• allah - fenerbahçe gerginliği sona ersin diye gittik premier ligten islam diye adam aldık forvete koyduk adam gitti 31 numarayı seçti amk. sonra bu takım niye gol atamıyor.
  • 3-2 biten sıkıcı 18 ağustos 2018 chelsea arsenal maçı sonrası adeta ilaç gibi gelmiştir. özlemişiz horoz dövüşü seyretmeyi.
  • malatyanın amblemi sarı lacivert formaları sarı kırmızı bu nasıl iş amk

    hedit: sarı siyahmış amblem algıda fenerbahçelilik yaptım heralde
  • bu hasan ali ne yapmak nereye varmak istemektedir, bir bak içerde insan yok niye ortalıyon?
  • fenerbahçe'nin tüzüğüne iki defansif orta sahanın aynı anda oynayamayacağı, oynatan hocanın maçtan sonra ilk uçakla memleketine siktir edileceğinin yazılması lazım.
  • volkan'ın refleksi yok
    şener'in beyni yok
    hasan ali'nin beyni yok
    topal'ın yeteneği yok
    alper'in beyni yok
    bu kadar yokların olduğu yerde dolayısıyla iyi futbol da yok.
  • hasortman aykut hocam olsa suni bir uc puan kaybi der, seytanla birlikte unuttururdu yenilgiyi bir sekilde.

    simdi elin hollandali cocu`su nereden bilecek boyle sinsi sinsi konusmayi. herif cikti onlar gol atti biz atamadik dedi basitce.
  • yeni malatyaspor'un 1-0 galip geldiği maç.

    yeni malatyaspor teknik direktörü erol bulut'un solda khalid boutaib'i, önde adem büyük'ü kullandığı bir düzen izledik. takımın 45'e dek stratejisi, fenerbahçe'den topu kaptıktan sonra hem orta alan geçişlerinde, hem uzun topla çıkış yapılan ataklarda sol kenarı kullanmaktı. televizyondan gözükmediği için emin değilim fakat maçın başında kısa bir süre adem solda, boutaib önde de oynamış olabilir, yahut birkaç pozisyon yer değiştirmeleri denk geldi...

    sol kenar kullanıldı çünkü fenerbahçe'de andre ayew'in sağda oynarken forvete yaklaşmasıyla, aslında arkasında boş bir alan kalıyor. muhtemelen 11 çıkması öngörülen sağ bek mauricio isla da geçen sezona göre tempo arttırdıysa da, hücuma çıktıktan sonra istikrarlı bir şekilde savunmaya dönemiyor... ve aslında, fenerbahçe'nin sağ kanattan; geçen hafta bursaspor'a karşı kullandığı, hazırlık maçlarında da görülen bir varyasyonu var. buna göre 4-2-3-1'de 2'linin sağındaki merkez, 1. bölgeden çıkarken sağa doğru kayıyor, isla öne çıkıp neredeyse rakip savunmayla aynı çizgiye basıyor, ona koridor açan ayew ise half-space'e giriyor, hatta bazen half-space'ten de içeri dalıp forvet arkası-forvet bölgesine hayli yaklaşıyor.

    bu hem merkezde çoğalmak, hem sağ koridorda alan açmak, hem rakibin savunma setini bozmak, hem de 1. bölgeden çıkmak adına yapılan bir varyasyon. phillip cocu bu varyasyonu dün kullanmadı fakat isla yerine şener özbayraklı'nın oynaması ve varyasyonun kullanılmaması erol bulut'un planını değiştirmedi...

    nitekim yeni malatyaspor, ilk 33 dakika hem orta alanı geçerken, hem savunmadan direkt çıkarken şener-ayew arasına denk gelen bölgeyi nispeten verimli kullandı. buraya atılan toplarda yeni malatyaspor merkezlerin yaklaşması, rahman buğra çağıran'ın da bindirmesiyle çoğalmaya çalıştı. ya buradan ya da merkezden ise sağ kanattaki süratli oyuncu michael pereira'ya birkaç ters top atıldı. ki, pereira'nın bu senaryoya göre yakaladığı 2-3 pozisyon da mevcuttu...

    fenerbahçe, buradaki gediği daha çok kapatabilirdi. ancak şener, taktiksel standardı yüksek bir futbolcu değil, dolayısıyla bu tip uygulamaları anlayamayabiliyor yahut çözüm bulamıyor... şener bizzat çözüm bulamasa da zafiyet azabilirdi lakin fenerbahçe'nin şu andaki en büyük sorunu bunu engelledi: savunma çizgisi.

    maç genelinde, özellikle ilk 33 dakika; fenerbahçe savunma çizgisi fazlasıyla gerideydi. takım ön bölgeye girdiğinde savunma yeterince ön bölgeye gitmediği gibi, rakip topu kaptığında, rakip hücumcularının tüm koşu vb. davranışlarına karşı fenerbahçe savunması bencilce geri kaçıyor. bencilce, çünkü iki stoper dışındaki tüm oyuncular olması gerekenden fazla geri koşuyor, takım boyu olması gerekenden epey fazla uzuyor. kaleci ve 2 stoper harici 8 oyuncunun 10 kez, yalnızca 20'şer metre fazladan geri koştuğunu düşünelim: en iyimser haliyle takım toplamda boşa 1600 metrelik bir efor sarf ediyor. topun geri kazanılma süresinin düşmesi, o geri koşulan 20 metrenin top kazanıldıktan sonra tekrar öne doğru koşulması gibi faktörleri üst üste katsak dahi savunma çizgisinin yarattığı hasar ölçülebilir değil.

    dolayısıyla savunma çizgisi daha cesur bir şekilde, ideal pozisyonunda kalsaydı eğer, yeni malatyaspor belki de ayew-şener arasında kullanacak bir boşluk bulamayacaktı. işin garibi, fenerbahçe'nin yeni bir stoper 2'lisi yok. lakin roman neustadter'in tedirginliği, 2'linin hamlesizliği fenerbahçe'ye zarar veriyor. reha kapsal'ın da maç esnasında dile getirdiği gibi; mevcutlar içinde orada souza kullanılabilir. souza hem neustadter'den daha güçlü, hem en azında orta vadeyi kapsayacak şekilde yeni bir pozisyona geçtiği için konsantrasyonu ve savunma çizgisi hususundaki özeni daha yüksek olabilir, hem de topu oyuna çok daha iyi sokabilir. geçen sezon ligde, şükrü saraçoğlu'nda oynanan beşiktaş karşılaşmasının 2. yarısında stoperde hiç de fena değildi. diğer yandan bir karşıt görüş olarak, fikri oldukça saygıdeğer bir futbol adamına bu düşüncemi sorduğumda, "souza merkezdeki alışkanlıkları sebebiyle sürekli öne gitmek isteyebilir, stoperde olması gerektiği kadar sabırlı davranamayabilir" yanıtını almıştım. yine de dün akşam neustadter'in kendini tekrarlayan vasat performansından sonra, souza'nın oraya kaydırılmasının daha kötü olamayacağını düşünüyorum...

    fenerbahçe ise ilk yarıda yeni malatyaspor'un iki beki sincere seth ve rahman buğra'nın arkasına barış alıcı ve ayew'i, atılacak orta-uzun mesafeli paslarla kaçırmak niyetindeydi. geçen sezon kadıköy'de oynanan yeni malatyaspor maçında ilk 11 oynayan ve epey tedirgin bir performans veren, atmosferde zorlanan sincere'in üzerine oynamak mantıksız değil. fakat bunu pek de sağlıklı olmayan orta-uzun mesafeli paslarla, topu geriden o bölgeye sağlıklı atabilecek bir pasör yokken yapmaya çalışmak da mantıklı değil. ilk yarıda bir "b planı" varsa, onu görebilmek mümkün olmadı. takımın genel olarak tedirginliği, aut vb. atışlardaki yavaş hareketler; bana takımın plana ikna olmadığını düşündürdü.

    ayrıca geçen sezon fenerbahçe'nin en büyük düşmanı olan, hücumda yapılan kenar ortalar ve savunmadan çıkarken öne savrulan amaçsız topların sayısı dün akşam fazlaydı. bu sezon bu problem ilk kez peydahlandı... kenarlardan hedefsiz ortalar, savunmadan öne atılıp auta giden uzunlar rahatsız ediciydi.

    takımın bir diğer sorunu ise savunmaya geçiş ve savunma setinin oturması konusunda. takım topu kaybettiğinde bir netlik yok; topa en yakın oyuncu prese gidebiliyor, presi tek başına yapabiliyor, pres çoğalabiliyor yahut herkes sete dönmek için geri koşabiliyor. bunun kısa vadeli çözümü için öncelikle islam slimani'nin derhal bir stopere basması ve oyunun diğer stopere kanalize edilmesi, işbu stopere yakın bekin de savunma setine oturana dek top alabilmesi ve bu beke oynandıktan sonra takımın tamamen sete oturması olabilir. zaman zaman orta alana yakın noktada başlayan klasik 4-2-3-1 savunma setlerini slimani başlatırken, zaman zaman birkaç oyuncunun dağınık kaldığı, setin başlangıcının muallak olduğu anlar gördük. elbette savunma çizgisinin amansızca geri kaçması da seti bozuyor...

    set hücumlarında, özellikle 2. bölgeden geçişte fenerbahçe merkezleri hem stoperlerden topu alabilmek için kenarlara açılıyor, hem de bekler topla buluştuğu takdirde desteğe kenara kayıyor. burada ise sorun, top 2. bölgede kaybedildiğinde 2 merkezin kenarları açık, dolayısıyla merkezin bomboş olması. muhakkak en azından 1 merkezin stoperlerden top alabileceği ve topun daha fazla merkeze girdiği varyasyonlara çalışılmalı.

    33. dakikada maçın ilk kırılma anı oluştu: su molası verildi. bu dakikadan itibaren saha kenarında cocu'nun talimatlarını alan takım kıpırdadı... hücumda bekler, kanatlara atılan toplarda daha fazla bindirme yaptı, ayew arkasındaki boşluğu bırakmamak adına daha geriye gitti, sağ merkezde oynayan souza, o tarafa atılan toplarda dublaja başladı, şener de savunmada o bölgede bir çoğalma yaşanmaması için ayew'e yaklaştı... bu dakikadan sonra ortada olan oyun fenerbahçe'nin kontrolüne geçti ve 70'te atılan golün 2-3 dakika öncesine dek öyle de kaldı...

    yeni malatyaspor'un ise zaten oyunu her an kontrol edebilecek güçte bir kadrosu yok. ahmed ildiz, guilherme, danijel aleksic gibi hücumu savunmadan 2-3 kat fazla önemseyen oyuncularla, böyle sert bir rakibe karşı oyunu her an tutmak kolay değil.

    cocu'nun planını bozduğunu gören erol bulut, ikinci yarıda birkaç dakika oynanmışken diğer planına geçti ve bu sefer sağdan, fenerbahçe'nin solundan çıkmaya başladı. pereira, önünde alan bulduğu takdirde hasan ali kaldırım ile bire bire gidiyor, alan bulamazsa ters kanada topu havalandırıyor, boutaib'e adem büyük ve aleksic'in yaklaşmasıyla malatya o tarafta bir kontra-kalabalık yakalamak istiyordu.

    60. dakika civarında orta sahalarda düşüş başladı. cocu, maç eksiği bulunan ve vasat oynayan mehmet ekici'yi çıkarıp, mathieu valbuena'yı yerine soktu. ahmed ildiz-mitchell donald değişikliği ise oyunun 2. kırılması oldu ve oyun yavaş yavaş yeni malatya'ya geçti. valbuena'nın savunmada yarattığı zafiyeti bilen yeni malatya o bölgeye çok daha kararlı gitmeye başladı.

    cocu, çabuk silah çeken bir teknik adam. takım aksadığında "bir 10 dakika daha göreyim durumu da..." veya "rakip de iyice yorulsun da..." demiyor ve bu açıdan proaktif. öte yandan, erol bulut belki ilk planının aksamasından sonra ikinci planına daha çabuk geçebilirdi veya daha sağlam ve net bir plan hazırlayabilirdi ama ne olursa olsun o da proaktif davrandı.

    golden 2-3 dakika önce souza-topal ikilisinin, geri dönüş zaafı olan valbuena ve önde düşen ayew-barış ikilisini artık kaldıramayacağı görülüyordu. cocu burada kendi standardından saptı ve golü yedi. eljif veya alper hamlesi yapılabilirdi. aslında, 45'te eljif-neustadter hamlesi yapılıp, souza geriye kayabilir, eljif merkeze girebilirdi. ancak cocu'nun şimdilik bu denli marjinal davranmaması, yoğurdu böyle yemesi anlaşılamaz değil. bu arada souza-topal ikilisiyle çıkılmasının, eljif'in yorgunluğundan kaynaklandığını düşündüğümden, bu konuyu uzunca ele almıyorum.

    yeni malatya golünde ise irdenelebilecek çok şey var. 1: martin skrtel ölümcül bir hata yaparak atılan uzun topu karşılamak yerine yere düşürüyor. 2: guilherme, telkinle veya inisiyatif alarak solak olmasına rağmen sağa deplase oluyor (hangisi olursa olsun ustaca). 3: ligin giroud'su boutaib şener'in yanından içe koşu yaparak hem merkezde kalabalık bir dalış yapılmasını, hem de solda bir koridor açılmasını sağlıyor ve şener'in pozisyonunu bozuyor. 4: guilherme kıvrak hareketlerden sonra david beckham'ın ronaldo'ya (yanılmıyorsam bir deportivo maçında) yaptığı asisti yapıyor ve aleksic, ronaldo'nun golünü atıyor. 5: şener'in kronik ters kademe problemi yaşıyor.

    golden sonra 78'e dek daha ofansif davranan ancak mevcut düzeniyle oynamayı sürdüren fenerbahçe'de, 78'de oyuna eljic ve alper potuk girerken, şener ve barış kenara geldi. buradan sonraki düzeni tam anlayamadım: alper solda, hasan ali sol bekte, eljif sağ kenarda, önünde kimse yok, ayew forvette, valbuena arkasında. lakin bu dakikadan sonra fenerbahçe bir büyük takım baskısı kurdu ve yeni malatyaspor skoru korumaya döndü. eljif'in sağ kenara kaymasını çoğunluğun aksine saçma bulmadım, çünkü gerçekten orada oynayabileceği bir boşluk buldu ve ayağı oradan yapacağı bir ortayla gol getirecek kadar düzgün. üzerine gelinse ve yeni malatyaspor bu sayede pozisyon bulabilse bu bir eleştiri konusu olurdu ancak cocu orada her ne yaptı ise tutturdu (belki de ayew içeri deplase olacak şekilde sağa geçti fakat sadece içeriye yatıp kanadı boş bıraktı ya da sağdaki varyasyon tekrar peydahlandı ve hücuma çıkan eljif'in arkasını yine topal doldurdu, tekrar izledikten sonra bunu görmek mümkün olabilir).

    fenerbahçe 33-60 arasını iyi oynadığı bir maçı kaybederken, malatyaspor oyunu uzun süre ele almadığı fakat golü tam da planladığı şekilde attığı maçta galibiyete uzandı.

    yeni malatya'nın, hamleye fazla izin vermeyen, dar bir kadrosu var. bu yüzden ilk haftalarda olabildiğince puan toplanması ligin sonunda hayati olabilir. erol bulut basit ve etkili çözümlerle önemli bir galibiyete imza attı. takımı kompakt görünüyor ve bu konuda ligdeki birçok teknik adamdan iyi.

    fenerbahçe ise özellikle 45-60 arası iyi bir ritm buldu, aynı ritm sürseydi, o bölümdeki 3 net pozisyonun devamı aynı ritmde gelseydi ancak galibiyete ulaşılamasaydı; oyun kabul edilebilirdi. kötü bir oyun yoktu fakat savunma çizgisinin çok daha hızlı ve sert bir müdahaleye ihtiyacı vardı.

    yeni transferlerden slimani, maç ritmi bulduğunda dün kaçırdıklarını atacaktır. bu ligde fazlasıyla iş görecek stilde, kalıbından beklenmeyecek kadar yumuşak bir pasör. ayrıca her daim soğukkanlı, mevkisine göre oyuna katılımı yüksek. ayew ise hızıyla beraber birçok şeyi kaybetmiş durumda. bu konuda yaşadığı düşüşe henüz adapte olabilmiş değil ve tecrübesiyle bu açığını kapatamaması, teknik açıdan zaafını gösteriyor. tekniği kötü değil ancak hızı düştüğünde onu taşımıyor. mevcut oyun stili sürat gerektiriyor. belki de 4-3-3'ün merkezine doğru kaymalı. barış, önüne top atıldığında etkili. beklentileri bir anlamda kendisi yükseltti ancak türkiye'deki taraftar, her oyuncunun yıldız olamayacağına, bazı gençlerin kadroya derinlik vereceğine, her transferin dünyanın en iyi oyuncusu olamayacağına da alışmalı. ilerleme kaydedilmesine rağmen hala fazlasıyla yıldız beklentisi var, orta-vasat kalitede oyunculara tahammül yok, halbuki maddi açıdan büyük liglerle karşılaştırıldığında zaten türk takımlarının kalitesi orta-vasat durumda. şu anda ispanya liginde 7.-8. olan kulüplerle dahi transferde kapışacak gücü yok bu ülkedeki büyük takımların...

    barış'ın en büyük eksiği, topsuz oyunda half-space'e dalamaması, önüne top atılmasına yönelik iyi fakat arkadaşlarını oynatmaya yönelik düşük bir topsuz oyun güdüsüne sahip olması. sol kenarda oynamaya alışırsa daha büyük kazanç olacaktır fakat şu anda sağ kenarda daha iyi oynadığı kesin.

    giuliano'nun gidişiyle cocu 4-3-3'e dönme imkanı yakaladı. dün akşam fazlasıyla tedirgin bir hasan ali ve neustadter gördük, bu baskıyı kaldırmakta zorlanıyorlar. ayrıca volkan, az top aldıkça hamlaşıyor ve imkan bulunursa onun yerine de oyuncu alınabilir. 4-2-3-1 oynanacaksa forvet arkasına, 4-3-3 oynanacaksa merkeze yönelik bir transfer de istenecektir, dolayısıyla halen eksik birçok parça var. salt eldeki kadroyla devam edilecekse, eljif-ekici-ayew ve belki de valbuena'dan 2'sinin merkez, topal'ın ön libero, souza'nın stoper oynadığı bir 4-3-3 denenebilir. lakin hem bir bekin, hem de bir kanadın daha eksiksiz ve dominant olması gerektiği, dolayısıyla buralarda da kalitenin artması gerektiği elzem ve görünen o ki şu anda tüm eksikleri kapatacak imkan yok. takımın kısa-orta vadede deplasmanlarda zorlanıp, çözümler ve alışkanlıklarla evde buluşması normal.

    zaman alacak... fenerbahçe'nin, alıştığı standartta, hayal ettiği oyunu kaldırabilecek 3-4 oyuncusu var. üstelik örneğin, bunlardan biri olan slimani'nin bonservisi de fenerbahçe'de değil. sahada her şeyden biraz yapabilen, her şeyden çok az yapabilen ve yalnızca bazı şeyleri yapabilen oyuncular çoğunlukta. edip cansever bugünü anlatıyor: "kimsenin öldüğü yok, yaşadığı da. herkes biraz var, o kadar." lao tzu ise bundan sonrasını: "binlerce kilometrelik bir yolculuk, tek bir adımla başlar."
  • bir daha josef topal ikilisini aynı anda sahada görürsem anasını avradını sikerim kombinesinin de passoliginin de.
  • takım öyle bir oynuyor ki sanki hiç gol olmayacak gibi. ne bileyim böyle sabaha kadar oynansa baskı olacak pas olacak mücadele olacak ama gol olmayacakmis gibi. takım gole çok uzak oynuyor. oyuncu karakteri ile de alakali. santrafor dışında gole yakın adam yok. amf de oynattigimiz adam aynı zamanda ön libero da oynayabiliyor. bekler desen gole o kadar uzak ki hasan ali'nin kariyeri boyunca attığı gol sayısı 3 falandır herhalde. ortasahamiz keza topal ve josef. stopere de koysan oynarlar. barış daha çok genç. ayew şu an turist gibi.

    önceki kadrolara bakıyorum da beklerde carlos gökhan gönül caner andre santos gibi adamlar oynadi. orta sahada appiah aurelio tuncay alex gibi isimler vardı. adamların fıtratında gol vardı amk. öyle bir takımımız var ki şu an herkes ön libero oynayabilir gibi.
hesabın var mı? giriş yap