vizyonsuzluk
-
türklere özgü bir hastalık. para biriktireyim, araba alayım, ev alayım, daha çok para biriktireyim, bir ev daha alayım, kiraya vereyim, parasıyla gül gibi geçineyim. ya da inşaat işine gireyim..
kitap okumayın, spor yapmayın, sanatla uğraşmayın. bu toplumu daha ileri götürecek her şeyden uzak durun. başımıza icat çıkarmayın!!
yarrak gibi yaşamaktır vizyonsuzluk. -
türkiye’deki:
devlet memurları
il ve ilçe otogarları
milletvekilleri
dandik markaların internet siteleri
bankaların berbat çağrı merkezleri
çiğköfte bayiileri
kargo firmaları
ilçe dernekleri
taksiciler
berberler
park ve bahçeler
avm’ler
kamusal alanlar/meydanlar
düğün salonları
yeni gelin evleri
yeni ünlümsü tipler
butik üniversiteler
led tabelalı kafeler
kahve falı bakan kafemsi yerler
...
ve daha nicesinin en büyük ortak noktası: vizyonsuzluğun bir vizyon olarak benimsenmesidir. -
vizyonsuz olma durumu.
-
yıllarını eğitim/öğretim adı altında insanların az da olsa sahip oldukları yaratıcı düşüncelerini tamamen yok etmeye adamış bir yapının baskısı altında geçirdikten sonra insanda istemeden oluşan durumdur. dünyayı belki daha iyi bir yer haline getirmese de en azından insanlarda birisi de bunu düşünmüş diyebilecekleri yenilikçi şeyler düşünmek varken, alınan gereksiz ve ağır birçok mühendislik temelli ders ile insanların kreatif anlamda önünün kesilmesiyle 'en güzeli merkezi bir yerde büfe' kıvamına getiren sistem utansın.
-
vizyontele
ah tamam be vurmayın hemen, şaka yapayım dedim.
ah -
türkiye’nin en büyük sorunudur. sermaye var (yediler ama bitmemiştir herhalde), toprak var, iş gücü var fakat vizyon yok. birey olmak, özgün ve yaratıcı olmak gibi eylemler bu vizyonsuzlar yüzünden cezalandırılıyor.
-
ego, vurdumduymazlık, avanelik, duyarsızlık, empati eksikliği, kendine saygı duymamak gibi pekçok olumsuzluğu içinde barındıran herkesin içinde olduğu durumdur.
-
eğer o bölgede çoğunluk olup,özerklik ilan etmek gibi bir planları yoksa,arapların 250k$ verip istanbul,başakşehir’den ev alma eylemleridir.
-
benim nickim bu olmalıydı.
çünkü öyle bir vizyonsuzum ki nickimi alırken kendi adımı kullanıyorum ve yazdıklarımdan benim ben olduğumu şıp diye anlamak mümkün.
şimdiye kadar 3 arkadaşım tarafından bulundum ve bu sebeple yazdıklarımda özgür olamayacağım için vizyonsuzluğuma vizyonsuzluk ekleyeceğim. -
yıl 1965 falan. rahmetli dedem memur olabilmek için ankara'ya gelir. olur da. sıra aile ile oturacak bir eve gelir. önce cebeciye kiraya yerleşirler. orada yapamazlar. akrabaları uzaktadır. ellerindeki birikmişle keçiören'de bir arsa alırlar ve oraya ev yaparlar.
peki neden keçiören?
çünkü keçiören memleketimize diğer semtlerden daha yakındır. daha rahat gidip gelebilmek için tercih edilmiştir.
peki vizyonsuzluk bunun neresinde?
aynı paraya dikmen'den, balgat'tan 3 katı kadar daha büyük arsa alınabiliyormuş.
şimdi keçiören'deki evin arsasından bize yarım daire verdiler. onu da sattık ve ankara'da arsa falan kalmadı.
bu durum benim genlerime kesin blokajatmıştır. hazır aklıma gelmişken ben bir bağ kesme meditasyonu yapayım.
bak yine moralim bozuldu.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap