• kadin ve erkek iliskisi soz konusu oldugunda cinsellik disinda bir sey dusunemeyenlerin, cogu zaman kendilerini de inandirdiklari bir ozgurluk yalaninin neticesidir. ancak ozgurluk lafina takilip kalmis kimi "demokrat" sahislar da bu yalana kaniyor ya o daha da garip.

    oncelikle sunu belirteyim ki turban denilen ortuye dolanip dunyaya her yonuyle bir ortunun altindan bakmaya kaynak olan anlayisin ozunde bir ozgurluk veya esitlik yaklasimi yok.

    kadin neden kapanir?

    cevabi basit. erkegin kadini "acik" hali ile gordugunde cinsel durtulerinin harekete gecmesi ihtimali vardir. bu durumdan sakinmak gerekir. cozum ise kadinin kapanmasidir.

    aslinda bu anlayis sakat. cunku ozde kadini bir et olarak gormektedir. yani bu anlayisa gore bir erkegin karsisina bir kadin ciktiginda cinselikten baska bir sey dusunmesi mumkun degildir ve bu nahos durumdan sakinmak gerekmektedir. diger taraftan erkegi de saci acik bir kadin gordugunde azip sehvete gelecek bir hayvan olarak betimlemektedir bu anlayis. bu arada kotuyu dusunen ve de uygulayanin erkek olmasina ragmen erkege degil de kadina yaptirim uygulanip ortuler altina sokuluyor olusu da bu zihniyetin adalet veya esitlik anlayisina iyi bir ornek teskil ediyor bence. yani acaba kapanan kadinlar "neden erkeklerin bu tur seyleri dusunmesi yasaklanmiyor da ben ortu altina sokuluyorum" diye dusundu mu?

    aklima mustafa kemal'in bir toplantida soyledigi sozler geliyor.

    mustafa kemal erkek ve kadinlarin oldugu bir topluluga karsi ilk defa konusmaktadir. ancak haremlik selamlik uygulanmis ve kadinlar erkeklerle aralarinda bosluk olacak sekilde arka siralara oturtulmustur. mustafa kemal ise bu duruma tepki gosterip kizar ve duzenlemeyi yapan erkeklere su soruyu sorar;

    - efendiler kendinize mi guvenmiyorsunuz yoksa turk kadininin faziletinden mi kuskunuz var?

    yani birakin turk kadinini veya faziletini, kadinlarin kapanmasi icin direten adamlara birkac sorum var;

    - kendinizden mi kuskunuz var?
    - benim saci acik karimi, kiz arkadasimi veya annemi gordugunuzde sehvetiniz mi aziyor?
    - yoksa kapatmaya calistiginiz kendi karinizin veya kizinizin faziletine/namusuna mi guvenmiyorsunuz?

    simdi diyebilirler ki erkeklere guvenmiyoruz... eee oncelikle tum erkekler sizin gibi degil bu bir... ikincisi zaten sizin bu sakat anlayisiniz ile gelisen baskilar neticesinde bircok seyi icine atan veya duygularini bastiran kisiler degil mi o hoslanmadiginiz seylerin musebibi? kisaca sevmediginiz veya onaylamadiniz eylemlerin sebebi kendinizsiniz aslinda.

    evet gerceten de oyle. yani su cagda kadinlarin kapanmasi icin diretenlerin taa derinlerinde bir yerde kendileri ile ilgili bir guvensizlik sorunu oldugu acik. yani bir kadinin kapanmasini isteyen sahis ozde karsisina cikan her kadini cinsel obje olarak goren kisidir. herkesin de kendisi gibi oldugunu dusunur. karsi cinsle sosyal ve esit bir iliski kurulmasi onun icin soz konusu olamaz. hayvani bir kiskancliga sahiptir. onun icin karisini kizini ve cevresindeki tum kadinlari kapatmak ister. sonra da utanmadan cikip buna kapanma ozgurlugu der... inanc ozgurlugu laflarinin arkasina saklanir.

    hani ozgurluk diyorlar ya... simdi aklima birkac soru geliyor. malum su anda turban ile kafayi bozan bir zumre var. her turlu sorundan otede goruyorlar turban konusunu. hatta kendi anlayislarini hakim kilmak icin ozgurluk laflari arkasina saklanip bir dolu eylem sergiliyorlar... hakim olduklari noktalarda caktirmadan uygulamaya sokulan haremlik selamlik uygulamalari falan bu konudaki en bariz ornek...

    simdi bu ozgurluk savascilarina ve de destekcilerine soruyorum...

    acaba turban icin ozgurluk havariligi yapan bu adamlarin kacinin karisi erkekler ile ayni ortamda, esit sartlar altinda calisyor, calismis veya calisabilir? kacinin karisi veya kizi -birakin erkekler ile esit sartlar altinda calismasini- erkeklerle konusabiliyor, tokalasabiliyor? veya bu sahislarin kaci kadinlarin erkekler ile esit olarak sosyal bir ortami paylasmasi icin caba harciyor? turban icin bagiran bu adamlar en son ne zaman kocasindan dayak yiyen, namus cinayetlerine kurban giden, isyerinde sadece cinsiyetinden dolayi ayrimcilik ile karsilasan ve hatta tacize ugrayan kadinlar veya okula gonderilmeyen kizlar icin tek kelime etti, onlarin haklarini savundu? ya da aile veya cevre baskisi ile kapanmak zorunda kalan kadinlar icin ne yaptilar?

    aslinda bu tur seyler bu sahislarin samimiyetini daha dogrusu samimiyetsizligini gosteriyor.

    kisaca ozde erkegin egosu var. yani kadina kocasina es, cocuklara anne olmak disinda bir rol bicmeyen, her hali ile kisitlama, baski ve bencillik iceren bir anlayistir kadinlari kapatmak isteyen anlayis. hadi erkekleri anliyorum ama kadinlari anlamam mumkun degil...

    yahu bir kadin neden kapanir? neden kendini ortulerin altina hapsetmek ister? inanc ozgurlugu mu? isin bu kismini sorgulamayacagim. isterse kapanir elbet. bana ne. ama bunu toplumun geneline yaymaya calisip bu anlayisi laik bir devletin kurumlarinda sergilemeye kalkinca tepem atiyor. tepkim de oradan kaynaklaniyor. yoksa dedigim gibi kapanir bana ne... bunu sorgulamiyorum. ki zaten hani her ne kadar bence ozgurluk denemeyecek de olsa isteyenin kapanma ozgurlugu var. kisitlama ise her turlu dine ve inanca ayni mesafede olan/olmasi gereken devletin kurumlarinda soz konusu.

    ama ne olursa olsun kapanan kadinin neden kapandigini veya kapatilmak istedigini sorgulamasi lazim. hele hele eger buna ozgurluk diyorsa kapanmasina sebep olan zihniyetin ozgurluk anlayisini mutlaka sorgulamasi lazim.

    yani kuran'da ahzab ve nur surelerinde kapanma ile ilgili olarak birkac ayet var. tamam diyelim ki bunlari kabul ettiniz. peki biliyor musunuz ayni kaynaga gore erkekler kadinlari dovebilir, birden fazla kadin ile evlenebilir, miras soz konusu oldugunda kadinin iki katini alir, sahitlik soz konusu oldugunda sozu iki kadinin sozune esdegerdir... sonra hulle ve talak anlayisi...

    peki bunlar icin ozgurluk veya esitlik demek mumkun mu? ya da kapanmak icin direten kac kadin kocasinin kendisini dovme, birden fazla kadin ile evlenme gibi ozgurluklere sahip olmasini ister veya bunlari ozgurluk olarak kabul ediyor? yani kapanma ozgurlugunu savunan adamlarin aslinda ozgurluk kelimesini agizlarina bile almamalari lazim ya... kirletiyorlar cunku.

    gunumuz turkiyesinde ise cinsiyet, dil, din ve irk ayrimi gozetmeden bireylerin haklari guvence altina alinmis. (simdi hadi len diyenleri duyar gibiyim. evet bircok aksama var... bircok hata, yanlis ve kotuluk de yapiliyor. kabul... ama bence bu yanlislara sebep olan butunun icinde mesela kadinlari kapatmayi ozgurluk kilifi altinda savunan guruh ve onun igrenc celiskileri de var.)

    neyse kadinlara donelim. demem o ki tum bireyler gibi kadinlarin hakki da yasalar ile koruma altinda... ama mesela islami rejimin hakim oldugu yerlere gidin bakin bakalim... kapanma "ozgurlugu" olan kadinlar su anda turkiye'deki kadinlarin sahip oldugu ozgurluklerin binde birine sahipler mi? yani kapanacagim diye direten bir kadin nasil olur da bu gerceklerden habersiz davranir aklim almiyor.

    evet sonuc olarak kapanmak isteyen kapansin. ama dini ve siyasi bir gorusun simgesi olan bu kiyafetin her yerde giyilemeyecegi de akil, mantik ve hukuk kurallarinin kabul ettigi bir gercektir. ayrica dedigim gibi isteyen de kapaniyor. hatta buna ozgurluk bile diyebilir... ama bu sahislar kendini hayvanlardan ayiran dusunebilme yetenegini kullanip, kendisinin kapanmasina sebep olan zihniyetin ozgurluk anlayisini bir iki dakika sorgulasin...

    mesela ben universiteye girdigimde turban takilabiliyordu. sonra yasaklandi... bircok gosteri oldu... ama bu gosterilerde "yasak" ile yuz yuze olan hicbir "ozgur" kiziminin konustugunu gormedim. hep erkeklerin elindeydi megafonlar... erkekler bagiriyordu hep... ya da televizyon ekranlarina yansiyan goruntulere bakiyorum... turbanli kadinlar gosteriliyor ama iki uc istisna disinda konusan hep erkekler... yahu iste size kapanma icin ozgurluk isteyen zihniyet birinci dereceden sizi ilgilendiren bir konuda size konusma ozgurlugunu bile tanimiyor... hangi ozgurluk yahu?

    iste bu baskilarin veya zihniyetin sonucunda yasanmiyor mu kimi sacmaliklar? mesela kalabalik bir ortamda kadinin arkasina gecince taciz eden, tabiri caizse hayvanlar gibi saldiran, hayvanla veya cansiz bir vitrin mankeni ile iliskiye giren erkegin yaptigi pisliklerin ozunde bu guvensizlik, baski anlayisi, cinsiyetcilik veya kimi bastirilmis duygularin yeri yok mu sizce?
  • inanc ozgurlugu arkasina saklanilarak oynanan oyunun sonucudur.

    daha once de acikladigim gibi turban takma ozgurlugu icin bastiran veya direten kalabaligin ozgurluge olan yaklasimi aslinda uzaklasim seklindedir.

    yani kadini her sekilde baski altinda tutan, kapanmasi disinda bir ozgurluk tanimayan bir anlayis var. evet "inanc" ozgurlugu icin diretiyorsunuz kabul... peki ya diger ozgurlukler. kadin ve erkegin esit sartlar altinda calisma ve yasama ozgurlugu? kadinin kendini ifade edebilme ozgurlugu? kadinin kendi basina sosyal yasamda yer alma ozgurlugu? yani kendi ahlak veya yasayis anlayisiniza gore belki kadinlarin boyle baski altinda tutulmasi dogal ve dogru olabilir. ama unutmayin ki yasadiginiz ulke bir islam cumhuriyeti degil. laik ve uniter turkiye cumhuriyeti.

    kisaca tum bu ozgurluklerin ustune erkek hegomanyasi ile bir cizgi ceken, kadina bir es veya anne olmanin disinda hicbir rol bicmeyen bu anlayis, kendi sapkin duzeninin devami icin elbette ki bir seylerden faydalanacak... nedir bu? din veya inanc ozgurlugu salatasi.

    kadinin neden kapandigi konusuna gelince...

    soylenen sey "acik" bir kadin goruldugunde erkeklerin cinsel durtulerinin harekete gecme ihtimali oldugudur.

    bunu ben soylemiyorum. din adamlari soyluyor. inanc sisteminin getirdigi kurallari akla daha yatkin hale getirmek icin oynanan oyunlarin sonucu uydurulmus bir yalandir bu. tipki oruc tutmanin saglikli oldugu yalaninda oldugu gibi... ya da namaz kilmanin "ruhani" faydalarini anlatirken vucuda olan faydalarinin da vurgulandigi gibi... veya yilda bir kez kesilen kurban ile fakirlerin doyuruldugu yalaninda oldugu gibi... bu yalanlara ihtiyac var cunku artik sadece inanc ozgurlugu deyince kimse yemiyor. insanlar bazi seyleri sorgulamaya basladi. sus hasa, allah carpar gibi laflar yetmeyince yetis ya "bilim", ya "mantik", ya "akil"...

    kisacasi ilkokul seviyesindeki bu tur seyleri ben degil, inanc sistemlerini mantik ve akil kurallari ile aciklamaya calisan din adamlari soyluyor.

    diger taraftan kisilerin istedikleri gibi giyinme ozgurlukleri de vardir. sonucta sokaga ciktigimiz zaman bircok turbanli kadin ile karsilasiyoruz. heryerdeler... ancak hep dedigim gibi tum din ve inanc sistemlerine ayni mesafede olmasi gereken laik bir devletin catisi altindayiz. bu cumhuriyet bu kurallar ile kuruldu ve bu sekilde yasayacak. onun icin dini ve siyasi bir sembol olan turbanin, tipki diger dini ve siyasi kiyafetlerde oldugu gibi her yerde giyilemeyecegi aciktir. bu yasadigimiz ulkenin hukuk kurallari ile de kesinlestirilmis bir konudur.
  • kitabın adını "evrim aldatmacası" koyup kendini haklı, evrimi aldatmaca sanmak gibi bir etki uyandırmaktadır herhalde bu ifadeyi zevkle kullananlarda.

    kişinin, üniversitede kıyafetine karışmak zorbalıktır, kıyafet kanunu faşizmdir, yüz kez söylendi iran'ın yaptığının aynısıdır. iranlı molla da "başı açık dolaşma özgürlüğü kandırmacası" diye bir kategorinin varlığını ilan etmektedir. insanları başı açık dolaşmaktan kurtarmakta olduğunu, islamın emrettiği güzel ahlakı deneyimleme fırsatını tattırdığını sanmaktadır. ve bu örnekle başka türden faşizm ve zorbalıkla arada nitelik farkı değil sadece nicelik farkı vardır. kişilerin öznel koşullarını, kişisel deneyimlerini bilmeden (ki bunu bilmek imkansızdır, ve onun için özgürlük esastır) zorla bir şeyin kendilerine yaptırıldığını iddia edip (baş örtmek), yine aynı şekilde onları zulümden kanun zoruyla kurtardığını sanmak hiç de masum bir ahmaklık değildir. kimseyi tarih önünde sorumluluktan kurtarmaz.
  • bir şanssızlık eseri annesi-babası da gerici bir ailede doğmuş dişi kişinin türban takmama özgürlüğü ne kadardır.
    kafasına zorla türban takdığın kızın, o türbanı takmaktan başka alternatif vermediğin kızın, yarın karşına dikilip ben dinsiz olma hakkımı kullanacağım, türban mürban takmayacağım dese o zaman tanıyacağın özgürlük gibi kandırmacadır.
    türbanı takan kişi, belli bir yaşa kadar (ki en az 25) tüm dinleri araştırmış olsun, evrimi de okumuş olsun, bu arada herhangi bir taraftan da baskı görmemiş olsun, en sonunda bilinçli bir tercihle müslümanlığı seçsin ve örtünsün o zaman gelsin istediği yerde, istediği kıyafetle okusun, çalışsın, ne isterse yapsın.
    insanı göz göre göre aptal yerine koyuyorlar yahu.
  • oyle bir kandirmacadir ki bu en kuyruklu yalanlari bile gozunu kirpmadan soyletir.

    bu allah'in emri, bu boyle yapilmak zorunda, kuran'da boyle yaziyor, inaniyorum diyorsan yapacaksin seklinde turlu zorlama ve baski ile ortaya cikip, bu durumu aciklamak icin de inanc "ozgurlugu" gibi bir kavrami kullanmanin komikligi bir yana, turban takmak veya taktirmak aski ile yanip tutusan "ozgurluk" savascilarinin anlayisinda kadin icin kafaya turban ortmek disinda hicbir ozgurluge yer verilmiyor olusunun inanc ozgurlugu lafi ardinda gizlenilmeye calisilmasi tek kelime ile ayiptir.

    ayrica o inanc dedikleri sey de tipki krallik sistemi gibi babadan ogula gecen bir sistem. yani inanc ozgurlugu diyorlar ama o da yalan. daha dogarken kafa kagidida sak diye yaziyorlar neye inanacagini. ulan hani ozgurluktu bu? eee sen benim neye inanacagimi secmissin bile... hatta senin inandigina inanmazsam vay halime... ne guzel valla.

    baska bir deyisle inanc ozgurlugu derken yaptiklari zorlamanin farkinda olmamalari bir kenera, inanc ozgurlugu diyerek getirmeye calistiklari sistemde kadinlara ve hatta kendilerinin inancina dahil olmayanlara hicbir ozgurluk taninmadigi ortadadir. bunu anlamak icin dini rejim ile yonetilen ulkelere soyle bir uzanmak yeterlidir.

    ortunme "ozgurlugu" olan kadinlarin, erkekler ile ayni sofraya oturma, erkekler ile konusma, fikir beyan etme, istek ve taleplerde bulunma, yonetimde yer alma, calisma, egitim ve benzeri konularda ozgurlukleri yoktur... ayni anlayis daha dogrusu anlayissizlik turban ozgurlugu kandirmacasi altinda turkiye'ye de ihrac edilmeye calisiliyor aslinda.

    mesela basbakanimizin karisi siradan bir yurtdisi gezisinde yunan basbakani ile opustu mu opusmedi mi derken iki ulke arasinda siyasi kriz cikacakti.

    keza gene sayin basbakanin kizinin dugununde geline taki takan italyan basbakaninin gelini opup opmedigi polemik konusu olmustu...

    hani sonucta herkesin istedigi gibi selamlasma ozgurlugu var. ancak ortadaki anlayisa bakmak lazim. bence burada kadini bir meta olarak goren anlayisin sorgulanmasi lazim.

    sonra "karim turk kadini son derece guzel bir sekilde temsil ediyor diyen" meclis baskani'nin karisi ile cumhurbaskani arasinda bir tokalasma, tokalasamama krizi yasanmisti...

    ya da kisa bir sure once erkekler ile ayni masaya oturamayan ulastirma bakaninin karisinin fotograflarinin gazetelere nasil yansidigini dusunun.

    peki ya akp'li belediyelerin yonetimde bulundugu tesislerde -ki halkin tesisleridir- yeseren haremlik selamlik uygulamalari icin ne diyeceksiniz?

    ya da onbinlerce kisinin katili abdullah ocalan'in yeniden yargilanmasina karar veren aihm'in bu karari sonrasi gik demeyen ve hatta merak etmeyin caresine bakariz seklinde demecler veren akp'liler, turban soz konusu oldugunda neden aslan kesiliyor? yani insanlarin en temel yasama hakkina veya ozgurlugune goz dikmis bir teror orgutunun basi hakkinda alinan karara gik demeyenler, turban takma "ozgurlugu" soz konusu oldugunda -ki bu kuruma kendi ayaklari ile gitmis, bu kurumun kararlarini kendi cikardiklari yasalar ile baglayici hale getirmislerdir- celalleniyorlar? konu hakkinda daha ayrintili bilgi icin; (bkz: #8528496)

    yani yuzumuz avrupaya donuk, modern ve ozgur bir ulke icin calisiyoruz denilirken bu yapilan sacmaliklari nasil aciklayabiliriz?

    soylenene degil yapilana bakarim ben. nasil bir zihniyet veya kafa ile karsi karsiya oldugumuz ortada...

    iste turban denen sey de bir bakima tum bu celiskilerin simgesidir. ayrica sadece bu celiskilerin degil, siyasi bir durusun, tavrin, anlayisin veya dusuncenin de bayragidir. sonuc olarak demokratik bir ulkedeyiz. insanlarin bu bayraklari sallama ozgurlugu var veya bu ozgurluk olmali. ki zaten hep dedigim gibi kadinlarin "kapanma" ozgurlugu var. cikin sokaga bakin bakalim... bir dolu turbanli dolasiyor ortalikta. ama laik bir ulkede bu bayrak ile her yere giremeyeceklerini de ogrenmeleri lazim. yani ortada bir kural veya yasak varsa bu sadece turban takmak isteyene degil, kendi dininin veya siyasi gorusunun bayragini her yerde sallamak isteyen herkes icin var. ama bir istisna ile!

    yani tarikatlar ile hukumetlerin kol kola oldugu, tarikatlarin catir catir okullar actigi, cuma gunu ogle vaktinde devlet dairelerinin cogunda is yapilamadigi, ihtiyac olmamasina ragmen surekli imam hatiplerin acildigi, kuran kurslari ile ilgili denetimlerin kaldirildigi, oruc tutmayanlara baskilarin uygulandigi, adim basi yeni bir caminin dikildigi, haremlik selamlik uygulamalarinin, icki yasaklarinin uygulandigi, ulemaya soralim diyen bir basbakanin yonettigi ulkemde birileri cikip sakin inanc ozgurlugu yok, inancimizi yasayamiyoruz demesin... kimsenin inancina karisilmayan ve hatta inanc denilen sey sayesinde bircok seyin suistimal edilmesine, acik veya gizli bin turlu baskinin uygulanmasina ses edilmeyen ulkemde, kadinlar her yere baslari kapali giremiyor deyip mazlumu oynamak ayiptir, terbiyesizliktir.

    oklula gider erkek diye hocasi veya sinif arkadaslari ile konusmaz, ogretmen cikar evrim teorisi inanclarima aykiri diye anlatmaz, doktor olur erkek diye hastaya dokunmaz, veya turbali bir kadinin kocasi, erkek diye doktorun karisina dokunmasina izin vermez, toplu tasima aracina biner yanindaki erkege sapik muamelesi yapar... bu ornekleri uzatmak mumkun...

    kisaca hayatin icinde olacagim, her yere girerim ben diyecek, ama o kafa o hayatin icinde olmayacak... hadi len...
  • bir okur mektubunda konuyla ilgili güzel bir örnek vermiş, paylaşmak istedim.

    ---spoiler---
    1976 yılında bir havayolunda kabin memuru olarak göreve başlamak üzere suudi arabistan’a gittim. arabistan’da bikini mayo giyebiliyor, kadın erkek bir arada yüzme havuzlarında güneşleniyor, açık hava sinemalarında film (sansürlü de olsa) seyredebiliyor ve güncel olarak diğer ülkelerde kadınlar ne giyebiliyorsa o tarz kıyafetleri giyiyorduk.
    1979 yılında mekke’de bir terör yaşandı. birkaç asi kâbe’yi ele geçirdi, güvenlik güçleri ile çarpıştı ve daha sonra öldürüldüler. bu olay, dış dünyada unutulup gitti. ancak arabistan’da dinciliğin etkin hale gelmesinin başlangıcı oldu. havuzlara kadınlar ve erkekler aynı günlerde alınmamaya başlandı, tek parça mayo giyme zorunluluğu geldi. bizim havayolu çalışanlarının (ki sadece kadınların bulunduğu havuzlarda bile) tek parça mayo giymesi şart oldu. zamanla, tam olarak birinci körfez savaşı’ndan hemen önce kadınların ‘abaya’ (arabistan’da kullanılan kara çarşaf) giymesi yaygınlaştı. 1988’de yabancı kadınların da abaya giymesi âdet haline geldi. bir yıl sonra başların örtünmesi başladı.
    bu arada körfez savaşı yaşandı ve akabinde yabancı kadınlara da abaya ve baş örtüsü zorunlu hale getirildi. yollar, alışveriş merkezleri ‘mutawa’ denilen dini polis görevlileri ile doldu. mutawalar halkın arasına karışıp tesettürünün uygunluğuna göre uyarıyorlar, uyarılara karşı gelenleri tartaklıyor ve sopalıyorlardı.
    körfez savaşı sonrası birçok (havayolu çalışanı) yabancı uyruklu kadın, evli olmadıkları erkeklerle (namahrem: kan bağı ya da nikâhlı olunmayan erkek) yakalandıkları için hapse atıldı, zor günler yaşadılar ve sonunda sınır dışı edildiler. 1995 yılında türkiye’ye kesin dönüş yaptığımda, gittiğim arabistan’ı mumla arayacağım bir arabistan olarak bırakıp geldim.
    orada yaşarken asıl fark ettiğim, kadının hiçbir değerinin olmadığı, kadının sadece erkeği yoldan ve baştan çıkaran varlık olarak görüldüğü , şeytanla eşdeğer tutulduğu bir din anlayışıdır. kadınların hiçbir önemi yoktur. ama onlara sorarsanız kadınlara önem verdikleri için, onları korumak adına bu şekilde yaşarlar. acı olan, bu ayrımcılık ve baskıları kadınların da kabullenmesi, hallerinden şikâyetçi olmadıklarını söyleyebilmesidir. fakat zaten başka türlü düşünemezler ki. hürriyeti bilmeyen onu nasıl özler?
    türkiye’de sözde inanç gereği tesettür yanlıları, bizim toplumumuzda yaşarken yaptıklarını şeriatla yönetilen ülkelerde yapamayacaklarını bilmiyorlar ve aptalca bir fikri savunarak dini sömürüsü yapan adamların oyuncağı oluyorlar. ne yazık...
    ---spoiler---

    mine kırıkkanat- vatan
  • sadece takmaya, kapanmaya, ortunmeye yonelik bir ozgurluk anlayisi olup, takmama, ortmeme, acilip serpilmeyi bu ozgurluge dahil etmedigi icin her halukarde bir kandirmacadir. demokrasiydi, suydu buydu kim hakli, kim yanlis bir onemi kalmiyor "ozgurluk derken" sadece kapanmayi istiyorsan bu kandirmacadir iste baska bir sey degil takla atsan da ziplasan da kandirmaca iste.

    ha sen canla basla turbana ozgurluk diyorsun ve kizin/esin/kardesin gelip "ben turban takmayacagim" dediginde "tamam guzel, nasil istersen" diyorsan o vakit kandirmaca degildir, saygi duyarim sana.
  • bu konu hakkında verilecek örneklerde 24 ciltlik brittanica serisi yazılır, ama ben şimdilik bu hizmeti kuponsuz veriyorum:
    ---spoiler---
    iran hâlâ dokuz yaşındaki kızların evlendirildiği, kadınların evlilik öncesi cinsel ilişkide bulundukları için cezalandırıldığı, yargıç ya da devlet başkanı olamadıkları, futbol stadyumlarına giremedikleri, örtünmenin zorunlu olduğu bir ülke. doğru, kadınların yüzde 97'si okuma yazma biliyor, öğrencilerin ve iş gücünün önemli bir kısmını kızlar-kadınlar oluşturuyor, ancak önemli görev ve makamlarda kadınlar yok...

    iran'da hicap yasası islam devrimi'nin hemen ardından çıkmadı. kadınlar ilk zamanlarda başları açık gezmeye devam ettiler. humeyni'nin televizyonda yaptığı bir konuşmada kadınlara örtünmelerini emretmesinin ardından 8 mart 1979'da tahran'da on binlerce kadın bunu protesto etmek için meydanlara çıkmıştı. gösterilerin artıp devam edeceğinden çekinen yönetim, ertesi gün yayımladığı açıklamada, "humeyni'nin yanlış anlaşıldığını, zorunlu örtünmenin söz konusu olmadığını" anlatmak, güvence vermek zorunda kalmıştı.

    kadınların zorunlu örtünme kararı konusunda gösterdikleri ciddi direnişe asıl darbeyi indiren iran-irak savaşı (1980-1988) oldu. rejim, savaş, şehitlik ve şehâdet unsurlarını kadınları kapatmak için fazlasıyla istismar etti. savaşın olağanüstü koşullarında, vatan savunması ve şehâdet söyleminin yükselmesi, kadın hakları için mücadeleyi ikinci plana itecekti. böylesine bir atmosferde, yapılmayacağı söylenen uygulamalar hızla devreye sokuldu. 8 mart gösterisine katılan kadınları ise hapis, sürgün ve hayal kırıklığı beklemekteydi.

    ipek çalışlar ve oral çalışlar' ın kaleme aldığı "bir erkek diktatörlüğü: iran" kitabında gazeteci nefise kuhnavard, savaşın islama ait olmayan bir tür siyah çarşaf ve yas geleneğini kışkırttığını söylüyor. daha yasalar değişmeden, sokaklarda gezinen küçük militan gruplar kadınlara örtünmelerini söylemeye başlamışlardı. "ruj sürmeyin, boyanmayın, süslenmeyin, rengârenk giyinmeyin, şehitlerimize saygısızlık etmeyin!" diye baskı yapmışlardı.

    hicap yasası, 1981'de çıkarıldı. ardından müslüman olsun olmasın kadınlara kamuya açık yerlerde örtünmeleri emredildi. yani, kadınlar şah'ı devirmek için yaptıkları gösterilerde "istersek takarız" diyerek peçelerini sallamışlardı. ama artık örtünmelerini zorunlu kılan bir rejimle yönetileceklerdi.
    ---spoiler---
    gül atmaca/ mollaların iran'ı
  • baska celiskileri de ortaya cikaran bir kandirmacadir.

    yeri gelince yabanci ulkelerde okuyan turbanli kizlarimizdan bahseden, bu kizlarin ayni siralari paylastigi "garip" insanlardan ornek veren bu anlayis, kendi yasami soz konusu oldugunda o "garip" gorunuslu kisileri yanina bile yaklastirmayacaktir. gidin bakin bakalim islami rejim ile yonetilen ulkelere...

    kisacasi sadece ve sadece kendi "ahlak" anlayislarina ozgurluk taniyan bir yaklasim, isine gelince o gavur deyip begenemdigi toplumlarda yasananlardan ornek verir. ama mesela o toplumlarda meclisteki kadin oraninin %40 civarinda oldugunu, kadinlarin yonetime neredeyse yari yariya katildigini gormezden gelir. turkiye'de ise meclisteki kadin orani %4. akp'deki oran ise %2... eee madem batiyi ornek aldin, madem oradan ornek gosteriyorsun oradaki diger seyleri de hayatina almak icin calissana...

    ama olmaz ki. sonucta bu kisiler icin demokrasi veya ozgurluk bir amac degil aractir. buna karsi uyanik olmak gerekir.

    ayrica gene ustune bastira bastira soyluyorum. isteyen turban takmaktadir. bir dolu turbanli vardir... ama turban her yerde takilamaz. bunu hukuk kurallari soyluyor... yoksa kimsenin kimsenin ozel hayatina karistigi veya inanc ozgurlugunu sinirladigi yok...
  • hüseyin tuğcu denen akp'li milletvekili -ki kendisi aynı zamanda rte'nin de danışmanı imiş- tarafından ifade olunan "devletten iş almak isteyen müteahhitlerin eşleri de kendine çeki düzen vermeli" önerisi ile bir kez daha ortaya çıkmış kandırmaca. yani adam açık açık diyor ki eğer devletten iş alacağım diyorsan karının başı kapalı olacak. dayatmaya bakar mısınız? kısaca abi, baba veya koca zoru ile türban altına sokulan kadınlara bir de "alış veriş, ticaret" ilişkileri yüzünden kapatılan kadınlar eklenecek. aynen devam!

    şimdi sağda solda her yerde bolca turbanli olmasina ragmen "türban takmıyorum ama ortada bir türban zülmü var, isteyen taksın canım" lafları ile dolaşıp ucuz demokratlık numarası çeken iş adamı karılarını görelim bakalım. yarın öbür gün devletten ihale alamayan kocaları gelip de "hanım şu saçını bir örtese" dediklerinde ne yapacaklar?

    böyle devam edilirse hepinize sıra gelecek ey ucuz demokratlar, ey feminist kırmaları, ey kafası basmayan akılsızlar... önce devletten ihale almak isteyenlerin karıları, ardından devlet dairesinde çalışmak isteyenlerin karıları, sonra devletten ihale alan şirketlerde çalışmak isteyen personelin karıları, ardından da sokağa çıkan bütün kadınlar bu oyunda örselenecek. ama bana hava hoş! ben de sizin gibi dört tane daha bulur alırım koynuma ohhhh...
hesabın var mı? giriş yap