• 140 karakterde ülkeyi kurtarmaya çalışırım.

    gelecekten edit: artık beni kimse tutamaz, sağol jack.
  • hataylı bir sözlükçü şöyle demiş; çocukluğumun geçtiği sokakları altın tepside sunmam.

    ben de ekleyeyim; 500 km uzakta yaşayan evli barklı bir sözlükçü olarak ne çocukluğumun geçtiği şehrimin caddelerini ne de hayatımda gitmediğim, görmediğim hatay'ın caddelerini kimselere vermem.

    cevabı binlerce çeşit verilebilecek bu sorunun vatansever anadolu insanı için cevabı tekdir; ya istiklal, ya ölüm.
  • direkt topuk. 30 sene yaşadım sayın devletim her fırsatta benden para aldı, alamadığında borçlandırdı, onlarla da altın varaklı musluk taktırmış evine. aç açıkta kaldığımda devletim gss yerleştirdi, hastaneye gidemediğimde para bul da gel dedi. iş istedim, yandaş doldurdu. kadro bekledim yandaş doldurdu. şu saatten sonra musluk savaşsın yerime ben bedelimi ödedim.
  • atalarım gibi ya istiklal ya ölüm derim ne yapayım, belki savaştan çıktığımızda ülkenin kaymağını yine savaşa gitmeyenler yiyecek, ben yine fakir kalacağım ama olsun ata toprağı bu kolay kazanılmadı. savaş farklı bir şey bu konudaki hisleri boş milliyetçilikle, şovenizm ile karıştırmamak lazım bugün ''yeaa kaçarım ben banane'' diyenler de damarlarındaki asil kanın etkisi ile en önde savaşacaklardır bakmayın siz atıp tuttuklarına.
  • savasina bagli. kendi egemenligimiz tehdit ediliyorsa bir doktor olarak elbette savasta yer alirim.

    ama eger biz sikik bir politika sonucu baska x bir ulkenin topraklarini ele gecirmeye, etnik catisma cikarmaya veya dini bir amacla savasmaya calisirsak sikimde olmaz.

    bunu unutmayin, halk devlet icin degil, devlet halk icin var.
  • kanımın son damlasına kadar savaşırım. bakmayın ekşi sözlük ılıklarına türk insanının ezici çoğunluğu böyle düşünür .
  • seferberlik görev emrime göre 3.jandarma eğitim komutanlığı emrinde subay olarak görevime başlarım.
  • --- spoiler ---

    savaş ilanı 20. yüzyılın ortalarına ait, arkaik bir teknik detaydır. bugün artık sadece operasyonlar vardır, sınırötesi müdahaleler vardır, uluslararası görevler vardır, barış gücü harekatları vardır, askeri misyonlar vardır.

    yani, güzel kardeşim, insanlar ölür, ülkeler bombalanır, kan gövdeyi götürür, katliamlar vahşetler yaşanır ve akabinde emperyalizmin acımasız sömürüsü korkunç bir iştahla emişyona başlar ve ama bu faaliyetlerin hiçbirinin içinde savaş kelimesi asla geçmez.

    savaşların uzak mesafeden etkili olan silahlarla steril bir ortamda yürütüldüğü bir çağda artık işgalden, saldırıdan söz edilemez.

    nlp iş başındadır, newspeak at koşturmaktadır. her nedense (bkz: minimally invasive surgery)

    savaş bakanlığı vardı bir zamanlar her ülkede; osmanlı'da da harbiye nezareti. onlar gitti, bugün artık her ülkede militer agresyonun koordine edildiği merci savunma bakanlıklarıdır.

    filistin'i 1967'den bu yana 45 yıldır fiilen işgal altında tutan israil ordusunun resmi adı israil savunma kuvvetleri'dir (idf - israel defense force). bu ordunun yaptığı şey ise işgal ettiği topraklarda savunma harekatları yapmaktır; tıpkı altı tane polisten ölümüne dayak yiyen bir vatandaşın mahkemede görevli memura darp suçundan hüküm giymesi gibi.

    savaş dendiğinde her iki ülkenin vatandaşlarının hayatlarının değişmesi, alt üst olması lazım bir kere. (bkz: wollt ihr den totalen krieg) genel seferberlik ilan edilmesi lazım. ama artık öyle olmuyor. yeni düzende, bir ülkenin vatandaşlarının anası sikilirken diğer ülkenin vatandaşları istinye park düzenini gayet rahat sürdürebiliyor. hatta bir ülke aynı sınırlar içinde ikiye bölünmüş halde iç savaş yaşarken bile, ülkenin bir tarafının götünden kan gelirken diğer tarafı bebek parkı'nda dondurma yalayabiliyor.

    velhasıl, canım arkadaşım, savaşın eski tadı kalmadı.

    --- spoiler ---

    kaynak: #29101478

    .
  • ziraat bankasına gider para yatırırım. biz askerde öyle öğrendik.

    (bkz: bedelli askerlik)
  • türkiye savaşa girerse tsk bünyesinde görevlendirilmiş orduları gereğini yapar. mesela trakya istikametinden gelecek tehlikelerde 1. ordu, ege kaynaklı tehditlerde 4. ordu ya da diğer adıyla ege ordu komutanlığı, doğu anadolu ve karadeniz'den gelecek muhtemel tehlikelere karşı 3.ordu, suriye, ırak kökenli tehditlerde ise mevcut durumda olduğu gibi 2. ordu görevinin başındadır.

    türkiye mevcut ordu komutanlıklarının yeterli kalmayacağı bir savaşa girerse diğer ordularından takviye yapmak suretiyle birliklerini tanzim eder.

    bunların dışında türkiye birden fazla tarafın yer alacağı bir savaşa girerse kendi personeli dışında ittifak kuracağı müttefiklerinden de yardım alabilir ve kendisi de diğer cephelere birlik gönderebilir.

    gelelim asıl meseleye...
    türkiye işgal tehlikesi baş göstermiş bir savaşa girerse...
    sıkıyönetim gelir, bak ohal'e benzemez ha.öyle "ya ohal de çok antidemokratik, çok sıkıcı" diye entri kasmaya benzemez.
    devlet senin mevcudiyetine el koyar.hani derler ya "devletin malı" diye. işte tam anlamıyla, senin hayatının bile sahibi olur devlet.

    biz istiklal savaşı kazandık. emin ol " bu devlet için askere gitmem" diyenler de vardı. hatta " ingiliz mandası, amerikan mandası daha iyidir" diyenler de.
    bir yandan kahraman vatan evlatları cephede çarpışırken bir yandan bunlarla uğraşıldı. bunları da vurgulayalım tarih kitaplarında. sakarya zaferinden önce silahlarıyla firar edenlerin sayısı dudak uçuklatır adamım. o "tekalifi milliye" emirleri boşuna verilmedi."hıyaneti vataniye" kanunu haybeye çıkarılmadı.istiklal mahkemeleri adi dolandırıcılık davalarına bakmadı afedersin.
    bu işler çocuk oyuncağı değil inan dostum. bunları okurken madalyonun diğer yüzünü de çevirmek lazım.bir zafer sadece kahramanlıkla kazanılmaz. perde arkasında başka hikayeler gizlidir.

    velhasıl kelam, tartışma abesle iştigaldir. allah göstermesin, o gün gelince ne aforizma kalır, ne anti militarizm , ne ideoloji ne de seni yurtdışına kaçıracak bir uçak yahut gemi...

    burdan beylik laflar etmeyi bırakın da bu ülkenin insanları olarak nasıl mutabakata varacağız, bunu düşünün.

    buraya iki söz konduruyorum:
    " birlik ve beraberlik duyguları tahrip olmuş toplumlar işgale açık hale gelmişler demektir."
    m.kemal atatürk

    "girmeden bir millete tefrika, düşman giremez.
    toplu attıkça sineler, onu top sindiremez!"
    m.akif ersoy
hesabın var mı? giriş yap