• ne olursa olsun "debe" derdiniz olmamalı. nedir şu debe! onun entrysi o veya bu şekilde debe'ye girmiş, niye bunu dert ediyorsun.!

    ya sen fikrini (ki karmam düşük olmasına rağmen destekliyorum), sıkıntını, isteğini paylaşmışsın bırak geç git artık.

    daha hiç debe'ye girmedim, derdim de değil. hiç bunun için de kasmam, kasamam. benim derdim "sözlüğe" ve "burayı okuyan herkese" kalemimi bırakmak.
    ama bu debe hırsı olan yazarların yazdıklarını kesinlikle samimi bulmuyorum. doğal olsanız daha güzel.

    debe debe diye debelenip durursunuz sonra.
  • favori ile entry'nin beğenilme oranı hesaplanmadığı içindir.

    güya bu eleman atatürkçü mesela ama tertemiz akepeli kafasına sahip. yani beni 2000 kişi istiyorsa 3000 kişi istemiyor olabilir diye düşünmüyor. bir kalabalık buldu mu hemen gaza geliyor.

    kendi gibi 2000 tane gaz ulusalcı bulmuş herkes ulusalcı olsun istiyor. kendisine batan başlıklarda atatürk'ü sevmeme hakkı varmış mesela, kimsenin bu hakkı olmasın, kanun hükmünde kararname çıkarılıp herkese atatürk zorla sevdirilsin istiyor. memlekette de atatürk'e, chp'ye düşman olan kesimi yaratan da bunlar.

    ben de eksiledim senin entry'ni mesela; 2000 kişi linç mi edeceksiniz? peşinen 2000 kişi buldum diye "iyi entry yazdım" çıkarımına varmış. sağa sola "oylarımı çaldınız" minvalinden suçlamalarda bulunuyor. suçlamasının karşısında da aklanması gereken biz, entry'e eksi oy verenler var.

    beğenmediysen sen de çoğunluk olduğunu ispatlayacaksın yani, böyle sürü zihniyeti haricinde, güdülmeden çalışmıyor adamların aklı ve mantığı.

    (bkz: argumentum ad populum)
  • malak gibi bu durumun sebebini yazan insanlar görüyorum.

    adamın derdi 2000 fav alan (biri de benim) entry'sinin debe'ye giremiyor oluşu değil. bu olay üzerinden sözlük'teki kitlenin oyladığı entry'yi tam anlamıyla okumadığı veya okusa da anlayamadığı gerçeğine değinmek istemiş.

    ben kendisini haklı buluyorum.

    10 kasım'da azan trollerin derdi atatürk nefretlerini kusmak değil, kendilerini ifade etmek değil, düşüncelerini savunmak değil. tek dertleri atatürkçü kesimi tahrik etmek, dikkat çekmek yani trollük. sözlükte pek çok aykırı düşünceye sahip kişi vardır bu aktroll diye tabir edilen mahluklar hariç hiçbirini kategorize etmek mümkün değil. bunların durumu özel.
  • mesela,

    kemal kilicdaroglu chp'liler tarafindan seviliyor, secimlerde 10.000.000 begeni + 5.000.000 fav aliyor. akp'liler kilicdaroglu'nu sevmedigi icin basiyorlar eksiyi. 15.000.000 eksi oy aliyor.

    sonucta kemal kilicdaroglu iktidara gelemiyor.
  • sığırlar için özet yazalım:

    - benim için debe'ye girmek önemli değil yaa. okuduğumuzu anlamıyoruz o önemli.
    * o zaman 2000 favori alan entry'nin tam anlaşılamaması değil de 2000 favori alan entry'nin debeye girememesi diye başlık açmak mükemmel ifade gücümüzün bir yansıması olsa gerek. "niye debe'ye giremedi" diye sorup "benim yazdığımı niye anlamadılar" demek istemek, yazarın lisede başlık nasıl belirlenir konulu edebiyat derslerindeki üstün başarısını sergiliyor.

    - önemli olan okuduğumuzu anlamak. beni o yüzden eksilediler. ifade özgürlüğü süper.
    * yine bu üstün yetenekli baran, entry'i okuyanlara ulaşıp beyinlerini okumuş. hakeza otobüsteki adamın da telepati yeteneğiyle niyetini şak diye çözdüğünü görüyoruz. bana eksi oy veren "yanlış yaptı". bana ayar verene oy veren daha çok yanlış yaptı.

    yani yine iyiyiz, ifade özgürlüğü var ama bu elemana eksi oy veren ifade özgürlüğünü yanlış kullanıyor. üstüne de "oyları çalıyürler mi acaba" diye de ağlayalım ki ergenliğin şanından olsun.
  • debe'ye favlarla değil şukularla girildiğini bilmeyen yazar hezeyanı.
  • adam sözlüğü kişisel eşyası gibi kullanmaya başladı lan.

    dün kendi gibi düşünmeyenleri kovalamak istedi, kanzuk'a mektup yazdı. bugün ben neden debe'ye giremiyorum diye ağlıyor. yarın borç para isteyebilir.
  • "oysa ben liberal bir insanım ve düşünce özgürlüğüne karşı bir problemim yok. benim ifade etmeye çalıştığım şey bu insanların ( ya da trollerin, adına ne derseniz deyin) kasıtlı olarak, bizleri mutsuz etmek, sinirlendirmek, germek için bu tipte başlıklar açtığını, bu özgürlüğü suistimal ettiğini söylüyordum."

    paragrafındaki anlamsızlığı algılamak lazım önce, herhangi bir insanın ifade özgürlüğü dediğimiz hakkının sınırlarını başkalarının mutsuz olması, sinirlenmesi, gerilmesi belirlemez.

    ateistlerin fikriyatı da toplumun çoğunluğunu mutsuz ediyor, geriyor, sinirlendiriyor mesela, susturulsunlar ister misin? dindar'lara sorarsan ateistlerin ifade hürriyetini kullanarak söyledikleri şeyler dindar'lara karşı kasten, dine hakaret olsun diye, uyuzluğuna ifade edilmiş şeyler. birçok yarım akıllı dindar "cool görünmek için" böyle şeyler söylediklerini düşünüyor.

    örnekleri çoğaltmak geldi içimden, sivas katlimanı sorsan kimi dindarlar aziz nesin'in ifade hürriyetini suistimal ettiği için böyle olduğunu söyleyebilirler, yine vaktiyle ahmet şık'ın yazım aşamasında toplanan kitabı için de ifade hürriyeti suistimali iması yapılmıştı rte tarafından, kitap var bombadan tehlikeli diye, bu insanlarla aynı kalıplarla düşünüyorsun kardeşim, geyik bi ortadoğulusun denilince kızmayacaksın.

    ifade özgürlüğü provokasyonu da içerebilir. şiddet çağrısı, hakaret, nefret söylemi benzeri birkaç hal yoksa o söylemde, sineye çekemiyorsan senin problemin. yoksa "çok açık giyinmişti hakim ben, beni tahrik etti, ben de tecavüz ettim" diyen tecavüzcüye yakın şeyler söylemiş oluyorsun. twitter lisanı ile ifade edeyim, blokla geç sikik!

    girememesi durumu ile alakalı da çok güzel bir girememesi olduğunu eklemek isterim.
  • memlekette herkes benim gibi düşünmeyen gebersin moduna nasıl girdiyse yıllardır çıkamıyoruz amk içinden.
  • süper özet:

    bu romanında yazarımız, entrisini yarıya kadar okuyup eksileyenlere olan kırgınlığından bahsediyor.

    lütfen ilgili yazının tamamını okuduktan sonra eksileyin.
hesabın var mı? giriş yap