• iki bölümden ve toplam 45 dakikadan oluşan 1997 tarihli bir 32. gün belgeselidir. tam bir araştırmacı gazetecilik işi. o zaman çatır çatır yapılıyormuş. şimdi iki üç temsilcisi kaldı bu işin, çok acı.
    türkler islamiyet ile tanıştıklarında aslında tarikatlarla da tanışıyorlar. bunun geleneğini uzun uzun anlatmaya gerek yok ama osmanlı tarihinden bir parça ile duruma örnek verilebilir. yeniçerilerin bektaşi tarikatının içinden oldukları su götürmez bir gerçektir. devletin içinde devlet kurmuşlar, istedikleri padişahı getirip istediklerini hal etmişlerdir. ta ki vaka-i hayriye'ye kadar. yüzyıllar boyu tarikatlar türk devletlerinin içinde paralel bir devlet oluşturmuşlardır. türkiye cumhuriyeti de bu durumdan kaçamamıştır.
    bu belgeselde özellikle 90 sonrası dönemdeki tarikatların iç yüzünü görüyoruz. tarikat kimlerden oluşur, içlerine nasıl girilir, dereceler ve rütbeler nelerdir gibi gibi önemli tüm soruların cevaplarını tarikat mensuplarından dinliyoruz. şiddet, cinsel taciz gibi gırla konuya da değinmişler korkmadan.
    bunlar elbette büyük bir ekonomik ve siyasi örgütlenmeye sahipler. hangi kollarda hangi tarikat aktif tek tek anlatılmış. vakıflar aracılığı ile para akışı sağlanıyor ve bunu da eğitime yatırıyorlar. yetiştirilen mürid hem propaganda yapıyor hem de bir işçi gibi tarikat için çalışıyor. ve bu döngü böyle devam ediyor.
    konuşmacılardan biri "hocalardan biri bu bisküviyi yemek sevaptır dedi. çünkü o bisküvinin fabrikasının sahibi müridiydi." dedi. aklımda bu cümleyle yer etti bu seri.
  • 32. gün'ün 1997'de hazırladığı belgeselde türkiye'deki tarikatların giyim alışkanlıkları da anlatılıyor. hâlâ geçerli midir bilemiyorum ama şöyle faydalı bilgiler var:

    siyah cübbeyi aczmendiler ve caferiler,
    kahverengi bereyi rufailer,
    beyaz cübbeyi mevleviler ve cerrahiler,
    yeşil rengi ise kadiriler tercih ediyormuş.

    ismailağa cemaati erkeklere beyaz sarık ve cübbeyi mecburi tutuyormuş.
    nakşibendilerde sakal daha yaygınmış.
    nurcular daha modern giyiniyormuş ama kahverengi akik yüzükleriyle ayırt ediliyormuş.

    kadınlarda ise ismailağa cemaati pardösüyü yetersiz buluyor ve siyah çarşafı zorunlu tutuyormuş.*
  • mehmet ali birand'ın sunduğu 32. gün programında yayınlanan iki bölümlük bir belgesel serisi.

    o dönem bu korkunç tarikatların iç yüzünü ve nasıl holdingleştiğini anlatılmasına rağmen hiçbir ders alınmamış gibi gözüküyor.

    1. bölüm
    2. bölüm

    --- spoiler ---

    bugün türkiye açıkça sistemini tartışıyor. önce susurluk ile devlet içine yerleşmiş çeteler ve şimdi de tarikatlar. tarikat olayı önce bir seks hikayesi ardından dolandırıcılık olarak karşımıza çıkmıştı. durum şimdi değişti. tarikatlar ve siyasi yapı arasında açık bir ilişki ortaya çıkıyor. bu hafta size 32. gün farkıyla tarikatlar dosyamızı sunmaya devam edeceğiz. bu hafta yine en duyarlı konuyu, tarikatlarda kadının yerini ve tarikatların siyasi kuruluşlarla çıkar ilişkilerini ele alacağız. ardından konuklarımız var. yeni şafak gazetesi yazarlarından ahmet taşgetiren ve islami konularda araştırmacı faik bulut..

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap