• 13 ocak 1982'de air florida'nın 90 uçuş numaralı boeing 737-200 uçağının, buz çöüzücü solüsyonun normal koşulların daha altında alkol içermesi nedeniyle kanatlarında kar ve lokal buzlanma ile ronald reagan national airport'tan kalkışından saniyeler sonra stall konumuna gelip önce rochambeau köprüsü'ne, ardından da potomac nehrinin buz tutmuş yüzeyine çakılması ile meydana gelen kaza.

    kazada uçtakta bulunan 79 kişiden 74'ü, ve köprüde bulunan insanlardan 4'ü olmak üzere 78 kişi hayatını kaybetmiş, uçtakta bulunan 5 kişi ise kurtartılmıştır.

    soğuk nedeniyle uçağın motorlarının donması ve bunu engelleyen sistemin deaktif olmasının da kazada payı büyüktür. ancak uçağın üzerindeki kar ve buzun, zaten bu sistemin deaktif olması nedeni ile normalde daha düşük bir hızda kalkış yapan uçağın aerodinamik yapısını bozduğu ve uçağın burnunun kontrol edilemez seviyede yukarı kaldırdığı bu nedenle uçağın stall konumuna daha kolay düştüğü bilinmektedir.

    http://en.wikipedia.org/wiki/air_florida_flight_90

    not: uçağın çakıldığı rochambeau köprüsü'nün adı daha sonradan uçaktan sağ kurutulan ve diğer beş kişinin dondurucu sulardan kurutlmasına vesile olduktan sonra hipotermiden hayatını kaybeden arland d. williams jr. köprüsü olarak değiştirilmiştir.
  • tarih 13 ocak 1982 amerika’nın washington d.c eyaletinde tarihin en kötü kar fırtınası yaşanıyordu. okullar tatil edilmişti hatta kar fırtınası nedeniyle meclis bile tatil edilmişti.
    washington havaalanı amerika ve kanada arasındaki uçuşların en merkezi yeridir sıradan bir günde 400’ün üzerinde uçak iniş yapar. fakat bugünkü yoğun kar yağışı havaalanının açık kalmasını güçleştiriyor.
    saat 13:38 kar araçlarının pist temizleme çalışmaları yüzünden uçaklar kalkış yapamaz çalışmaların 1 saat süreceği tahmin edilir.
    air florida’ya ait 90 uçuş numaralı boeing 737 12 numaralı geçitte erteleme yüzünden beklemededir.90 numaralı uçuş saat 14’de 20 dakika gecikmeli olarak yolcuları almaya başlar. yaklaşık 2 saat yolculuk yapacak uçak yarı yarıya dolmuş durumda. uçakta 71’i yetişkin toplam 74 kişi bulunmaktadır.saat 14:20 kaptan pilot kısa sürede havaalanının açılacağını düşündüğünden yer ekiplerine uçak üzerindeki buzların temizlenmesi talimatını verir.
    pistteki kar yüzünden uçuş 1 saat daha ertelenmektedir.geçit 12’den ayrılma izni verildiğinde asfaltta oluşan buz tabakası 737’nin hareket etmesini güçleştirir kaptan motoru ters yönde ateşleyerek aşağıdakilere yardımcı olmak ister.saat 15.35 uçuş 90 1.30 saat gecikmelide olsa pistte harekete başlar. saat 15:50 uçuş 90 kalkış iznini nihayet almıştır.
    saat 16 olduğunda 737 pistte hızlanmaya başlar saniyenler sonra göstergeler kalkış için seviyenin aşıldığını gösterir. pilot hemen yavaşça gaz keseye başlar. sonunda uçak havalanır ve aniden uçağın burnu sert bir şekilde havaya kalkar ve uçak sarsılmaya başlar bu sırada kokpit içerisindeki alarmlar çalmaya başlar. uçağın burun kısmı dikilir ve sürtünme artar bu yüzden uçak hız kaybeder.eğer 737 haddinden fazla yavaşlarsa motorları durur ve düşer.
    saat 16:01’dir uçak 107 metre yükseklikteyken birden tırmanışı keser ve düşmeye başlar kaptan motorlara tam güç verir ve uçağı yükseltmeye çalışır.fakat ters teper ve
    uçak düşer ve gövdesi 4 parçaya ayrılır.
    araştırmacılar uçağın dik olarak düştüğünü anladı ve asıl cevaplanması gereken soruya geldi felaketi tetikleyen nedir ? en büyük şüpheli kar fırtınasının ta kendisidir. ancak aynı gün aynı havaalanından kalkan onlarca uçak kafalarda soru işaretlerini arttırıyordu. uçuş 90’ın başına gelen her neyse diğer uçakların başına gelmemiştir. araştırmacılar uçağın üzerindeki buzu temizleme görevi verilen yer görevlilerini sorgulamaya başlar. çünkü uçak üzerinde kar veya buz parçası unutmuşlarsa bu hatanın bedeli çok ağır olabilir.bir uçağın havalanması ve uçması havanın kanatlar üzerinden düzgün bir şekilde akmasına bağlıdır kanatlar üzerinde kalmış buz veya kar katmanı bu akışı engeller ve uçağın kalkış hızını düşürerek sürtünmeyi arttırır. yer görevlileri uçuş 90’ı tamamıyla temizlemiş olmak zorundadır.
    araştırmacılar uçağın sağ tarafında görevini yapan görevlinin -2 derece olarak girdiği hava sıcaklığının -4 derece olduğunu ortaya çıkarmıştır.bunun sonucunda da kendi kısmına daha az kimyasal çözücü döker.air florida özellikle çok soğuk günler için hazırlanmış bir antifriz sıvısı kullanıyordu, antifriz sıvısı temel olarak karı ve buzu çözerek karışıma dönüştürür tam güçte kullanılırsa verim alınır. ancak kayıtlar 90 numaralı uçuşta tam güçte kullanılmadığına ulaşılır. antifrizin dış ısıya göre ayarlanması gerekiyordu. karışım yeterince güçlü olmadığı için kanatlarda tekrar buzlanmaya yol açmış olabilirdi. müfettişler tüm hava değerlerini incediler ve karışımın işe yaraması gerektiğini düşündüler tam güçte değildi ama o gün işe yarayacak derecedeydi.bu vakada enkaz nehirdeydi nehir bulanıktı ve kalanları çıkarmak oldukça güçtü kuyruk ve diğer parçalar çıktı, motorlar uçaktan kopmuştu ve parçaları heryere dağılmıştı her şeyi bir araya getirmek zor olacaktı. müfettişler kazadan bir haftadan sonra çok önemli bir keşif yaptı karakutular nehir yatağından çıkarılmıştı ve hasar almamış gibi görünüyordu. 1982 yılında fdr uçağın performansıyla iliği çok az veri kaydediyordu bu kadarı bile müfettişin ipucu yakalamasına yetti. müfettişe göre kayıtlar irtifa ve zamanı gösteriyordu yani havalanmadan önce pistte ne kadar sürede hızlandığını anlamamız mümkündür. 90 numaralı uçuş 45 saniyede havalanmıştı bu süre normalin 15 saniye üstündeydi kalkış 15 saniye geç gerçekleşmişti.hız kazanmaları çok geç sürmüştü. uçak sonunda havalanma hızına ulaşmıştı ama bu güç uçağın tırmanmasına yetmemişti.müfettiş fdr kayıtlarında uçağın pistte hızlandığı sırada yardımcı pilotun kaptana uyarısını duydu ancak kaptan bir sıkıntı olmadığını söyledi.kalkış için gereken hız ve gaz miktarı her uçuş için farklıdır. uçağın ağırlığına, hava koşulların göre ayarlanması gerekir. müfettiş motorların çıkardığı sesi inceleyerek ürettikleri gücü tahmin etmeyi umuyordu. motorların içinde dönüş hızına bağlı olarak farklı ses çıkaran türbinler olur motor güç istedikçe türbin daha seri döner ve çıkardığı sesin frekansıda değişir. 90 numaralı uçuşun motorlarından çıkan ses müfettişe yol gösterecekti. ses kayıtlarını daha sonra tekrar dinlediler ve dijital analize tabi tuttular. teknisyen motor sesi dışında bütün ses kayıtlarını sildi ve tek motor sesini duymalarını sağladı kayıt cihazında. müfettiş motorların tam güçle çalışmadığının kesin olduğu kanaatine vardı. ses analizi motorların % 70 olarak güç kullandığını gösterdi buda kalkış esnasında motorun 1.5 motorunun eksik olduğu anlamına geliyordu. aranan yanıt enkazın çok önemli parçasında gizli olabilirdi ıpr adı verilen motor basınç göstergesiydi ve motorun önündeki bir sensöre bağlı olurdu görevi gücü hesaplamak için motordan geçen artan basıncı ölçmektir. tırmanmak için yeterli güce ulaşırsa pilota haber veriyordu. yardımcı pilot ıpr’ın çalışıp çalışmadığından emin olamamıştı.ıpr göstergesinin yakından incelenmesi bir detayı ortaya çıkarmıştı.göstergenin ivmesi son durduğu rakamda duruyordu ve imkansız bir rakamı gösteriyordu. motorların yapmasının imkansız olduğu rakamı gösteriyordu. göstergenin yanlış veriler gösterdiği anlaşılmıştı. dikkatleri ıpr sensorune çevirdiler o sensor karla kaplanmışsa kokpite yanlış veri gitmiş olabilir. müfettiş sensörlerin önünü kapatarak bir test karşılaştırması yaptı ve iki bilgi örtüştüler. pilotlar gerekli bilgiyi buzla kaplı sensörden alamamıştı ve hatayı fark ettiklerinde yapabilecekleri çok fazla bir şey yoktu. ne yazık ki kazada uçakta bulunan 79 kişiden 74’ü, ve köprüde bulunan 4 insan olmak üzere toplam 78 kişi hayatını kaybetmiş,uçakta bulunan 5 kişi ise kurtarılmıştır.
  • bir an için aklıma eşref bitlis'in şehit olduğu kazayı getiren kaza.
  • kazadan iki yıl sonra filmi de çevrilmiştir: http://www.imdb.com/title/tt0087272/
  • national geographic belgeseline göre, pilotun kalkıştan önce reverse thrust uygulaması da kazada etkili olmuştur.
  • kokpitteki son anların gerçek ses kaydı için
    (bkz: we are going down larry)
hesabın var mı? giriş yap