665 entry daha
  • türkçenin tarihteki yerini, nereden geldiğini, türk dillerinin oluşum sürecini bilmek türkçeyi zihnimizde daha iyi konumlandıracaktır diye düşünüyorum.

    türkçenin tarihi dönemlerini 5 ana grupta inceleyebiliriz:
    1. ilk türkçe dönemi, 2. ana bulgarca ve ana türkçe dönemi, 3. eski türkçe ve eski bulgarca dönemi, 4. orta türkçe ve orta bulgarca dönemi, 5. yeni türkçe ve çuvaşça dönemi görsel

    öncelikle türk dillerinin temel tasnifinde bir l-r ve z-ş denkliği karşımıza çıkar. bu denklik, türk dillerinin arasındaki ses paralelliğini gösteren bir ayrıntıdır, türk lehçeleri bu esasa göre şaz türkçesi ve lir türkçesi olmak üzere ikiye ayrılmıştır.

    1. ilk türkçe (m.ö.)
    ilk türkçeyi çuvaşça da dahil bütün türk dillerinin ortak atası olarak kabul edebiliriz.
    ilk türkçe bir r-l dilidir, örneğin günümüzdeki “kız” kelimesi bu dönemde “kır”dır. türkçenin bu döneminden günümüze kadar kalabilmiş pek az kelimeye ana samoyedce kaynaklar üzerinden ulaşabiliriz.

    2. ana bulgarca ve ana türkçe (1.-6. yy)

    ana bulgarca, bulgar türklerinin dilidir. bulgar türkleri ogur halklarından (sabir, uz, hazar, suvar vs.) oluşan yarı göçebe, türk kökenli bir halktır. bu dilin kullanım alanı karadenizin kuzeyi ve kuzey kafkasya'dır.

    ana türkçe ise bir z-ş dilidir, bu dil çuvaşça dışındaki tüm türk dillerinin atasıdır. çuvaşça ise ana bulgarcanın bir devamıdır.
    (ana bulgarca ve ana türkçe bu dönemle birlikte birbirlerinden bağımsız gelişimler gösterir, bu yüzden ana bulgarcaya dayandırılan çuvaşçada birçok arkaik özelliğe rastlarız)

    3. eski türkçe ve eski bulgarca (6.-11. yy)

    eski türkçe göktürk kağanlığı'nı kuran türklerin ve 8. yüzyıl ortalarında onların hakimiyetine son veren uygurların dilidir. eski türkçenin, biri orhon türkçesi biri de uygur olmak üzere en az iki diyalekti vardır.

    uygurca daha sonra “y” ağzı ve “n” ağzı olmak üzere iki ana ağız grubuna ayrılmıştır. bu göktürkçedeki /ny/ sesinin oluşturduğu bir ayrımdır. örneğin göktürkçedeki “kony” (koyun) sözcüğü mani uygur metinleri'nde “kon”, burkan uygur metinleri'nde “koy” şeklindedir.

    ıı. göktürk kağanlığı'nda runik alfabe ile yazılmış türkçenin en eski metinlerine rastlarız.(daha önceye ait yazıtlar da var) bu dönemden kalan yazıtlarda, özellikle kül tigin, bilge kağan ve tonyukuk yazıtları'nda işlenmiş bir dil ve alfabe kullanıldığını söyleyebiliriz bu yüzden bu yazı sistemini çok daha öncesine götüren dilciler ve tarihçiler vardır.
    eski türkçenin kendi içinde sistemli, gelişmiş ve kurallı bir dildir; buna ek olarak eski türkçe ve türkiye türkçesini karşılaştırdığımızda iki dönemin türkçe sözcükleri arasında düzenli ses değişimleri yakalarız. her iki dönemde de kullanılan ortak kelimelerden yola çıkacak olursak; tokuz > dokuz , bir- > ver-, bod > boy, köz > göz gibi örneklere rastlarız. bu gibi ses değişimleri tüm türk dillerinde farklı olarak belirebilir, mesela kıpçak grubu türk lehçeleri için göz hâlâ “köz”dür.

    eski bulgarca (tuna bulgarcası) ise ana bulgarcanın bir devamıdır. 8. ve 9. yüzyıllar arasında kullanılmış bu dilden günümüze pek az dil malzemesi kalmıştır ancak elimizdeki kelimelerden yola çıkarak bu dilin bir r- ve l- dili olduğunu söyleyebiliriz.

    4. orta türkçe ve volga bulgarcası (11.-16. yy)

    volga bulgarcası, volga ırmağı civarında volga bulgar devletini kuran ve müslüman olan bulgar türklerinin dilidir.

    orta türkçe dönemi 11. ve 16. yy'lar arasını kapsar. bu dönemde şu yazı dilleri vardır: 1. karahanlı türkçesi, 2. harezm türkçesi 3. çağatay türkçesi 4. kıpçak lehçesi, ermeni kıpçakçası 5. eski anadolu türkçesi

    türkiye türkçesinin daha kuvvetli bağlarla dayandığı eski anadolu türkçesine değinirsek:

    anadolu'ya yerleşen oğuz türklerinin dilidir,
    oğuz türkleri ilk kez bu dönemde kendi lehçeleri üzerine bir yazı dili geliştirmiştir. çeşitli oğuz boyları, anadoludaki konuşulan başka diller ve diğer türk unsurları bu dilin gelişiminde önemli bir etkendir.

    5. yeni türk dilleri dönemi

    16. ya da 17. yüzyıldan itibaren yeni türk dilleri dönemi başlamıştır, yeni türk dillerini sınıflandırırken belli başlı ölçütler esas alınır.

    çağdaş türk dilleri çok ayrıntılı ve çeşitli olduğu için onları başka bir entryde ayrı ayrı anlatacağım.

    türkçe (türkiye türkçesi)

    türkçe bugün başlıca türkiye cumhuriyetinde yaşayan türk halkının konuştuğu dildir. bu dil 11. yy sonlarına doğru anadolu'ya gelen selçukluların ve sonrasında da osmanlı imparatorluğunu kuran oğuzların dilidir.

    son olarak; türk dilleri (turkic) kavramı soyca akraba olan birçok dili belirtmek için kullanılır.
    türkiye türkçesi de birçok tarihi, sosyal, siyasi aşamadan geçerek günümüzdeki halini almıştır türkçenin ana hatlarını ve gelişim aşamasını bu şekilde özetleyebiliriz.

    —————
    kaynakça

    türk dilleri-mehmet ölmez, talat tekin
    oğuz türkçesinin tarihi gelişimi- zeynep korkmaz
    türk dili tarihi- ahmet bican e.
  • sondan eklemeli bir dil olmasının bir çok açıdan gelişimine engel olduğunu düşündüğüm dil. her ne kadar biz sondan eklemeli olduğunu söylesek de kimi (bkz: ön ek)lere de sahip. ama benim için en büyük eksiklik olumsuzluk ekinin tam anlamıyla avrupa dillerindeki işlevini karşılayamaması.**
    mesela ingilizcedeki fair ve unfair kelimelerini düşünelim. adil ve adil olmayan ya da adil değil diye çeviriyoruz cümle içinde, ama ekleriyle ünlü bir dilin bu kadar basit bir şey için ek üretememesi çok tuhaf. ya da yine ingilizcedeki co ön ekini ele alalım.
    dependent ve codependent kelimelerini düşünelim. dependent bir kişiye ye de bir şeye bağımlı olma durumunu anlatır * codependent ise olaya işteşlik katıyor iki kişi veya şeyin birbirine bağımlı olması ve birbiri olmadan hayatta kalamamasını anlatır. bağımışlık gibi bir kelime üretilebilseydi o anlama getirebilirdi ama gördüğünüz gibi olmuyor.
    sonuç olarak potansiyeli çok yüksek olan ama konuşanları olan bizlerin yeterince geliştirmediğimiz dildir.
220 entry daha
hesabın var mı? giriş yap