• 90'larda genç olanların ömrünü mahvetmiş, bir nesli perişan etmiş, nice yiğitleri aşk peşinde heder etmiş kişidir.

    hani şu arkadaş grubunda, buz gibi soğuk suya girip, sonra kenarda duranlara su çok güzel gelsene diyen sıkıntılı tip var ya. işte onun gibi bişi. böyle hani solunuzda şeytan tasviri olur ya, size yapmamanız gereken bir şeyleri yaptırır. sürekli sizi yanlış yola sürüklemeye çalışır. sonunda mahvolacağınız şeyleri allayıp pullayıp çok güzel şeylermiş gibi gösterip hata yaptırmak ister. bu kişi de öyle bir şey işte.

    az önce yeni bir klibine denk geldim. yine bir kadın koymuş. böyle saf tertemiz pırıl pırıl triplerinde bir kadın. baya bildiğin melek gibi bir şey koymuşlar klibe. ah günahsız yar modelinde bir şey. o günahsız yarlar var ya neyse bir şey demiyorum ama bilin ki hansel ile gretel hikayesindeki bisküviden ev ne ise yaşar klipleri, şarkıları falan da o'dur..

    genç kardeşim, buraları okursan beni iyi dinle; bu yaşar, bizi kandırdığı gibi seni de kandırmaya çalışıyor. o aşk işleri çok sıkıntılı işler. çok canın yanar. kendi girmiş buz gibi suya seni de sokmaya çalışıyor. benden sana tavsiye. kaptırma kendini. aman diyeyim. zamanında bize de aynısını yaptı. bunun şarkılarıyla sevdik, aşık olduk, evlendik. düğünlerimizde dans şarkıları yaptık. türlü romantiklikler, romeoluklar. aşkı bunun şarkılarından öğrendik. sonra ne oldu? canımız yandı. perişan olduk. gel benimle yle başladık, onun vedasıyla bitirdik. bir akşam oldu şehrimizde güneşi unuttuk.

    neyse işte. dikkat edin. sizi, şarkılarındaki güzel sözlerle kandırır, hem de çok fena kandırır.

    zalımsın yaşar.
  • en sevdiğim arkadaş grubumla 17 li yaşlarda geçirdiğimiz yaz tatilinin resmi şarkıcısı.ne zaman dinlesem o günlere götürürsün beni yaşar.
  • çıktığından beri severek dinlediğim türk pop müziği sanatçısı. en sevdiği şair cemal süreya’dır ve yanılmıyorsam sebepsiz fırtına klibinde sevda sözleri adlı şiir kitabını raftan alırken bir sahnesi vardı. huzurlu, kederli, insanı yormayan bir ses, kaliteli ve zamansız şarkıların sahibi.
  • 1:51'de başlayıp yaklaşık 40 saniye süren olay efsanedir.

    gözlerinde sabah, markiz ve seni sevmeyi sevmiyorum şarkıları her dinleyişte bıktırmadan aynı güzel tadı veriyor.
  • türk popunda yeri benim için her daim ayrı olan sanatçıdır yaşar. albümlerini çıkar çıkmaz dinlerim, izmir'deki konserlerini olabildiğince takip ederim.

    gençliklerinde adana'dan 5 arkadaş heyecanla besteler yapmışlar, birbirlerine dinletmişler ve hepsinin de eserleri muazzam. içlerinden yaşar sesinin ve sahne ışığının yüksek olmasıyla sıyrılmış. kim mi bu 5 kişi: yaşar, deniz özçelik, alper arundar, kaan öztürk ve ömer bayramoğlu.

    yaşar için söylenecek bir şey kaldı mı bilmiyorum. kendisinin nispeten az bilinen ve bana göre şahane olan şarkılarını sıralayabilirim belki: yaz bitti, günahsız, hoşçakal gözbebeğim, seni ezbere aldım, sevda yükleri, gözler aynı sen, ah sen, bu yaz yine bize ayrılık var, gözyaşınla yaz, deniz yoksulu, beni arayabilir misin, ahududu şekerim, ayrılık geçer, kahretsin, sevmemiz lazım, yalnızım hülasa. duruşuyla, çizgisini korumasıyla ve üretiminin bitmemesiyle çok kaliteli bir sanatçı.

    deniz özçelik muhteşem kumralım ve bela sevdan'ın sahibi(bela sevdan'ın başında kendi sesi de yer alıyor), yanlış hatırlamıyorsam onbir ay'ı da birlikte yapmışlar yaşar'la. kendisinin de pek bilinmeyen şahane bir albümü var. gerçekten çok severim bu albümü, mutlaka dinlenmeli. ismini pek duyuramadıktan sonra müziğe küsüp adana'da bir büfe işlettiği söylenmişti ve uzun süredir ortalıkta görünmüyordu ama son dönemde o da yine eski arkadaşlarıyla aynı karelerde yer almaya başladı, mutlu etti.

    alper arundar muazzam bestelerin insanı. çok da alçakgönüllü, sevecen birisi. pek çok yaşar şarkısında imzası var. ilk aklıma gelenler hasret ayazları, şakası yok, toplayıver beni, anlatamıyorum, hayırdır inşallah ve denizin tuzu. yine yaşar'la beraber besteledikleri/söz yazdıkları kör bıçak gibi yaprağın kaderi gibi şarkılar var. kendisi son dönemde sosyal medyada oldukça aktif, yeni besteleri de dahil şarkılarını söyleyip paylaşıyor ki bu oldukça sevindirici bir şey. instagram'dan takip edebileceğiniz gibi youtube kanalına da abone olabilirsiniz.

    kaan öztürk uzun yıllar boyunca yaşar'a konserlerinde de gitarıyla ve back vokaliyle eşlik etti. matrak ve yardımsever bir insan. son yıllarda bora öztoprak ve onur mete ile sahne performansları sergilemeye başlamışlardı. kendisinin de şarkıları var tabii. ilk akla gelen -çok severim- 9'da 9 albümünde yer alan yollarda yoruldum. sırası gelmişken söyleyeyim, bu klipteki arnavutköy görüntülerine de ayrı hastayım. * kendisinin başka şarkıları da var elbet, hoşçakal, tozlu raflar, pamuk gibi. karantina döneminde pazartesi, çarşamba ve cuma akşamları instagram'dan canlı yayın yapıp istek şarkıları söylüyor, takip etmenizi öneririm.

    ömer bayramoğlu'nun ismini ilk kez kendisine ait olan ve yine yaşar'dan dinlediğimiz hatırla şarkısıyla duydum. yine yaşar'a verdiği ya da birlikte yaptıkları birkaç şarkı daha vardı, son gece ve nerelerdesin gibi. bir dönem albüm yapmak için sağlam emek koydu ve yaptı da. nahif şarkıları var kendisinin, bir göz atmanızı tavsiye ederim. adı sevdadır parçasında yaşar da sesiyle eşlik ediyor kendisine.

    kendilerinden daha nice besteler dinlemek dileğiyle...
  • şarkılarında bolca ispanyol esintileri taşır.
  • şu maruz kaldığımız coğrafyada kendini en iyi izole etmiş, kendini işine vermiş, saçma sapan yarışmalara bulaşmayan örnek sanatçı
  • bu adam uyusturucunun kulaktan alinan bir turu sanki. ne zaman bir sarkisini acsam pesi sira albumleri geliyor. yaptigi bagisikliga deginmiyorum hic.
  • ankara jolly joker konseriydi, aylardan bahar, yıllardan 2019. saat 9da başlayacağı söylenen konser için yerlerimizi aldık, tıka basa havasız bir mekan, ayakta insan istifi. ayakta kalabalık konser izleyecek yaşım geçmiş, bunu öğrenmiştim. saat 11 de çıktı yaşar. yaşlanmış,şişmanlamış, bir çok şarkısını ezbere bildiğim şarkıcıyı ilk kez canlı izlemiştim. sahne performansı gayet yerindeydi. her şeyden önemlisi konserin son dakikalarıydı, yaşar’ı görmekten vazgeçtim, duymaya devam ettim,gözlerimi sevgilimin gözlerine dikip konsere arka sıralarda dans ederek devam etmiştik. işte o anları hiçbir şeye değişemiyorum. yaşar bir ayrılık acısı şarkıcısıdır, sevgilinden ayrılır onu dinler ağlarsın, hayatını gözden geçirirsin, “aldanırım ben zaten gülüşüne ahhhh gülüşüne” der arkadan, gözyaşın pıt...
    ama bizim için öyle değil. bizim sanatçımız o, arabamıza biner açarız spotifyımızı, ayrılık şarkılarını dinleriz eşlik ederiz aşık oluruz tekrar birbirimize, benim için yeri ayrıdır, özel bir adamdır yaşar. şuan çalıyor kulağımda,aldanırım.. sevgilim uyuyor. ben bu şarkıyı dinlerken onu düşünüyorum, entry giriyorum filan.
  • eski bir röportajından şunu hatırlıyorum: askerdeyken bir arkadaşı arıyor. "dönünce bir kaset çıkar, saçma sapan tipler müzik yapıyor sen onlardan çok daha iyisin" diyor. şu an iyi hatırlayamadığımdan yazmadığım dönemin bir şarkıcısının ismini de vererek, "sen bundan daha iyi müzik yapamaz mısın?" diye de soruyor.

    arkadaşı haklıydı, yaşar çıktığı dönemde ortalarda olan pek çok isimden çok daha iyi müzik yapabilirdi. 1996 yılında divane'yi çıkardığında çok ses getirdi, hatta o albüm en iyi çıkış yapan şarkıcı ödülünü de kendisine getirmişti. 10'da 10 hit parçalardan oluşan albümüyle müzik piyasasına muhteşem bir girişti gerçekten. hatta o sıralarda da "her gün 1 popçu çıkıyor" eleştirileri yapılırdı. ilk albümde koy beni gözlerine gibi oldukça başarılı elektro sololarıyla yaşar'ın içinde hep sağlam bir rock potansiyeli olduğunu o zamandan beri düşünürüm. fakat yaşar üst başlık itibariyle pop müzik, alt başlıklarda daha bir akdeniz müziği diyebileceğimiz soundu kendisine seçti. iyi mi yaptı kısmını birazdan detaylandırmaya çalışayım.

    ardından 1998 yılında esirinim geldi. yine tüm parçaları hit efsane bir albüm olmuştu. hatta şiir gibi bir şey kaydıyla şair taraflarını da dinlemiştik. parçada söylediği "vazgeçemediğim tek kadın sedam" sözlerini ben vay be ne büyük aşk diye düşünürken, sonraki yıllarda her okuduğunda "karındaşım sedam" vurgusuyla, bir yanlış anlaşılmayı kendisi de düzeltme gereği duymuştu.

    2001 yılında masal albümü geldi ki kitlelere yaşar'ı esas tanıtan albüm sanki bu oldu. içinden de aldanırım parçası çıkış şarkısı olmamasına rağmen çok ilgi gördü. album yine muhteşemdi ama aldanırım şarkısını nedense ilk çıktığı andan itibaren çok sevemedim. bunun sebebi hemen her yerde çalınmaya başlanıp hızlıca piyasa şarkısına dönüşmesi olabilir, albümdeki diğer parçaları daha çok beğenmiş olmam da olabilir bilemiyorum. yaprağın kaderi, mazim değil, sevda yükleri, beş dakika bekle git, ah sen duyguyu daha iyi aldığım parçaları oldu ya da ben yaşar'ın popüler olmayan parçalarını daha çok sevdim.

    yaşar artık demini almış usta bir sesti. fakat yaşar'ı üretken ve başarılı yapan sanırım içindeki o amatör ruhtu. sonraki yıllarda da albümleri güzel ve dinlenir kıvamdaydı, fakat ilk 3 albümdeki esinti belirgin şekilde azalmış, bir şeyler tam o lezzette olamamıştı. yaşar'ı çıkışından beri seven ve dinleyen kitle de muhtemelen her yeni albümde o ilk 3 albümdeki tınıyı arayarak ve bulamayarak yaşar'ı dinlemeye devam etti.

    yaşar tam bir 90'lar müzisyeniydi aslında. parçalarında sözler vurgulu ve güzeldi, buna başarılı bir gitar temelli müzik de eşlik ederdi. 90'lar furyası sona erip müzikte bir değişim başladığında, tarz olarak pop müziği seçmiş olmanın sıkıntılarını yaşar yaşamaya başlamıştı. daha nitelikli, enstrümantal, işin daha sanat boyutunda müzik yapmanın artıları ve eksileri vardır. artıları; dar ama sıkı bir hayran kitlen olur. o an için tüketilip bitmezsin. örnek bülent ortaçgil derim mesela, doğan canku derim. ben pop müzik yapacağım dediğin zaman da gitar nameleri duymak isteyen kitleyi kaçırır, popüler piyasa parçası bekleyen kitleyi kendine hedef olarak seçersin. o kitleye istediğini verdiğin müddetçe ilgi de görürsün fakat yaşar doğası gereği bir hande yener bir demet akalın olamazdı, olamadı da zaten. belki başarması gereken kendisine daha uygun olan müzisyen şarkıcı rolüydü. o rolle ilk albümlerdeki ruhu korumak daha mümkün olabilirdi.

    tahmin edileceği üzere evet hala sıklıkla ilk 3 albümünü dinliyorum. eski ve sıkı bir yaşar hayranı olmama rağmen başlığa ilk defa bir şeyler yazıyor olmamın sebebi belki budur. bunda da kabahat yine yaşar'ın çünkü çıktığı andan itibaren çıtayı çok yukarıları taşıdı. belki de sonrasında ne yapsa pek olmamış görünecekti, zira güzel işler yapsa da öyle göründü. bütün bu süreciyle 1996 yılından itibaren müziğe tüm katkılarından ötürü yaşar'a fazlasıyla minnettarım..
hesabın var mı? giriş yap