• dün gece yıldırım demirörene taciz mesajları atıp uyutmamış teknik direktördür. devamlı taciz ediyormuş bu muhtar kılıklı herif demiröreni.
  • mactan sonra su aciklamalari yapmis:
    "turkiye'ye gidene kadar futboldan hic anlamiyordum. real madrid'le ligde sampiyonluk ve sampiyonlar ligi sampiyonlugu kazanmistim ama onu dedem de yapar. o kadro kimde olsa o basariyi kazanirdi, benim icin bir olcu degildi o."

    "turkiye'deki kisa tecrubemde ziya sengul, reha muhtar, gurcan bilgic, ahmet cakar gibi futbol uzmanlarindan teknik direktorlugu az da olsa ogrendim. hala da onlarin yazilarini ispanyolca'ya cevirtir ve degerli fikirlerinden yararlanirim. mesela golcu cikarip golcu almanin cok yanlis bir sey oldugunu turkiye'de ogrendim. ayrica sonradan oyuna aldigim oyuncu iyi oynayinca hep kendime sorar oldum "madem bu kadar formda, neden ilk 11 oynatmadim?". yine turkiye'de ogrendigim cok onemli bir futbol gercegi de su oldu. gol lazimsa, defansta ucluye donmeli, forveti uclemeli, dortlemeli ve hatta beslemeli. bir sey yapmali, dortlu defansta kalmamali. yoksa sag bek cikar, sag bek sok, forvet cikar forvet sok... oyle hocalik yapilmayacagini ogrendim. sonucta da o tecrubelerim sayesinde ispanya'yi sampiyon yaptim. bu kupayi, benim futbol mantigimin gelismesinde buyuk emegi olan turk futbol uzmanlarina adiyorum".
  • la siktirin gidin. evet bu kadar agresifim bu konuda. ulan o herifin yerine adalarsporun teknik direktörünü koy, o da şampiyon yapar takımı. hem de önüne gelene 3 er 4 er gol atarak. açılış maçını da dahil ediyorum buna.
    dünyanın en iyi oyuncularına sahip olacaksın ve göt bela alacaksın kupayı. allah aşkına o kadro ile kalite bakımından başa baş bir takım sayabilir misiniz. biraz arjantinin kadrosu yakındı kalite olarak onu da maradona halletti sağolsun.
    hoca diyorsanız hollandayı söyleyin bana. adam takır takır top oynattı. işte taktik ve doğru dizilim budur. dünyanın en iyi orta sahasına top yaptırmadılar. en iyi pas trafiğini sağlayan üçlü bile zorlandı , yapamadı.
    hocalık işte budur yeri geldiğinde, karşında dünyanın bariz şekilde en iyi takımı olacak ve sen onlara sahayı dar edeceksin.

    bosque, yeniköy kasabı, şimdi ... yarın... daima...
  • kayda değer bir kesim tarafından beşiktaş'ta başarısız oldu diye kabul edilse de bence öyle değil. bu adamın beşiktaş'ı 70 gol atarak, 69 puanla ve 31 averajla 4. oldu. açıkça görünen o ki şanssızlığı galatasaray, fenerbahçe ve trabzonspor'un o sene çok çok iyi olmalarıydı.

    ulan gıdınızı yediğim son 10 yılda 100. yıl şampiyonluğu dışında ne zaman 70 gol veya 31 averajı görebildi beşiktaş ne zamaaannn???!!!111

    bu adamın beşiktaş'ı 2009'un şampiyon beşiktaş'ından sadece 2 puan az alarak 4. oldu. bu adamın beşiktaş'ı 2007'deki 2. olan beşiktaş'tan 8 puan fazla alarak 27 gol fazla atarak 4. oldu. bu adamın beşiktaş'ı 2006'daki 3. olan beşiktaş'tan tammmm 15 puan fazla alarak 4. oldu ulaaaaaaannn!!!1

    bu adamın beşiktaş'ı uefa'da grup lideri athletic bilbao'ya 3-1 kaymıştı ama çıkamamasının sebebi bireysel hatalar kaçan penaltılardı lannnn!

    heeepsini geçiyorum, john carew'in oynamadığı 10 küsür maçta bu adam ve biz veysel cihan'ı izlemek zorunda kaldık laann veysel cihaann!!!

    agresif davrandım özür.

    ekleme: ben de biliyorum del bosque'nin yarıda kovulduğunu. del bosque'nin kötü başlangıcına rağmen kovulmadan önceki son 7 hafta 5 galibiyet (biri şampiyon olan fenerbahçe galibiyeti) 2 beraberlik almıştı beşiktaş. hatta son 4 maça bakılırsa 4 galibiyet vardı buna rağmen gönderildi. yerine gelen rıza çalımbay bu performansın üzerine bir şey ekleme gereği duymadan devam ettirdi. beşiktaş zaten müthiş bir yükselişteydi; del bosque toprağı döktü kazı yaptı ağacı dikti suladı, rıza çalımbay sadece meyve yedi. zaten del bosque gider gitmez devam eden başarının rıza'ya ait olmadığı çok açık, hemen ertesi sezonda rıza'nın beşiktaş'ı ilk 9 maçta 3 galibiyet almıştı. peki neden; del bosque'nin oturttuğu klasik 4-4-2 (veya 4-4-1-1) sistemini (2 hücum kanat oyunculu) bozup 4-2-2-2 gibi kanat atağı sıfır olan bir taktiğe dönmüştü de ondan. hani böyle cm oynarken eğlence olsun diye taktik yaparken penis (sik) şekli yapardık ya, hah, o taktik.

    açaydım gollarımı, getme diyeydim vicente, getme...

    (ekleme entarinin kendisinden uzun mu oldu la)
  • adama takılan yeniköy kasabı lakabı sebebiyle, ağırlığı bilinçaltımızda oldukça düşmüş.

    bir adanalı olarak kasaplık mesleğine derin saygı duymakla birlikte; evimizde izlediğimiz final maçında kendisinin ekrana yansıdığı her görüntüde "usta 1 kilo kıymalık.", "geçen sefer sinirli yerinden vermişsin ustam." veya "bizim oğlan fernandoya da bağcılar'da tükkan açacaz." esprilerinin yapılışı beni bu sonuca ulaştırdı.
  • ispanya milli takımı ile dünya şampiyonu olması demek beşiktaş için doğru tercih olduğu anlamına gelmiyor, avrupa şampiyonu aragones'in fenerbahçe için doğru tercih olmadığı gibi. bu yanlış bir matematik, gidiş yolu yanlış olursa doğru sonuç bulunmaz.

    hocanın başarılı olduğu iki takımın ortak özelliği şu; en üst düzey yıldızların bir araya gelmesinden oluşan kadrolar. hayır efendim, onları herkes şampiyon yapardı muhabettine girecek kadar kör değilim. real madrid kaç senedir bir şey kazanamıyor, kadrosunda yine yıldızlar var... demek istediğim şu; del bosque'nin mahareti o tür kadrolardan verim alabilmekten geçiyor. adam bu konuda dünyanın en iyilerinden biri. yıldız oyunculardan verim alıyor, onları yönetmeyi biliyor, herkesin güvenini kazanıyor. torres'i oynatmamak her babayiğidin harcı değil. aragones de raul'u kadroya almamıştı.

    beşiktaş ise farklı bir yer, yıldız oyuncuları geçtim takımdaki türk oyuncular yeterli donanım ve temel bilgiyle top oynamıyorlar. del bosque'nin ve aslında gelen bçr çok hocanın afalladığı, şaşırdığı ve nihayetinde başarısız olduğu husus burada başlıyor. adam takımımı idare edecek yoksa futbolculara eğitim mi verecek. on senedir beşiktaş'ın sol beki olan ibrahim üzülmez; orta yapamıyorum, diyor. bu gibi adamlar bu takımlarla başarılı olamazlar.

    vicende del bosque; real madrid için, ispanya milli takımı için ne kadar doğru bir tercihse beşiktaş için de o kadar yanlış bir tercihtir. beşiktaş için yanlış olmasının sebebi de esasen türk futbolunun altyapı eğitimiyle ilintilidir.
  • selefi aragones' in de avrupa şampiyonluğu sonrası fenerbahçe' deki başarısına bakılacak olursa an itibariyle beşiktaş' ın başına yeniden geçse, önceki deneyiminin çok da ötesine geçemeyecek olan teknik direktördür.

    türkiye' de futbol bu adamın anladığı futbol değil, başka birşeydir. ülkemizde takımları siyaset, yönetimler, taraftarlar, spor basını ve yorumcular yönetmektedir.

    (bkz: vermeyince mabud neylesin mahmut)
  • ali ece'nin hoş deyimiyle artık "yeniköy fiestacısı"dır.
  • iyi oyuncuların iyi hocası...

    real madrid'de izleme fırsatı yakalayanlar, dünya yıldızı oyuncuları nasıl kulübede oturttuğunu, gerektiğinde nasıl cerrahî müdahaleler yaptığını, oyunu dilediği tempoda tutabildiğini bilirler.

    dün akşamki maçta, önce jesus navas'ı oyuna sokarak, sağ kanadı işletmeye, sergio ramos'u daha defansif oynatmaya ve böylece hem hollanda ataklarına önlem alırken, hem de atak gücünü arttırmaya yönelik hamlesini izledik. tek oyuncu değişikliği ile bunu yapabilmek için, takımı ve oyuncuları çok iyi tanımak gerektiğini herhalde biliyoruz.

    david villa'nın ezildiği ve varlık gösteremediği katı hollanda defansına şaşırtıcı bir hamleyle karşılık verdi bir de, fernando torres'i - eminim hiçbir halt yemeyeceğini bile bile - oyuna soktu ve defansı onun üzerine çekti. villa uçta oynamak yerine kanattan giriyordu ve defans çoktan pozisyon almış oluyordu. torres uçta oynadığı için, defanstan en az bir adamı kendisine bağlıyordu.

    bu arada, iniesta'nın ön plana çıkabilmesi için, xavi'nin yanına fabregas'ı aldı. o da oyuna girince, bir anda hücum hattını şekillendirdi ve oyunu hollanda'nın üzerine yıktı. her değişikliği, akıllıca hamlelerden oluşuyordu yani.

    sergio busquets'i oynatması eleştirildi turnuva boyunca. puyol ve pique'yi kornerlerde, serbest vuruşlarda ileri çıkarmak istiyorsanız, onun gibi bir orta sahaya ihtiyacınız var. her atak organizasyonunda, busquets orta sahayı bile geçmedi neredeyse... iyi pozisyon aldığı ve iyi top kestiği için de, hollanda çoğu zaman ani atak yapamadı.

    ispanyolların en çok unutulan özelliği, olağanüstü bir defansı olması, del bosque'nin en büyük mahareti bu defansı olabildiğince oyunun parçası olarak kullanmak. dunga bunu yapabilseydi, brezilya şampiyon olabilirdi mesela.

    real madrid'de izledik, şimdi ispanya'da da katıldığı turnuvadan şampiyon olarak çıkmayı başardı. beşiktaş mı? boşverin... not: beşiktaş'lıyım.
  • bu adama teknik direktör değil diyen tayfa hakikaten çok kaptırmış kendisini fm hikayelerine. yazık lan. bu kadar da gerçek dünyadan kopulmaz ki...

    sadece dünkü maç bile bu adamın sahayı nasıl gördüğünün ve tespitleri ne kadar doğru yaptığının kanıtıdır. torres gibi bir adamı yedeğe koyarak geçen maçta harika oynayan pedro ile başladı maça ki bu doğruydu. asıl mevzu ise ikinci yarı yaptıkları. pedro'nun kanadından işlerlik sağlayamayınca o kanada jesus navas'ı alarak soldan çıkış yapması muhtemel olan gio'yu bitirdi. o da yetmezmiş gibi o kanattan ardı ardına ataklar geliştirdi. sonrasında ise asıl öldürücü darbeyi vurdu. xabi alonso gibi defansif yönü fazla olan bir adamı kenara alıp cesc fabregas'ı oyuna soktu. ömer üründül ve şurekası bu işi ne kadar beğenmese de maçı bitiren de bu hareket oldu. paralize olmuş sneijder ve kasap van bommel xavi, iniesta ve cesc ile baş edemeyince maç da otomatikman ispanya'ya geldi.

    şimdi ortada tüm bunlar varken adam kesmeye takımını programlayan van marwijk'i gazlamak komik duruyor. cesc'in bu takımda oynayamama sebebi xavi ve iniesta gibi 2 uzaylının bu takımda olmasıdır. cesc çok iyi olabilir ama kendi oynadığı yerde mükemmeller varken yedek beklemesi gayet doğal. cesc'in bu ikiliyle sahaya çıkması demek orta sahayı karşı takıma vermesi anlamına gelirdi. bunu herkesten iyi bilen del bosque'de doğal olarak bu hatayı yapmadı.

    ego patlaması yaşayan real madrid ve ispanya milli takımı'nı şampiyon yapan adama hala teknik direktör değil diyorsanız yapacak bir şey yok. günlük başarı istemiyoruz diye bağırıp sistem yaratmaya çalışan bir adamı ilk senesinde kovanların şimdi kendilerini kurtarmak için yeniköy kasabı tribini ortaya sürmelerinin enteresan bir tarafı yok. başarısızlık anca bu şekilde örtülür çünkü. bir zamanların beşiktaş yöneticisi, şimdinin hayat koçu reha muhtar'ı mihenk taşı alıp futbol bilgisini tazelemeye çalışanlar tipi yüzünden itelemeye çalıştıkları adamların kaldırdığı kupaları görmeye mahkum olacaklar.

    futbol bunu emreder çünkü.
hesabın var mı? giriş yap