• dogrusu icun:
    (bkz: üniversite'de okumak)
  • bence etik açıdan bir sakınca barındırmayan yazma eylemidir.
  • (bkz: fakültelim)
  • konuyla ilgili bir arkadaşın lafını olduğu gibi aktarma gereksinimi hissettim.

    'bir kişi üniversite okuduktan sonra babasıyla aynı fikirlere sahipse, boşa okumuş demektir.'

    not : babasının da okumuş olması bir şeyi değiştirmezmiş.öyle diyor
  • türkiye'de öğrencilerin ülkenin bürokratik gerçeğiyle tanışmalarına vesile olur. kapı-duvar suratlı acımasız ve insanın hayatını yakabilecek profesörler, öğrenci işlerindeki nobran ve ahlâksız memurlarla karşılaşan öğrenci, bir şekilde bazı 'pozisyonları' ele geçirmiş insanların, ne derece gaddar olabileceğini ve insanın şu ülkede hayatının sadece bürokrasiye bağlı olduğunu, insanın haklarını arayacağı kurumlar olmadığını anlar. anlar ve bürokrasiye uyum sağlamakla, ona isyan etmek arasındaki o pozisyona yerleşir. bazıları isyan eder, uzaklaştırma vs. alırlar. bazıları ise uyum işini abartır, önüne gelenin bir tarafını yalar, hatta başarırlarsa gerekli kişilere rüşvet dahi verir duruma gelebilirler.

    ama şurası kesindir ki, üniversite okurken maruz kaldığınız muamele ve 'zorunlu olarak' karşılık veremeyişiniz, sizin de hayata karşı ahlaki duruşunuzu sarsar. çünkü onurunuz çiğnenir. karşı çıkamazsınız.
  • kazanana kadar hayal,kazandıktan sonra boştur.ticarete atılmalardan şirket kurmalara,bmv lerden audilere kadar sınır tanımayan hayaller üniversitenin boşluğunu görmezden gelmekten öteye geçmez.adam olmak isteyen insan üniversiteyi değil hayatı okumalıdır,hayatı okuyan insan içinse üniversite bir yol gösterici olabilir.
  • üniversitesinden üniversitesine çok fark olduğunu düşünüyorum. üniversitenin kampüsü lise binası gibiyse, profesörü öğretmen gibiyse, öğrencileri de liseye girer gibi hedefsiz ve bilinçsizse; o öğrenci deneyimini lise eğitiminden farksız hissedebilir.
  • yurt genelinde artan üniversite sayısı ile gayet sıradan bir hale gelmiş durumda. ama en kötü üniversite bile liseden çıkmış toy çocuğa hayata dair çok şey kazandıracaktır.
  • çok güzeldir.

    liseden hep nefret etmiştim. aradan 6 yıl geçti. hala nefretle anarım lise ortamını. eteğin boyuna, çorabın rengine, kravatın yerine, takıya tokaya her boka karışılan, disiplini kılık kıyafetin muntazam olması olarak algılayan, sınavlarda öğrencilerin yerini değiştiren, ''sen kalk şuraya otur, sen buraya'' diyen öğretmenleri barındıran, ergenlik döneminin zirve yaptığı dönemde bu ve benzeri baskı unsurlarıyla tiksindiren bir eğitim kuruundan sonra çöldeki vahadır üniversite. bu yüzdendir zaten üniversitede uzun saçlı erkeklerin çok olması, boyalı saçlı bol makyajlı kızların çok olması. karışan eden yok. herşeyden önce bu rahatlığını sevmiştim ben üniversitenin. nefes almıştım resmen.

    onun dışında dersler, arkadaşlar, sosyal aktiviteler falan senin elinde olan, senin şekillendirebileceğin şeyler.

    oku, okut. güzel birşey.
  • günümüzde bir "zaruriyet" halini almış olgudur. her ne kadar zeki, tecrübeli, paralı vs. olsan da; bir alanda kendini ispatlayıp, bunu belgelemedikten sonra (diploma), kimsenin gözünde işe yarar bir birey olamazsın. mevzu sadece işe yararlığını kanıtlamak değil elbette. üniversitede okuduğun süre boyunca, alacağın genel ve tematik eğitimin yanında, edineceğin çeşitli bilgi ve tecrübeler hayatını şekillendirir. daha fazla bir insan olursun, belki kendine ya da etrafına bir faydan olur. babamın parası çok, iş hazır, meslek var, param yok, okumak zor, bu okul nasıl biter vs. bahane üretmek kolay, bunlara inanmak da kolay ancak okumadan düzgün bir birey olmak zor.
hesabın var mı? giriş yap