• aldigim umulmadik ve cok ani bir olum haberi uzerine bir dostumla konusurken,

    "aglamak, yorulup sizmak, uyanip yeniden aglamak seklindeki gunler basladi. sonraki 5-6 gun boyunca sabah uyandigimda elim telefona gidiyordu onu aramak icin. o 5-6 gun her uyandigimda vakit carsamba sabahiydi* ve uyanir uyanmaz aramak icin telefona uzaniyordum. sonra oldugunu hatirliyordum. o 5-6 gunku her sabah vakit carsamba sabahiydi ve her sabah olum haberini yeniden aliyordum. insan zihninin patetik ve kontrol disi calisabildigini ilk o zaman gordum. dehset vericiydi.
    ......................

    2,5 yil oldu. o ve ona dair yasadigim her seyi sanki sinirlari cizilmis bir bolgeye almisim icimde. orda oylece duruyor, eskimek yok, alismak yok, "gecmis"te kalmak yok. capcanli. sadece o sinirlardan azicik kafami iceri sokmam yetiyor, o gunlere ve dehsetine geri donmem icin. belki de bu yuzden bir daha asla eskisi gibi olamayacagim."

    seklinde tarif etmeye calistigim durum.
  • şurada pek çok zaman algısı değişimlerinden bahsetmiştim.
    algıdaki değişim, temelde nörobiyolojik kısıtlarımıza bağlı olarak değişir. geçici olabildiği gibi kalıcı da olabilmektedir.
    buradaki ana etken dopamin farklılaşmalarıdır. dopamin farklılıkları, kalıcı zaman algısı değişimleri oluşturur. letarjik ensefalit sonrası parkinson hastalarında ve tourette sendromu hastalarında anormal dopamin seviyeleri bu durumu göstermektedir. bu hastalar, bazen çok hızlı; bazen de ağır çekimde ya da tamamen donmuş şekilde yaşarlar. bu hastalarda, bedenin fizyolojik ve mekanik sınırlarını zorlayacak derecede yavaşlama ve hızlanmalar görülebilir.

    bunun dışında bir de geçici zaman algısı değişimleri vardır. normal insan beyninde uyarıcı ve ketleyici nörotransmiterler arasında hassas bir denge vardır. uyuşturucu maddeler ve psikoaktif bitkiler ya da bir epilepsi nöbeti ise bu dengeyi rahatlıkla bozabilir.

    ölüm eşiği deneyimleri, profesyonel sporcuların hızlı tepki gerektiren hareketleri, esrar ve lsd gibi uyuşturucular, temporal lob epilepsisi ve epilepsi nöbetleri ve bazı psikoaktif ilaç ve bitkiler ile bu denge bozulmasının sağlanması mümkün olabilmektedir.

    bu giride ek olarak depresyon ve zaman algısı değişiminden de bahsetmek istiyorum. kaygı bozukluğu ve depresyon olan hastaların insular korteksindeki aktivasyon aşırı miktarda artar. bu da onların zamanı diğer insanlara göre daha yavaş geçtiğini (öznel zaman algısı hızlıdır) gösteriyor.
    insular korteks, olayların duygusal açıdan değerlendirilmesine dahil olan bir kortekstir. beyni bedenin fiziksel durumundan haberdar eden sinyaller, posterior insular loba gelir. böylece bedenin bilinçli bir temsili için gereken malzemeler sunulmuş olur.

    beyinde sadece zaman algısından sorumlu özerk bir saat yoktur. zaman algısı, beyine gelen sinyallerin kesintiye uğramadan toplanmasını gerektirir.
    belli bir ses sinyali ne kadar sürer?
    cevap bedenden gelen sinyallerin miktarına bağlıdır.
    neden bir uyaran diğerinden uzun algılanır? çünkü bedenden daha fazla sinyal gelmiştir. ki bazı durumlarda zaman algımızın değişmesi bu sebepledir. bedenden veya sinir hücrelerinden gelen sinyallerin hızının değişmesi sebebiyledir.
    açık bir biçimde görüldüğü üzere zaman algısı, fiziksel süreçlerin algılanmasına ve birleştirilmesine bağlıdır.

    kaynaklar:
    -hissedilen zaman kitabı
    -bilinç nehri kitabı
  • beynin normal zaman algısının bozulması durumudur.metamfetamin, morfin ve eroin gibi uyuşturucularda zaman algısı yavaşlar.bir saatlik süre kişiye sekiz on saat gibi gelebilir.lsd gibi halüsinojenlerde ise zaman algısı tamamen ortadan kalkar.
  • eskiden amca dediğimiz trafik polisleri.
    şimdi bakıyorum yollarda
    yaz sıcağında mesela
    'yazık' diyorum bu çocuklara.

    (bkz: gençliğin nihayeti)
  • istiklal caddesinde, tünele yakın binalardan birinin cephesindeki çıkıntıya tünemiş gelip geçen kalabalığa bakıyor. kalabalıkta insanları seçmek zor. tek tek seçemedikten, onları tek tek göremedikten sonra insanlara bakmak insanlara bakmak değil de bir nehre bakmak gibi. bütüncül bir şey var orda ama ne. 2 saatte 3 tur atabildiğine göre memo* daha hızlı yürüyor olmalı diye düşünüyor.. 4 saatte istiklal caddesini 8 kez turlayabileceğini okumuştu uykusuzdaki bir köşesinde. belki topuklu ayakkabılar yüzünden. onlar olmadan daha aşağıda kalıyorum ve sanki daha az şey görüyorum. onlar beni yavaşlatıyor ama yavaşlayınca gördüklerim artıyor. çünkü bakma sürem uzuyor diye düşünüyor.
    zamanın uzaması yine de bir kâbus gibi. yaşlı insanlara baktığında şaşırıyor. yüz yıllardır buna nasıl dayanıyorlar. nefes almaya, yürümeye, yemeye, sıçmaya, konuşmaya, sesler ve renklere, bu iç daralmasına..nasıl bu yaşa gelene kadar dayanmışlar tüm bunlara anlayamıyor..ve aniden bir karanlık geceden de koyu bir karanlık tüm ışıkları, tüm insanları, tüm sesleri, yürüyenleri, sigara içenleri, dilencileri, sokak müzisyenlerini içine alıp yok ederek tünel tarafından hızla yükseliyor.
    kaçmaya çalışmak anlamsız biliyor. yerinde duruyor öylece ve karanlığın hızla yaklaşmasını izliyor. yine de algısındaki zaman yavaş. karanlık simsiyah bir tül gibi gelip üzerine kapanıyor ve birden, hiçbir büyük şey hissetmeden benliğiyle bütünleşip her şeyi durduruyor.
    'düşünmekten çok yorulmuştum. iyi oldu' diyor son sözünde.
  • (bkz: nörotransmiter)
    (bkz: sinaps)

    bol dolambaçlı ve terimli, çarşaf çarşaf teknik açıklamaları okurken zaman algısını yitirenler için basit örnekler;
    -sevmediğiniz bir işte çalıştığınızda 8 saatlik mesai 80 saat gibi gelirken, 24 saatlik izin gününün 3 saatte bitivermesi.
    -ölüm eşiğine gelindiğinde 3 saniyede seyredilebilen uzun metrajlı film.
    -bitmek bilmeyen mr cekimi
    - plankın son 10 saniyesi

    zaman hesaplanırken, geçen süre ile dopamin miktarı çarpılarak daha yaklaşık sonuçlar elde edilebilir.

    alakası tartışılır algıda seçemeyicilik sorusu: "1 kilo pamuk mu daha ağırdır, 1 kilo demir mi?"
  • psikiyatrik bozukluklarda zaman algısının bozulduğu yönünde çalışmalar var
    zaman algısında bozulma psikiyatrik veya bir nörolojik bozukluğa sahip bir çok bireyde görülüyormuş
    bu alanda yapılan çalışmalar daha çok şizofreni, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (dehb), otizm ve parkinson hastalığına odaklanmış.
    bunun yanı sıra yapılan çalışmalar anksiyete ve kişilik bozukluklarında da zaman algısının bozulduğunu gösteriyor, ve yine kişilik özelliklerinin de zaman algısını farklılaştırdığı bulunmuş.
    örn. dışa dönük kişilik özelliklerine sahip olanlarda, içedönük kişilik özelliklerine sahip olanlara göre zaman tahmininde abartma eğilimi ve daha fazla hata belirlenmiştir.

    makale:http://www.cappsy.org/…hives/vol5/no3/cap_05_24.pdf
  • 5 ile 8 saniye arası süren rüyaların insana destan gibi uzun gelmesinin sebebidir. uyurken beyinde ki zamanı algılama bölümü devre dışı kalıyor sanırım.
  • sözlükte zevkten zevke koşarken* beyinde salgılanan kimyasallardan da olur.
hesabın var mı? giriş yap