• tesadüfen gördüğüm tespit*..
  • istatistiklerle kafayı bozmuş birinin sarfedebileceği söz.
  • gelişigüzel,kendiliğinden oluşmuş,raslanti vb.sözcüklerinin dişinda bir gelişme.
    (bkz: tevafuk)
  • tesadüf diye bir şey yoktur, görünürde tesadüfi nitelikte olan durumların veya benzerliklerin hepsinin aslında biz bilsek/bulabilsek de bilemesek de bir anlamlarının/bağlantılarının olduğuna dair düşüncedir..
  • amsterdam da farkli isyerlerinde calisan 4 insanin(ispanyol , turk , hollandali) istiklal caddesinde ayni anda ayni yerde karsilasmasi veya avustralya da trekking e gitmis bir avusturyalinin yanina yanasan baska bir trekkingcinin muhabbet acmasi sonucu aslinda avusturya da yillar evel komsu cikmalarini anlamalari ve simdi yillar sonra avustralya da blue mountains da karsilasmalari gibi detaylar yakalamis bir bunyenin inanmayacagi genellemedir.
  • voltaire'in de, insanlar aciklayamadiklari seylere tesaduf diyerek gecistirirler diyerek, dolayli olarak destek attigi onermedir.
  • yaşamına fantastikiyet katmaya çalışan insanların çok kullandığı bir cümledir. tesadüf lan işte her bok. nedir yani. yaşadığın yer, işin, arkadaşların, eşyaların, dinlediklerin, her bişeyin.

    kader diyen de var arada çıkıyor öyle fatalist.
    lan kader olayına bakarsan zaten random gelişmesi gereken bir şey o. okulda kantinde rastgele (random) bi adamla/kadınla tanışırsın, onun memlekete tatile gidersin, orda rastgele bi bara girersin, orda okuduğun bölümle ilgili iş yapan bi adamla tanışırsın, orda staj yapar, ordaki başka bi adamla tanışır, onun teklif ettiği işte çalışır, ordan birisiyle ya da ordan birinin arkadaşı/kardeşi biriyle sevgili olur, ya onla ya da mahalledeki biriyle evlenirsin. sikyon tane kombinasyon işte hepsi. biri denk gelicek.

    hayatının hiçbir anında kolombiya ile iletişimi olmayan bir insan oraya yerleşmiş mi. gaza gelip gitmiştir mi? günün birinde bişe okumuştur hakkında, pekiştirip gaza gelmiştir keriz, gitmiştir.

    tesadüf yokmuş. biri de demiş, sanki çok şahane laf etmiş gibi: "tanrının olduğu yerde tesadüfe yer yoktur." ulan, tanrı algoritmayı çizmiş "sizin olaylarınız bu şartlar altında ancak böyle böyle gelişebilir" demiş desem. yok o da olmuyor.

    saç rengin, göz rengin tesadüf lan. ayıp ama.
  • birgün (bugün) füsun diye bir arkadaşımla konuşmak istedim. aradım cebinden, seni sonra arayayım dedi işkadını arkadaşım. müsait değildi. hep çok çalışırdı o zaten.

    sonra oturduğum masaya bir kadın geldi, izin istedi oturmak için (bizim füsun'un 10 yıl sonraki haliydi allah inandırsın...). masa denize nazırdı, o bakımdan hissettiğim suçluluk duygusuyla (bu masayı romantik olmayanların işgal etmeye ne hakları var?) ve zaten de masama herkesi kabul edecek bir tip olduğum için hanımefendiyi buyur ettim.

    neyse böyle hoşbeş filan, bir baktım ki ben ta ıstanbul'daki arkadaşım füsun ile sohbet ediyorum! biraz irkildim.

    kalkıp hanımefendiye iyi akşamlar dileyecektim ve o bana elini uzattı ve dedi ki:
    - çok memnun oldum, füsun ben bu arada.

    ben de hanımefendiye bir cevab verdim:
    - biliyordum
    ..dedim.

    hanım da; secret'ı okudunuz mu diye sordu bana...
hesabın var mı? giriş yap