• çocuk konuşurken istemsizce kafaya bi şaplak atıp lan siktir git kumda oyna diyesi geliyor insanin
  • özeti: “allah’ını seven üzerime kolej atsın” dır.

    10 yaşındaki bir çocuk; satranç oynamalı, baleye gitmeli, yüzmeli, oyun oynamalı tekrar söylüyorum oyun oynamalı...

    saçma sapan aforizmalar yumurtlayıp ilgi çekici olmamalı. çocuk dediğin çocukluğunu yaşamalı.

    bu kadar yüz vermeyin şu velede allasen.

    ben onun yaşındayken sinem’in eteğini kaldırdım diye öğretmenden dayak yerdim. “2000 yılında kıyamet kopacak naberrr, korktun mu” diyen yeliz’e tokat attım diye öğretmenden dayak yerdim.

    şimdi düşündüm de sinem’den özür dilerim. yeliz ve öğretmen allah’ından bulsun. (öğretmen buldu sanırım)
  • izlemediğim basın toplantısıdır.
    ancak her yerde bu çocuğun konuşulması ciddi anlamda baydı. bazı şeylerin cılkını çıkarmakta üzerimize yok.
  • son iki gündür gündemde olan atakan ile ilgili kendimle çelişiyorum. bir yandan bu kadar ağır kitaplar okuması onları sadece bilgi olarak almasının yanında birbiri ile sentez yapması ve kendi yorumunu ortaya koyması hoşuma gidiyor diğer taraftan yaşının çok küçük olması sebebiyle çok hızlı ve yoğun gitmesinin overload olması endişesini yaşıyor ve çocuğun bir pedagog kontrolünde olup olmadığını merak ediyorum.

    basın toplantısı videosunun başındaki eğitim sistemi değişmeli demesinin ardından ne gibi problemler görüyorsunuz sorusuna ben problem görüyorum demedim manevrası bana süleyman demirel çevikliğini hissettirdi ve bu çocuğun siyasetçi olmasının gerekliliğini düşündürttü. ancak yine de çocuğun üst özel durumu hakkında kendimce netleşemiyorum, her şeyiyle harika deyip imrenmeli miyim, yoksa acilen kontrol altında gelişimine devam edilmeli mi konusunda ben de çıkar yol bulamıyorum.

    bu çocukta kabına sığmayan bir zeka ve enerji var bu çok nadir rastlanan bir durum. açıkçası bu çocuk araştırılmalı, umarım otistik değildir, göz teması konusuna özellikle dikkat ettim sorun yok gibi ancak normal olmayan bir şeyin de varlığı kesin...

    (bkz: hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler var)

    editleyim de içimde kalmasın: basın toplantısı devam ederken başı örtülü bir kadın mikrofonlara atakan kendini aşmış bir çocuk derken atakan'ın gelip sen şuraya geç deyip ötelemesi ve bunu yapış şekli de hiç hoşuma gitmedi muhtemelen de annesiydi, eğer annesi ise tavrından dolayı atakan'cığım hafif olmak kaydıyla popişine 2 terliği haketti.

    (bkz: türk usulü çocuk yetiştirme teknikleri)
  • şahsen beni korkutmuştur. 10 yaşında bir çocuk yaşıtlarıyla oynamalı ve çocukluğunu yaşamalı. yaramazlık yapmalı, eğlenmeli ve öğrenmeli. ailesinin mekanik zihniyeti ne yazık ki bu çocuğun ileride mutsuz olmasını garanti altına alıyor. bir bireyin öz düşüncesi felsefenin temelini oluşturur. bir ikinci husus kalabalık sınıflar. bu çocuk aynı zamanda bunun bir etken olmadığının bir kanıtı. sebebi ise aile ilgisi ve eğitimi. boşuna eğitim evde başlar dememişler. bana göre bir birey memlekete güneş gibi doğacaksa önce kendi evinin, kendi odasının içini aydınlatmalı. eğer odasını evini mahallesini aydınlatıyorsa, güneş gibi doğması zaten kaçınılmaz olacaktır, diğer türlüsü sadece amerikan popülizmi.
  • “en özel benim” moduna çoktan girmiş. sınıfta ondan başka kimse olmamalıymış vs vs. bizim milletin bu abartma huyu kimleri bir anda tepelere çıkarıp yere vurdu, bilmeyen bir cahil velet. ilgi odağı olmanın cezasını ağır ödeyecek.
  • insanın "normal"in dışındakine tahammül etmesi kolay değildir. tahammülün derecesini farkındalığın seviyesi belirler. bu güzel çocuk ile ilgili yazılanları bir de bu gözle okuyun.
  • john stuart mill de örneğin 10 yaşında bu filozofları okumaya yorumlamaya başlamış, birkaç yıl içinde bugün birçok iktisat eğitimi alan kişinin eserlerini okumadan mezun olabildiği adam smith ve ricardo okumuş. her çocuk için "o yaşta ne anlayacak" denilemez, bu şekilde kestirip atılmamalı.

    ama yeniden hatırlamakta fayda var yine mill üzerinden konuşacak olursak henüz gencecikken ağır depresyon ve bunalım geçirdiği dönemler olmuş. ne yazık ki bu kardeşimizin ailesine ve sosyal çevresine büyük iş düşüyor. o yaşta bir çocuğa bu kadar büyük baskı kurmak, mükemmelliyetçilik aşılamak ilerde ruh sağlığını bozabilir zira bu yaşta böyleyse ohoo beklentisi, kendini geliştirme hırsı vs birleşince tehlikeli bir zemin yaratabilir. o nedenle yanlış bir harekettir.
  • üzüldüm lan.
    bu çocuğun felsefe değil
    çocuk kitaplarını okumalı.
    hayal gücünü geliştirmeli.
    sokağa çıkıp oyun oynamalı.
    çocuk diyor ki; sınıfta benden başka kimse olmamalı.
    bu nasıl kötü bir düşünce?
    normal bir çocuk arkadaşlarından ayrı kalmak ister mi?
    sınıftaki goygoydan uzak durmak ister mi?
  • başlığı görünce çok mutlu olmuştum. çocuğun ama kendi düşüncesiyle -ki bu gerçekten dahi olduğunu gösterirdi- ama ailesinin yönlendirmesiyle “abilerim ablalarım geldiğiniz için çok teşekkür ederim. biz bir abiyle bir kitapçıda karşılaştık, bir oyun oynuyorduk. ben sadece kitap okumanın ne kadar iyi bir şey olduğunu göstermek istemiştim. şimdi izninizle okumayı seven ve sevdirmeye çalışan bir “çocuk” olarak yaşamıma devam etmek istiyorum.” demesini bekliyordum. o kadar çok isterdim ki buna benzer bir şeyler söylemesini...
hesabın var mı? giriş yap