• --- spoiler ---

    2011 versiyonunda filmin sonunda kate'in carter'ı öldürdüğü sahnede carter'ın ağzından su buharı çıkmaktadır. yönetmenin tek hatası bence buradadır. zira 30 yıllık su buharı teorisine göre ağızdan su buharı çıkartan thing olmaz.

    --- spoiler ---

    film şükela olmuş tabi.
  • yaşlandığımı suratıma tokat gibi çarpan, 2011 yapımı süper film.

    zira yorumları okuyunca, "1982 yapımı da varmış, bu prequelmiş öbürünü izlemek lazım" şeklinde cümleler gördüm.
  • prequel mrequel bilmem de arkadaş, 2011 yapımı olan bu film gayet güzel.

    pek de başarılı bir yapım olmuş. sadece kimi sahneleri epey uzatmışlar, yani böyle sessiz karanlık ortamlardaki sahneleri az daha kısa tutsalar iyi olurmuş. bunun dışında kesinlikle alanının iyilerinden birisi. zaten bilim kurgu yoksunu olduğumuz şu döneme iyi denk geldi işte, varın izleyin.

    7/10

    bu arada, prequel ne a.k.?
  • 82 yapımı the thing in devam filmi. 82 yapımı filmle arasındaki bağ ve ince detaylar çok güzel işlenmiş. detayların, efektlerin dışına çıkıp gerilim sahnelerine bakarsak gerilim filmi klişelerini aşamadığını söyleyebilirim.

    --- spoiler ---
    her zaman ki gibi alev silahı bir şekilde tutukluk yapar. sonra tam zamanında ateş etmesi gereken kahraman mal gibi bir kaç saniye yaratığı inceler. kate in yaratıktan kaçarken koridorda karşılaştığı arkadaşına "kaç!" dediği halde adamımızın (ölüme gidecek ya) kaçmayıp öylece durması. bunlar galiba gerilim filmlerinin olmazsa olmazları.

    benim asıl cevabını bulamadığım soru kate in son sahnede cam'a doğru bakıp uzun uzun düşünmesiydi. öldürdüğü carter için "ulan acaba masummuydu o?" iç hesaplaşmasımıydı o? yoksa kendisi için "ya ben de bir thing'sem" sorusu olabilir mi?

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ilk filmi (carpenter'ınkini) herhalde bi yirmi sene vardır seyrettiğim, o yüzden bu yeni yapımın finali öyle helikopterden köpeğe ateş etmeli bitince bu nasıl son lan deyiverdim.. nerden hatırlayayım yirmi sene önceki filmin öyle başladığını. ancak imdb'deki faq kısmında görünce youtube'dan ilk filmin ilk on dakikasını açtım da haaaaa deyiverdim. prikuğl falan olduğunu bilmiyordum ben, tekrar çekim sanıyordum.

    uzay gemisindeki kübik animasyon zımbırtısını hiç sevmedim, zaten film çekilirken o an orda olmayan, sonradan bilgisayarla eklenmiş şeyleri hiç sevmem (cgi efektleri de), oyuncu boş boş havaya sanki orada bi şey varmış gibi bakmak zorunda kalır, bütün gerçekçiliği yok eder falan fıstık..

    film bittikten sonra 82 versiyonunun ilk on dakikasını seyrederken sadece o kısacık sürede bile birden seksenleri hissedebildim. bu son yapımdaysa iyi bi seksenler intibası yaratamamışlardı. film gayet de 2012'de geçiyor gibiydi. oysa bi iki basit grafikli video oyunu falan oynasalardı, ve daha sakil giyimleri olsaydı o zaman seksenlerde geçtiğini anlayabilirdik.

    neyse işte kafama takılanlar bunlar.. ha bi de kate'i oynayan kızı film boyunca lan bu final destination'daki kız mı, yok o kız daha güzeldi falan diye seyrettim.. oymuş. yani hala güzel ama.. ne bileyim eskiden daha bi albeniliydi. öyle..

    --- spoiler ---
  • 2011 versiyonunda tek eksik ennio morricone. her ne kadar aynı gerilim müziğini kullanmış olsalar da eskisindeki kadar vurucu değil. onun dışında detaylar gayet güzel işlenmiş, ben beğendim.

    --- spoiler ---

    tek merak ettiğim çok sevgili, biricik aşkım, hayatımın kadını mary elizabeth winstead'ciğime ne olduğu. rus üssüne ulaştı mı? sonrasında neler oldu? wtf? bir devam filmi bekliyoruz efenim.

    --- spoiler ---
  • 2011 yapımı gerilimin kitabını yazmıştır.izleyin izlettirin.çogzel lan..insan gibi gerilmedim.keşke 2 saat daha sürse didim.
  • bir pastanede gerçekleşen radyoaktif patlamaya maruz kalmış olması daha olası super kahraman.
    http://twitpic.com/8snf3e
  • sadece 2011 versiyonunu bilen biri olarak sadece bunun üzerinde yorum yapıyorum. bomboş bir gecede geçen 100 dakikanızı boşa harcadığınızı düşündürecek kadar kötü bir film. en azından mikroskop klişesi olmasaydı arkadaş. mantık hataları apayrı zaten.

    --- spoiler ---

    - insan kılığındayken bildiğin plan yapan, gizlenen, delil temizleyen iq lu yaratık nedense kendi formuna dönüşünce mala bağlıyor, yanında flamethrow ile bekleyen adamı takmıyor, cesede yapışmaya çalışıyor.

    - sondaki sarışın ağabeyimiz yaratıkmış. ee neyi bekliyor yani öldürüp alsa ya kadını da? araban hazır, 80km uzaktaki rus kampını da biliyorsun, daha neyi bekliyorsun arkadaş neden yardırmıyorsun kadına?

    - ağzında dolgu var mı diye kontrol ediyorlar insanları, herifin dişleri resmen ölmüş artık 10 tane dolgusu var hala ağzını açarken tereddüt ediyor,
    '' ay açmasam mı? '' yapıyor. neden bu gerilim lan aç göster geç işte varsa dolgun.

    - bir lars amcayı sevdik onu da angut gibi bir sahneyle yaratığa yakalattırdılar, sonunda da çıktı ortaya ağzını aç falan diye köpeğe yardırma modunda hani hala insandı yani. ee ne yaptı orada? saçma sapan yaratığı çıplak elleriyle mi öldürdü? hadi o da yaratık aslında diyelim, nedir o köpeğe sıkma sevdası madem o da senden sal gitsin hayvanı.

    - aletin çalışmasından belli ki yaratık biliyor kullanmayı, yanında flamethrower varken cesede yapışmaya çalışan, hiç bir zeka belirtisi sergilemeden ona buna fütursuzca yardıran yaratık?

    --- spoiler ---

    oyuncuların rol kabiliyetleri sıfır, bir karakter var hani artık insanın gözüne sokulmuş bakın bunu kötü adam diye düşünün modunda. yok bir çözüm bulunca lan napcaz şimdi diye yere bakmalar, kesin o yaptı diye ona buna atlamalar, her boka saçmalık demeler, rahatsız edecek derecede göze batırmaya çalışmışlar. kimin ne kafasında olduğu belli değil. mimik yok, duygu yok. hani karakterler arasında ki gerilim düşüncesinden başka ( ki onu da düşünmüşler ama verememişler ) tek bir artı yönü yok filmin.

    eğer canınız çekerse oturun alien serisini izleyin. mutlu mesut filmi bitirip '' oh be '' diyin.
  • 2011 versiyonunu az önce izlediğim film.

    --- spoiler ---

    konuyu çok beğendim, kimin yaratık, kimin insan olduğunu anlayabilmek oldukça zordu, filmin zaten en ilginç yanı buydu diye düşünüyorum. ancak insan formunu terkedince yaratıkların oldukça mallaşması sinir bozucuydu. filmin sonlarına doğru bu yaratıkların aslında uzaylı olduklarını anladık, yaratığın çıkarıldığı yer de uzay gemisinin yanıymış hatta. bizim iki insan evladı yaratığı uzay gemisine kadar kovalıyor, hatun karakter yanındaki adamın da uzaylı olduğunu öğrendiğine göre, elimizde 2 uzaylı vs. flamethrower taşıyan bir kadınımız var. bu kadın uzay gemisinde yaratıkla karşılaşmasından sonra flamethrower'ı kaybediyor, tam ölmek üzereyken de el bombasıyla öldürüyor yaratığı. bu sırada insan formundaki yaratık geliyor, biz bilmiyoruz tabi yaratık olduğunu henüz, ancak kadın biliyor. bu yaratıkların bilinçli olduğunu da biliyoruz, en doğru anı bekliyorlar. peki sorarım sana yaratık, uzay gemindesin, bir başka yaratık ölüyor, elinde flamethrower var, karşındaki insanın hiçbir silahı yok. ulan ne diye arabaya gidersin, orda saldırmazsın kadına? ha diyebilirsiniz ki yaratık insanların arasına karışıp herkesi dönüştürmek istiyordu. öyleyse kovaladıkları yaratık neden direk uzay gemisini çalıştırıp kendi gezegenine gitmek istedi? neyse saçmaydı kısacası, mantık hatalarına rağmen güzel filmdi ancak.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap