yves rocher

• dükkana her girdiğimde almak istemediğim şeyleri satmaya çalıştıklarından ve adeta taciz ettiklerinden uzun süredir gitmiyorum ama tek bir şeyi hallederlerse giderim. vallaha bak giderim. rose 300 kodlu fondöteni getir, ben almak istemediğim şeyleri de alacağım. söz yahu ^*.
  
  hikaye şu. her gün cilt makyajı yapan bir insan değilim. bi eyeliner bir rimel sürerim ya da ona bile üşenirim genelde. yani makyaj malzemelerim en az 28 sene dayanır. iki sene önce bir iş seyahati için ispanya'ya gitmeden önce tatile gitmiş, tatil sabahı bıyıklarımı fark edip almış, o haftayı burnumun üstünde bıyık siluetiyle kapatmıştım. çünkü yaz günü bıyık almak yedi ölümcül günahtan biridir. neyse. iş seyahatinde bıyık olmayan bıyıklar çok rahatsız edince gördüğüm ilk yves rocher'de çalışan ve ingilizce bilmeyen tezgahtara bıyıklarımı göstermiş, sonra rose 300 kodlu adeta benim için yaratılmış bir fondötenin varlığından haberdar olmuştum. aradan iki sene geçti, sadece özel durumlarda kullandığım o fondöten bitti bitiyor. türkiye'deki kadınların cilt tonuna uygun olmadığı için rose 300 kodlu fondöten gelmiyormuş ülkeye. ben bu ülkede yaşamıyor muyum kardeşim, hiç öyle eşsiz bir ten rengim de yok söylemesi ayıp. ayıp be. tiz getirilsin.