• başrolünü jessica chastain'in oynayacağı film. musevi bir aileyi, hayvanat bahçelerindeki kafeste, nazilerden saklayan çiftin gerçek hikayesi. aynı adlı romandan uyarlanacak olan filmin yönetmenliğini niko caro üstlenecek.

    http://www.bakiniz.com/…-donem-filminde-rol-alacak/

    http://www.hollywoodreporter.com/…zookeepers-449210

    edit: daniel brühl, kadroya katılmış.
  • vasat drama, nazi filmi, savaş filmi vesaire. hep derim: çok iyi bir senarist ve yönetmen değilseniz çok uzun bir zaman dilimine odaklanıyorsanız ve bu zaman diliminin her bölümünü uzun uzun anlatıyorsanız genelde bu uzun sürenin, bu "çok şey anlatma şevkinin-arzunun" altında kalıyorsunuz. bu tür filmlerin sıkıntısı bu. ya çok karakter ya da uzun zaman zarfı yüzünden amaçlanan etki yaratılamıyor. zookeeper's wife'ın ne senaristi, ne de yönetmeni alanlarında usta isimler. ya da şöyle diyeyim: bu denli uzun bir sürenin hakkını verebilecek sinemacılar değiller.

    angela workman aynı adlı eseri senaryoya taşırken senaryo değil roman yazdığını sanmış galiba. zira dediğim gibi savaştan öncesinde başlattığı filmi savaşın sona ermesinden sonrasında bitiriyor. bu iki zaman dilimi arasındaki dönemlere de uzun uzadıya odaklanmış. filmde o kadar çok yan öykü var ki filmin odağı şaşıyor doğal olarak. anlatmak istediği konular: antonina'nın hayvan sevgisi, hayvanat bahçesi, eşiyle ilişkisi, heck'in antonina'ya aşık olması ve bu aşk üçgeni, nazilerin polonya'ya gelişi, nazizmin yayılması, yahudilerin çileleri, antonina'nın hayvanlarını koruma çabası, antonina'nın yürek yeyip yahudileri hayvanat bahçesine saklaması, heck'in psikopatlığı, jan'ın yahudileri hayvanat bahçesine getirmesi, jan'ın nazilerle silahlı mücadelesi... o kadar çok yan öykü, öykücükler var ki odak dağılıp gidiyor. 2 saat 25 dakika süren film haliyle hem yorucu, hem bıktırıcı, hem de sıkıcı oluveriyor.

    sıkıcı olmasının bir nedeni de 500000 tane nazi filminde gördüğümüz sahnelerin aynılarını burada görmemiz. el insaf ya. milyon tane nazi filmi çektiniz, milyon tane belgesel, dizi, kısa film çektiniz. artık orijinal bir film üretemeyecekseniz, hep aynı sahneleri aynı şekilde çekip bizim önümüze koyacaksanız çekmeyin kardeşim. her yıl bin tane nazi filmi çekilecek, bir tanesi bile öncekilerden farklılaşmaya çalışmayacak. yapmayın yahu. niki caro hanfendi workman'ın sıkıcı senaryosunu aynı sıkıcılıkla görselleştirmiş. filmin orijinal tarafı neredeyse yok. aşk üçgenleri, nazilerin pislikleri vs her şey klişe, her şey etkileyicilikten uzak. gerçi yönetmenin yeteneği sınırlı olduğu için kağıt üstünde heyecanlı gözüken sahneler sıkıcı olmaktan ötesine geçememiş. bir kurgu daha lazımdı. 1,5 saatte de derdini anlatabilirdi. ama anlatma şehveti işte. her şeyi anlatmak istiyorlar. finalde akan "işte şöyle oldu onlara, şöyle yaşadılar" şeklindeki açıklama yazıları bile bi bitmedi.

    karakterler de sıkıntılı. antonina ve jan fena yazılmamış. jessica chastain rolün hakkını vermiş. johan heldenbergh de. ama diğer karakterler yüzeysel. daniel brühl'ün karakteri son derece klişe. brühl de beş bininci kez naziyi oynadı galiba. artık oynamasa iyi olur. velhasıl kötü bir film.
  • 124 dakikalık; çek, ingiliz ve amerikan ortak yapımı.

    her eve imdb
  • filmde dikkatimi en çok çeken, herr heck karakteri oldu. daha doğrusu, bu karakterin yaşadığı kişilik erozyonu oldu. zoolog lutz heck'ten nazi subayı herr heck'e dönüşümü... bu tip dönüşümleri daha iyi anlatan ''nazi filmleri'' elbette var ama yine de bu filmdeki de ilgiye değerdi bence.

    bi' miktar spoiler içerir!

    almanya, polonya'yı işgal etmeden evvel tanıdığımız herr heck, kendi dalında (zoolog) oldukça yetkin, nazik, siyaset ile ilgili olmadığını söyleyen, mesleğine dolayısıyla hayvanlara aşık bir beyefendi görüntüsü çiziyor. alman kuvvetleri polonya'yı fiilen işgal ettiğinde, almanların polonya'daki en üst komutanı sıfatıyla bulunduğu zamanlarda ilk başta yansıttığı kibar görüntünün aksine son derece küstah, hayvanat bahçesindeki hayvanları öldürmek için hiçbir rahatsızlık emaresi göstermeden hayvanlara ateş eden, hoşlandığı ama arkadaşıyla evli kadına elindeki gücü kullanarak tecavüze yeltenebilecek, 9-10 yaşında çocuğun kafasına silah dayayabilecek kadar aşağılıklaşabilen bi' adama dönüşümü oldukça kafa karıştırıcı.

    güç (iktidar/erk), aslında kişinin içinde hep olan ama o anki koşullar uygun olmadığından uykuda olan kötülüğü ortaya çıkaracak uygun koşulları mı sağlıyor? yoksa, güç ele geçene kadar içeride bulunmayan kötülüğü kendi başına mı üretiyor?
  • muhteşem bir konunun ziyan edilmesi olmuş, tipik ana akım gargarası film. 2. dünya savaşı, nazi almanyası, sapkın bir diktatörün (aklı selimi olmaz zaten) ne kadar tehlikeli olabileceği üstüne çok sayıda film seyrettim, fakat hiçbiri bu filmin konusu kadar, damardan imgeler yakalamaya müsait değildi. lakin olmamış.
  • hitler rejimine dair çok fazla etkileyici ve hümanist duyguları harekete geçeren güzel filmin bulunduğu 2017 senesinde çıktığı için etkilemeyeyazan film. ayrıca filmden çıktıktan sonra true storyden yapılan varyasyonlar ucuz bir dramlaştırma eforu olarak kalıp filme olan saygımı azaltmıştır. yine de kendinden önce gelenlerden bağımsız olarak değerlendirdiğimizde 8.2/10 notu verdiğim , şuan gösterimde olan filmler arasında öne çıkan gidip izlenmesi gereken film
  • yarım saat zor dayandığım nadir filmlerden biri.. oyunculuklar ve diyaloglar berbat.. 3.sınıf film havası var.. çok boş vakti olanlar izleyebilir tabi ona birşey diyemem ama ben tavsiye etmiyorum..
  • 2.dünya savaşı ve yine almanların yahudilere uyguladıkları zulüm üzerine bir film. gerçek bir hikayeden esinlenerek çekilmesi güzel fakat olayların akışı schindler's list ve the pianist filminden çok farklı değil. o dönemde geçen soykırım üzerine o kadar fazla film yapıldı ki artık çok fazla etki yaratmıyor maalesef. jessica chastain'in oyunculuğunu şahsen çok başarılı bulmadım film boyunca hareketleri, davranışları aşırı yapay ve inandırıcılıktan uzak. ortalarına doğru hikaye fazla uzatılmış ve çok ağır ilerliyor. 1,30 saatlik bir süre bu film için yeterli olabilirmiş. yine de bu türü sevenlerin izlemesi gereken kaliteli bir film.
  • --- spoiler ---

    saklanarak yaşamanın zorluğunu kimse anlayamaz. o durumda ne düşmanını anlayabilirsin ne de kime güveneceğini. belki de hayvanları bu kadar sevmemin nedeni budur işte. gözlerine baktığında yüreklerinde ne olduğunu hemen görüverirsin, insanlara benzemezler.
    --- spoiler ---
  • daha iyi uyarlanabilecekken vasat hale getirilen bir gerçek hayat hikayesi. ama çok kötü diyemeyeceğim. seyredilebilir.
hesabın var mı? giriş yap