• buna inanmak için kafatasınızın içindeki nöron sayısının yirmiyi geçmemesi lazım. o nöronlar da dejeneredir ama neyse. önce doğru soruyu sormak lazım ki çözümü bulalım. o denizaltı orada ne arıyordu? turistik gezi yapıyorlarmış da batık titaniğe bakacaklarmış da bin bir türlü palavra. denizaltı ile o derinliğe ineceksin kavanoz dibi kadar camdan batık gemiye bakacaksın. okyanusun dibine ne kadar ışık ulaşıyor peki. batığı görmek için farlarını yakarsın denizaltının arada selektör de yaparsın. dörtlüleri de yak ki arkadan gelenler sana çarpmasın vay arkadaş.

    olayı anlamak için önce tarsus'taki esrarengiz kazı başlığındaki entryi okuman lazım. buyur #146742651
    --- spoiler ---

    başlığı inceledim yine götünün deliğini sorsan gösteremeyecek kişiler saçma hipotezlerini yazmaktan çekinmemişler. adamların kafa taslarının içinde üç beş nöron var onlar da dejenere. başlıktaki en büyük hata her kazının bir şey çıkarmak için yapıldığı varsayımı. bu kazının nedeni bir şey çıkartmak değil oraya bir şey gömmekti. gömdüler ve şimdi doğru zamanı bekliyorlar. bunu aşağıdaki entryde anlatmıştım. burada da dursun.

    #146491802

    --- spoiler ---

    "cern'de yürütülen araştırmaların esas amacı maddenin yapısını ve maddeyi bir arada tutan kuvvetleri anlamaktır." buna cidden inanan var mı bilemiyorum. yok tanrı parçacığıymış yok higgs bozonuymuş falan. şimdi burada açıklanmayan bulguları anlatacağım. aslında tarsus'taki esrarengiz kazı başlığına yazacaktım ama olayın çok farklı boyutları olduğu için bu başlığa yazmaya karar verdim.

    ikinci dünya savaşı sırasında almanya ile rusya sadece silahlarla savaşmıyordu. asıl savaş bilim üzerindendi. ruslar daha çok telepati hipnoz madde ve parçacıkları konusunda çalışıyor ve nükleer enerji konusunda kendisini geliştiriyordu. hitlerin almanya'sında ise zaman kırılmaları karanlık madde paralel evrenler ve kuantum üzerine yoğunlaşmıştı. alman bilim adamları savaştan hitler'den vs vs kaçtılar ve tüm dünyaya yayıldılar. pek çok ülkede çalışmaya devam ettiler. hepsini bir araya getirme projesidir cern.

    kuantum fiziğindeki paralel evrenleri ispatlamak ilk çabalarıydı. paralel evren teorisinin yanlış olduğunu fark etmeleri çok zamanlarını almadı. ilk parçacık çarpışmalarında ellerindeki tek şey zaman kırılmaları oldu. zaman kırılması derken zamanda yolculuk gibi değil. ortaya çıkan enerji sonrası saniyenin onda biri kadar bir zaman kırılması ya da sapması oluyordu. .

    neyse sadede geleyim. bizim evrenin dışında on dört evren daha keşfedildi ancak bu evrenlere geçiş çok kolay değildi. bizim bulunduğumuz evreni merkez varsayarsak üst tarafta yedi evren alt tarafta yedi evrenin gölgeleri açıkça görüldü. bunu saptırma olarak görebilirsiniz ama tam olarak şamanların bahsettiği yedi katmanlı gök ve yere uygun görünüyor. üst katmanlar iyi ruhların gittiği yerken alt katmanlar kötü ruhlar içindir. neyse.

    yaptıkları son deneylerde çarpıştırılan parçacıkların hızını yükseltince bir üst evrenle temasa geçtiler. bu evren enerji bulutu şeklindeydi. o evrendeki dünyayı incelediklerinde bazı bölgelerde enerjinin çok yüksek olduğu keşfedildi. enerjisi yüksek yerler genelde eski ve gelişmiş medeniyetlerin olduğu yerlerdi. mayaların piramitleri yapan mısırlıların yaşadığı bölgeler. araştırmalar ilerledikçe yunan mitolojindeki apollon ve pek çok tanrının yaşadığı yerlerde enerji yüksekti. ayrıca göbeklitepe kudüs ve mekke'de enerji yoğunluğu dikkati çekti. tek üzerinde kayda değer bir şey olmayan enerji noktası ise tarsus'taydı.

    ilk başta insanların yoğun yaşadığı eski medeniyetlerin bu enerjiyi oluşturduğu fikri ortaya atıldı. bu üst evrenle temas noktaları artınca pek çok insan hayatını ve teknolojiyi kolaylaştıran şeyler keşfedildi ya da o evrende bulunanlardan öğrenildi. hz. isa'nın da orada olduğu gibi şeyler de var ama oraya girmeyeceğim.

    bu keşfedilen evrenin üzerindeki evrene geçme çabaları sonuç vermedi. olayı fiziksel olarak ele alan bilim insanları bu ikinci kat evrenin anahtarının bir alttaki evrende olduğunu düşündü. üst evren madde ise alt evren anti maddeydi.

    alt evrene geçiş kapısının tarsus'ta olduğuna karar verildi. oraya cern'deki çarpışmaları götürmek imkansızdı. bu kapıyı açmak için çok yüksek enerji gerekliydi. o bölgede kazı yapıldı ve enerji noktasına sürekli enerji üreten bir reaktör yerleştirilip üzeri kapatıldı. yeterli enerji üretildiğinde o kapı açılıp bir alt evrene geçilecek. bu kapı açıldığında neler olacak aslında kimse bilmiyor. şamanist bakış açısundan bakılırsa kötü ruhlar ile temas gerçekleşecek ve belamızı sikecekler.
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    olay tamamen enerji ile ilgili. bu boyuta ulaşmanın tek yolu sınırsız enerji. depremde açığa çıkan enerjiyi kullanmak mantıklı olsa da yeterli değil. ayrıca entryde anlatıldığı gibi enerjiyi hangi noktaya yönlendireceğin daha da önemli. titanik gemisinin battığı bölgedeki yüksek enerjiyi biliyoruz. bu pek çok kutsal kitapta da geçer.

    tarsus'ta kazı yapılan yer gibi kozmik bir nokta buldular ve oraya enerji transferi yapmaktı bu denizaltının amacı. enerji transferi sırasında oradaki potansiyel enerji boşalımını hesap ya da kontrol edemediler. bu kaza insanları durdurabilir mi asla. çok yakın zamanda yeni denizaltılar işe koyulacaktır hatta şu anda yola çıkmış olma ihtimalleri daha yüksek.

    dediğim gibi bu kapı açılınca ne olacağını kimse bilmiyor ancak büyük ihtimalle şamanizm'de bahsedilen yedi katlı yapının ilkine ulaşılacak. yeraltındaki katman olduğu için kötü ruhların göreceli zayıf olanlarıyla temas edeceğiz. bu insanlığın sonunu getirmezse bir sonraki katmana ulaşmaya çalışacaklar.

    tabii iyi ruhlara ulaşmak için uzay çalışmaları devam etse de olay çok yavaş ilerliyor.
  • yalan yok şamanizme kadar okudum..
    (bkz: şamanizm)
  • enerji enerji enerji deyip de bu kadar fizikten anlamayan birisini ben ilk defa görüyorum.
  • öncelikle okuduğun fantastik romanları bir kenara bırak bence. sonra hitlerin zombi hapı hikayesinin geçrekliği hiçbir zaman kanıtlamamışken, diğer olayları nasıl böyle gerçekmişcesine anlatabiliyorsun?

    kozmik nokta nedir? solucan deliği gibi bir şey mi? zaman ve mesafeyi bükmeye mi yarıyor? tarsus'ta kazıda bulundu demişsin kaynağın nedir? millete laf söylemeden evvel, dön de bir yazdıklarına bak önce.
  • evlerdeki kombide bile bar/basınç ayarının nerede tutulması gerektiğini, basınc'a dikkat etmememiz halinde "bak patlar ha" diyerek bizlere kontrolü aşılayan osman dayılar karşısında, koskoca denizaltının basınçtan patladığına inandırmaya çalışan torpilli memur kafası resmen!
    (bkz: yersen)
  • aktrollerden sonra birde siz çıkmayın engellenecek yeni kitle olarak. he cinler periler rotschildler kanka aynen.
  • bu devirde bu cehalet, bu bilimsizlik inanılır gibi değil. daha giriş cümlesindeki tavırdan anlaşılıyor yazarın nasıl bir çomar nasıl bir yobaz olduğu. adamın tezini oturttuğu destek okyanusun dibinde ışık olmaması. halbuki yıllar önce batan geminin filmini çeken yönetmen de gitmiş görmüş gemiyi. o batığa ilk defa inilmiyor. daha bir kaç ay evvel başka bir şirket geminin yüzbinlerce fotoğrafını çekip en ayrıntılı üç boyutlu modelini çıkardı mesela. demek ki neymiş bir yerlere güneş ışığı ulaşmıyor diye oradakiler görünmez olmuyor. ama başta ne dedik cehalet. bilgisi yok, aklı yok, fikri var. bir de buna sosyal medyanın verdiği cehaletini yayma özgürlüğünü ekleyince böyle bir facia oluşuyor işte.
  • başlığa cevap vermek için yazıyorum.
    başlık altında yazan uzun yazıyı okumadım.

    bu amatör denizaltı gibi bir şey. kontrolü logitech joyistick ten yaptılarsa patlarda, bağlantı yerinden su da alır. denizaltı diyorlar ama gerçek bir denizaltı sınıfında değil.
hesabın var mı? giriş yap