• abd ‘nin büyük ortadoğu projesi ile ayni cografi bolgeyi barindiran bu yuzden de bircok cikar catismasi doguracak hatta dogurmaya baslayan (suriye iç savaşı) 21. yuzyilda turkiye’nin hatta dunyanin kaderini belirleyecek olan projedir.

    bop’un etki alaninda nasil orta asya, kafkaslar, kuzey afrika ve balkanlar bulunuyorsa, yeni ipek yolu projesinde de bu bolgeler onem kazanmaktadir.
  • çin'in trilyon dolar harcayarak gerçekleştirmeyi planladığı, antik ipek yolunu diriltmeyi planladığı yeni projesi. amerika birleşik devlet'inin çin'e karşı başlattığı ticaret savaşına karşı çin'in verebileceği en etkili karşılık olabilir. proje kara yolu ve deniz yolu olmak üzere iki hat içeriyor.

    kara yolu çin'in doğusundan başlayarak, orta asya, afganistan, iran ve türkiye üzerinden doğu avrupa'ya, oradan da orta ve güney avrupa'ya uzanan bir hattı kapsıyor.

    deniz yolu ise hint okyanusu'ndan başlayarak suez kanalı üzerinden güney avrupa'ya ulaşan bir hat hedefleniyor.

    iki hat yeraltı kaynakları açısından zengin ülkelerin bulunduğu konumlardan geçiyor. çin'in ekonomisi için en kritik konunun enerji olduğunu ve enerji konusunda dışa bağımlı olduğunu düşünürsek yeni ipek yolu projesiyle enerji kaynakları açılışından zengin olan ülkelerle ilişkisini geliştirerek bu açığını kapamaya çalışacaktır.

    çin yolların geçeceği ülkelere yapacakları altyapı için 8 trilyon dolar kredi vermeye hazır olduğunu söylüyor. böylece ticareti kullanarak dünya nüfusunun yüzde 65ini barındıran bir coğrafya üzerinde siyasi etkisini arttırmayı planlıyor.
  • ukrayna'da devam eden savaşın bu proje ile ilgisi için şunu söylemiştim. --» (bkz: #136741374)

    şimdi yeni bir sayfa açıldı israil'de hayfa limanı üzerinden --»(bkz: #157802052)

    velhasıl abd tarafından hem kuzeyden hem güneyden baltalanmaya çalışılan proje.

    çin bu baskıya kendince karşılık vermeye çalışıyor. yine de kolay olmayacak onlar için.
  • - öncelikli olarak (bkz: #121315237) nolu entri, sayın vusta'nın kalemine sağlık.

    - bu konuyla bağlantılı olarak çin'in yaptığı son hamleleri çin halk cumhuriyeti başlığında kendimce karalamıştım. buyurunuz : (bkz: #136671301)

    - şu an devam eden rusya - ukrayna savaşı sadece rusya'yı izole etme amacını taşımıyor. şu haritaya bir bakalım : http://si.wsj.net/…865_capec_16u_20141107194517.jpg

    - bu haritanın kuzeyinde moskova - rotterdam arası çizgiye dikkatinizi çekmek isterim. çin rusya'yı avrupa'ya iki giriş kapısından biri olarak görmek istiyordu. şimdilik bu savaş o bağlantıyı kesmiş görünüyor.

    - güneyden geçen hat ise iran üzerinden biz ve yunanistan'a gelen bir kuşak var. bunun bir kısmı sofya üzerinden tren yolu olacak. yine gaz hattı ile ilgili projeler mevcut. bununla ilgili bir başka harita : https://img.huffingtonpost.com/…500005500a2d56d.png

    - ancak bu bölgenin asıl önemi deniz yolu. akdeniz çin açısından yine rotterdam limanı için kalküta'dan başlayan bir deniz hattının önemli bir parçası. ve akdenizde de abd dahil tüm ülkelerin kıyasıya rekabeti var. mesele sadece doğalgaz değil anlayacağınız.

    - mesela güney limanlarımız (örneğin mersin limanı) bu tür bir ticaret için önemli duraklardan biri olma potansiyeline haiz. biz maalesef başka şeylerle ilgili duyuyoruz bu günlerde. zaten çin de güney kıbrıs ile bir anlaşma imzaladı yakında.

    - bu arada abd yunanistan'a ciddi yığınak yaptı biliyorsunuz. bunun rusya ayağı olduğu kadar çin için de tehdit özelliği var. son gelişmeler gösteriyor ki amerikan tarafa "avrupa benim manitam, kimseye yedirmem" planında ilerliyor.

    - çin ise tüm bu tehditlere iran'a yaptığı gibi masaya nakiti atarak cevap vermeye çalışıyor. özellikle liman kredileri bunun güzel bir örneği.

    - üstelik çin'in ilginç bir yapısı var. prensip gereği gittikleri ülkenin rejimi ile asla didişmemeye çalıyorlar. tek şartları var, imtiyaz aldıkları yerlerdeki ana kadro çinli olacak. bu konuda veryansın tv'de şu ali erdinç videosu : https://www.youtube.com/watch?v=towq1gui3cw

    - son bir not : aydınlık tayfasının eski ziyaretçisi oldukları pkk'ya olan düşmanlığını yukarıda yazdıklarım penceresinden değerlendirmenizi öneririm.
  • dünya ve bölge siyasetine çılgınlar gibi kafa patlatılan sözlük gibi bir mecrada,belki de önümüzdeki 50 yılın kaderini belirleyecek bu başlığa ilgi gösterilmemesi enteresan.

    şu an yapılan çoğu şey,yeni ipek yolu projesiyle yer yer az yer yer çok alakalı. bazıları için dünya tarihi yeniden yazılıyor,bazıları için dönemlik bir kıvılcım.
  • bu ülkeyi yönetenlerin, "artıları-eksileri" hesabı yapmadan sevindiklerini gördükçe şaşırdığım çin projesi. bu salt bir demir yolu projesi olmanın çok ötesinde, bu proje ile küresel iktisadi/askeri ve politik rekabette ciddi bir adım atıyor çin. işin ideolojik, kültürel, sosyal yönleri de mevcut ve çin'e orta/uzun vadede ciddi kazanımlar sağlayacaktır. pek iyi ya bize?

    bunun için türkiye'nin ekonomik yapılanmasına ilişkin şu veriye bakarak dahi bir sonuca ulaşmak mümkün: ülkemizde şirketlerin yüzde 99.83'ü küçük ve orta büyüklükteki (1-249 işçi çalıştıran) işletmeler. kobi'ler istihdamın yaklaşık yüzde 73'ünü sağlıyorlar. türkiye'de elde edilen katma değerin yüzde 50'sinden fazlası kobi'lerden, yatırımların yüzde 58.3'ü kobi'lere. yani türkiye ekonomisini ayakta tutan güç kobi'lerdir. bu küçük ve orta ölçekli işletmeler, çin'li firmalarının ürünleri, bu proje ile her gün ülkemizi istila ederken, nasıl ayakta kalacak? bunlar çin ile nasıl rekabet edecek?

    kobiler bugüne kadar çin ile iyi ya da kötü rekabet edebiliyorlardı. çünkü bu projeden önce çin'li üreticiler; ab'ye, afrika ülkelerine, balkanlara uzak olması nedeniyle stok maliyetinden ve nakliye ücretinden kaçan pazarlar türkiye'deki üreticileri tercih ediyorlardı. ama bu proje ile birlikte neredeyse her gün çin'den ülkemize ve avrupa'ya ürün sevkiyatı olacak. dahası alibaba gibi küresel bir dev, bu proje sayesinde ülkemize günlük sevkiyat yapacak ve ülkemizi bir depolama merkezi gibi kullanarak ortadoğu, afrika, balkarlar ve avrupa'ya ürün sevki yapacak.

    çin bu konuda peş peşe adımlar atıyor. kısa bir süre önce, 3. köprüdeki astaldi hisseleri ile ıc'ye ait % 20 hisseye çinliler talip olmuştu. çin'in temel stratejisi, ekonomi üzerinden işgaldir. nasıl ki yıllardır abd, dünyayı dizayn eden güç ise, bugün çin de artık böyle bir güçtür ve uzun erimli projelerini parça parça hayata geçirmektedir. bunu yaparken abd gibi askeri güce başvurmaktan ziyade ekonomik gücünü kullanmaktadır.

    bu duruma ilişkin tedbirler alınmazsa, ki alınacak gibi görünmüyor, ülkemizin en önemli ekonomik dayanağı olan kobi'lerin tabutuna çiviyi bizzat bu projenin bir parçası olanlar çakmış olacaktır.
  • 2’inci dünya savaşı sonrası marshall planı çerçevesinde avrupa ülkeleri ve türkiye abd olmadan ekonomilerine yön veremez olmuştur. çin şu an bu proje ile abd’nin hegemonyasına son verebilecek bir adım atmış oluyor. proje amacına ulaşırsa amerika’nın ekonomik tekeli büyük oranda sarsılacaktır. geçtiği ülkelerdeki ticaret yolları ve limanların ihya edilmesi ile bu ülkelerdeki refahın artması beklenmektedir. ancak abd çin’e kolay kolay izin vermeyecektir, zira afganistan’da babasının hayrına durmuyorlar.
  • çin için önemini anlamak için çin'in ekonomik yapısını da göz önünde bulundurmak gerekir.

    bu sürecin başkalarının da belirttiği üzere politik etki artırmak, daha geniş alanlara erişmemek vs gibi amaçları var.
    ancak bu çin'in alanını genişletmekten de öte, çin'in mevcut ekonomik yapısıyla varlığını sürdürmesi için bir *zorunluluk*. yani bunu böyle bir dünyayı ele geçirme, küresel jeopolitik çatışma alanı vs diye yorumlayana kadar önce çin'in ekonomisini iyi tahlil etmek gerek.

    çin ekonomisi hala kendi iç piyasasında dönemeyen bir üretime bağımlı olarak büyümekte. nüfusu orta sınıf seviyesine erişmeye hızla devam ediyor da olsa hala abd veya ab gibi kendi içinde dönebilen bir talebe sahip değil. bunun da ötesinde batı piyasaları gibi derinlikli bir finansal sisteme sahip değil.

    kısacası, çin'in şu anki muazzam gücü ve momentumu hala küresel ticaret sistemine bağımlı. ticaret sistemi bugün batının, özellikle abd'nin varlığını sağladığı bir yapı. çin bu muazzam gelişimini batı'nın yönlendirdiği dtö'ye girmesine borçlu. batının amacı bu süreçte komünizm bitmişken çin'i küreselci-liberal düzen içine önce ekonomik sonra da sosyal olarak çekebilmekti. ancak çin devleti, milliyetçiliği, partinin ülkeye yapışmış olması gibi süreçlerle bu açık kapıyı sömürmeyi tercih etti. ağırlığını belli etmeden batının sağladığı küresel ticaret sahası sayesinde çok uzak ve geniş marketlere ihracat yaparak büyüdü. burada batı'nın muazzam finansal derinliği ve ekonomik talebi çin büyümesi için çok önemli iki faktördü.

    geldiğimiz noktada batı ve çin arasında çatışma arttıkça bu kez çin elde etmiş olduğu güç ve momentum ile, ayrıca sahip oldukları ihracattan gelen muazzam dolar rezervi ile bir taş ile bir sürü kuş vurma peşinde.

    malumunuz asya dünyanın nüfusunun ağırlığının bulunduğu coğrafya, afrika ise önümüzdeki yıllarda öne geçecek coğrafya. bu proje ile çin, şu an düşük gelir olan ekonomileri kendi ihracatına bağımlı kılmanın yolunu arıyor. yani sahip olduğu muazzam üretim kapasitesini batı "talep etmez ise" kendisine büyümesini sürdürebilmek için yeni talep sahaları açmaya çalışıyor. zira bu talep olmazsa çin kurduğu makinanın altında kalabilir. o çarklar dönmek zorunda, 1.3 milyar insanın üretim ekonomisinin birkaç ay sekteye uğraması başka bir şeye benzemez.

    dolayısıyla çin'in bu yaptığı elbette hem iyi ama amacına göre kötü de bir şey.

    iyi olan kısmı, küresel ekonominin henüz umursamadığı coğrafyalara bir çok yatırım, altyapı ve gelişim gelmesi, ekonominin çeperinde hatta dışında kalmış coğrafyaların küresel ekonomiye dahil edilmesi demek. yani daha çok insanın potansiyelinin dünyaya kazandırılması demek. kolektif olarak insanlığının gelişiminin açılması demek.

    kötü kısmı ise çin'in bunu küresel bir ekonomik birlik için değil, kendi otoriter siyasi yapısını güçlü tutabilmek için kurmaya çalıştığı bir alternatif büyüme motoru olması. yani çin batı'yı dinlemeden kendi otoriter yapısını besleyecek, neredeyse bir sömürü yapısına olacak bir alternatif peşinde. millet sabah akşam batıya söver dünyada, yok bunlar sömürüyor vs diye ama bakmayın güçlü olana bok atılır. batı her şeye rağmen dünyada insanlığı ileri taşıyan kurumları, kuralları, kanunları dayatan bir siyasal sisteme sahip. çin'in böyle bir derdi olmamakla birlikte yeri geldiğinden ((bkz: myanmar) hala otoriter, dar vizyonlu, sadece kendi gücünü himaye etmeye meraklı liderlere açıktan destek verebilmekte.

    her neyse uzatmayayım: burada demek istediğim şuydu, çin bunu sadece etki alanını genişletmek için yapmıyor, aynı zamanda iç talebinde pişebilen gelişmiş bir ekonomi olana kadar batıya bağımlı olmadan zaman kazanmak zorunluluğu olduğu için kendine pazar açmak için de yapıyor. zira yarın öbür gün batıyla bir anda ters düşse ve batı çinle ticareti kısıyoruz dese çin'in ihracat sahası muazzam daralır ve o koca üretim makinesi kendi gücünün altında ezilebilir. - ki batı yavaştan bu duruma aydı ve aldığı önlemleri günden güne artırıyor.
  • enteresan gelişmelere gebe olabilecek proje.

    türkiye'ye faydadan çok zarar getirecek gibi görünüyor az biraz düşününce. gerçi tarihin akışına direnmek de fayda getirmez ya. "şey olacak şey don tutmaz" demiş atalarımız. "şey kıspetten çıkmışsa şey bağdat'tan gelir" demişler hatta.

    çin ülkemizde bir takım altyapı projelerini destekleyecek bu yeni ipek yolu (çin'in kuşak ve yol projesi) vesilesiyle. ancak lojistik süre ve maliyetlerinde büyük avantaj kazanarak bizim öncelikli geleneksel pazarımız olan avrupa'da bizimle rekabet edecek. çok zekice değil mi?

    güler yüzle, tatlı dille, yatırım vaadiyle, turist gönderme masalıyla çinliler yine eski ipek yolunu kesen göktürk devletine yaptıklarının bir benzerini bize de yapacaklar 1250 sene sonra. 3-5 milyar yatırım alacağız diye 300 milyonluk pazarı adamların kucağına vereceğiz.

    bu tarih hep mi tekerrür etmek zorunda?

    bakalım ne demiş bilge kağan:

    "çin halkının sözleri tatlı, ipeklileri yumuşakmış. tatlı sözle, yumuşak ipeklilerle kandırıp uzaktaki halkları bu şekilde kendilerine yaklaştırırlarmış. yakına yerleştikten sonra da gereken kötülüğü orada düşünürlermiş.

    çinlilerin tatlı sözlerine, yumuşak ipeklilerine kanıp türk halkından bir çoğunuz öldünüz. türk halkı, mutlaka öleceksin! güneye çugay dağlarına, tögültün ovasına yerleşeyim dersen, türk halkı, mutlaka öleceksin. kötü insanlar şöylece akıl verirlermiş: “uzakta isen çinliler ipeklinin kötüsünü verirler, yakındaysan ipeklinin iyisini verirler” diye öğretirlermiş.

    cahil insanlar, bu sözleri ciddiye alıp yakınlaştığınızda çoğunuz öldünüz. oralara gidersen, türk halkı mutlaka öleceksin. "
  • bu projedeki en kritik ülkeler kazakistan ve iran.

    yakın zamanda iran'a bir askeri müdahale veya turuncu devrim yapılacaktır.

    kazakistan'da ise nazarbayev enteresan bir şekilde istifa etti. büyük ihtimalle çin odaklı bir yönetici olacak ve o bölgede karışacaktır.
hesabın var mı? giriş yap