• underworld, van helsing ve sleepy hollow'un br potada eritilerek önceden ısıtılmış terry gilliam da 2005 derecede pişirilmesiyle elde edilmiş korku/macera/gerilim/komedi filmi.
    doyurucu, sürükleyici ve karanlık olmuştur. peter stormare fazka karikatürdür ama kendisi de karikatür olan filme yakışmıştır. filmin krema üstündeki çileği ise lena headey dir.sonuç olarak film imdb den aldığı 5.9 luk notu haketmemektedir ama yönetmen ismi büyük olunca beklentilerin altında ezilmiştir.
  • gayet eglenceli bir filmdi, esprilerin amaci da sanirim izleyenleri koltuklarindan dusurmek yerine gulumsetmekti. (ki bazi yerlerinde harbiden koptum o ayri) zaten cok fazla korkutmak amaci tasidigini zannetmiyorum var olan gerilimli (ki yoktu gerilim falan) sahneler de zaten islenen masallarin dogasindan kaynaklaniyor bu acidan ne korkutuyo ne gulduruyo tarzi yorumlar dogru fakat film gerekeni yapiyor ve eglendiriyor.film harbiden abzurddu ama bu durumu bu filmi elestirmek icin ne kadar kullanabilirsiniz bilmiyorum zira basindan abzurd olmasi planlanmis bir filme cok abzurd (uff ayrica ne igrenc kelimeymis bu yaa) olmus demek ancak filmde kullanilacak baska bir saka olabilirdi.
  • ne olmus tam anlamadim. sanki kafasi karismis. sanki her zaman karmakarisikligin icinde gidecegi yolu netlikle bilen ve gosteren o adamin kafasi karismis da , cikamadan ormandan film bitmis. hep karman corman dunyalar, birsuru bilinmeyenler, birsuru karakterler yaratiyor. brazil , twelve monkeys gibi en sevilen filmlerinden, fear and loathing in las vegas gibi cok da sevilmeyen filmlerinde de yarattigi o dunyalara ve karakterlere cocukca bir askla ve tutkuyla baglaniyor. ondan sonra hikayesini bu karmakariskligin icinden, bilinmeyen dunyalarin biinmeyen karakterleri uzerinden, o kadar bilinen tanidik bir hale getiriyor ki, fantastik film seyrediyor oldugunuzu unutuyorsuniz bir noktada. bildigimiz anlamda gerceklik kazaniyor karakterler, gilliam onlari bildigimiz anladigimiz hayata demir attiriyor.
    ama burda bi karisklik olmus. ya da tam net degil. bir gerceklik arayisi var. grimm lerin gercegi aramalari, masallardan bikmalari durumu var, cadi kralicenin askini gercek ask sanan aldanmis adamlar, jacob'in gercek ask opucugunun hayat kurtarma durumu var, ama nereye gidiyor, ne oluyor, cobansiz surude gibi hissediyorsunuz filmi izlerken. sonra birden pat bitiyor. zaten angelika kurtu gordukten sonra anlamis oluyorsunuz fimin gerisini, ayip olmasin diye seyrediyorsunuz. bi cekinceli duruyorum hala. belli mi olur belki zaman gelir daha cok sevecek tarafi bulunur bu filmin de. yaslaniyor mu ne? en buyuk korkum da o.
  • tüm senaryosu ve sonu daha ilk sahnesinden belli olanlardan filmlerden. tamamı yapay ormanda çekilmiş olması nedeniyle taktir edilesi, absürtlük, gerçeklik, komedi ve masal türleri arasında gidip gelen, hepsini bir arada verme derdini başarısızlıkla yansıtan film. tüm bunlara rağmen etkileyici bir yanı var ki o da hepimizin dinleyerek büyüdüğü masalları öyküye katması olsa gerek.

    uyuyan güzel, rapunzel, pamuk prenses, hansel ve gratel... masalları yanı sıra grimm kardeşlerle alakası olmamasına rağmen ophelia'ya gönderme içerir.
  • carmageddon'da cenaze arabası süren kardeşler. arabaları hızlanma, viraj dönme ve ağırlık bakımından iyi ancak zırh bakımından zayıftır.
  • seveni kadar sevmeyeni de olan bir gilliam filmi. bana göre hacivat ve karagözü kim öldürdü ile panın labirentinin bir karışımı olmuş. görsellik muhteşem, oyunculuklar iyi senaryo biraz kopuk, çok sağlam değil. filmin sonlarına doğru dikkat ledger kardeşini dudaktan öpmeye çalışarak brokeback mountain*'dan rol çalmaktadır.
  • çok çamurlu, çok tozlu, çok vıcık vıcık, bir şekilde çok kirli bir film. her sahnesinde, insanlar, yollar, evler, ortamlar o kadar pis ki, tüm o pisliğin altında güzel bir hikaye varsa bile görsel çirkinlikten farkına varamıyorsunuz.
    muhtelif masallara yapılan göndermeler hiç gülümsetmiyor, çünkü çoğu gereksiz yerlerde kullanılmış (ne demek istediğimi filmi izleyenler, zorlama cam ayakkabı sokuşturma sahnesinden rahatlıkla anlayabilirler) . ayrıca bu işi yapan shrek gibi bir şaheser var halihazırda. sırf animasyon değil diye bir ikincisine gerek yok.
    cavaldi hoş bir karakter ama icra edilen oyunculuk çok abartılı, çok yorucu. espriler arada kaynayıveriyor. cavaldi'nin bağırmasından, çok eğlenceli işkence aletlerine bile konsantre olup eğlenemiyorsunuz.
  • işlediği konuları ve üslübunu sevin sevmeyin, ama terry gilliam her zaman iyi film çeken birisi olmuştur. ama arkadaş bu nasıl terry gilliam filmi böyle. tamam arada klasik "bu izlediğiniz bir terry gilliam filmidir" dedirten imzalarından bahsetmiyorum, teknik olarak, prodüksiyon olarak bu kadar dökülen bir filmi efsane olmuş bir yönetmen nasıl çekmiş onu merak ediyorum. bütün para cast'a ve setlere gittiğinden olsa gerek atv'nin kiloyla aldığı filmlerden fırlama efektleri bize layık görmüşler. filmin prodüksiyonu döküldüğünden, tonu da düzgün tutturulamamış ve ortaya terry gilliam'a yabancı seyircilerin hiç zevk alamayacağı genel olarak "dandik" bir film çıkmış. rahmetli heath ledger ile matt damon'un karakterleri sağolsun eğleniyoruz, ama onlar bile anca filmin ikinci yarısına doğru "sevilebilir" oluyorlar.

    aslına bakarsanız filme duyduğum kızgınlığın en büyük sebebi the brothers grimm'in üzerinde doğru düzgün kafa yorulup çok daha güzel bir film yapılabilme ihtimalinin berbat edilmesi, sonunda da böyle sabaha karşı show tv'de gösterilen filmler düzeyinde kalması. gene de terry gilliam yaptıysa izlerim arkadaş, dandik de olsa o tadı aldım ya hafiften o da tatmin etti az biraz. lena headey de cabası heh.
  • hatalı cast e kurban gitmiş filmdir. koy johnny depp i will grimm'e, iki kat gişe yapmazsa ben bişey bilmiyorum arkadaş. yapmayın böyle hatalar.
  • balon yonetmen terry gilliam'in kotu filmlerinden biri.
    12-13 sene evvel star tv'de izlemistim heath ledger olmasa ikinci kere hayatta izlemezdim.
hesabın var mı? giriş yap