• yersek diye açıklanan verilerden birisi.

    https://www.ntv.com.tr/…andi,m8bqfi2nekwooswm-s9wzg
  • büyüme verileri çeyreklik ve dört çeyreğin birleştirilmesiyle yıllık hesaplanıyor. üçüncü çeyrek de, tahmin edeceğiniz üzere temmuz, ağustos ve eylül dönemini kapsıyor. dördüncü çeyrek verisi geldikten sonra da yıllık büyümeyi göreceğiz. veriler geriden geliyor olsa da, şu anda dördüncü çeyrek içerisindeyiz ve öncü verilerle de tahminler ve beklentiler oluşuyor.

    üçüncü çeyrek denilen bu bölümde büyüme %6,7 olmuş. ikinci çeyrekte bu -9,9 idi. o zamanlarda da damat berat albayrak abd'nin yıllıklandırılmış %31'lik küçülmesini göstermiş, "abd'nin bile böyle olduğu bir ortamda" diyerek ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışmıştı. oysa berat albayrak ya kötü niyetli olarak yanlış bilgi veriyordu, ya da ekonomiden anlamadığını gayriihtiyari ifşa ediyordu. zira türkiye'nin ikinci çeyrek büyüme verisi -9,9'u yıllıklandırdığınızda -40'a yakın bir değere geliyordu. yani türkiye, damadın dediği abd verisinden de kötü durumdaydı. damat bunu uyarılara rağmen değiştirmemişti. belki de bütün tivitlerini vb. bu sebepten sildi, bir bilgimiz yok.

    her neyse. üçüncü çeyrek döneminde özellikle haziran 15'ten itibaren kapanmalar sonlandırıldı. restoranlar, oteller, adliyeler, bankalar her yer açıldı. yaz sezonunda türkiye'ye yine nispeten çokça turist geldi. aynı zamanda vatandaşa kredi pompalandı ve para arzı artırıldı. oysa rezerv para kullanan ülkeler vatandaşına borç vermemiş, hibe yoluyla yardımda bulunmuştu. vatanseverlik asıl bu demekti. türkiye onun yerine iban dağıtarak para istedi. bir yandan da kurun yükselmemesi için döviz satıldı. bütün dünyada ekonomi normale doğru dönerken, riskler azaldı, kurda nispeten küresel olarak sakinlik söz konusu oldu. o nedenle 6,85'e sabitlenen kur görmüştük.

    netice itibarıyla ekonominin çarkları dönmeye başlayınca zaten böyle bir veri gelmesi bekleniyordu. 3 diyen vardı, 5 diyen vardı, 10 diyen vardı. nitekim eksi büyümelerden sonra gelen büyüme verileri de ortalamanın oldukça üstünde olduğundan, 6,7'lik büyüme de normal karşılandı. elbette avrupa'nın en iyisi olduğu için siyaset de bunun ekmeğini bir güzel yiyecek.

    ancak;

    burada üç nokta belirtelim, salladığımız anlaşılmasın.

    1* birincisi financial times'ın yorumu. ne diyor ft'den laura pitel, türkiye %6,7'lik büyüdü ama karşılığında türk lirası'nın çöküşü gerçekleşti. yani bir karşılık verilmişti. 6'lardan 8,50'leri gördük. dünyada en kötü performans gösteren para birimlerinden biri, yine bu 6,7'lik büyüme döneminde türk lirası oldu. büyüyelim diye fakirleştik. olaya bak.

    2* ikincisi, bu büyümenin istihdam yaratmaması. tcmb eski başekonomisti hakan kara'nın attığı tivitte, bir önceki çeyreğin -9,9'luk büyümesinden daha sert bir şekilde istihdam oranı üçüncü çeyrekte azalıyor. e hani %6,7 büyümüştük? ekonomi kurallarına göre ekonomik büyümenin refah ve istihdam artışı sağlaması gerekmiyor muydu?

    işte daron acemoğlu'nun "kalitesiz büyüme" dediği hadise buydu. pompala piyasaya krediyi, çarklar dönsün, sonra kağıt üzerinde büyüyelim. oldu olacak kanal istanbul'u kazıp, sonra geri kapayalım, %20-30 büyüyelim niye uğraşıyoruz?

    3* üçüncüsü ise enflasyon. üretici fiyatları enflasyonu %20'lere yaklaşıyor. tüketici fiyatları enflasyonu da bunu takip edecek. bu böyle olurken, bu sefer tcmb faizleri bu orana çıkarabilecek mi? bu yüzden kur düşmemiş miydi? o zaman tekrar resesyona girip dördüncü çeyrekte yine eksi büyüme rakamları mı gelecek?

    *

    özet geçelim, türkiye'nin bu şekilde bir ileri, bir geri gitmesine "stop and go"* deniyor. bir duruyorsun, bir büyüyorsun. ortaya karışık. sürdürülebilir bir şey değil ve sağlıklı da değil. bunun istikrarlı bir şekilde potansiyel büyümeye gelmesi lazım. ama siz abidik gubidik ekonomi politikaları izlemişseniz, böyle istihdam yaratmayan ve refah artışı sağlamayan bir büyümeyle fakirleşme; ve %6,7'lik büyümeye rağmen istihdam oranının azaldığı bir ekonomi elinizde patlar.

    vatandaşın eline para geçmiyorsa istersen %100 büyü, ne fark eder?

    en güzeli boş koltuktu valla.

    *

    (bkz: akp'nin reform goygoyu/@dragonlady)

    (bkz: borsa istanbul'un %10'unun katarlılara satılması/@dragonlady)

    (bkz: 2020 ekonomik krizi/@dragonlady)
  • yatmaktandır o büyüme
  • bağımsız kurumlar gerçek rakamları açıkladıktan 3-5 ay sonra "küçülen sektörleri ne yapacaksınız sadece büyüyen sektörleri baz alıyoruz" denilirse şaşırmayacağımız açıklama.
  • büyümüştür, doğrudur fakat milletin içinde bir büyümedir o dediğim büyüme oranı.

    ulan büyüyor büyüyor ama payıma düşen nedense hep küçülüyor,

    at yalanı ...... inananı.
  • trendyol kaynaklı olmayan büyümedir. black friday 4.çeyrekte oldu.

    yalan istatistiktir.
  • iktisadi veri olarak büyüme ve kalkınmayı karıştıyoruz. unutmamalıyız ki şu andaki faiz oranlarına göre inanılmaz ucuza verilen kredilerin olduğu zamanın verisi açıklandı. evde oturan insanların bile 3-5bin tl için kredi başvurusu yaptığı ve deli gibi kredi kullanılan bir dönemde böyle bir büyüme oranı yakalanması doğaldır. büyümek için sadece üretim verileriniz ya da gelir yaratmanız değil harcama yapmanız da işin içine katılır. bu verilerin iyi olmasının hiçbir olumlu tarafı yok.

    bu büyüme oranlarını en çok kim dillendiriyor bakalım. rte ülkede kriz var dendiğinde hemen büyüme oranlarında bahseder ve kriz olur mu ya keyif çayımızı içelim büyüme oranları muhteşem der. kendisinin faiz sebep enflasyon sonuç tezi ile nobel ekonomi ödülü aldığını bilince, bu büyüme oranları konusunda da ona çok güvenmememiz gerektiğini anlayabilirsiniz.
  • istihdam edilen kişi sayısı azalırken gerçekleşmiş olan büyüme, nasıl oluyor bilmiyorum ama bunun açıklamasını yapan nobel iktisat ödülünü de alır. tüik'ten bu ödülü ülkemize getirmesini bekliyoruz.
  • inanan geri zekalı var mı bilemiyorum dedirten " şahsım kararlarıdır"
  • %6.7 değil %67'dir o. sen az mı büyüdüğümüzü ima ediyorsun hain fedöcü.
hesabın var mı? giriş yap