• üzerinden espri kasan canileri ortaya çıkarmıştır. aynen çok komiksin heil hitler falan. beyin fukarası.

    edit: yok öyle yazıp kaçmak
    leyla olmuş cani.
  • bu fotoğrafa cidden sevinen orospu çocuğudur başka bir şey değil.
  • türkiye'de nedense olumsuz olarak algılanmayan faşizmin güç bulmuş halinin izdüşümü.

    faşizm nefrettir, nefret almanya'yı yemiş bitirmiştir. güzelim 20.yüzyıl berlin'ini yerle bir etmiştir.
  • şu resme bakıp nazilere yapılan kötülemelerin 100 de 1 i berlin tecavüzleri veya dresden bombardımanı için rus ve ingiliz-amerikalılara yapılmaz.
    naziler tecavüzler yapıyordu da ruslar gittikleri yerde sadece katyusha mı söylüyordu?
    naziler dünyanın diğer askerlerinden farklı değildi.
    diğer erkeklerden
    diğer güç sahibi olanlardan

    ama ikiyüzlü kokuşmuş 21. yy insanı tüm kötülükleri nazilere yıkıp 2. dünya savaşının tüm sucunu onlara atıyor.

    nazilerden daha psikopatca işler yapan ruslar, amerikalılar ve japonlar unutuluyor.

    bu resim ile ilgili diyeceklerim mi?
    savaş demek vahşet demektir ve bal peteğinde bal bulmak şaşırtmadığı gibi
    savaş yıllarında vahşet görmek de şaşırtmaz
  • nazilerin yaptığı soykırımın kanıtı olan, insanı düşündüren korkunç bir fotoğraftır.
  • 1942'de değil 1941'de çekildiğini sandığım fotoğraftır. internette yapılan kısa bir araştırmada olayın letonya'daki liepaja bölgesinde meydana geldiğinin yazıldığına ulaşıyoruz. detaya bakarsanız buradaki olay liepaja katliamı veya genelde skede plajı katliamı olarak anılıyor ve bir günde 2800 civarı yahudinin öldürüldüğü biliniyor. öldürülenler ise çoğunlukla kadınlar ve çocuklar.

    ara ara yazıyorum, gene de tekrarlayacağım son dönemde ekşi'de şöyle bir durum peydah oldu, nazilerin yahudiler aleyhindeki faaliyetleri ile ilgili bir başlık açılınca birkaç tane entry'den hemen sonra "ama bakın şurada da şu var burada da bu var, işte sırplar aynısını yaptı, amerikalılar dresden'i bombaladı, japonlar ı kesti, japonlar çinlileri doğradı, şimdi onlar varken neden hep naziler neden hep yahudiler" vb. ifadeler doluşuyor. bu "ceset yarıştırma" olayı çok enteresan ama bir o kadar da tehlikeli bir durum aslında.

    okullarımızda milyon tane zırva veya kimsenin reelde işine yaramayacak zilyon tane bilgi öğretilirken!, 2.dünya savaşı ciddi anlamda pas geçiliyor. halbuki birinci harp ve bundan 21 sene sonra çıkan ikinci harp çok ciddi bir şekilde ele alınmalı. ikinci harbe girmedik, politik zekayla sıyrıldık bundan diye sanki hiç etkilenmemişiz gibi resmen unutuluyor bu savaş. ama çok yanlış çünkü günümüze etki eden olayların hepsinin temelinde 2. harp var ve bu harbin yadsınamaz bir unsuru da yahudilere yönelik yapılanlar.

    geçenlerde kitapçılardan birinde takılıyorum, etraftaki ergen anırmalarını duymazlığa gelip ve boş beleş takılanlardan da sıyrılıp tarih kısmına seğirttim. böyle güzelce dizmişler kitapları ve yanyana 5 tane kavgam cildi de güzelce! yerini almış tarih kitapları rafında. kitapların hepsi de farklı yayınevlerinden çıkmış ve birkaç minör çeviri farkı dışında metinleri birbirine çok yakın.

    tam bilmeyenlere anlatalım, okuyup unutanlara da hatırlatalım; kavgam kitabı nasyonal sosyalizmin kurucusu adolf hitler'in siyasi manifestosudur. birahane darbesi'ne yani 1922'deki münih devlet örgütünün ele geçirilmesi hareketine kalkışan hitler'in bu darbe teşebbüsünde başarısız olması sonucu birkaç aylık hapis cezasına çarptırıldığında yattığı landsberg hapishanesinde yazdığı notların kendisine körü körüne bağlı taraftarı rudolf hess tarafından "mümkün olduğunca toparlanıp" kitaplaştırılması sonucu ortaya çıkan bir eserdir. ilk önce birinci cildi, ardından da ikinci cildi çıkmıştır ve hitler hapisten çıkıp yeniden partinin başına geçince de tek ciltlik baskısı çıkarılmıştır. önceleri çok satan bir kitap olmamış ancak 1933'te hitler iktidara geçince satış grafiği hızla artmış ve ve en sonunda alman okullarındaki ideolojik derslerde anlatılan ve yeni evli çiftlere bir kopyasının hediye edilmesinin zorunlu olduğu bir kitaba dönüşmüştür. temelde hitler'in dağınık kafasındakileri hızlıca anlattığı bir laf salatası olarak görülebilir ama derinine inildiğinde hitler'in iktidara geçince kurmak istediği dünyayı tasvir ettiği bir siyasi metindir. okunması zor bir kitaptır, hitler kitabı yazarken konu bütünlüğü hak getire demiş ve daldan dala atlamıştır. kitap almanya'da popülerleşirken hitler'de giderek telif hakları nedeniyle zenginleşmiş ve bir süre sonra almanya'nın en zengin yazarı olmuştur. bununla birlikte ilginç bir anekdot da vardır; hitler iktidara geçip şansölye olduğuktan çok sonraları bile vergi sistemiyle sorun yaşamıştır. kitabın gelirleri saklanamayacak seviyeye ulaştığında hitler'in vergi beyannamelerindeki saçmalıkları farkeden münih'teki vergi dairesinde çalışan bir memur hitler'e feci bir vergi borcu+cezası çıkarmış ancak bu durum güç bela kapatılabilmiştir. memura daha sonra ne oldu bilmiyoruz ama hitler führer ilan edildikten sonra kendisi yasa ile vergiden muaf sayıldı ve almanya çökene dek kavgam kitabından milyonlarca mark gelir elde etti.

    kitabın şu andaki resmi yayın hakları bavyera hükümetinde. kitap almanya'da sanırım 2016 yılından sonra çağdaş tarih enstitüsü tarafından yeniden basıldı ama trajikomik bir durum oluştu. kitabın yeniden almanya'da basılmasına karşı çıkanlar kitabın neonazi hareketini azdıracağını savunurken karşı fikir kitabın tarihsel öneminin anlaşılması için yeniden basılması gerektiğini savunuyordu. neticede kitap çıkarıldı ama kitabın içinde yanlış olduğu düşünülen fikirler çok aşırı detaylı dipnotlarla açıklanacak şekilde basılmıştı ve kitap orjinal metnin neredeyse 3 katı kadar bir büyüklüğe ulaştı.

    işte almanya'da bu kadar tartışma yaratan bir kitap ülkemizde çok rahatça basılıyor ve ondan daha rahat bir şekilde satılıyor. bu kitap bir tarih kitabı değil, ideolojik bir kitap ve maalesef bu kitabı alıp okuyan bazı insanları görüyorum. okunması kolay değil, herkes bitiremez ancak kitabın içindeki metinleri kıyaslamalı okumazsanız bir süre sonra kafayı sapıtıp saçma sapan şeyler düşünürken bulabilirsiniz kendinizi. bununla birlikte bizde satılan kopyaların kesinlikle açıklayıcı dipnotları filan yok ve hitler'in fikirleri son derece saf bir şekilde kitabı okuyanlara sunuluyor.

    burada nazi katliamları vs. diğer katliamlar şeklinde yazanların bazısının bu kitabı alıp okuduğunu kolayca anlayabiliyorum yazdıklarından. zaten dinci-gerici ideolojiler için yahudi düşmanlığı nasyonal sosyalizmle ortak alanları ve bu açıdan bakarsanız çok ekmek çıkartıyorlar kendilerine. bunların yanısıra ayrıca maalesef ülkemizde son dönemde yükselen komplo teoriciliği ve her şeyin altında amerika-israil komplosu arama hastalığının, tam olmasa da kendini dipten dibe hissettiren bazı antisemitik fikirleri maalesef insanların aklında yeşerttiğini gösteriyor. bunun yanısıra şurada da (bkz: #82755430) yazdığım gibi son 15-20 senede bu holokost mevzusu maalesef çok acayip bir şekilde dünyanın önüne sinema filmleri ile sürülüp sürülüp durdu. holokost konusunu ciddi anlamda okuyan ve olayın mantıksal-tarihsel vehametini çok iyi anladığını düşünen biri olarak bunun çok aşırıya kaçtığını hissediyorum çünkü bu konu her ne kadar filmler aracılıığı ile sadece yahudiler ekseninde döndürülse de aslında ari ırk'tan olmadığı düşünülen tüm farklı insanların ortadan kaldırılmasını içeren bir kavram. bu farklı insanlar içinde çok farklı sınıf, siyasi düşünce ve etnik kökenden insan var, mesela; çingeneler, müslümanlar, sakatlar, slavlar, ateistler, yehova şahitleri, eşcinseller, lezbiyenler, komünistler ve hatta çoğunuzun tahmin bile edemeyeceği "tembeller" sınıfı bile var. yani bu anlamda bakarsanız 1933-1945 arası avrupa'da yaşayan biri olsanız nasyonal sosyalizm taraftarı olmanız ve/veya hitler'e oy vermeniz sizi bu boktan kurtarmıyor, kendinizin ari ırktan olduğunuzu ispat etmeniz lazım. bunun birkaç farklı yolu var, mesela rüşvet verip (feci büyük paralar) resmi kayıtlarla oynayabilirsiniz veya standart muayenelere girip çükünüzü, kafatasınızı ölçerler, burnunuza bakarlar filan.

    neyse kısa keseyim anlatmaya çalıştığım şu holokost denince sadece yahudilere yapılanları düşünmemek lazım. diğer uluslara, insan topluluklarına, dini cemaatlere yapılanlar da var bu işin içinde. ama dediğim gibi sinema sayesinde hababam yahudiler öne çıkarılınca ve bunun yanısıra yahudilerin israil'de filistinlilere yönelik fiilen yaptıklarına kimse ses çıkartmayınca ortada ağır bir çifte standardın olduğunu düşünen çok sayıda insan çıktı. bu durumda hitler'in hastalıklı fikirleri ve taraftarlarının canice uygulamaları bir anda sanki haklılık payı olan olaylarmış gibi çoğu kişinin ilgisini çekti. bu noktadan sonra zaten halihazırda ortada yalan yanlış tonla bilgi dönen bir konu hakkında insanlar buraya gelip sanki nazi katliamları haklılık payı içeriyormuşçasına birşeyler yazıp çizmeye başladı. ben birebirde kimsenin (birkaç ağır klinik vaka tip dışında) bu katliamlara onay vereceğini sanmıyorum ama topluluğa yazılan kimi mesajlar son dönemdeki meşhur trendimiz olan "ben olaylara resmi tarih dışında bakıyorum, çok geniş perspektife hakimim, lafı koydum mu yamulturum." minvalinde kaleme alındığından ve sanki nazileri kısmen de olsa masumlaştıryormuş gibi durduğundan şimdi olmasa bile bir veya birkaç nesil sonra türkiye'de görmek istemediğimiz bir garip antisemitik anlayış çıkmasından korkar ve çekinir hale geldim.

    yani bu nasyonal sosyalizm ve holokost konusu ciddi olarak ülkemizde ihmal edilen ama eğer bir benimsenirse ki allah korusun inşallah olmaz, çok acayip sorunlara yol açma potansiyeli olan bir konu. bakın türkiye'nin özellikle güney ve güneydoğu bölgesinin demografik yapısı suriyelilerin rahatça! ülkeye alınması hatasından sonra çok ciddi bir şekilde bozuldu. birkaç yıl sonra nasyonal sosyalizmin antisemitik tarafından beslenen ve bu ırkçılık olayını bu coğrafyaya göre evrimleştirip halka sunacak yarım akıllı birilerinin çıkıp, hitler'in almanya'da yahudilere yaptığı gibi bu suriye tayfası üzerinden abuk sabuk bir siyasi hareket başlatmayacağının bir garantisi yok. çok ciddi konular bunlar, öyle şakaya gelmez. hitler almanya'da hafife alınan, şarlo bıyıklı bir provokatör olarak tanındı ama 1945'e gelindiğinden dünyanın altını üstüne getiren bir siyasi figür durumundaydı. çok cahil insanımız var ve böyle bir şeyin olma ihtimali bile ortaya çıkacak sonuçları düşündükçe korkunç derecede tedirginlik verici.

    uzun oldu ama bir noktayı daha anlatmak isterim. şimdi bazı arkadaşlar yazmış, işte bu fotoğraftaki katliam alman einsatzgruppen denilen özel polis birliklerinin işi, işte efendime söyleyeyim wehrmacht yani dönemin alman silahlı kuvvetleri bu işe girmemiş, sadece ss'ler yahudileri katletmiş, tüm ırkçı katliamlar ss'ler tarafından yapılmış vs.vs.

    olaya böyle bakarsanız işi sadece bir kısım almana yıkar geri kalanları temize çıkartırsınız. hayır, bu çok yanlış bir bakış açısı. hitler iktidara yürürken alman halkı ona %100 destek vermedi evet ancak bu yürüyüş sırasında hitler'in demokratik yollarla defalarca engelleme şansı alman halkı ve siyasi liderlerinin eline geçti ama dişe dokunur birşey yapmadılar. tarih boyunca yüzlerce değerli insan çıkartan ve eğitimi yüksek bir halk olan almanların hangi akla hizmet bu adamı ve onun eşkıya düzenini başa geçirdiği zaten kendi başına sosyolojik bir araştırma konusu oldu yıllardır. ancak hitler başa geçtikten çok sonra bile halk sürekli nazi partisi organlarınca tepkilerinden çekinilen bir unsur olarak görüldü ve ona göre davranıldı. almanlar, komşuları olan "ari ırk harici" kimseler türlü zulümler görürken ve bu şiddetin dozajı giderek artarken kitlesel olarak kesinlikle buna ses etmedi. "silahların gölgesinde kim ne yapabilir?" dediğinizi duyar gibiyim ancak o durumda bile bireysel itaatsizlik yapma cesaretini gösterebilenler varsa bir şekilde yapılanlara tepki gösterebilirlerdi. bu açıdan bakarsanız alman halkı suça göz yummuştur ve yapılanları sessiz kalarak bir anlamda onaylamıştır. dolayısıyla tüm bu boktan işin sorumluluğu hepsinin üzerindedir.

    ikincisi einsatzgruppen'lar küçültülmüş tümen formasyonundaki birliklerdi ve askeri bir hiyerarşileri vardı. çoğunluğu ss üyesiydi ve geldikleri asıl kurum gestapo idi. gestapo bizde her ne kadar deri paltolu ve fötr şapkalı gizli alman polisi olarak bilinse de aslında daha çok evrak düzenleme ile uğraşan ve neredeyse tüm eforunu toplumu fişlemeye ayıran ancak yeri geldiğinde de özellikle nasyonal sosyalist fikre aykırı hareketleri sorgulayan, yeraltı örgütlerini ortaya çıkaran ve bazı olaylar için konu mahkemeye yansımadan cezayı kesen bir kurum. einsatzgruppen görevleri kağıt kürekten bunalan ve saha görevi görüp savaş gazisi! olsunlar diye tüm gestapo üyelerinin en az bir defa katılması zorunlu bir yükümlülük olarak ortaya çıksa da ve genelde bu fikre sadık kalınsa da aslında einsatzgruppen'ların yapısı hem gestapo'dan hem ss'den hem wehrmacht'tan hem de yerel işbirlikçilerden oluşmakta.

    wehrmacht dedim bazıları hoplamasın hemen. alman silahlı kuvvetlerini yönetenler, yani subay sınıfı, şeklen ırksal katliamları onaylamıyor, nazilerin ırksal fikirlerini tasvip etmiyor ve bu uygulamalara katılmayı reddediyor gibi dursa da hitler'e karşı ettikleri yemine sığınıp yüzlerce yıllık askeri teamüllerini kenara attılar ve hitler'in emirlerini kuzu kuzu uyguladılar. arada kafalarını çıkarttıkları zamanlar elbette oldu ama (mesela komiser emrine (bkz: #72608729) karşı çıkmak gibi) farklı metodlar (ödüllendirme, ceza tehdidi ve hatta idam) kullanan hitler tarafından sesleri sürekli kesildi. bununla birlikte bazı ırksal katliamlarda da nazilere destek oldukları yönünde kanıtlar ortaya çıktı zaten.

    neticede ortada büyük bir insan kıyımı var. bunu inkar etmek elbette mümkün değil. o katliam bu katliam diye ceset sayısı yarıştırmak da bir çözüm değil. oturup bu işin gençlere doğru düzgün anlatılması gerekiyor. elbette birilerini beklemeyin gelsin anlatsın diye, konuyla ilgili çok güzel kitaplar var açın okuyun bilgilenin. birileri yazmış netflix'de belgesel varmış şuymuş buymuş, geçin o belgeselleri. çerezlik onlar, yüzeysel anlatıyorlar herşeyi. işin derinine indikçe nasyonal sosyalizmin aslında ne denli berbat birşey olduğunu, ırksal siyasetin sonuçlarının nerelere gideceğini kendiniz görün.
  • bu toplu katliamlar hakkında biraz okuma yapmıştım. nazi rejimi toplu katliamları ilk önce kurşuna dizme yoluyla başlatmış. aynı bu fotoğraftaki gibi. insanlar çırılçıplak soyulur, soyulmadan önce hendekler kazdırılır sonra hendeklere doldurulan insanların üzerine askler tarafından ateş açılırmış. bir süre sonra bu katliamlara katılan nazi askerlerinde intihar vakaları, ciddi sendromlar, savaşa elverişsiz hale gelmeler baş göstermiş. ayrıca mühimmat çok harcanıyormuş. bu fotoğraf büyük ihtimalle böyle bir katliam anından.

    sonra başka çözümler aranmaya başlanmış. yine mahkumlara büyük hendekler kazdırılmış, soyulmuş ve havan topuyla uzaktan üzerlerine ateş açılmış. amaç askerlerin maktüllerle yüzyüze gelmemeleri ve mühimmat tüketimini azaltmak. ancak tahmin edersiniz ki bu da çok iyi sonuçlar vermemiş. hedef sapması fazla olduğuna ve etkin sayıda katliam yapamadıklarına karar vermişler.

    işte son olarak ucuz, görece kolay ve cesetlerin deforme olup askerlerin psikolojisini bozmadığı (artık nasıl bir ortamsa) bir çözüm üretilmiş; “gaz odaları”

    peki bunları neden anlatıyorum? insanlık tarihini anlamanız için. bütün bu anlatılanların üzerinden daha 100 yıl geçmedi. bunları yaşayanlar babanızın dedesi olabilirdi. insanlığın içindeki vahşet doğuştan gelmektedir ve bugün tekrar yaşanmayacağı konusunda insan var oldukça kimse garanti veremez. bu tür tarihsel olaylar benzer döngüler içerirler, bunları önceden fark edemiyorduk ama artık bir şansımız var. bilinçli olup bir daha asla böylesine olayların yaşanmaması için insanlık olarak duyarlı olmalıyız.
  • nazilerin değil yaşamı, ölümü dahi anlamsızlaştıran bir güruh olduğunun kanıtı vahşet fotoğrafı. açıkçası, hiçbir söz, sözcük, cümle böylesi bir anlamsızlığı ve ona yol açan şiddeti tam anlamıyla ifade edemez.

    kurbanlarını insanlıktan çıkaran naziler, kurbanlarına yaptıklarıyla kendisi de insanlıktan çıkmıştır. naziler ve onların vahşeti yaşamda açılmış bir boşluktur.

    bu vahşetin âlâsını ortaya koyabilecek potansiyele sahip bir güruhla yaşıyoruz, bu da unutulmamalı.
  • heil hitler diyen andaval, bir entryde `tek yol devrim ve komünizm. dünyadaki tüm adaletsizliklerin, faşizmin, sömürünün panzehiridir.`demiş . kafası karışık bu salağın önceki entrylerine baktım, izlenimler :

    -25 yaşında
    -kendi tanımıyla dibe vurmuş ve karanlığı görmüş
    -işsiz
    -abd'de sivilleri hedef alan terör saldırılarını destekliyor
    -tek yol devrim ile cümlelerini sonlandırmaya çaba sarfediyor
    -intihara meyilli

    (bkz: engelle geç)

    edit: uçurulmuş ibibik
hesabın var mı? giriş yap