• okurken önce kalp damarım tıkandı
    sonra götüm ellendi
  • trajik bir özet.
  • mide yanması eşliğinde metrobüs camına yapıştıktan sonra gelen bunaltıcı his eşliğinde burna gelen yoğun kalabalık kokusu akabinde saç telinin statik elektriklenmesini camda hissettiğin an duyulan ses ile beraber güne berbat başlamanın timsali olan durumdur adeta.
  • poğaçanın insanın midesine kabile reisi gibi oturmasıyla sonuçlanır. zaten sen ayaktasın, bari o otursundur.
  • bir çeşit, kendine iğrenç davranıp daha 40'ı görmeden "hayat beni çok yordu yea" deme biçimi. sonra sarı ama tombul beniz, terk edilmiş kilise piyanosu tuşları gibi sararıp şekil değiştirmiş dişler, sarkık kollar ve afedersiniz götler. ama sorsan biraz daha işlem görse plastik yazlık sandalyesine dönüşecek margarinle yapılan poğaça değil hayat yordu. evet bu denklemde poğaçanın insan kılığına ve ömrüne yaptığı öldürücü etkiyi sigara ve metrobüsten öne koyuyorum. öğütülmekten hem şekli hem de kan şekerini skertme hızıyla pudra şekerine dönüşmüş beyaz unla adını okurken bile 3 damarımın tıkandığı margarin karışımını sabah sabah midenize salacak ne yaşamaktasınız? evde bir parça peyniri ve ekmeği olan kimse "ama mecburiyet" demesin. o kadar ısırdın, çiğnedin, peristaltik hareketle midene iteledin. yaktığın enerjiye değmez, besin değeri sıfır olsa yine iyi, -20. ama bir şeyin bir değeri olması, kendine değer vermek ne ki? böyle ipne gibi puşt gibi hareketler. sabah poğaçayı, öğlen tavuk döner ya da beyaz pilavı göm, iştahlısın sen tabi ne yapacaksın, hem 2 ay diyet yaptın ama kilo veremedin zaten. büyük olanın miden değil insülin direncin olduğundan dahi haberin olmadan körlemesine ye nişastayı otur. bakın sıra hala sigara ve metrobüse gelmedi durum o kadar vahim.
    1 şey boktan diye her şey boktan olmak zorunda değil. metrobüs kullanıyorsun diye sabah midene napalm atmak zorunda değilsin, sigara içiyorsun diye hareketsiz kalmak zorunda değilsin, 5 yıldır her sabah poğaça yedin diye 25 yıl daha yemek zorunda değilsin. al bir bölmeli kahvaltı kabı, koy içine peynirini zeytinini sebzeni, 2 dilim de ekmek, hazırlaması max. 10 dakika. her akşam hazırlıyorum, peynir, zeytin, yeşillik, kuruyemiş, 1 büyük dilim tam buğday ekmeği, kuru meyve. bazen abartıp avokado ezmesi filan hatta. sabah çıkarken çantama koyuyorum, ofiste yiyorum. öğlen hangi karbonhidrata saldırsam diye dört dönmek yok, kilo almak yok, kışın iki soğuk görünce hasta olmak da. üşenirsen ekmek arası yap o da olumlu. ama şu sigarayı bile içeceksen iyi bir kahvaltının üstüne iç güzel kardeşim. kendine yaptığın 1 kötülüğü 1 iyilikle dengelemiş olursun.
  • ben ankaralıyım, metrobüs falan bilmem ama ufukta mide kanseri görünüyor.
  • smells like uzunçayır
  • + kayısılı tamek meyva* suyu ile destek verdiğim hayat standartıdır.
  • görüyorum ki çoğumuzun hayatı bok gibi.
hesabın var mı? giriş yap