39 entry daha
  • arterde yarın son günü olan sergidir. istanbul için gayet hoş heyecan verici bir modern sanat buluşması olmuş. tarihin ilk dönemlerinden picassoya, salvador dali'ye herkesin aşinalığı olan güzel bir çalışma olmuş.

    önyargının, yorumlamanın, sanatın ve sanatçının ne'liğinin kavranması için, modern sanatlara en uzak olanların bile 45 dakikasını ayırmasını dilediğim sergidir. dalga geçerek değil anlamak için gezen herkes için -sanatla en alakasız olanlar dahil- öğretici, her seviyeye hitabeti olmuş. tüm cehaletimle sevdim. bizle beraber tedirgin ama öğrenmeye açık meraklı istanbullular umutlandırdı.

    görme biçimlerimizde algılama yöntemlerimizde değişken değiştiren, etmen ilave edip, etmen kaldıran beyin yakan eserler var. fularsız girilebilir.

    --- spoiler-1 ---

    "yalnızca birer kişi giriniz" gibi bir uyarı yazan bir kapının önünde uzun bir kuyruk oluştu, içeridekinin çıkmasını uzunca süre bekledik kuyruk arttı. tam"acaba kapı yok da sanat eserinin kendisi biz mi olduk; ama yok o sergi temasına uyar mı ki" diye düşünürken sonra anladık ki içeride kimse yok. sıranın en önündekiyle şakalaştık falan. içerde ne mi var? süprüz.
    --- spoiler-1 ---

    --- spoiler-2 ---

    sonraki her koridor, video gösterisinde ve her kapıda tedirgin insanlar gördük. "bi çapanoğlu var kapıdaki tufaya gelip cehaletimizi belli etmeyelim" diyen tedirgin ziyaretçiler vardı. bazı ziyaretçilerin bizzat enstalasyon olmasından şüphe edenler oldu. herkes bi tedirgin...bu açıdan sergi bence çok işlevseldi.
    --- spoiler-2 ---

    --- spoiler-3 ---

    şaşırmalara devam ederken adını hatırlamadığım sanatçının picasso guernicası önündeki çığlıklaşma eseri aniden çığırarak insanları yerinden hoplatadursun tam yanındaki mona hatoumun silikon bastonu çılgınca dikkat çekiyordu. eğri büğrü baston üzgünce duvara dayanmış, kendi işlevini sorgularken ziyaretçiler genelde doğrudan varlığını sorguluyordu. zira çevresinde hiçbir uyarı, bir numaralandırma, çerçeve,yazı, görevli, özel aydınlatma vs. hiçbişey yok. civarımda oyuncak sananlar, unutulmuş sananlar dokunmaya çekinirken kendime dedimki "tifarhad kahramanlık günü sende. belliki orta kapıdan yediğimiz zoka burda da var. bu bastonu bi kurcukla da herkesi enstalasyona dahil et hadi koçum" aldım elime bastonu, tam elden ele gezdirecektik ki uzaklardan saç baş yolarak gelen bi çığlık oluştu yine. nitekim görevliye yakalandım. "görevli de sanat mı lan acaba" derken tam cehaletimin içimdeki sanat vandalını ortaya çıkarmışım :( çevremdeki kalabalık bi anda toz oldu. pislikler sattı anında. ulan demin hepiniz gazlarken iyiydi nerdesiniz? halkı aydınlatayim "bahın mona hatoum diye bi abla var, onun bastonuna gönderme yapmışlar" diyecektim ki yine cehaletimle rezil oldum :( bastonun kendisi çıktı. neyseki bu olayda hiçbir baston zarar görmedi.
    --- spoiler-3 ---

    --- spoiler-4 ---

    en üst kat galeride tabureye oturmuş güvenlik görevlisini sanat eseri sanan bi teyze vardı. görevli ona bakıyo o görevliye bakıyo. yavşak görevli uyarmıyo da "abla bende bi olay yok, zorlama beynini, resimlere bak sen" demiyo. bu sefer cehaletimle rezil olmadığım için mutluydum ama teyzede kendimi gördüm. onun yerinde olabilirdim :(
    --- spoiler-4 ---

    --- spoiler-5 ---

    büyük fotoğraflara çok yakından bakmaya zorlayan örtüler altında eserler var. bu eserler çok eğlenceli. utanmayın girin bakın sürünün, örtüler altındakileri anlamaya çalışın. ha benim götüm mötüm hep açıldı sürünürken ama olsun bakan olmaz ortamda. örtüler altında neler mi var? süprüz.
    --- spoiler-5 ---
28 entry daha
hesabın var mı? giriş yap