doyurdum. yaptığım işler dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapmadı.

    tanıdığım en zeki, en kalbi güzel adamla evlendim. tek sebep bu değildi tabi. bir insanla sırf bu yüzden evlenilmez. ama o kadar şerefsiz adam arasından ben ona aşık oldum onunla evlendim. zira zengin ama baba parası yiyen yakışıklı ama gözü dışarıda biriyle evlenmekten kıl payı vazgeçtim. bugün bulunduğum yerden bu çok net görünüyor ama o yaşta bunu anlamak benim için hiç kolay olmamıştı. bu çok büyük bir başarıydı bence.

    iki tane çocuğum oldu. iki hamileliğim de zor geçti. ilkinde eşim askerdeydi. o askerdeyken şirketimiz iflas etti. ortağımız bizi dolandırıp kaçtı. kapıma bir kuruşunu bile yemediğim paralar için icra geldi. benimse hamileliğim problemli olduğundan sadece tuvalet için yataktan kalkmama izin vardı. aylarca sadece sol tarafıma yattım. diğer tarafa yada sırt üstü yatmam yasaktı. sigortam yoktu. hamile olduğumu öğrenince çalıştığım şirket beni işten çıkarmıştı. tazminatımla doktor ve hastane masraflarını ödedim. çok yardım teklif eden oldu kimseden bir kuruş bile almadım.

    iki çocuğumda doğar doğmaz hastalandı doktorlar sorunu anlayamadı ikişer hafta hastanede yattılar. kızım kolik oldu. altı ay hiç susmadan ağladı. neyse ki eşim işsiz olduğundan evdeydi. böylece çocuğu çarşafta sallayabiliyorduk. sabah sekize kadar çarşafta çocuk salladığımı bilirim.

    ilk bir sene en uzun uykum 5 saatti oda sadece bir kere kızıma gaz sancısı için anason çayı içirmem sayesindeydi.

    korunmama rağmen tekrar hamile kaldım. ilk öğrendiğimde saatlerce ağladım. sonra kalktım. kabullendim. kızım için yaptığım her şeyi oğlum için de yaptım. doğduğunda ikisini birden bezliyordum. birini emzirerek uyuturken diğerini aynı anda ayağımda sallayarak uyutuyordum. uyuyakaldıklarında ise biri ayağımda biri kucağımda olduğundan yerimden kalkamıyor bende gözümü kapatıp o durumda uyuyordum. ikinci kez hamile kaldığımda eşim istersen aldıralım demişti. istemedim. bu da bir başarıydı bence.

    şimdi dünyanın en tatlı çocuklarına sahibim. görenler iki çocuk annesi olduğuma inanmıyor. ne akıllı ne uslu çocukların var diyorlar.

    geçen hafta uyku sorunum için psikiyatriste gittim. kendini başarısız hissediyor musun dedi. düşündüm kendimi başarısız hissetmiyordum.

    geriye dönüp baktığımda, kazandığım paralar, terfiler, diplomalar, sertifikalar, sahte iş arkadaşları, patronun en sevdiği eleman olmalar kartvizitimde yazan havalı ünvanlar silindi gitti.

    bir gün çocuklarım da büyüyecek kendi yollarına gidecekler. benimse elimde mutlu yüzleriyle gülümseyen çocuk fotoğrafları kalacak ve muhtemelen ben kendimi hala başarılı hissedeceğim.

    birilerine göre tek başarısı evlenip çocuk doğurmak olan kadınım ben

    -------------------------

    dünün en beğenilenlerine girmiş bu entry. bu gün kendimi daha da başarılı hissettim. ciddi ciddi mutlu oldum. anneliğin insana kattığı bir diğer şey de bu sanırım. öyle havalı olmaya filan çalışmıyorsun. bir iki gün ağzım kulaklarımda gezerim artık.

    teşekkür ederim. özellikle de o güzel mesajlarınız için.
  • yazıktır , günahtır başka da bişey değildir
  • sahsen evlilige formalite olarak bakan ve cocuk dogurmaya ozel bir istegi olmayan bir kadin olarak, ne acinilacak, ne kucumsenecek, ne de utanilacak hicbir seyini goremedigim kadin kendisi.

    herkes ayni beklentilere, tutkulara, isteklere sahip olmak zorunda degil. eger ki onu bu mutlu ediyorsa/edecekse bunu yargilamak kimseye dusmez diye dusunuyorum.
  • evlenmeden çocuk doğursaydı başarısız sayılacak kadındır. evlenmese, çocuk da yapmasa yine başarısız sayılacaktır. yine evlenmese ve iki üniversite bitirip elinde diplomalarla o şirket senin bu şirket benim dolaşsa kesin başarısızdır. o şirket senin bu şirket benim dolaşan aynı kadın sonunda yükseleceği bir iş bulup kariyer yaptığında bu onun "tek başarısı" olacaktır. tek başarısı evlenip çocuk doğurmak olan kadınla aynı kefeye konulacaktır.

    yani diyeceğim o ki tek başarısı evlenip çocuk doğurmak olan kadın sadece bir kadındır.

    ha bir de tek başarısı evlenip çocuk yapmak olan erkek'in karısıdır.
  • eğer ki doğurduğu,yetiştirdiği çocuk huy,davranış,karakter,zeka olayında aşmış, olmuş bu dedirtiyor ise eli öpülesi kadındır.
  • mutluysa ortada herhangi bir sorun yoktur.
  • bu başarısını da facebook sayfasında cömertçe sergileyen kadındır. çocuk fotoğrafından profil fotosu mu olur, bas bas bağırıyor hayattaki tek başarım diye.

    tabi erkek için de durum aynı, kadına özel bir durum değil
  • bazen; bir halkı tutsaklıktan, ölümden ve cehaletten kurtarabilirken, bazen de bataklığın tam da dibine itilmesine sebep olan insandır.
    (bkz: zübeyde hanım)
    (bkz: tenzile erdoğan)
  • azimsanmayacak bir basaridir, hele ki bir de bunun ustune o dogurdugunu 'iyi bir sekilde yetistirmek' basarisini eklerse oscarlik, nobelliktir benim nazarimda…
    ayrica kadini bilincalti ve ustundeki tabulariyla ezen bir toplumdaki, herhangibir bireyden de farkli bi baslik beklenmezdi aferin size kadiniherfirsattayermeyecalisangiller…
hesabın var mı? giriş yap