• brewdog ile beraber india pale weizen isimli müthiş birayı yapmış yaşlı kurt.
  • benim için yeni insanlık için eski bir buğday birası markası.bardağın yarısından sonra her yudumda bir muz tadı alırsınız,içimi öylesine yumuşak ve lezzetlidir.fıçıymış bomontiymiş artık içebileceğimi sanmıyorum tabi belli de olmaz fakirlik bu.
  • çok inceden muz aromasına sahip fakat içinde meyveye dair hiçbir karışımı bulunmayan, "ben bira sevmem" diyene lafını yutturacak bira markası. yutarken boğaz yakmayan yumuşak içimli bir çeşit.

    eğer efes bira ise, bu nedir? dedirten.
  • dünyanın en iyi birası olma ihtimali yüksek *. şaşkınbakkal'daki ayı mekanında içilebilir.
  • uzun zamandır evde bekletip bugün soğuması için buzluğa atıp hevesle açtığım ve beni hüsrana uğratan bira markası. evet çok bira seven yıllarca içmiş biri değilim ama en azından 13-14 çeşit bira denemiş biri olarak efes pilsen, bomonti tarzı bir tat yakaladım bu birada. acılığı az efese göre ama biraz ekşimsi ve hiç bir aroması olmayan sıradan bir bira. aynı fiyatlara leffe yada hoagaarden tercih ederim.
  • buzlukta soğutulup içilmemesi gereken bira. o yöntem efes içilebilir hale gelsin diye ortaya çıktı.
  • kadıköy zeplin pub'a yılda bir yaptığım ziyaretlerin sonuncusunda, "ya şu baconlı hamburgerle ne güzel gider" diye sordum.
    genç garson, "weihenstephan'ı çok tercih ediyolar, ben de içtim tavsiye ederim" dedi..
    masaya 50'liği geldi.. eşim karşımda bir hoegaarden almış, "ooh sevdiğim bira" diye nispet yapıyor.
    ben yine riske girmiş taraf olarak, "ya köpüğü güzel, rengi harika gözüküyor.. bi koklayalım" dedim..
    kokladım ki, o ne koku! "allaaah!" dedim içimden, "sanırım maden buldum!"
    bi yudum aldım, yemin ediyorum o an duyularım kuvvetlendi.
    sanki aldığım tat görüşümü netleştirdi..
    hemen "karı iç bundan bak muhteşem bişey!" dedim.. bizimki aldı bardağı, bi yudum aldı, "yaa ben niye bundan söylemedim" diye dudak büktü..
    neyse, o 50'liği mutlulukla bitirdim, mekandan kalktık.

    bu olayın üstünden 1.5 ay geçti.. arada bira alıyoruz eve falan, ama bu içtiğim efsanenin adını "vein bişey bişey" diye geveliyorum. net birşey yok aklımda..

    bugün sarıyer'e misafirliğe gideceğimiz tuttu, "3-4 tane bira alalım iyi olur" dedim..
    ara sokakta, ücra bir yerde tekel bayine girdim, sokaktaki tek ışık sokak lambası ve tekele ait o derece..
    içerisi milyon çeşit alkol ve birayla dolu.. bira raflarına bakarken, hanıma 2 tane miller aldım bakınmaya devam ediyorum. bi baktım beyaz etiketli "veeyiin" diye anca okuduğum bir bira.. hemen iki şişe kaptım. (tanesi de 7.5 tl, az koymuyor meret.)

    kasadaki çocuğa verdim birayı "bak 2 aydır aradığım bi bira var, sanırım bu o, eğer oysa haftada bir kapındayım" dedim, "abi bizde bu bira hep var buyur gel" dedi.. bayıldım parayı çıktım.

    bundan yarım saat evvel buzdolabından şişeyi çıkarttım, kapağı açtım.
    şişeye burnumu dayadım. (kokusunu çok iyi hatırlıyorum.)
    o duyu güçlenmesi var ya, aha aynısı..
    çağırdım karımı "koş koş aynısını buldum sonunda!" diye..
    geldi kokladı, içti "oha hakkatten bu" dedi..

    ikinci şişe buzdolabında, açıp içmeye çekiniyorum.

    şişenin fotoğrafını çektim, kültürsüzlüğümü bastırıp ismini oraya bakıp söylerim diye..

    "vayensteffan" der geçerim biraz benimseyince..

    yıllarca efes içip, "ooh işte gerçek bira" demiş biriyim ben..

    lütfen ağzıma sçın..
  • bana üsküdar'da bavyera keyfi yaşatan weissbier. moda'da bir tekel bayiinden sadece 7 liraya aldım. becks dışında bir alman (bavyera!!!) birası daha içebiliyor olmak sevindirici. darısı keiler'in başına. hatta son yıllardaki belçika birası açılımı gibi, alman birası açılımı da bekliyoruz.
    tatların anılarla bağlantısı çok ilginç. içerken würzburg'daki odamda tek başıma oturmuş, yemeğimi yiyip helikopter pistini izlerken weissbier'ımı yudumluyormuş gibi oldum. çok güzel oldu bu. bu ülkede şu son yılda başıma gelen en iyi şey:

    1) bedelli askerlik
    2) weihenstephan.

    entry'mi şu traditional bavarian song ile bitirmek istiyorum:
    ein prosit, ein prosit; der gemütlichkeit; ein prosit, ein prosit; der gemütlichkeit!
  • aklımı başımdan alan, beni kendine aşık etmiş bira. yok arkadaş bunca yıl bok içmişiz biz. bir daha pilsenin hiç bir türünü zorunda kalmadıkça içmem.
  • hafif bir is kokusu sezdiğim, kendine has karakterli bira. özdilek levent'de var.
hesabın var mı? giriş yap