• % 77.7'sinin sadece birinci kadehi kötüdür.
  • fiyatının düşük olması, kötü olmasına her zaman delalet değildir. tayyip'siz günlerde, atatürk orman çiftliği tarafından üretilmekte olan ve bir paket sigara parasına satılan cennet lezzeti için, (bkz: boğa kanı).
  • ayrılır çokca ok işaretiyle, farklı bi içkiymişcesine;
    öyle ince belli kadehlerde içilmez, çokcaları şişeden götürülür, hele de delikanlı bahar geceleri sokakta eşi benzeri bulunmaz tatlar verir...
    az pişmiş portakallı ördek etiyle, fesleğen soslu makarnaların süslediği, ince dantelli masaların süsü olmaz, varsa iki dilim ekmek yanında biraz peynir belki ele geçerse, sahibinin ensesi kadar çok katlı evlerin yemek salonlarında ele geçmez, çokcaları üniversitekondularda bulunur...
    içtikce tatlanır, verir yüreğini küfürlü akşamlara, anılmaz önünde pek paranın pulun lafı, bilmem kim hanımın pırlanta yüzüğü, bilmem ne beyin yeni arabası konuşulmaz huzurunda, belki patronu belki hükümeti belki kahpe düzeni devirtir adama...
    kulağına hoş gelmez koruğunu terkettiğinden çok uzak yerin müziği , işte bu yüzden sever çatal yürek sesinden ahmet arifi...
    birde sabahın dördünde yanında ister ekmeği, seni ve beni...
  • kalabalık arkadaş gurubuyla, elden ele döndürülerek içildiği vakit lezzeti daha da artan şaraptır. zaten içmek için şaraptan anlamak gerekmez. şarap kültürüne sahip olmanız gerekmez. güzel görünümlü bardak ihtiyacı da duymazsınız. sadece içip sohbete devam eder ve şişeyi yanınızdaki arkadaşınıza uzatırsınız. bu yaşımda, nadiren de olsa, kazık kadar arkadaşlarımla toplanıp, bursa setbaşı köprüsünün altına ucuz şarap içmeye gidiyorsam, sebebi ucuz şarapla zenginleşen muhabbetlerdir.
  • kırmızı olanı makbuldür. beyaz şarabın ucuzu berbat olur.

    (bkz: entry'den maddi durum tahlili)
  • üniversite yıllarında tanışmıştık kendisiyle. muhtemelen yüksek deha sahibi bir edirne'linin kutu koladan yola çıkarak kendi arka balkonunda ürettiği bir şaraptı. kutuda satılıyordu. evet aynen kutu kola gibi tepesinden açılan bir kapağı vardı fakat asitli bir içecek olmadığı için kolanın verdiği o fıslama hazzını vermiyordu. epeyce ucuzdu ve biz üniversite öğrencisi iken o kadar parasızdık ki, o üzümlerin nasıl ezildiğini düşünmek bile istemiyorduk! sonradan hiç rastlamadım kutu şaraba. sadece edirne'de ve sadece 9 katlar sitesinin bakkalında satılmaktaydı.
  • alındıktan sonra tirbüşon ile açmaya çalışırken ağzındakinin tıpa değilde bildiğin plastik çevir aç kapak olduğunu anlayınca insan üzülür bir fena olur. ayrıca alındıktan sonra 1 gün güneş altında bekletilirse ölüme sebebiyet verebilir.
  • oha yazılmamış. hemen yazayım;

    (bkz: tellibağ)

    fiyat performansta rakip tanımam.

    (bkz: sevilen)
  • paris'te pierre amcanın bakkal dükkanında beleş mi ucuz mu bilinemez olan hali, istanbul'da boğazdaki lokantada bir nevi petrus muamelesi gösterilen pahalı şaraptır bir haliyle...
  • (bkz: kopekolduren)
hesabın var mı? giriş yap