• pek olmayacak şeylerin olduğu rüyalar. bu gece bir tane görünce yazayım dedim. efendim memleketim edirne'deyiz. bir karışıklıktır gidiyor. bir barda konser var, konser dr skull ve şebnem ferah'ın imiş. bir de üstüne ramazanmış. fakat ben gitmek istemiyorum çünkü görmek istemediğim eski bir hocam da sevgilisi ile geliyormuş. velhasıl gittim gene de, önce (bkz: dr. skull) sahneye çıktı rools4fools çalıyorlar, ancak bas gitarist bir şekilde sahneden ayrılıyor bana da sen gel idare et diyorlar, pek istemeden tamam diyorum ve konserde bas gitarı ben çalıyorum. sonra bitiyor ve ayrılıyoruz. arkasından araba ile yolculuğa çıkıyoruz bir kız arkadaşım varmış ve çocuk yapacakmışız ancak yumurtlama tam da o güne denk geliyormuş. ve fakat kalacak yerimiz olmadığı için o gün bir şey yapamıyoruz. hatırladıklarım bunlar. eski anılarımı canlandıran bir rüya oldu, değişikti. tabi sabah kalkınca dr. skull ne yapıyor diye araştırdım internetten. son röportajda tekrar toplanmayacaklarını okudum, biraz burukluk hissettim.
  • nefes nefese korku ile uyandiran sey bu kez 3 beyaz kedidir. gece gece niye ustume kosuyorsunuz. az kalsin oluyordum korkudan.
  • rüyamda şahin k ile denizden çıkıyoruz ama buz gibi.
  • bugün gündüz uyumuşum rüyam beni uyandırdı. bugün ölecekmişim, son isteğim 100 watt head 4x12 kabin ile bangır bangır gitar çalmak. tamam ama amfi bir türlü iyi ses vermiyor. metin türkcan 5150 si ile geliyor, onu deniyoruz, iki amfi birarada deniyoruz vs.. amfileri köklediğimiz halde şöyle full gain alamıyoruz vs... sıkıntıdan uyandım, işin kötüsü rüyayı gerçek sanmıştım.
  • biliçsizce yaşamanın getirdirdiği kontrolsüz alem travmasıdır.rüyalar mevcut dünyadır.
  • bence en garibi rüya içinde rüya görmek yaşadınız mı bilmiyorum ama harbiden ilginç.
  • bilinçaltım sayesinde sık sık bu kategoriye giren rüyalar görüyorum. son gördüğüm tuhaf rüyayı paylaşmak istedim.
    rüyamda açık hava bir yerde oturmuş, bağdaş kurmuşum. önümde belli bir açılıma göre dizmiş olduğum kapalı tarot kartları vardı. ön sağ çaprazımda ise baştan aşağı siyah giyimli ve bana arkası dönük biri daha oturuyordu. kartlara bakarken bir anda rüzgar esti ve önümden bir tane kartı bu kişinin kucağına doğru uçurdu. hemen kalktım o kişinin yanına gittim. kusura bakmayın dedim. önüme kapalı duran kart, rüzgarın uçurmasıyla bu kişinin kucağına açık halde düşmüştü. baktığımda onun ölüm kartı olduğunu gördüm. o esnada bir kez daha rüzgar uçtu ve bu adamın kucağın bir kart daha getirdi. ancak normal destede olmayan farklı bir çizimdi. tabut resminin üstünde sayısını hatırlamadığım kılıçlar vardı. bu adam ölüm kartını eline aldı ve yüzünü bana kaldırıp "içindeki konuyu tamamlamadan can veremeyeceksin" dedi. onun yüzünü gördüğümde azrail olduğunu anladım. gözleri çok garipti, kelimelerle tarif edemeyeceğim şekildeydi. sadece onun azrail olduğunun bilincindeydim. simsiyah giyimi de bu durumu tamamlamıştı. ona rağmen hiç korkmadım ve azraile karşılıklı olarak fal bakmayı teklif ettim. o da kabul etti.
  • dün gece arka arkaya film tadında bünyemi kan ter içinde bırakan beyin kusması. önce bir hippie evinde eski ev arkadaşıma balık kızarttım, gelen giden bitmedi ama yiyen yok. ordan on yıllık evli arkadaşımı aynı insanla tekrar evlendirdim, yeni evlerinin içine girdim baktım mutfak yok. arkadaşın evi beğenmeyen görümcesini aldım başka evler göstermeye gittim, odaların ucu bucağı yok. sonra geri döndüm bambaşka bir evin çatısına saklandım meğer bir sapık kovalıyormuş beni. adam yakaladı evin kapısı yok. bi'de bir ara denizde yüzdüm.
    bak okurken yorucu sen bide izlerken düşün.
  • öğle arası yanımda kızlarla her zaman gezdiğimiz yerde yürürken karşıya geçip işe dönelim diyoruz. sonra karşıya geçmişiz ama ben başka yerdeyim onlarsa geçmemiz gereken yerde ve beni farketmeden yürüyorlar, sanki az önce yanlarında değilmişim gibi. ve ben etrafıma bakıyorum burası ankara değil diyorum ve kızlara bakıp inanılmaz bir yalnızlık hissi ile uyanıyorum. o sabaha kadar işten ayrılıp ankarayı geride bırakmanın bana ağır geleceğini ve geride bıraktığım herkesi bu kadar özleyeceğimi hiç düşünmemiştim. meğer arkaplanda hepsi dönüyormuş da ben yolumuzun ayrıldığını yeni anlamışım.
  • son zamanlarda bilim kurgu tadında rüyalar görüyorum. rüyalarımdan senaryo yazsam yazarım, o derecede yaratıcı, abartmıyorum. en son tabancayla başımdan vurdum kendimi. paniğe gerek yok, öldürme maksatlı bir hareket değildi bu: kendimi tabancayla vurdum ki, başka bir yere ışınlanayım. bilim kurgu diye boşuna demiyoruz herhalde. fakat işin tuhafı rüyamda başka yere ışınlanacağıma gerçek hayata ışınlandım ve uyandım. işin ilginci hem rüyamda hem de uyandığımda kendimi vurduğum yerde hafif bir acı hissetmem.

    geçenlerde scp foundationı keşfetmem felaketim olmuş olabilir. rüyalarımın bilimkurgu katsayısını artıracağını düşündüğüm için okumamak için kendimi zor tutuyorum. bakalım ne kadar dayanacağım.
hesabın var mı? giriş yap