• züppe ve çapkın tarık akan'ın bu kez fakir kız rolündeki emel sayın'ın aklını aldığı filmdir. filmle ilgili en unutulmayacak olan sahne ise, tarık akan'ın emel sayın'ın ağzından amcası metin akpınar'a mektup yazma sahnesidir. mektupta kızın kendisini kötülemesi gerekmektedir ve tarık akan, tıkandığı noktada kemal sunal'dan yardım beklemektedir. şöyle bir girizgah yaptıktan sonra: "sevgili x bey, ben yeğeninize layık bir kız değilim", bir an durup ne yazması gerektiğini düşünen tarık akan'a, kemal sunal "çünkü ben bir orospuyum" cümlesiyle destek verir kendince. müthiş bir cümle,müthiş bir tonlamadır,kemal sunal'ı kemal sunal yapan nüanstır.

    yıllar sonra gelen mutluluk sarhoşluğu editi: sahnenin videosu da burada http://alkislarlayasiyorum.com/…uyum---kemal-sunal-
  • - ben kardeşinize lâyık bir kız değilim. çünküü...
    - çünkü ben bi orospuyum...

    şu diyalog bile başlı başına bu filmi tekrar izleme sebebidir arkadaşım.
  • beni hüzünlendiren dizi.

    zamanında izlerdim bu diziyi star tv'den eş zamanlı olarak. bir ara boşlamıştım izlemeyi. tam da o zamanlar, bir cumartesi sabahı annemin "barış akarsu kaza geçirmiş" sözleriyle uyandım ve televizyonun karşısına geçtim direk. televizyonda yüzünden yaşama sevinci akan, dizideki "alfonso tarık"tı bu kaza geçiren. günlerce televizyon karşısında bu diziyi izleyerek dua ettik barış'a, ancak olmadı, allah aramızdan erken aldı onu, dört gün yoğun bakımın ardından, bir 4 temmuz akşamı.

    ve ben, bu yaz bu dizinin tüm bölümlerini izleyerek andım barış'ı, kimi zaman bir tebessümle, kimi zaman gözlerimdeki bir damla yaşla.

    gittiğin yerlerde rahatsındır umarım barış, biz seni çok özledik, şöför tarık'ı da öyle...

    rahat uyu barış, gittiğin yerlerde...
  • bu film ve benzeri tarık akan filmleri (bkz: tatlı dillim) (bkz: sev kardeşim) (bkz: mavi boncuk) (bkz: ateş böceği) (bkz: ah nerede) (bkz: hababam sınıfı) (bkz: evcilik oyunu) (bkz: delisin) (bkz: sevgili dayım) (bkz: babanın evlatları) (bkz: öyle olsun) izleyiciyi kısa süreliğine de olsa duygu bombardımanına uğratıyor. gerçek hayatta olamayacak , belki de bugün olamayacak ama geçmişte mümkün olan , ilişkiler , saflıklar , dostluklar ve aşk hikayeleri ile insana dışarıdaki bok çukurunu kısa süreliğine unutturuyor.

    istiyorsunuz ki pazarcı derviş amca gerçek olsun , dostu hüsnü sürekli sakarlık yapsın da bütün mahalle gülsün , zengin damat için hazırlanan sofraya herkes gelsin diye kapı açık bırakılsın , sultansuyuna mahallece pikniğe gidilsin deli gibi eğlenilsin , trilyonu olan iş adamı , pazarcının güzel kızından hamal olduğmuzu unuttuk bi eşşeklik ettik diye özür dilesin , aşıklar şilepten denize atlayıp birbirine kavuşsun.
  • bittigi gunden bu yana yaklasik olarak 5 yil gecmis olmasina ragmen hala akla gelebilen ve insani garip bir melankoli icerisine sokabilen dizidir.
  • filmin sonlarında metin akpınar gelininden* özür diler, 'ağlatma insanı be' der, bizim gözlerimizi doldurur. o nasıl mimiktir, o nasıl ses tonuna sahip olmaktır.. kısacası metin akpınar'ın şov yaptığı bir filmdir. üstelik sinema kariyerinin sadece 3. filmidir.
  • kanepeye keyifle uzanarak, sıcak bir çay eşliğinde televizyon izleme keyfini geri getirebilen,
    'bu niye böyle oldu, eee amma saçma ha...' gibi sitemkar ve mana verilemeyen olaylardan uzak tutmayı bilen,
    sık aralıklarla yüzünüze tebessüm koymayı başarabilen,
    bir aşk hikayesinin silahlarla ve adam kaçırmalarla değil, nazla, utanmalarla, kafa karışıklığıyla, kıskançlıkla çocuklar gibi anlatılabileceğini hatırlatabilen,
    kısır bir döngüye bağımlı kalmadan, hayatın her karesinden çeşitlemeler sunabilen,
    saçma sapan magazinel konularla gündem doldurmadan, iddialıyız biz demeden de başarılı olunabileceğini gösteren,
    izleyenlerine verdiğini geri almayı başararak, daha iyisini verebilen,
    hiçbir şekilde göze batmadan, keyifli bir hikaye ve keyifli oyunculuklar izletebilen,

    sevimli ve sıcacık bir dizi.

    bülent kayabaş'a ayrıca değinmek gerek. inanılmaz güzel oynuyor. saygılar efem.
  • keşke yayından kaldırılsaydı da böyle bitmeseydi dediğim dizi. ben razıydım bu keyifden mahrum kalmaya.. hatta hiç başlamasa da olurdu.. keşke böyle bitmeseydi.
  • az önce izleyip,huzur doldugumu müthiş film..yanlış anlaşılmalar üzerine yüklü bir aşk öyküsü..eglenceli,hüzünlü ve aşık bir film bu..dönemin tapılacak güzellikteki kadınlarından* emel sayın ve yakışıklı jönümüz tarık akan başrollerde..

    filmin bir diger güzelliği ise müzikleri ve şarkılarıdır..emel sayından sıkça senden baska (bkz: #9188747) yı duyarız..bir de öyle bir yerde o mutena sesiyle tovbeler tovbesini söyler emel sayın..iç parçalar..

    --- spoiler ---
    kanımca filmin en kalbe hitab eden bölümü,ilk yemege çıkışın ardından ferdi* nin alev* i dervis basak bey in köşküne bırakması macerasından sonra,eve geldiklerinde geçen diyalogtur

    ferdi : bu yaptıklarınızı nasıl ödeyecegim bilmiyorum

    yanagına öpücük konurur...

    alev: ödediniz bile...

    --- spoiler ---
  • eski türk filmlerinin, hepimizce malum, yapmacıklıklarla/abartılarla dolu olmasına rağmen, "samimiyet"i vardır ya hani... bu dizide de aynı samimiyet var işte... tam da bu nedenle çok keyifli/eğlenceli... zaman zaman eski türk filmlerini tiye alıyorr... ancak malum klişeleri tiye alırken mokunu da çıkarmıyor... eski türk filmlerinin onları hala izlettiren malum samimiyetini koruyan ve zenginleştiren bir dizi yalancı yarim... günümüz unsurlarını da senaryoya çok iyi yedirmiş senaristleri ve yönetmeni... samimi havası ve oyuncu kalitesi ile seyirciye kaliteli zaman geçirtiyor... tebessüm eksik olmuyor vallahi izleyenin yüzünden...
hesabın var mı? giriş yap