• filmekimi 2005 kapsamında gösterilecek olan; tsai ming-liang filmi. iksv sitesinde yer alan tanıtım yazısı;

    --- spoiler ---
    serseri bulut
    tian bian yi duo yun
    the wayward cloud
    yönetmen: tsai ming-liang
    oyuncular: lee kang-sheng, chen shiang-chyi, lu yi-ching

    çin-fransa-tayvan, 2004
    35 mm. / renkli / 112’
    çince; ingilizce ve türkçe altyazılı

    30 cuma 16.00
    1 cumartesi 19.00
    2005 berlin fipresci ödülü; alfred bauer ödülü; gümüş ayı

    2004 yılında istanbul film festivali’nde bu san / elveda sinema ile altın lale kazanan tsai ming-liang’ın ilk kez 2005 yılında berlin’de gösterilen bu son yapıtı, 2001 yapımı ni neibian jidian / orada saat kaç? filminden pek çok tema ve karakteri ödünç almış. film, berlin’de “sinema sanatını yeni yönlere ulaştırdığı için” alfred bauer ödülüne layık görülmüş olsa da, popüler sinema seyircisi tarafından yönetmenin yaptığı “en anlaşılır” film olarak tanımlandı. dong / delik’teki durumun aksine, aşırı bir su sıkıntısının hüküm sürdüğü tayvan’da televizyonlar tasarruf yapılmasını ve su yerine karpuz suyu içilmesini önermektedir. paris’ten kurak taipei’ye yeni dönen shiang-chyi (oyuncuyu orada saat kaç? filminden tanıyoruz), eskiden saat satıcılığı yapan hsiao-kang ile tesadüfen karşılaşır ve aralarında bir ilişki doğar. ancak shiang-chyi, yeni sevgilisinin aslında bir porno yıldızı olduğunu ve oynadığı filmlerin de komşu katta çekildiğini bilmez. bu arada, su sıkıntısıyla baş edebilmek için shiang-chyi, atılmış plastik su şişelerini umumi tuvaletlerde doldururken hsiao-kang da geceleri, binaların çatılarındaki su depolarında yıkanır. bu alışılmadık tarzdaki müzikal, aralara serpiştirilen canlı ve ilginç sahneler, gizem dolu, eğlenceli bölümler ve shiang-chyi’nin yoluna çıkan tuhaf karakterler sayesinde hareketleniyor.

    sinema kariyerinde mali sorunlar yaşamaya devam ederse porno filmler yönetmek zorunda kalacağını söyleyen yönetmen tsai ming-liang, serseri bulut’u çekerken aldığı konumu “erotik yanlısı ama pornografik karşıtı” olarak tanımlamış. yönetmenin bu görüşü filmde de kendini belli ediyor. tsai’ın filmlerinde sıkça kullandığı “su” simgesi bu filmde de mevcut: “filmlerimdeki karakterleri susuz kalmış, susuzluktan ölmek üzere olan bitkiler gibi görürüm. aslında, benim için su, sevgidir; asıl muhtaç oldukları budur. göstermek istediğim şey son derece sembolik bir bakış açısıyla sevgiye ihtiyaçlarıdır.”
    --- spoiler ---
  • beni karpuzdan tiksindiren film.“erotik yanlısı ama pornografik karşıtı” olarak tanımlamış ancak erotizm neresindedir acaba,o kısmı muallakta..pornografik karşıtı porno film demek çok mu abartı olur bilemiyorum ama bari 'pornografik karşıtı' lafı kullanılmasaymış.
  • son günlerde porno skandalları ile gündemi çalkalanan ülkemizin derdine bir nebze de olsa derman bulan, bu porno işi ne menem bir işmiş, ne de zorlu şartlar altında çekilirmiş gösteren film.
    filmden rahatsız olanlar ve çıkıp gidenler arasında, googleda gamze özçelik pornosunu arayan, birbirine gamze olayı hakkında günlük gelişmeleri veren ama sapına kadar ayrıntılı bilgiye bu film sayesinde ulaşan var mıydı acaba?

    gamze özçelik adı altındaki entrilerin ve onun porno(!?)sunu izleyenlerin saniye saniye artan sayısına rağmen, tecavüzdü-değildi tartışmaları açılmasına, oydu-değildi iddialarının ortaya atılmasına rağmen, bu filmi izleyen pek yok galiba.

    benim için film, müzikal sahnelerde oldukça eğlenceli iken, sonlarına doğru bir tecavüze* şahitlikten farksızdı...ve bu yüzden çok rahatsız ediciydi.
    başkaları için bu film deneyimi şöyledir belki: (bkz: #1921102)
  • filmin ülkesinde yasaklanmış olmasına şaşmamalı. toplumuyla daha çok dalga geçebilirmiydi ve bunun için müzikal ögelerden daha iyi ne olabilirdi. ayrıca, ancak gıptayla bakabilecekleri japonyayı da "japon kız" imajıyla muhteşem ti ye almışlar. e yönetmenin haksız olduğunu iddia edemiyeceğim.

    --- spoiler ---

    karpuzdan ziyade pet şişelere bakınız vermeyi boynumun borcu biliyorum.
    yerlere yuvarlandığımız an;
    japanese girl; aree! keppu ga nai. dokoni ichhatta. are!...

    --- spoiler ---
  • oldukça yaratıcı sayılabilecek birkaç kamera açısı barındıran, lakin onları da sahne uzunluğuyla kaybeden, senaryosu müzikal kısmından beter, feci felaket, kötüden de öte "çirkin" tayvan filmi.. görsel eziyet..
  • karpuz,meme,göt,karpuz suyu,pet $i$e,karpuz,takunya sesi,uzun koridorlar,karpuz suyu,köprüler..film boyunca pet $i$e ile masturbasyon yapan kiza,karpuzla sevi$ip ondan gebe kalan ba$ka bir kıza,pompalı onlarca kadın tarafından $arki söyleyerek tuvalette kovalanan çük kafalı bir adama,karpuz desenli $emsiyelere ve uzun izbe koridorlarda takunya sesi yokolana kadar hissedilen ama artik görülemeyen ba$ka ba$ka insanlara rastlanıyor. üc dakikadan fazla süren ve kimilerince dramatik bulunan son sahnede anliyoruz ki pornocu sevgiliniz varsa her durum ve $artta ve her an agziniza verebilir.
    varin siz birle$tirin parcalari.
  • yanimda benim gibi tek basina gelmis bi oglanla beraber izledigim bazi sahnelerde hadi artik geç diye içimden bagirdigim bazilarinda ise yanimdaki oglanla gülmemek için kendimizi kastigimiz film. ya gülücem ama çocuk bana sapik diyecek diye korkuyorum. ona bakiyorum o da zor tutuyo kendini o da abaza gibi gülmeyeyim kizin yaninda diye füdünüyor galiba .

    sonra arkada biri dayanamayip yariliyor, bütün salon yerlerde...

    rahatliyorum demek ki sorun bende degilmis diye. karnim agriyana dek gülüyorum. mesela karpuz fetisli ilk sahnede niye güldüm ben de bilmioyorum. böyle yapiskan bir erotizmden hem igreniyor hem de egleniyor insan. sise olayinda zaten kendimi kaybettim gülmekten. kameranin açisi, çikarmaya çalisan abinin saskin bakislari çok eglendiriciydi.

    yönetmen bildigim kadariyla porno elesirisi olarak çekmis bu filmi. aslinda bence amaci açisindan çok basarili bir film. özellikle son sahneyle beraber insani karpuzdan ve uzakdogu pornosundan tiksindirtici bir özellige sahip. "iste öyle bir filmdi" diyeceginiz bir film degil. sizi bir dakika igrendirip, sonra güldüren birden de garip sarkilarla sasirtan bir film serseri bulut.adeta taraf tutmaya zorluyor, nötr kalmamani istiyor yönetmen. açikçasi acayip begenmedim bu filmi ve yüzde yüz anladigimi da kesinlikle iddia edemem ama kesin olarak söyleyebilirim ki önceden izledigim hiç bir filme benzemiyor. galiba bu uzakdogu daha degisik olarak yasanan ask, yalnizlik ve cinsellikten olsa gerek. bir türk böyle bir film çeker mi diye soruyorum kendime. hiç zannetmem. tamamen baska bir bakis açisindan bir seyler izlemek güzeldi aslinda.

    bütün saçma gözüken detaylari atarsak "gökyüzünde serseri serseri gezinen ve birbirine bir türlü kavusamayan iki bulutun" hikayesi galiba bu film. ne olursa olsun yarattigi etki ve tepki ile uzun süre hatirlayacagim bir film olacak.
  • aynı koltukları paylaştığım seyirci grubunun yüzde sekseninden çoğunun her pornografik sahnede kahkahalarını boşalta boşalta tüm tabuları devirdiği; takma kirpiği düşmüş, yaşı geçkin porno oyuncusu küvetin içinde kirpiğini ararken onun çaresizliğine "kendilerini tutamayıp" gülüverdikleri, o şimdi asker ve okul filmlerinden sonra festival mestival ayakları yapan sinema seyircisinin de genele vurulduğunda bir bok olmadığını anlamama vesile olmuş bir filmdir. çok güzel bir film olmamasına karşın vasat ve çirkin değildir. aynı ülkeden çıkma dong adlı filmle, felakette gelişen aşk ve sert öyküye müzikal öğelerin yedirilmesi absürdlüğü açısından benzerlikler gösteriyor.
  • filmin girişini izledikten sonra resfest'de izlediğim watermelon love adlı kısa ama cinsel göndermelerle dolu olan animasyonu hatırladım.
    sanırsam watermelon love bu filmin fragmanıymış. o derece bir bağ var aralarında sanırsam. filmi daha izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum.
    insanı cinsellikten soğutur lan bu film...
  • müzikal bölümlerinin beni alıp götürdüğü, o kadar insanın bi arada -hep beraber- porno izlediğini hatırlamamla birden uyandığım film..
    (bkz: #10837552)
hesabın var mı? giriş yap