• burada bir köpek toplumu var, her seferinde unutup dalıyorum bunlara. gecenin zifiri zaten yağmur da karşıdan geliyor, önümü görmeden körlemesine koşuyorum. gerçi koca koca lambalar da var tepede ama gözlük camıma yapışmış su zerrelerinden dolayı ışık göz küremin içinde başka başka yerlere dağılıyor. ışıklar içinde bir körlük yaşıyorum. zaten hayat da bir sürü ışığın içinde, o ışıklardaki mutluluğu görmeden mutsuz mutsuz yaşamak değil de... konu saptı ne diyordum, hah orada bir köpekler var işte, biliyorum oradalar ama bilmiyorum tam neredeler. ha şimdi ha şimdi derken çimlerin ortasında yatıyormuş bunlar, bodoslama girdim aralarına, sonra onlar da bana girdi. eşofmanımı falan yırttılar, biri ayakkabı bağcığımı yakalamış nasıl yaptıysa, ayakkabımın bağı çözüldü çok üzüldüm. bir de köpekler optik kamuflaj yapabiliyorlar, çimlerin içinde yatıyorlardı ya bunlar, birkaç köpek vardı yeşillerdi valla. yeşil köpek onlar uzaydan gelme belki. yeşil köpek olur mu olur, ben biraz evvel yeşil köpek gördüm. şimdi gidip tetanoz iğnesi olacağım, kib öptüm bye.

    geçen yaz da burada denize girmiştim, birkaç gün sonra kolum iltihaplanmıştı denizden mikrop kapmıştı, sonra düşmüştü kolum. bir de denizden çıkınca tshirtümü bulamamıştım çünkü çalınmıştı, eve kadar yalınayak başı kabak yürümüştüm birkaç sokak.
  • uzun zamandır uğramadığım sahildi. şu an yürüyorum ve her yer mangal dumanı altında. mangal "keyfi" yapan çoğunluk arap. sağolsunlar ırkçı olmayan beni ırkçı yaptı bu adamlar son 5-6 yılda. ibb beyaz masa'ya şikayet ettim bakalım birşey çıkacak mı.
  • yekten söylüyorum ; anası sikilmiş yerdir

    iş bu entry suriye ordusu ve mangal dumanı arasından yazılmıştır.
  • kafamın kıyak olduğu bir geceyarısında arkadaşlarla kendimizden geçip denize atladığımızfındıklı parkı macerası hariç istanbul içinde hiç denize girmemiştim ki bugün bu durum yeşilköy sahilinin güzel kumsalında, mis gibi bir havada, hiç de kirli olmayan o mavi denizde attığım kulaçlarla son buldu. istanbul'da denize girmemek gibi bir kompleksi olmayan, kente göçmüş köy kökenli insanlardan rahatsız olmayacak kadar hoşgörü sahibi herkese tavsiye ederim ancak kesinlikle sabah erkenden gidilmeli, öğlen olmadan kalkılmalı. hem sahil çok kalabalıklaşıyor, hem de deniz kirlenmeye başlıyor. ideali dokuz gibi orda olup oniki olmadan kalkmak. duş ve kabin imkanı da var ve sadece 50 ykr (şemsiye ve şezlong da kiralanıyor). büfesinden istenen yiyecek içeceği bulmak mümkün ve yine fiyatlar gayet makul. sahilde güneşlenip yüzdükten sonra çimlerin üzerinde nezih bir köşe bulup bir şeyler atıştırmak ve kitap okumak, deniz-kum-güneş üçlüsüne yeşilin de eklenmesi demek ve bu durum yarım günde tazeleyebiliyor, istanbul'dan bunalmış ve tatile gitmek için izni veya imkanı olmayan bünyeyi. özellikle altı gün çalışıp dinlenmek için sadece pazar günü olanlar için ideal.
    not: bahsettiğim plaj röne park ile florya sosyal tesislerinin tam ortasında kalıyor. röne park'tan yirmi dakikalık yürüme mesafesinde.

    düzelti: pazar günü girilemiyecek kadar kirli olduğuna dair duyumlar aldım. küfür yemeyelim.. sanırım haftaiçi erken saatlerde gitmekten başka çare yok. tabii yüzmezsem olmaz diyenler için.
  • yaz mevsiminde yesilkoylulerin haftasonlarinda inmedikleri ya da ancak gunes cekilip de tren ile gelen guruhun ancak semtten gittigi zaman indikleri sahil. degil sahil, yesilkoylu haftasonlarinda zorda kalmadikca carsiya da inmez. sabahtan isini halleder alisverisini yapar sonrasinda evinde, komsusunda, sokaginda, sitesinde takilir.
  • uzun bi zamandan sonra dun gece sahile inip de ellerinde ayakkabıları suyun icinde yuruyen muazzam sayıda erkek çifti gorunce şaştım kaldım. ya hafızam beni yanıltıyor, ya da yeşilköy sahilinin yeni yüzü bu.
  • spor yapanlarin degismez parkurudur kendisi yaz kis...
  • yeşilyurt - yeşilköy sakinleri için megaköy keşmekeşinin uzağında bir huzur vahası, martılarla randevu noktalarımdan biri. ilkbahar ve yaz mevsimi pazartesi sabahları bir önceki günün piknikçilerinden kalan envai çeşit çöp yığınlarını temizlemeye çalışan çöpçüler için eziyet köşesi, o çöplerin sahipleri için pazar günleri denize sıfır beş yıldızlı tatil köyü.
  • sonbahar aylarında artık spor yapan teyzeler yada yiyişmeye giden sefkililer olmadığından bütün sahil şeridi artık size, güzel marmaranıza ve birkaçyüz gramlık beyaz leblebinize hizmet etmektedir. sırtınızı kumsala çekilmiş kayıklara verirsiniz önünüzde yarı kayalık yarı deniz manzarası. parkanıza sokulursunuz iice ve bi süre sonra gerek muhabbetten gerekse alkolden artık üşümemeye başlarsınız. buarada osamanlar güzel marmaranın mantarı yoktu, plastik tıpası vardı ve yeri ayrıydı. antifriz gibiydi valla donmaktan kurtarırdı insanı.
  • buranin demografik yapisi 2-3 sene once degil asil 99 depremi sonrasi degismistir. depremden bir gun once 100 liraya alabileceginiz evler depremden 1 ay sonra 10 liraya kapis kapis acayip tiplere satildi. asil degisim ne yazik ki o zaman basladi...
hesabın var mı? giriş yap