• cromwell road, south kensington ya da http://www.vam.ac.uk/ adreslerinden herhangi birinde bulunan ingilterenin en ünlü textil ürünleri, zenaat eserleri, el sanatları ve endüstriyel ürünler müzesi. zaten kurulus amaci da "great exhibition"in basarisindan sonra tasarımcılar ve ureticilerin ilham bulacagi, ogrenciler ve akademiyenlerin faydalanacagi ve dunyanin cesitli yerlerinde uretilmis tekstil, porselen, vs urunlerini herkeslere sergileyecekleri bir yer acmakmış. eski adi da south kensington museum.
    her sene display'deki nesneleri degistirmesi harika bir sey olsa da her sene gidip goremedigimizden pek faydasini gormeyiz.
    moda tarihi, gündelik yasam tarihi ve hatta iktisat tarihiyle bile ilgileniyorsunuz gidilmesi elzem bir yerdir. kendi deyimleriyle "where can you find calligraphy and graffiti, medici and gucci, stained glass and fibre glass?" 150 yıldan uzun bir suredir oldugu yerde duran muzeye giris ucretsizdir, arkeoloji muzemizden biraz daha yaslidir yalnizca.
    butun bunlari yazmamizin sebebş su an iki yeni kurator lauren parker ve jonny dawe "shhh..." adında bir ses enstalasyonu projesi koymus olmasi. cesitli mekanlara on kadar gunmuz sanatcisi tarafindan uretilmis "sound"lar yerleştirilmiş. 18 temmuza kadar bir vivienne westwoodsergisi de varmış hatta.
  • mimarlık, mobilya, moda, tekstil, fotoğrafçılık, heykel, resim, mücevher, cam, seramik, kitap sanatları gibi geniş eser yelpazesi ve giderek artan seçkin koleksiyonuyla yaklaşık 2,3 milyon esere ev sahipliği yapan dünyanın önde gelen sanat, tasarım ve performans müzesidir.

    ne var ne yok merak edenler için: v&a website
  • bugunlere yolu du$ecekleri, nadide bir osmanli ye$im maşrapa ile kar$iliyor.
    http://www.guardian.co.uk/…t-museum-ottoman-tankard
  • dunyanin en guzel cafesine sahip muze. o nasil bir iscilik, nasil huzurlu bir ortamdir. hele aksamuzeri daha sakinken ve fonda piano sesi varken...
  • londrada yer alan ücretsiz gezebileceğiniz, herdönemden ve türden eseri görebileceğiniz, gez gez bitmeyen müze. türk-islam tarihinden eserleri burda görünce "bunun ne işi var lan burda" dedirtir. hatta yıllardır tarih kitaplarında gördüğümüz, topkapı müzesinde çakması sergilenen ünlü bellini'nin fatih sultan mehmet portresi'nin orjinalini burda görünce içiniz bi cız eder. bu müzenin bir diğer özelliği de özellikle giriş katında yeralan heykel ve alçıdan eserlerin genelde imitasyon olmasıdır. daha önce floransada gördüğüm davud heykelinin ve roma forumdaki kolonların kopyalarını burda görünce hem müze gözümden düşmüş hem de o andan sonra gördüğüm tüm objelere şüpheyle yaklaşmamı sağlayıp beni paranoyağa bağlamıştır. zaten fatihin portresinin altında orjınal yazmasına rağmen bir takım dedikodulara göre o da imitasyondur ama orjınali kayıp olduğundan uyanık ingilizler bunu bize orjınal diye yutturmaktadır.
    müzenin özellikte en üst katındaki yakın tarihe ait objeler (ilk walkman, ilk aple ürünler, john lennon,queen imzalı plak, foto konser afişleri vb.) dikkat çekicidir. londraya gidildiğinde outdoor gezmeler bittiyse british museum'dan sonra gidilmesi gereken yerdir kanımca.
  • turk ıslam el sanatlarinin nadide eserleri bulunur.
  • londra’daki açık ara en güzel müze burasıdır bana kalırsa. evet british museum dahil. konsepti, dizaynı, dönemler arası, hatta coğrafyalar arası geçişleri, her biri kusursuz. çok büyük olmamakla birlikte oldukça yoğun bir müzedir ki gezmeyi bitirdiğinizde epey yorulursunuz. işte tam bu yorgunluğu hissettiğinizde usulca bahçeye doğru yol alıp müzenin eşsiz kafesinde keyifle kahvenizi yudumlayın derim. bir arkadaşım dün fotoğraf çekip atmış, fena kıskandım. umarım başına bir şey gelmez.*
  • senden güzel müze gördüm diyen yalan konuşur v&a diye türkü çığırdığım, her seferinde tekrar aşık olduğum müze. sırf cafesinde oturup tavanını izlesem mutlu olurum ama 6. kat ve 1. kattaki 16-17. yüzyıl evropasını da bir gezin, yorulunca avluda oturup çimlerde ayagınızı uzatın da derim. canımsın viktorya canımsın albırt.
  • ucretsiz cizim derslerinin de verildigi bir muzedir kendisi. on bes dakikalik mesafe uzaginda calisip british museum a ayak basmamis beni mudavimi yapmistir.
  • müzelere birden fazla gitmekten hazetmem; kültür fazlası burnumu kaşındırıyor, bünyeme iyi gelmiyor. amma bu çift* kaideyi bozmayan istisnalarımdan. onlarca kez gidebilirim. özellikle friday latee her bir gidişim için ömrümden bir haftayı feda ederim, zerre düşünmem. ışına beni scotty, derhal!
hesabın var mı? giriş yap