• umarım 2019 yerel seçimlerinde artık kaybeder dediğim, senelerdir ordan inmeyerek kendi küçük saltanatını kurmuş olan chp'nin halihazırdaki belediye başkanı.

    her şeyin bir sonu var.
    bazen tadında ve zirvede bırakmalı.
    yapıştığımız koltuklardan kalkmasını bilmeli.

    senelerdir yönetmeye çalıştığı çanakkale'de son dönem kordon düzenlemeleri ve bir iki meydan yerlerindeki çalışmaları hariç elle tutulur hiçbir şey kazandırmadı koca kente.
    popüler caddelerdeki yazın oluşan trafik sorununu bile çözebilmiş değil, arka-iç mahalleler desen zaten ortalığı çöp götürüyor... çoğu mahallede altyapı sorunu var ve kente yakışmayacak derecede çoğunun yolları bozuk, kaldırımları yarım yamalak. seneden seneye cadde güzellemesi yapıp iki çiçek ekmekle olmuyor belediyecilik.

    ayrıca en çok rahatsız olduğum nokta ise, bu kadar tarih cenneti olan bir kentin bu kadar tarihten ve kültürden uzak bir profil çizmesi... meydana ne idüğü belirsiz kelebek figürü yaptırıp da ''barışın kenti çanakkale'' gibi boş tabirler kullanması benim tuhafıma gidiyor. nerde atatürk ve silah arkadaşları? her kentin sembolik kahramanları ve dev gibi anıtsal heykelleri olur fakat çanakkale'de bunu göremiyorsunuz. çanakkale'de, anı olarak saklayabileceğiniz, önünde durup fotoğraf çekmek isteyeceğiniz bir ''çanakkale'' yazısı bile yok. orta yere kelebek figürünü dikince olmuyor bu işler sevgili ülgür gökhan, aşırı solcu tutumlarını da al ve git bu kentten artık. sen çok başarılı, çok iyi bir belediye başkanı olduğun için değil; sırf böyle bir kente akp gelmesin diye kazanıyorsun senelerdir. yani sen ehven-i şer'sin, kötünün iyisisin. insanlar biraz da bu mecburiyetten dolayı sana oy veriyor... o yüzden kazandın fakat artık yeter, bu kenti daha cazip hale getirecek, kentin tarihsel ve kültürel birikimini çok daha kaliteli şekilde yansıtacak, manevi değerlerimize çok daha ehemmiyet gösterecek birileri de vardır mutlaka.

    bırak artık şu koltuğu ve farklı yüzler, hizmetler görelim.
  • seçim sloganı ülgür ülgür çanakkale olan mevcut belediye başkanı.

    slogan üzerine çok şey yazabilirdim, ama tek kelime yazmadan da aynı düşünceleri aktarabileceğimi düşünüyorum.
  • 1 nisan 1950 çanakkale doğumlu, galatasaray lisesi ve ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi mezunu, hâlihazır da cumhuriyet halk partisi çanakkale belediye başkanı.

    1989 yılı yerel seçimlerinde shp kontenjanından belediye meclis üyesi seçilen gökhan, 1992 yılında chp’nin yeniden açılmasıyla chp’nin kurucu il başkanı olmuştur. 1999 yılı yerel seçimlerinde chp’den yeniden belediye meclis üyesi seçilerek, 2002 yılında dönemin belediye başkanı ismail özay'ın milletvekilliği başvurusu sonucunda boşalan belediye başkanlığı görevine meclis üyelerinin oylarıyla seçilmiştir.

    başarıyla girdiği yerel seçimlerde sırasıyla;

    2004 yerel seçimlerinde: 35780 kullanılan oyun 16033'ünü
    2009 yerel seçimlerinde: 54012 kullanılan oyun 21398'ini
    2014 yerel seçimlerinde: 70616 kullanılan oyun 38387'sini alarak çanakkale belediye başkanı olmuştur.

    kendisinin ve partisinin oy oranını düzenli olarak arttırdığı çanakkale'de, malum iktidarın proje ürünü olan bülent turan'ın başını çektiği troll ordusu tarafından özellikle son dönemde tarafına sıkça karalama kampanyaları düzenlenmiştir.

    kendisine yapılan dezenformasyonlar karşısısında dik durarak çanakkaleli hamşehrilerinin gönlünde her zaman taht kurmuştur.
    reis-i cumhur hazretleri recep tayyip erdoğan'ın 18 mart törenlerinde konuşturulmamasına yönelik yaptığı çağrıya, 18 mart'ta youtube üzerinden konuşarak harika bir kontra yapmıştır.

    göreve geldiği ilk günden bugüne kadar çanakkale'de birçok değişime vesile olmuş, halkın içinden gelen harbici başkan nasıl olur göstermiştir.

    bu dönem en yakın rakibi bürokrasinin içinden gelen ayrıca bir dönem ak parti milletvekilliği yapmış ayhan gider'dir.
    görünen o ki; 31 mart'ta muhtemelen makas kapanmayacak aksine daha fazla açılacaktır. ittifaklar ve gider'in kıyı kıyı takılması bunun net göstergesidir.
    çanakkale'nin ülgür abisi ve ülgür babası karşısısında, ayhan gider'in çok fazla şansı olduğuna inanmıyorum. eğitim seviyesi yüksek, aydınlanmacı ve çağdaş insanların olduğu bu şehirde cumhurbaşkanı'nın herkesi terörist ilan ettiği tweet de buna tuz biber ekecektir. chucky gibi ortalıkta dolaşan bülent turan'ın söylemleri de...

    #martınsonubahar
    (bkz: ülgür ülgür çanakkale)
  • chpnin ülke genelinde aldığı en yüksek oy oranının sahibi olarak 17 yıldır belediye başkanlığını yaptığı şehre yeniden seçilmiş, 4 yıl önce yaptığı şu muhteşem 18 mart konuşmasından sonra 4 yıldır resmi 18 mart törenlerine çağırılmayan çanakkale belediye başkanı. ta dünyanın bir ucundaki avustralyayla dalaşmayı becerdiğimiz şu günlerde nasıl aydın bir adam olduğunun nişanesi olarak konuşmasını bırakalım şurada dursun.

    saygıdeğer konuklar,
    sevdalısını geride bırakıp, anasının nasırlı ellerini öpüp 100 yıl önce bizler için kavgaya tutuşanları, istikbalimiz için istiklal mücadelesi verenleri, savaştan barış çıkartanları, cumhuriyetimize önsöz yazanları anmaya geldiniz.
    beklendiğiniz topraklardasınız. çanakkale’de değil çelikten kaledesiniz.
    “siperlerde bize de yer açın” diye haykıranlar,
    “dedeciğim biz geldik” diyenler,
    dünyadaki mahşerin 100 yıllık iftiharını yaşamaya hoşgeldiniz.
    biz çanakkalelilere onur verdiniz.
    değerli konuklar, sesime kulak verenler,
    sizi tanıyorum.
    sesimin şu an ulaştığı sizleri; adınızı, hayatınızı bilmesem de tanıyorum.
    yanınızda değildim, ama duydum.
    çanakkale türküsü söylenince eşlik ettiniz.
    görmedim ama biliyorum, siz de kınalanıp cepheye gönderilen aslanları, kendi cenaze namazını kılanları duyunca gözyaşı döktünüz.
    15 yaşında toprağa düşenleri, okullarını bırakıp cepheye koşanları duyunca yandınız.
    nice acıları ve kahramanlıkları duyunca boğazınız düğümlendi, vücudunuz ürperdi.
    dualarınızda, dudaklarınızda onlara da yer verdiniz.
    evet sizleri biliyorum.
    seyit onbaşı kadar olmasa da ağır yüklerin altına girdiniz.
    anafartalar’da mustafa kemal kadar olmasa da,
    acılara şahit oldunuz, nice darboğazlardan geçtiniz.
    mustafa kemal gibi siz de kalbinizden vuruldunuz.
    onurunuzu, namusunuzu, inancınızı çanakkale gibi korudunuz.
    hayatınızın bir yerinde çanakkale gibi saldırılara uğradınız,
    çanakkale gibi direndiniz.
    artık siz de çanakkale’siniz. çanakkale sizsiniz.
    değerli konuklar
    müsaadenizle şimdi sizlere seslenmeyeceğim.
    sizlere siperleri, gemileri, birlikleri, tüfekleri de anlatmayacağım.
    çünkü bugün bütün kelimeler kifayetsiz, bütün cümleler yetersiz.
    100. yıl nedeniyle bu defa aziz şehitlerimize hitap etmek,
    onların manevi ruhlarına seslenmek istiyorum.
    ey bu topraklar için toprağa düşenler,
    bir hilal uğruna güneş gibi batanlar,
    siz kara toprağın üstünde de, altında da bir oldunuz,
    bizse ayrıştık, bölündük, hatta birbirimizi öldürdük.
    siz fakirlik içinde kazandınız,
    bizse, zenginleştikçe kaybettik.
    siz düşmanınızı bile kucağınıza aldınız,
    bizse dostumuzun dahi boğazına sarıldık.
    dün bir avuç yer ne kadar çok kişinin olmuş,
    bugün koskoca bir memleket ne kadar az kişinin kalmış,
    siz şimdi ebedi istirahatgahınızda uyuyorsunuz,
    bizse derin uykulardayız. ve asıl uyuyan biziz.
    ve seyit onbaşı’ya sesleniyorum.
    sen sadece 215 kiloyu değil koca seyit,
    sen vatan yükünü de sırtlayıp kaldıransın.
    oysa biz senin gibi ağır yüklerin altına giremedik.
    kolayı seçtik, sana layık olamadık.
    sen düşmanın dümenini bombalarken,
    biz düşmanın dümen suyuna girdik.
    takımıyla yahya çavuşa sesleniyorum.
    63 kişilik birliğinle kenetlenip bir olan yahya çavuş,
    sen 2000 kişiye karşı destanlar yazansın.
    bizse senin gibi, takımın gibi zorluklara karşı bir olamadık.
    12 eylül’de bölündük,
    sivas’ta yüreğimize ateşler düşürdük,
    maraş’ta ve daha nicelerinde insanlığımızı öldürdük.
    sevdiğini geride bırakan kahraman,
    sen yârinin kokusunu, barutun kokusuna terk edensin.
    yar diye vatanını bilen, ölümü beklerken bile kadınına mektup yazıp, ruhum diye hitap edebilensin.
    bizse kadınlarımızı hak ettiği yere getiremedik,
    özgecanları ve daha nice kadınlarımızı hayatta tutamadık.
    sen kadınına mektubunun arasında çiçekler gönderirken,
    biz gözlerinin altından morluğu, vücudundan karayı, yarayı eksik edemedik.
    sizlerin vücudundaki kurşunlar onur madalyanız,
    kadınlarımızın vücutlarındaki morluklarsa bizim utanç vesikamızdır.
    biz erkek olduk, ama adam olamadık.
    anafartalar kahramanı mustafa kemal’e sesleniyorum.
    sen mektubunda düşmanların evlatları için “kahramanlar” diyensin, onların annelerine “gözyaşlarınızı dindirin” diye seslenensin.
    ve sen onları da evlat bilip, bu toprağı dost diye tanıtansın.
    biz senin gibi hoşgörülü olamadık.
    bu vatanda herkesi kucaklayamadık.
    değil yabancı anaların gözyaşlarını dindirmek, kendi analarımızın bile gözyaşlarını durduramadık.
    *
    sözün özü “1915 çanakkale ruhu” sınavından çok da başarılı çıkamadık. ama çok şey öğrendik.
    ben de çok şey öğrendim.
    büyük balığın, küçük balığı her zaman yiyemeyeceğini,
    nusrat senden öğrendim.
    merminin mertlikle, tüfeğin yürekle boy ölçüşemediğini
    siz atalarımızdan öğrendim.
    çanakkale’de, küllerinden yeniden doğmayı
    prangaları kırıp, yeniden ayağa kalkmayı öğrendim.
    çanakkale’yle ilgili birçok şeyi bildim, öğrendim, anladım.
    ama bir tek şeyi anlayamadım.
    ey büyük atatürk,
    seni anlayamayanları anlayamadım.
    ***
    ey analarının goncagülleri ve babalarının koç yiğitleri
    gene de üzülmeyiniz ve huzur içinde uyuyunuz.
    sizlerin huzurunda diyorum ki,
    anafartalar’da ki gibi türkiye’ye hücum da etseler,
    arıburnu gibi direniriz.
    conkbayırı’nda ki gibi kalbimizden şarapnelle de vurulsak,
    namazgah tabyası gibi topla da dövülsek,
    çimenlik kalesi gibi dik,
    kilitbahir kalesi gibi sağlam dururuz.
    57. alay gibi gerektiğinde son neferimize, son nefesimize kadar mücadele ederiz.
    yürüdüğü yolda iz bırakmayan, o yoldan geçmiş sayılmaz.
    ey şehitlerimiz, siz de çanakkale’de iz bıraktınız.
    haşa ne çanakkale’si, tarihimizde de, yüreğimizde de, ruhumuzda da iz bıraktınız.
    bizler ilhamımızı siz şehitlerimizden alıyoruz,
    biz de sizin gibi özgürlüğümüze ve barışa bu kentte sahip çıkıyoruz.
    100 yıl önce hiç düşünmeden canından vazgeçen sizler
    bağımsızlığınızdan, özgürlüğünüzden vazgeçmediniz
    çocuklarından, analarından kopan sizler
    hürriyetinizden koparılamadınız.
    şimdi, mehmet akif gibi hep bir ağızdan haykırarak diyeceğiz ki;
    ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
    hangi çılgın bana zincir vuracakmış? şaşarım
    kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım
    yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
    aziz şehitlerimiz size söz;
    barışın kenti çanakkale’de, ülkemizde ve dünyada barışı yücelteceğiz. kardeş olacağız.
    çünkü çanakkale savaşı
    kardeşlerle, düşmanların savaşıdır.
    çünkü kardeşliğe yapılan bir hücum, tek kelimeyle ihanet katarına eklenmektir.
    türkle - kürt çatışırsa ne türk kalır ne kürt
    aleviyle - sünni ayrışırsa ne alevi kalır ne sünni.
    oysa türkle - kürt, aleviyle-sünni birleşirse
    ne zalim kalır ne de zulüm.
    onun için barışın kenti çanakkale’den,
    savaşın 100. yıldönümünden haykırıyorum;
    meriç kıyısındaki minicik bir kum tanesinden,
    ağrı dağı’nın yamacındaki yabani bir ota kadar
    her yere barış istiyoruz
    sinopta şu anda sahile vuran bir dalganın köpüğünden,
    hatay’ın kızılçat köyünde açan çiçeğe kadar
    herşeyde barış istiyoruz.
    istiyoruz ki; etrafımızdaki çember daralmasın,
    barış ve özgürlük nefes alsın.
    barışın kenti çanakkale’nin belediye başkanı olarak;
    inatla ama umutla barışın hakim olduğu bir dünya hayalimi sürdüreceğim.
    biliyorum ki ;
    şehitlerimizin mezarlarında ki her bir kitabeyi öpen çanakkale rüzgarı, koparılmış güller gibi solan kahramanlardan her yere barış taşıyacak.
    biliyorum ki;
    100 yıl önce kavuşma hayallerinin eriyip kül olduğu bu yerden, barış adıyla bir kıvılcım yanıp, çoban ateşiyle dağları dolaşacak.
    bunun için biz de siz şehitlerimiz gibi;
    ekmeğimizden tasarruf edeceğiz, ama şerefimizden asla
    candan olacağız, yardan olacağız,
    ama özgürlük ve barış kokan bir dünyadan asla
    biz de sizler gibi;
    düşmanımızı kucağımızda taşıyacağız, ama sırtımızda asla.
    son nefesimizi tüketeceğiz, ama onurlu mirasınızı asla.
    bedenimizi çiğnetiriz, ama özgürlük ve barış yeminimizi asla.
    ey aziz şehitlerimiz,
    siz toprağın altındakiler, biz üstündekilere ilham olsun.
    bükülmez bileklerinize, korku bilmez yüreklerinize selam olsun.
    özgürlük için toprağa düşüp, toprak olan siz şehitlerimizin ruhları şad olsun.
    saygıdeğer misafirler,
    18 mart şehitler günü ve çanakkale deniz zaferi’nin 100. yılı anma konuşmama son verirken;
    bizlere bağımsız, başı dik bir ülke, özgürlükçü bir ruh miras bırakan başta mustafa kemal atatürk ve mücadele arkadaşları olmak üzere, onların kurduğu laik ve demokratik cumhuriyetimizi korumak ve kollamak ülküsüyle, ülkemizin varlığı ve bütünlüğü için dün olduğu gibi bugün de hiç düşünmeden canını vermiş türk silahlı kuvvetlerimizin, emniyet teşkilatımızın tüm şehitlerini rahmet, gazilerimizi minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.
    çanakkale gibi tarihi sorumluluğu çok büyük bir kentin belediye başkanı olmanın onuru ve 1915’in omuzlarımızdaki derin sorumluluğuyla sizleri sevgi ve saygıyla selamlarken
    son sözüm şudur;
    yaşasın kardeşliğimiz , yaşasın özgürlüğümüz
    ve yaşasın barış...
  • 18 mart zaferinin 100. yıl konuşması dışında sempati duymadığım çanakkale belediye başkanı.
  • lgbt’lilere destek paylaşımı ile çanakkale gibi güzide bir şehrin sesi olmuş, ona verilen ve türkiye’de rekor olan %60lık oyun boşa gitmediğini gösteren başkan gibi başkan.
  • "esad bizi teröre destek verdiğimiz için vuruyor" diyen bölücü belediye başkanı. gizli ses kaydı falan gibi bir saçmalık değil. çanakkale belediyesi'nin mart ayı olağan meclis toplantısında bu zehirli düşüncelerini kusmuş.

    şimdi bunun herhangi bir vatanhaininden ne farkı olduğunu merak ediyorum. bir belediye başkanı hem ülkesine iftira atıp hemde ülkesine saldıranları savunabilirmi? bu adamı görevden almak ve hakettiği gibi yargılamak için daha ne bekleniyor?

    esed bile idlib operasyonu sonucu insafa gelip "türkiye ile sorunumuz yok" açıklamaları yaparken malesef bazı şuursuz chp'liler bu tip açıklamalar yapıyor. chp parti olsa zaten kendi içinde gereğini yaparlardı ama chp'nin de kimlere hizmet ettiği toplumun malumu.

    ibretlik görüntüler->
  • 5 kez üst üste seçilmiş çanakkale belediye başkanı.

    bugün saat 11.30’da hazar dost’un sunumuyla medyascope’a canlı yayın konuğu olacakmış.
  • mektebi sultanıyeden başka türlüsü olmazdı zaten , fevzipaşada gündüz gözü silah atılıyor. bu arkadaş barış kardeşlik sevdalısı. hiçbirşey yapamıyorsunuz bari mahallenin adını değiştirin. rahmetli paşanın ismine hakaret.
  • https://www.cumhuriyet.com.tr/…-kaldim-dedi-1832947

    emeklilik zamanı gelmiş bir yaşlı. gidin ve koltuklarınızı genç, ilerici, esnek düşünebilen, aydın insanlara bırakın.
hesabın var mı? giriş yap