• bu gün duvarda gördüğüm yazı, sanırım ciddi ciddi sloganlaşma yolunda, bir de şaka maka bu kelimeden tırsmaya başlayan bir yandaş takımı var. evet bence de y a r g ı l a n a c a k s ı n ı z !
  • sözlükte kullanılış şeklini kaderci, umutsuz bulduğum tabir. yargılansınlar tabi ama nasıl? kim yargılayacak yani? mesela sen ne yapıyorsun bunun için de bu kadar kesin yargılanacaklar diyorsun?

    yargılanacaksınız! birileri gelip sizi yargılayacak valla bak der gibi. çocukken o hiç kiminin görmediği karateci abi gibi bir şey. son olarak evet yaptıklarının hesabını verecekler ama onun için çok çalışmak lazım. bu kan emicileri devirecek olan da yargılayacak olan da halk iktidarıdır.
  • içinde bulunduğumuz durumu en iyi anlatan sözcük. ne güzel söyledi enver aysever.belki 3, belki 5, belki de 10 sene sonra olacak ama gerçekten olacak.
  • yargilaniyorsunuz ey cemaat...
  • tam dönemin ruhu bir laf, şu ara herkes birbirine karşı bunu kullanıyor, kimin kimi yargılayacağı belli değil. zaten hukuk sistemi ve mahkemeler de öyle bir noktaya geldi ki, "herkes bir ara 15 dakikalığına da olsa yargılanacak" gibi bir his var içimde, kaçış yok.
  • yavru tosuncuğuna lamborghini alan plakasını adını yazdırtan 7 500 - 8 000 dolar maaşlı devlet memuru elçiler için.
    yurt dışında çevirdiğiniz illegal işler için!

    günü geldiğinde yargılanacaksınız
  • umutsuzluk saçmak istemem ama demirel, çiller, mesut yılmaz, mehmet ağar, jitem elemanları ve daha sayısız ismin sağlıklı bir biçimde yargılanmadığı bir ülkede, akp ve akp yandaşı kimi insanların yargılanması bana biraz zor gözüküyor. belki gaz alma amaçlı bir iki kurban verilir, o kadar.

    bir kesim insanımız, bu ülkedeki bütün kötülüklerin sadece akp döneminde yaşandığını sanıyor. halbuki statüko, devletin acımasız alışkanlıkları ile yine devlet fabrikasında üretilmiş gözü bayrak ve din ile perdelenmiş tutucu yığınların temellerini oluşturduğu bu karanlık zihin yıllardır ayakta. yıllardır aynı şeyleri yapıyor, yıllardır liberal kapitalist emperyalist (o programlarda böyle diyorlardı değil mi) batı politikalarını uyguluyor ve tüm bunları yaparken de, vatanı peşkeş çekmenin karşılığı olarak içeride her açıdan semirdi. bu elli yıllık bir bayrak yarışı, belki de daha eski. isimler değişiyor, halkın çoğunun zihniyeti, devletin tavrı aynı, asker polis bürokrasi aynı, basın aynı, hukuk adalet aynı. konuya yeni uyanmış olanlar olabilir, ziyanı yok.

    alışkanlıkların betonlaştığı sistemde bu devran kendi hizmetçilerini yemez, yedirmez, önüne yatar. çünkü yapanın yanına kar kalmadığı an, tüm oyunu halkı baskılama, bir kısmını da uyutma üzerine kurmuş devlet organizasyonu çöker, daha halk odaklı bir devlet anlayışı gelebilir "allah muhafaza".

    aktörlerin çıkar çatışmasına girmeleri sonucunda bazı kelleler hukuki perde önünde koparılabilir, biz de demokrasi filan var sanrısına kapıları, bu devran da yine sürer gider.

    tüm samimiyetimle yazıyorum, umarım ben yanılırım ama belirttiğim gibi, tarla anlaşmazlığına düşen ailenin birbirini harcaması parodisi çıkarsa karşımıza hukuk diye, bundan hiçbir kazanım olmaz. tabii burası türkiye yine de, neyin ne olacağı belli olmaz lakin geçmişten bugüne bakınca da ana hatların kolay kolay değişmediği aşikar.
hesabın var mı? giriş yap