• varoluşun özden önce geldiğini ve özün de bi sik*** olmadığını savunan görüş.

    evet, dünyaya geldin, bir bireysin ama hayatın veya "senin hayatının" bir anlamı yok. hiçbir şeyin nihai bir amacı veya nedeni yok. bununla nasıl baş edeceğin sana kalmış.

    rick and morty ve bojack horseman varoluşsal nihilizmin işlendiği popüler animasyonlar arasındadır ve özellikle bojack bu konuda çok başarılı.

    illa olumsuz olmanız gerekmiyor tabi. evet hayatın bir anlamı yok, bi sike yaşamıyorsun ve yaptığın her şey ölmeden önce kendini oyalamak için yaptığın şeyler sadece. bu güzel bir şey. çünkü sana özgürlüğünü ve sorumluluğunu veriyor. hayatını yaşarken üzerine kurabileceğin gerçekçi bir temel sağlıyor. hayat boş ve ölene kadar vakit geçiriyoruz, en azından bizi mutlu eden şeyler yapalım.
  • ben...
  • bireysel aydınlanmaların bireyi ittiği son adım. genel olarak şöyle ilerler.

    1-birey kendini anlamlandırmaya çalışır.

    2-ben bu hayatın bu harmoninin içinde neyim der.

    3-gökyüzüne, yıldızlara bakıp evrenin iç ürküten büyüklüğüni idrak etmeye çalışır, edince hayranlık duyar.

    4-bu evrenin içinde ben neyi oluşturuyorum, kısacası neyim der.

    5-bu muazzam yapının içinde hiçbir etkisi olmadığunı farkeder.

    6-o zaman ben niye varım der.

    7-sonuç bulamaz. olmasam da olur, hayatımın bir anlamı yok der.

    8-varoluşsal nihilizimin eşiğinden geçer.

    sonrası 3 kapıya çıkar.

    1-kabullenme ve hayatın döngüne devam etme.

    kendini ne mutlu ediyorsa onunla meşgul et. ölene kadar anlamsız ne varsa onunla kendini onunla memnun et.

    2- intihar.

    bu düşünce kapsamında yaşamanın anlamı olmadığını kabullen ve aynı anlamsız hayatına son ver.

    3-isyan.

    bu absürd durumu kabullen ve hayatının her evresinde farkında ol. sisifos gibi her gün ne kadar anlamsız olsa da kayayı tepeden çıkar ve aşağı gidişini izle, ve bununla mutlu ol.

    blaise pascal şöyle demiş*

    "i have discovered that all the unhappiness of men arises from one single fact: that they can not stay quietly in their own chamber. i have found that there is one very real reason, namely, the natural poverty of our feeble and mortal condition, so miserable that nothing can comfort us when we think it closely"

    son söz olarak

    "only after you give up everything, you can begin to find a way to happy"
  • donald a. crosby'nin "the specter of the absurd: sources and criticisms of modern nihilism" adlı kitabında nihilizm tiplerinden biri olarak yer almıştır.
    --- spoiler ---
    "the existential nihilist judges human existence to be pointless and absurd. it leads nowhere and adds up to nothing. it is entirely gratuitous, in the sense that there is no justification for life, but also no reason not to live. those who claim to find meaning in their lives are either dishonest or deluded. in either case, they fail to face up to the harsh reality of the human situation."
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    "to-morrow, and to-morrow, and to-morrow,
    creeps in this petty pace from day to day
    to the last syllable of recorded time,
    and all our yesterdays have lighted fools
    the way to dusty death. out, out, brief candle!
    life's but a walking shadow, a poor player
    that struts and frets his hour upon the stage
    and then is heard no more: it is a tale
    told by an idiot, full of sound and fury,
    signifying nothing."

    "yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha
    sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla;
    geçmiş günlerimiz ise nice sersemlere ışık tutmuş
    ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce.
    sön, cılız kandil, sön! hayat dediğin ne ki:
    yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede:
    bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek!
    bir daha da duyulmayacak artık sesi.
    bir aptalın anlattığı bir masal bu:
    kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu."
    (bkz: macbeth) perseus
    (bkz: william shakespeare)
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    "yaşamımdaki hiçbir harekete akıllıca bir mana veremiyordum. bunu daha baştan kavrayamadığıma şaşırıyordum yalnızca. bütün bunlar bize artık çoktan malum. bugün-yarın, hastalık ve ölüm sevdiğim insanları ve beni yakalayacak (zaten yakalamıştı bile) ve geriye pis koku ve kurtçuklardan başka bir şey kalmayacak. başarılarım nasıl olurlarsa olsunlar, er-geç unutulacak ve ben hayatta olmayacağım. o halde bütün bu çaba niye? insanoğlu bunu nasıl göremez ve yaşamaya devam eder, şaşılacak şey doğrusu! ancak hayatın sarhoşluğuna kapılmışsa yaşayabilir insan. ayılır ayılmaz, bunun yalnızca bir yanılma, hem de aptalca bir yanılma olduğunu görür! mesele bu ya! komik ya da esprili bir yanı bile yok; sırf acımasızca ve aptalca."
    (bkz: ispoved)
    (bkz: lev nikolayeviç tolstoy)
    --- spoiler ---
  • nihilizm, yaşadığımız şeyin hiçbir anlamı veya değeri olmadığını anlamak ve kabul etmektir. gerçek olan, etik olmayan bugünün(var olan) ötesinde hiçbir şeyin olmadığı ve mutlak iyilik ya da kötülüğün bulunmadığı ahlaksız bir dünyada olduğumuzdur. bu nedenle, birey kolektif olarak değil, kendisinden sorumlu olabilmek için bireysel yaşamına(varoluşuna) anlam ve değer atama yükümlülüğünde değildir ancak seçme hakkına sahiptir.

    kısaca nihilizm, ahlaki değerlerimizi, toplumumuzu, varlığımızı, hayatımızı veya anlamımızı sürdüren sağlam temellerin olmadığının farkındadır. sağlam temeller olduğuna inandıklarımız, onlara inandığımız sürece bize anlam veren efsanevi hikâyelerdir. büyü bozulduğunda ve illüzyon perdesi düştüğünde, boşluk yani hiçlik keşfedilir( latincede nihil hiçbir şey ifade etmez ). bununla karşı karşıya kalan insan keder ve korku içinde kaderine boyun eğme gerekliliği hisseder ya da nihilizm için iki seçeneği vardır; negatif veya pasif nihilizme teslim olmak.

    -negatif nihilizm, şiddetli anarşizme veya intihara yol açar. hiçbir şey mantık zemininde değildir.

    -aktif ve olumlu nihilizm, nietzsche’nin benimsediği yoldur.

    nietzsche, pozitif bir nihilizm önerir. onun nihilizmi, batı metafiziğinin dünyayı değersizleştirerek hiçliğe sürüklediğine inanması üzerinden şekillenir. yani nihilizme karşı yeni bir nihilist felsefe geliştirir ve batıya yön veren değerlerin, en güçlü olanlarını kendi içinde dönüştürmeyi sağlar. nietzsche'nin metafizik konumu bir yandan bir yanıt, diğer yandan da nihilizmin gelişimi olarak anladığı batı metafiziğinin tarihine bir sonuç olmaya çalışır; tanrı'nın ölümünün ne anlama geldiğini son sonuçlarına kadar açmayı hedefler. bu ifade, ideal değerler kümesi olan süper egonun artık görünür bir güce sahip olmadığı, artık anlam ifade etmediği gerçeğini ima eder. bu nedenle tanrı'nın ölümü, nihilizmin farkına varmanın başka bir yoludur. metnin başında söylediğim gibi, nihilizm belirsizdir: ruhun artan gücünün bir işareti olarak anlaşılırsa aktif olabilir, ruhun gücünün azalması ve gerilemesinden oluşuyorsa pasif olabilir.

    gilles deleuze ise , tanrı'nın ölümünü anlamanın farklı yollarını iki değil, üç farklı nihilizm biçimine göre ilişkilendirir:

    -yahudi-hristiyan düşüncesine göre negatif nihilizm , bir yandan yahudi tanrısının oğlunu kendisinden ve yahudi halkından bağımsız kılmak için öldürdüğünü varsayar; öte yandan babanın ölümü ve oğlunun ortaya çıkışı, ya da nihayet bizim için ölen tanrı'nın oğlu.

    -reaktif nihilizm, tanrı'nın ölümü, reaktif bir ateizm aracılığıyla insanın tanrılaştırılmasına yol açar. modern dünyanın, demokrasinin ve sosyalizmin doğmasına neden olan hıristiyanlığın sekülerleşme süreci.

    -pasif nihilizm, tanrı'nın ölümü yorgunluk ve nietzsche'nin budizm dediği uygarlığın sonu ile eşanlamlıdır.

    nietzsche felsefesini tam nihilizm olarak konumlandırır ve bu da heidegger'in onu batı metafiziğinin sonu ve doruk noktası olarak yerleştirmesine izin verir. nietzsche, iktidar iradesi ve bengi dönüş teorisiyle, öz ve varoluş arasındaki ayrımın klasik metafizik teorisini yeniden yükseltir, varlığın özü iktidar arzusudur ve ebedi geri dönüşler varlıkların kendisidir. bununla nietzsche, descartes ile açtığı varlığın, varlığının özneleştirilmesi sürecini sonuçlandırır. varolanın varlığını iradeden kavrayan modern metafizik, artık güçlü, parmenides bir varlık değil, zayıf ve öznel bir varlıktır. ve artık gerçekler değil, yorumlar vardır.

    ***

    anlam ve hakikat her ne kadar farklı unsurlar olsalar da hakikate giden yolların çeşitliği ve bu süreçte insanın iradesinin yansıması nesne yerine öznede varolan anlamda gizlidir. bunun nedeni ise her ne kadar sınırları üst bir irade ile çizilmiş görünen bir bütünlüğün içinde ifade edilmiş amaçların kişiye bir nebze de olsa seçim hakkını tanımasıdır. şayet nihilizm gibi anlamı doğuran unsur olan amacın anlamın kendisini ve onun sağlayacak tanrı vb. unsurların yok edilmesi ise sonuç parçalanmanın ta kendisir. burada unutulan diğer bir nokta da bütünlüğünü kaybeden bir insanın varoluşunun nasıl tanımlanacağı? sadece seçimler üzerinden mi?

    burada bahsedilen seçimlerdeki özgürlük de ancak bağıl bir özgürlüktür; sınırları insanın iradesinin dışında çizilmiş ve tanımlamalar da insanın iradesinin dışında yapılmış bir hürriyet mutlak olamaz. böylesi bir seçim imkânı karşısında ister pasif ister aktif bir tutum sergilensin bütünlüğünü ortaya koyamadığı takdirde de insan var olamaz. yaşam bir ayna, üzerinde yansıyanlar yaşamın anlamı ise nihilistler bu aynayı başka bir yere çevirmek yerine kırmayı ya da onun parçalanması izlemeyi tercih ediyor. etrafa saçılmış parçaları da söz de seçimlerle istedikleri gibi bir araya getirmeye çalışıyorlar. hepsi bu.

    edit: gelen birkaç mesaj üzerine girimdeki “bağıl özgürlük” ile ilgili birkaç şey söyleyeyim.

    bütünlük adına ilk başta zihnimde oluşan metafor bir yapbozdu. boş bir yapboz yani bir nevi parçalardan oluşmuş bir tabula rasa. düşününce bu yeterli değildi. zira seçimler sabit değildir, bir devinim içindedir ki bunu da en iyi anlatacak metaforun şimdilik bir ayna olduğu kanısına vardım(en azından bunu söyleyebilirim).

    bir seçimden bahsediyorsak bunu ortaya koyacak bir iradenin varlığını da kabul etmek gerekir. öncelikle bu irade nedir ve nasıl kendini ortaya koyabilir, özgür müdür? bu soruların cevabı giride var. şimdi iradenin özgürlüğüne gelmeden bir soru daha soralım; irade seçimleri neden yapar? varoluşun iradesinden kendi dışındaki tüm unsurları bir kenara bırakarak bahsetmeye kalksak bile(bunu zaten yapamayız, nedeni iradenin seçimleri bile başka bir iradenin seçimlerinin varlına muhtaç hâlde; insan hiçlikte buyursun kendi seçimlerini ortaya koymayı denesin, acaba yapabilecek mi?) bu seçimlerin ardında bir istek ya da mecburiyet yatacaktır. mecburiyet üzerine yapılmış tercihleri de bir kenara bırakalım ki bunlar irade dışı oluyor(özgürlüğü kısıtlanmasının en net şekilde gözlemlediği alanlardan biridir, bu koşullar; yalın şekilde dolaysız bir kısıtlama var ve insan bunu rahatça görebilir, diğer arka plandaki kısıtlayıcı faktörlerin dışında). istek üzerine yaptığımız seçimleri ne derecede amaçtan ayırabiliriz? insan hayatında bir amaca bağlı olmayan birkaç isteğe sahip olabilir? böyle isteklere sahip olduğunu düşünüyorsa bu isteklerin bilinçdışında yatan amaçları neden olmasın ve insan kendi bilinçdışında yatan bu gayelerin farkında değilse? bunları düşünce istek ile amacı ayırmak pek kolay değil. buradan anlamı tanımlayıp sorgulamaya yönelelim. anlam için de bir irade ve amaç gereklidir. irade amaç edindiğinin üzerinde kendi anlamını oluşturur. istek ve irade dahilinde seçimi kolayca birbirinden ayırmıyorsak, seçimi anlamdan nasıl ayıracağız? anlam için gerekli bir unsur da sınırları tanımlanmış bir bütünlük, ne anlama sahiptir? ya da anlam neredir?sorularını sorduğumda anlamı ilk önce parçalar üzerinde aradım ve bulamadım. aklım rasyonel yapısı ile bütünü parçalara ayırsa da sadece farkındalık yaşamak mümkün oldu. sınırları ve hâliyle bendeki varlığı tanımlanmamış parçaların anlamını bulunmuyordu. bütünlük üzerine bir yönelimi tercih ettiğimde farkındalığımdan uzaklaştığımı fark etsem de anlamı bulmak konusunda ilerleme sağlıyordum. aklım parçalayıcı bir güce sahip iken hayal gücüm birleştirici idi. bu yüzden anlamın bütünlük ve hayal gücü üzerine kurulu olduğu kanaatine vardım.

    nihilistlerin de kaçırdığı nokta şu anlamı yok etmek adına bütünü ve onun üzerinde konuçlanan üst iradeyi yok ederek anlamı hiçe saysalar da kendi iradelerinde yaptıkları seçimlerde anlam kırıntıları hâlâ duruyor. istekleri varsa anlam da vardır. sadece bütünlüğü kendi varlıklarında tanımlanmış parçalar hâlinde ve tanımlanması muallak olan anlam parçaları... onlar da bu noktayı kaçıyorlar.

    anlamı amaçtan tamamıyla ayırabildikleri vakit o zaman nihilistlerin anlamı hiçe saymalarını kabul edebilirim. yoksa bir şeyi parçalamak onu yok etmek ile eşdeğer değildir. bütünlüğünü yitirmiş bir kavram var olmaya devam eder, dağılmış olması sadece onu idrak etmeyi gölgeler, tanımlamayı hatalı hâle getirir. ayrıca nihilizm kendinden öte, üst bir iradeyi kabul etmediği için bütünlüğe tekrar ulaşamayacağı gibi, kendi varoluşlarını da yarım bırakmaya devam edecektir. çünkü onlar tanrıyı öldürmediler, sadece parçaladılar. anlamda var olan tanrı parçacıklarını da nedense halının altına süpürmeye uğraşıyorlar. kafalar güzel. (:
  • (bkz: texhnolyze)
  • şu anki varlık ideolojimdir kendisi. çok düşünmenin ve sorgulamanın en büyük yan etkisidir ve genellikle son durağıdır. çok yüzeysel ve basit olarak anlatmak gerekirse, hiçbir şeyin gerçek olmadığını/bir anlam ifade etmediğini savunur. en yukarda arkadaşın dediği gibi bunun illa ki kötü olmasına gerek yoktur. kendini ölmeden önce bu sahtelik evreninde sahte bir şekilde de olsa anlık olarak gerçek hissettirecek bir biçimde oyalayabilirsin. ya da yüksek bir noktadan kendini bırakarak işi kökünden de çözebilirsin tabii. dediğim gibi kişinin düşünce yapısına ve kişiliğine bağlı. bu durağa gelmiş olan diğer yolculara kolaylık diliyorum, umarım sahte mutluluklarınız yeterince gerçek hissettirir.
  • depresyondan sonra, anlamdan öncedir.
  • yaşadığımız hayatın umursanacak kadar bir değeri olmadığını. yaptıklarımızın, çabalarımızın anlamsızlığını kavramaya başladığımız nokta.
    ve güzel bir alıntı:

    out, out, brief candle!
    life’s but a walking shadow, a poor player,
    that struts and frets his hour upon the stage,
    and then is heard no more. ıt is a tale
    told by an idiot, full of sound and fury,
    signifying nothing.

    --- spoiler ---

    sön, cılız kandil, sön!
    ömür bir yürür gölge; zavallı bir kukla
    ki sahnede salınıp çırpınarak saatini dolduruyor,
    sonra bir daha adı duyulmuyor:
    bir aptalın anlattığı bir masal bu;
    sırf gürültü, patırtı; bir anlama geldiği de yok.
    --- spoiler ---

    macbeth , william shakespeare.
  • “hayat yasalarının başında çürüme gelir: kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilmez gibi görünen yıldızların bakışları altında kaderimize doğru koşarız. ama bizzat yıldızlar da, sadece yüreğimizin ciddiye aldığı, sonra da istihza noksanlığının kefaretini büyük acılarla ödediği bir evrenin içinde ufalanırlar..."

    çürümenin kitabı - emil michel cioran
hesabın var mı? giriş yap