• bir bok değişmezdi.
  • (bkz: isa korusun)
  • bulgaristan, gürcistan arası bir şey olurduk en fazla.
  • olmuşları var pek bi farkimiz yok. hatta biz bi tık daha iyi olabiliriz.
    (bkz: gagavuz türkleri)
    (bkz: macarlar)
  • ensar vakfı yerine papaz okulu rezaletlerini duyardık. bir bok değişmezdi yani.
  • ensar vakfı yerine havari vakfı rezaletlerini okurduk.
  • meksika veya venezuela gibi bir şey olurduk. gene çok bir şey değişmezdi.

    ben sanılanın aksine mensup olunan dinin, bir ülkenin gelişmişliğinde pek de etkili bir unsur olduğunu düşünmüyorum.

    neticede en dindar müslüman bile 24 saatlik günün sadece 1 saatini ibadete harcar. kalan 23 saat çalışmak, okumak, sorgulamak ve araştırmak için engel mi var?

    üstelik türk halkı dindar falan da değil. vakit namazlarında gidin bakın camiler bomboştur. sadece cuma ve bayram namazlarında dolar camiler.

    onun dışında inanılan dinde haram olmasına rağmen çoğu kişi kendi çıkarları mevzu bahis ise haram, günah falan dinlemiyor.

    öyleyse dinin etkisi nedir bu durumda türkiye'deki cehalet ve geri kalmışlıkta?

    yani bizim millet hristiyan da olsa, musevi de olsa budist de olsa bir şey değişmezdi.

    çalışmayan, üretmeyen, okumayan ve ahlaksız olan bir toplum her koşulda geri kalmaya mahkumdur.
  • hristiyanlık oranı azalmaya başlardı dünyada.
  • osmanlı hrıstiyan olsaydı başlığına yazdığım yazıyı burada da paylaşmak isterim;

    kitap başlangıçları şöyle olurdu:

    yüce deus, oğlu krist ve ol kutlu sipiritin nôminle girelüm söze, ta ki ine onlardan bıles bize.
    ol pristlere, episkoposlara, riligyoya kendini adamış sanktuslara ve riligyosu bütün papa efendiye esenlik olsun.
    ey riligyosu bütün kardeşlerim imdi kulak asın söyledüğüme.
    bizim riligyomuz son riligyodur, bunda şüpheye düşen varısa çok büyük pekkar içindedür. deus bizi arap nômin infidellerden etmeye. ol infidellerdür kim mehmed nômin bir prophete, allah nômin tanrıya inanurlar. non dubium kim anlar büyük bir ignorantes ve prodigim içindedürler. yüce deus anları reform ede kim doğru yola ulaşalar. deus-u terra.

    ya da evliya çelebinin(veya sanktus çelebi) seyahatnamesi(veya liber ex itinere) şöyle olurdu:

    aziz matta instruktisiyle servitim-i habitusu tamam edüp ekselant-i krist'i altarda hristof makâmında bir tekvin ve üç sûre-i bibıl ve sûre-i ahidden bittamâm tilâvet edüp amen deyüp krist altarda ayağ üzre dururken hemân aziz matta hazretleri destimden yapışup huzûr-ı krist'e götürüp; "amans-ı fideliumun ve populus-u kristusun evliyâ kulun şefâatin ricâ eder" deyüp krist'e götürüp "kutlu manus-u gloriasın bûs eyle" deyince bükülüp kutlu manus-u gloriasına küstahane leb urup mehâbetinden, ''şefaat yâ resûl-u deus" diyecek mahalde hemân "seyâhat yâ resûl-u deus" demişim. hemân ekselant tebessüm edüp amen dediler. cümle saktunslar amen tilâvet edüp cümle aziz-i meclisin manus-u gloriasın bûs ederdim. ve her birinin hayır duasın alup giderdüm.

    not: anlamayanlar bana mesaj atıp anlamadığı yerleri sorabilir zira ben de ne yaptığımı anlamadım... latife ediyorum tabi ki de latince biliyorum :(
hesabın var mı? giriş yap