• yanlış açılmış başlıktır.orjinali "fiziğin tesla'dan anlamaması" şeklinde olmalıdır.
  • sen hayatını fiziğe ada, alternatif akımı bul, kablosuz enerji iletimini bul, gelmiş geçmiş en iyi fizikçilerden biri ol sonra adamın biri gelsin oturduğu yerden o aslında fizikten anlamıyordu desin. ben de sözlükçülerin bu cüretkarlığını anlamıyorum.

    başka bir fizikçiden gelsin: (bkz: aptallığın sınırı yoktur)
  • şimdi hele bir açılın. başlığı açan adam benim badim. hayır, kendisini savunmak gibi bir derdim yok, sadece bilgi vermek için buradayım. fakat;

    turing bu sözlüğe bu başlığın altına üç cümle yazıp, "yeaa troll'e bak agaaa." diye zırvalayanların hepsinden, evet hepsinden, çok daha fazla şey katmış, bu siteyi belki de mevcut yazarların hepsinden daha fazla ciddiye alan, epey sağlam bir matematikçi, önemli bir yazardır.

    matematikten anlamıyor diyenden tut, kanzuk'a şikayet eden var ulan adamı. tamam hadi tanımıyorsun, başlık ilk bakışta sana troll başlığını andırıyor da olabilir ama bir tıklayıver de bak bu adam neler yazmış, nasıl bir yazar.

    öncelikle bu bir açıklığa kavuşsun.

    sonralıkla, genel olarak bazı sıkıntıları var iddiasının. ve bu sadece yanlış bilgi var değiştir, ile değillenecek bir sıkıntı değil. bu bazı kavramsal yanlış anlamalardan kaynaklanan bir sıkıntılar bütünü. kısaca ele alırsak;

    tesla, genel göreliliğe karşı çıkarken illa ki matematiksel olarak bir karşı argüman sunmak zorunda değildir. kendi çalıştığı elektrik ve elektromanyetizma'dan aldığı iç-görü ile einstein'in teorisi arasındaki bir uyuşmazlığı sezgisel olarak fark etmiş ve bunu belirtiyor olabilir. bunu yaparken kendi görüşünü bildirdiğinin tabi ki farkındadır.

    einstein kuantum fiziğinden anlardı mesela. iyi de anlardı, fizikle ilgili anlamayacağı pek bir şey yoktu. ama kopenhag okulu'nun atom-altı seviyesindeki belirsizlik iddiasına, ki uygun bir matematik bulunmuştur/yaratılmıştır heisenberg tarafından, "hayır siz bilmiyorsunuz, bilgisizlikten dolayı belirsiz diyorsunuz. illa ki deterministik bir daha temel zemin vardır." cevabını verdi. kopenhagçı abiler "hayır," dediler, "bu belirsiz hareket kuantum seviyesinin doğasında var." hatta einstein'le "yaşlı, muhafazakar piç." diye dalga bile geçtiler kopenhag okulunun müritleri.

    ama bu einstein'in işkembeden sallıyor olduğunu göstermiyor. tesla'nın einstein'e verdiği cevap da işkembeden salladığını göstermez. ki konu genel görelilikse, bir deney, bir gözlem zaten mümkün değildir. einstein'in teorisini doğrulayan kesinlikle ispatlayan değil, iki tane olay mevcuttur zaten. ki onlar da astronomik olaylardır, insan eliyle yapılmış deneyler değil. onlar da size ev ödevi.

    ikinci nokta, turing'in verdiği referans entry biraz taraflı. tesla'nın "i refuse to subscribe." lafını "böyle demekle einstein çürümüyor tesla bey." şeklinde yorumluyor. çünkü tesla bunu bilmiyordu. bir cümle ile einstein'i alaşağı edeceğini sanıyordu. tesla'nın burada yaptığı tek şey, "yatmadı aklıma beyler bu, ben bunun altına imzamı atmam." demek. ki bu gayet normal. kuantumdaki rastgelelik de benim aklıma yatmıyor. t'hooft adlı amcanın da yatmıyor. herkesin yatıyor diye biz de kafa mı sallayalım lan?

    bu noktada hatırlatmakta fayda var ki bilimde kesinlik, ispatlar, yüzde yüz gerçekler yoktur çocuklar. bilimde yalnızca yakınsayan* sonuçlar vardır. bilimsel gerçekçilik vs. araçsalcılık nedir ne değildir bir bakıverin.

    ödevlerden birisi hazır yapılmış, ama yanlış. güneş tutulması ile ispatlanmış fazla iddialı bir ifade olur. dahası geçersiz bir ifade olur. bahsi geçen güneş tutulması ancak genel göreliliğe yönelik bir veri olabilir. ispat, kanıt hani en fazla evidence olarak çeviriyorsanız kullanılır ama o da olsa olsa bulgu olarak çevirilebilir bilim söz konusu olduğu zaman.

    gelelim elektron meselesine;

    fizik bilimi arkadaşlar, konu en temel parçacığa geldiğinde sonsuz bir matruşka gibidir. önce atomlar, sonra protonlar, nötronlar, elektronlar, kuarklar, leptonlar, bosonlar. daha nereye kadar gideceğini de bilmiyoruz. yani konu bazı doğal meseleleri açıklamaktan varlığın temel elementlerini bulmaya gidince fizik deliriyor, her seferinde bir diğer parçacık çıkıyor alttan. teorik olarak da, hep çıkması gerekiyor. peki bu her açtığımızda karşımıza çıkan diğer matruşka parçacık bize açıklama anlamında bir şey veriyor mu? orası sorunlu.

    o yüzden tesla'nın elektronu maddenin bir dördüncü fazı olarak düşünmesi ve içinde hareket edeceği bir vakum postüle etmesi çok normal. zira maxwell ışık hızının her zaman sabit olduğunu ve bir mediuma ihtiyaç duymadığını gösterene kadar**, zaten herkes elektromanyetik dalgaların, her çeşit dalgada olduğu gibi, bir ortama ihtiyaç duyduğunu düşünüyordu.

    turing'in tesla bilim adamı değil olsa olsa bir mucit demesi, entry'nin beni en çok şaşırtan yeri oldu ama itiraf etmeliyim. einstein teorik fizikçidir. atom ve atomaltı muhabbetleri teorik fiziğin konusudur. fizik biliminin çalışma alanına giren herhangi bir konuda çalışan, uzmanlaşan, uygulamasını teorize eden her insana bilim adamı denilebilir. tesla fazladan mühendisliği de kendisi halletmiştir. ki zaten turing'in alıntıladığı entry'deki siz metafizik yapıyorsunuz eleştirisi de onun bilime daha pratik daha araçsalcı* bir yerden baktığının açıkça ilanıdır.

    not: bir teorik fizikçi de araçsalcı olabilir. (bkz: bohr)

    bir diğer şaşırdığım nokta da, turing'in "hadi sen yapsana, göstersene." gibi bir davette bulunması. bu tavır ekseriyetle boş sözlükçü savurmalarına bir örnektir. yani ben şimdi diyorum ki, insan zihninin mevcut çalışma sistemi içinde kuantum fiziğindeki belirsizlik aklıma yatmıyor. (bkz: principle of sufficient reason) sen diyorsun "e bilimini yapsana, göstersene."

    ihtiyacım var mı?

    leibniz mesela, gelmiş geçmiş en zeki adamlardan bir tanesi, onun için de genel görelilik ve kuantum teorileri muhtemelen manasız duracaktı zira kendisi varlığın temel entitesinin fiziksel bir şey olamayacağını çünkü çok bariz bir şekilde sonsuza giden bir matruşka halini alacağını düşünüyordu. tesla'nın "...is equivalent to stating that something can act upon nothing." ile söylemek istediği bundan fazlası değildir. kısaca, "bilal bey," diyor burada tesla, "bir kere akla yatkın bir şey söylemiyorsun. sana nasıl oluyor bu iş desem cevap veremezsin. ama matematiğin bir şekilde bunu kapatıyor. uygun gösteriyor. e ama en başta zaten akıl almıyor ki bunu."

    (ara: why vs. how in science)

    metafizik yapıyorsun eleştirisi umuyorum biraz daha mana kazanmıştır bu son paragraf sayesinde.

    son olarak, en son turing o zaman elektron'dan ve genel görelilik'ten anlamaması diye değiştirebilirsiniz başlığı demiş. yahu genel görelilik dediğin 100 iq'lu adama 3 günde bir iki saat ders vererek teorik temelini anlatabileceğin bir nane. ki hayvan gibi şiyapan bir matematikçi olan tesla'nın matematiğini de anlamamış olmasını varsaydırabilecek hiçbir sebebimiz yok. anlamış ve hakkını da vermiş; "öyle akla yatmayan yerler var ama matematikle bunların üstesinden gelmiş." demiş. daha neyini anlayacak bu olayın.

    elektron meselesine dönersek de; (bkz: michaelson-morley deneyi)

    herifler ether'in olmadığını yanlışlıkla gösterdiler. millikan'ın özel göreliliğe uyan sonucu newton mekaniğini göstermek için kurduğu düzenekte gösterdiği gibi. ether'in ışığa olan etkisini gözlemlemeyi planlarken fark ettiler herhangi bir medium'a ihtiyaç duymadığını elektro-manyetik dalganın. tesla'nın 4'üncü faz muhabbeti de "ulan ortam olmadan nasıl gidebilir? maddenin farklı bir hali olmalı bu." demiş olmasıdır.

    yanlış çıkarımlar yapmış mıdır? ben hala kesin bir cevap veremem. ama yanlış çıkarımlar ve eleştiriler yaptıysa bile bunun sebebinin konuyu anlamaması ya da bilim adamı olmaya layık olmaması ya da biraz sığır olması olmadığı bilimde hiçbir zaman ulaşılamayacak kadar kesin. orası açık.
  • doğru önerme. tesla bilim adamı değil, tarihteki en büyük mühendistir. bu dahi olduğu gerçeğini değiştirmiyor, başlığı açan arkadaş da öyle bir şey iddia etmemiş zaten ama ortada kanıtlar varken teslanın bilimden anlamadığı gerçeğini reddetmek tesla tarzı bir ignorance oluyor.

    hani örnek verecek olursak bizim osuruk enerjisiyle çalışan araba yapıp 3 ile 5'i çarpamayan karadenizli 'mucit'lerimiz de bilim adamı değildir. işbu cümleyi götünüzle anlayıp tesla ile onları kıyaslıyormuşum gibi cevap vermemenizi umar, hayırlı tıraşlar dilerim.
  • aslında tesla iyi bir fizikçi değil iyi bir uygulayıcı mucittir. yaptığı aletler beya buluşlar daha önce bulunmuş ama bir arada kullanılmamış parçaların birleştirilmesi ile ortaya çıkan daha kullanışlı şeylerdir. deneme yanılma yolu ile bir çok elektronik aleti ve parçayı insanoğlunun kullanımına sunmuştur sağolsun. hala temel olarak tesla'nın fikirlerinden yola çıkılarak bişeyler yapılmaya çalışılmaktadır bunu da bilin sevgili suserlar.
  • mühendis olmak ile fizikçi olmayı birbirine karıştıran kişilerin anlamakta güçlük çektiği gerçek. hayır bir de bir öfke seli bir sitemler falan sanırsın tesla babasının oğlu.
  • turing zor bir işe kalkışmış, argümanlarını o kadar yapıcı karşı-argümanlarla yıkmaya çalışmışsınız ki araya girip bölmek istemedim, yine de kurduğu iddialı cümle hakkında iki kelam edip kaçacağım.

    öncelikle, argümanlarının hiçbirisi hakkında yazmadığınız için dolaylı yoldan haksız oluyorsunuz.

    gelen eleştirilerden birisi "elektromanyetizmanın tanrısı kabul edilen tesla" diye başlıyor cümleye. (bkz: #53340820) zaten maxwell'i faraday'ı yedik biz, biot savart kanunu da fırında tatlı olarak bekliyor. bu arkadaşlardan tesla'nın elektromanyetik teoriye katkısı olan bir matematiksel denklem bekliyorum? (çok ciddiyim, benim atladığım, maxwell denklemlerinden türettiği, ya da faraday gibi ampirik yöntemlerle bulduğu bir denklem paylaşır mısınız?)

    eleştirilerden bir diğeri dişçinin beyin cerrahının işlerini bilmesinin gerekmediği hakkında. çok haklısınız da dişçi kalkıp beyin cerrahına "sen bilmion yea" derse komik duruma düşer, komik duruma düşmediğini göstermek için siz adamın ne kadar iyi dişçi olduğunu gösterirseniz siz daha da komik duruma düşersiniz. (bkz: ignoratio elenchi)

    daha önce tesla'nın görelilik konusundaki yanlış öngörüleri ve kibirli yorumlarından bahsettiğimiz için orayı geçiyorum, turing güzel bir noktayı yakalamış, tesla'nın elektronlar hakkındaki görüşleri.

    tesla elektromanyetizmanın babası ya hani size göre, tesla atom altı parçacıkların elektrik iletkenliği veya elektrik yükü ile hiçbir ilişkisi olamayacağını iddia etmiş ya, tesla bunları neye dayandırmış?

    tesla ile "aynı" yıllarda bu laboratuvarda ispatlanmış arkadaşlar, hem de çok basit bir yolla, bugün lise fizik laboratuvarı deney kitleriyle ölçülebiliyor elektronun elemanter yükü. (bkz: millikan deneyi)

    hadi dediniz ki adam beyin cerrahı değil (görelilik) adam dişçi (elektromanyetizma) o yüzden beyin cerrahlarına kibirle saldırabilir(?), millikan deneyi'ni (komşu dişçi) görmezden gelmesi de mi yeterli değil?

    bir diğer argüman, belgrad'daki tesla müzesi. ben de gidip gezdim orayı, gayet güzel, eğlenceli ve öğretici bir müze. keşke ülkemizde de olsa, hatta böyle bir müze yapmak için sırp milliyetçisi olmak gerekmemeli, ama konumuzla alakalı değil maalesef. (bkz: inference objection) her ne kadar tesla'yı eleştirsek de yolunuz düşerse mutlaka gezin, çünkü tesla'yı eleştirdiğimiz nokta bambaşka.

    eleştirdiğimiz nokta tesla'nın bu kadar "futuristic" işlere girişirken çağdaşlarının yöntemleriyle paralellik göstermeyen yöntemler izlemiş olması. tesla gibi edison gibi adamlar sevin sevmeyin, insanlığa katkı sağlamışlardır, ancak fiziğe katkı sağlamamışlardır. (çok ironik oldu biliyorum)

    tesla ve edison gibi adamlar sanayi devrimi sonrası hızlı ve kullanılabilir gelişme kaydetmek için ampirik yöntemlerle işlerini sürdürmüşlerdir. bu kötü bir şey değil, ama analitik yöntemleri göz ardı eder, hatta saldırırsanız kötü olur. ampirik yöntemlerle elde ettikleri katkılar kullanılmış, ancak bu onları büyük fizikçi yapmıyor maalesef.

    "iyi de ampirik yöntem temel bilimlerde sıkça kullanılan bir şey?" çok doğru. size ampirik yöntemle elde edilmiş dünya'nın en meşhur denklemini söyleyeyim: f=ma
    bir de analitik yöntemle elde edilmiş dünya'nın en meşhur denklemini söyleyeyim: e=mc²

    f=ma'yı hiçbir şeyden türetip ispatlayamazsınız, ancak e=mc²'nin ispatlarını google'layın zilyon yoldan çıkıyor. (bugün f=ma zaten gravitasyon çalışanlarca farklı yerlere çekildi ama oraya girmiyorum)

    dediğim gibi tesla ciddi katkılar sağlamıştır insanlığa, bu yüzden adam öldükten sonra si birim sisteminde tesla diye bir birim kabul edildi. ama hep olduğu gibi sapla samanı karıştırmayın.

    leo szilard gibi, bruno rossi gibi çağdaşları hem insanlığa hem de fiziğe çok ciddi katkı sağlamıştır. bu örneklerle karşılaştırınca kusura bakmayın, tesla değerli adam (tabii ki fizikçi, tabii ki fizikten anlamaz değil...) ama değerli fizikçi olmuyor.
  • ekşi sözlükte gördüğüm en kaliteli tartışmalardan biri için ortam hazırlamasına rağmen bilimsel yöntemin ne olduğundan haberi olmayan insanlar tarafından piç edilen iddia. iddianın içeriğine hiç girmeyeceğim, ki haddime de değil, ekşi ayağa düştü geyiği de yapmayacağım. ama şurası açık ki ekşi sözlük tam anlamıyla türkiye'nin aynası artık. bilgisi olmadan fikri olan ukalalar, @2 olma hevesiyle gelip şuku peşinde koşan ergenler, farklı bir düşünce gördüğü anda troll yaftasını yapıştıran dar kafalılar; günlük hayatta karşılaşıp illallah dediğimiz bütün tiplemeler bu başlık altında. sözlük seviyesi için oldukça ciddi ve referanslarla hazırlanmış bir yazının içeriğine bakmayıp içi boş eleştiriler girmek yerine sun karşı argümanlarını, çürüt bu saçma(!) iddiayı. tam aksine isabetsiz anolojiler, fallacy'ler havada uçuşuyor. yazarın kim olduğuna bakan bile yok. baksa utanacak zaten haspam, yazdığı kıçıkırık espriyi silecek ama yazar hakikaten troll mü onu kontrol etmeye bile üşeniyor.
  • tabi lan manyakmisin tesla dedigin adam ancak evindeki basit dc motorlarla uzaktan kumandali arabalar falan yapan bi adam abartmamak lazim.
hesabın var mı? giriş yap