• gördüğüm en overrated hazır giyim markası. yazık verilen o paralara

    edit: ulan söylüyoz ama lafımızı en yakınımıza geçiremiyoz, eşim bana burdan 149 liraya hediye gömlek almış!!!!!
  • tıpkı delikli şeker polo ve vosvogen polo gibi ralf loren'in çakmasıdır. çünkü ralf loren nanenin, otomobilin, ata binmenin ve çıplak dolaşmamanın mucididir. o olmasaydı halimiz nice olurdu?
  • biz küçükken bu markanın kazak, tişört vesairesinin sol göğsünde küçük arma vardı. at üstünde polo oynayan bi adam. polo zaten at üstünde oynanır falan deme lan, ükela. neyse zamanla beraber bu arma da büyüdü. son gördüğümde tşörtün sol yanını kaplamıştı kendisi. 2 seneye kalmaz direkt atlı adamın içine girip çıkabilrsiniz tükandan.
  • markafoni'den daha fazla çeşit ve aynı indirimli fiyatları tüm outlet mağazalarında bulabileceğiniz marka.

    hala referans isteyen varsa, şimdi çok uzaklardayım. gönül hicranla doldu.
  • arkadaşım bak... dünya'da sadece tek bi tane polo var:

    (bkz: polo ralph lauren)

    dünya'da 50 tane farklı isimli polo yok. "aa o da polo'ymuş!" değil yani...

    neyse efendim bunlar polo isminden yararlanmaya çalışan bir markadır ve ürünlerine yerleştirdikleri hayvani ebatlarda polomsu logolarıyla tanınırlar. büyük logolu ürünleri baya bi fenadır. tezgahta bile görsem, bana görmemişliği çağrıştırır ve utanırım.

    bu arada bir diğer yalancı polo için: (bkz: polo garage)

    haklarını yemeyelim; ürünlerin malzeme kalitesi hiç fena değildir. bak mesela zara diye ayılıp bayılıyorsunuz ama ortalama malzeme kalitesi anlamında zara'yı hafiften geçerler. bunun tartışmasına benimle girmeyin zara'nın abuk-sabuk suni deri montlarını kafanıza kafanıza vururum. en azından bu adamlar satacakları zaman gerçek deri mont satıyorlar.

    haa... tabii belirtmek lazım, zara'nın yanında bu marka abeci işi, emekli işi gibi kalır. tasarımda zara bu ve bunun gibi yerli markaları çubuk kraker gibi ortadan ikiye böler.

    ama yanlış anlaşılmasın, mağazasına girip bakmak lazım, giyilebilir ürünleri de olur. bende de 2-3 parça ürünü mevcuttur.
  • şu kıyafectçi olanı,
    kıyafetçi olanı,türk insanında,
    olanın olmayanın, kesesinin hesabını bilenin bilmeyenin,
    görgülüsünün görgüsüzünün, ayranı olanının olmayanının
    marka ve marka amblemine gösterdiği alakayı iyi kestirmiş olacak ki;
    şu elinde sopalı, at üstünde polo oynayan insan figürlü amblemini sol göğse gitgide büyüyen ölçeklerde kullanmaya başlamıştır.

    elim kadar amblemin, sağa soa göze sokulmasınin kılık kıyafette ne kadar itici olduğunu farkedene kadar bakalım ne kadar zaman geçecek.
  • fiyatları diğer kalburüstü markalara oranla daha makul olmasına rağmen özellikle uzun kollu t-shirt'lerde gigantic boyutlardaki amblemleri benim gibi eminim birçok müşterisini kaçırtıyordur.. lütfen bu polo amblemini eski makul boyutuna getirin, yani 2cm'yi geçmesin.. bakın tommy, fred perry ve lacost'un amblemlerinin boyutuna, en fazla bu kadar olmalı.. adamın gözüne sokuyorsunuz 10cm'lik amblemi..
  • uzaydan görünen tek insan yapısı bir çin seddi vardı, şimdi bir de kafam kadar logolu gömlekleri var bu markanın.
  • "dünyanın en sıkıcı giyim markası yarışması" yapılsa ve polo bu yarışmaya katılsa yarışma iptal edilir. diğer markalar diz çöküp tövbe dilerler polo'dan. yarışmanın onursal sıkıcı başkanı seçilir. geriye kalan adaylardan da gap'e verirler birinciliği.
  • 24 kasım öğretmenler günü sebebiyle öğretmenlere alınacak her üründe %20 indirim reklamı yapan firma. ama reklamda bilgi eksikliği var zira m.e.b öğretmenleri demeleri gerekirdi. bu bilmem ne yaptığım (burada küfür olacaktı ama gg olur diye yazmadım) ülkesinde ataması yapılmayan öğretmen kendine öğretmenim bile diyemiyor. bunun ayrımı da bu başlıktaki giyim markasında bile vardı. olayı özetleyim: alışverişimi yaptım, kasaya gelince öğretmen olduğumu belirttim. kart görmek istediler, yanımda bulunan öğretmenevi kartımı gösterdim. (2011 bandrollü üzerinde görev yeri de yazan öğretmenevi giriş kartı). bunu kabul edemeyeceklerini söylediler başta. ben de "neden, ben öğretmen değil miyim?" diye cevap verdim. sicil numaranız olmadan olmaz dediler. mebsis numaramı ezbere bildiğimi hatta yanımda -tesadüfen montumun cebinde vardı- ilçe milli eğitim müdürlüğü onaylı görev yeri belgesi olduğunu gösterdim; ama onlara yeterli gelmedi sanırım. aldıklarımı bırakıp mağazadan çıktım.

    buradan çıkacak sonuç: bu ülkede bakan bile ataması yapılmayan öğretmenler diye bir şey uydurmuşlar, diyor. aferin lan size. insan 4 sene öğretmen lisesi okuyacak, üzerine 5 sene fakülte okuyacak ve hala öğretmenim diyemeyecek. en sikindirik dükkanlarda bile öğretmen değeri göremeyecek. bravo, durmak yok yola devam.

    ekleme: olay u.s polo markası üzerindeymiş gibi gözüktü. bu sadece küçük bir yansımadır. olayda bahsi geçen mağaza başka bir yer de olabilirdi. bu küçük ve mide bulandırıcı olay ülkedeki öğretmenlere bakış açısını gösteriyor.
hesabın var mı? giriş yap