• işi siyasete bağlamak bir yana, fındığın bugünkü fiyatı ordu civarında 9 tl dir ki bu aslında kötü bir fiyat değildir.

    o bahsedilen gider listesinde şöyle bir sorun vardır ki o sorun da her işi başkasına yaptırmaktır. tırpan, ocak dibi, ağaç budanması ve amelelik(fındığın toplanma işlemi) gayet insanların kendilerinin yapabileceği bir iştir. insanlar bunları başkalarına yaptırdıklarında 6 dönüm/1 ton fındık için ortalama toplam 5000 tl bandında bir parayı başkalarına aktarıyor.oysaki bu insanlar fındık yarın 9 değil de 14 tl olsa mutlu olacaklar. senenin 11 ayı yatıp 1 ayı da işlerini başka insanlara yaptırarak birkaç bin tl kazanmak isteyenlerin çığlıklarından başka bir şey değildir bu serzeniş.

    yaklaşık 20 dönüm araziden aldığımız 3100 kilogram fındığın toplam gideri (700tl tırpan+16 kişi amele*60=960 tl*+395 tl patoz+1200tl gübre) =3260tl. evet dostlar bugünkü fiyatıyla yaklaşık 27000 tl olan fındığın bize maaliyeti 3260tl. 3 günlük ocak dibini, yine o kadar süren ağaç kesme işlemini ve 17.5 günlük fındık ameliliğini ailecek yaptığımız için yaklaşık 24.000 tl kardayız.

    biz de bu işi severek yapmıyoruz, bahçede neredeyse her gün bağırış çağırış eksik olmadı ama tüm işlemleriyle birlikte yaklaşık 30 günlük bir süreçte 24.000 tl kazanmak için tabi ki katlanılabilecek bir durum bu.

    yani fındık fiyatından serzenişte bulunan insanlar klasik bir türk olan ve oturdukları yerden para kazanma hayali olanlardan başkaları değiller.ha yine bağıralım tabi fındık 15 tl olursa daha iyi olur orası ayrı :)

    edit: matematik hatası
  • ...
  • yıllardır, en az 3-4 er tonluk fındığını toplamayarak, fındıklıklarda çürümesini seyreden tanıdıkları olan birisi olarak, su veren itfaiyenin hortumunu üreten şirketin plastik hammadde sağlayıcısının satış temsilcisinin anasını sikeyim. cansız nesne sikmeyi sevmiyorum.
  • yurt dışında fındığın ne kadar kıymetli bir yiyecek olduğunu
    bilmeyen saf fındık üreticisinin emeğine, ürününe saygısızca
    bir taban fiyattır.
    türkiye'nin asıl gündemi aslında budur.

    fındık sanki öylece sıcakta yağmurda,
    yıl boyunca emek verilmeden
    havadan yağıyormuş gibi her sene
    dünyaya hibe ediliyor gibi üreticinin elinden
    kapılıyor.
    yurt dışında minicik paketlerde 'türk fındığı'
    'türk inciri ' yazan diğerlerinden çok pahalı olduğunu görüp
    milliyetçi duygularla paraya kıyıp aldığınız paketi açıp ağzınıza
    atıp fındığı dişlerinizin arasında kırdığınızda
    o mis gibi koku ağzınıza
    yayılınca gözlerinize çok özlediğiniz
    bir akrabanızı görünce dolan yaşla anlarsınız değerini...
  • katma değerle ilgili bir dünya verilmiş tekrara gerek yok onu da geçtim bir depo kurmak çok mu zor. hadi şehirleri geçtim köy bir araya gelse depo kursa bir kamyonetle şehir şehir kuruyemişçi dolaşsa en az 20 liradan satar malını yıl içinde ama fındık üreticisi malını illa kolayca elden çıkarmak istiyor.

    en önemlisi ise geçeceksin fiskobirlik'i falan ordu'ya kuracaksın gelişmiş fındık borsasını (dünya çapında ) o fındık 40 lira bile eder ama yok illa kira gibi eylül ayı nakit paramı alacağım kafasıyla o fındık gün gelecek 5 liraya da gidecek.
  • adamlar senden aldığı fındığı güney afrika'da ekmeye başladı (fındık ihracatının üçte birini yapan oltan gıda ferrero'ya satılalı 3 sene oldu), eğer tutarsa yakında kullandığı fındığın yüzde 80'ni senden alan ferrero artık kendi yetiştirdiği fındığı kullanmaya başlayacak. bir 10 sene sonra kanada'da az olduğu için verdiğimiz yeşil mercimek tohumunu nasıl artık mahsül olarak ithal ediyorsak (kullandığımız yeşil mercimek miktarının yüzde 25-30'u kanada'dan ithal), güney afrika'dan da fındık alabiliriz. siz hala taban-tavan tartışa durun, tekeli bizde olan bir ürünü daha kaybetmek üzereyiz. bence fiyattan ziyade buna karşı bir kamuoyu baskısı oluşmalı.
  • samsun
    ordu
    trabzon
    rize
    gümüşhane
    düzce
    adapazarı

    beter olun. referandum sonuçlarına bakın, ağlamayın boşuna. bu daha iyi günleriniz.

    beter olun, aç kalın belki aklınız başınıza gelir.
  • -nasıl olsa bize oy vermeye devam edecekler.
  • turkiyenin tarim politikasindaki hatalarini, uretimizin cahilligini ve dolayisiyla caresizligini, son olarak da klavye basindaki empati yoksunu dingilleri gormemizi saglayan fiyatlamadir.

    1- ulkemizde * tarim urunlerinin ticaretinde cok fazla ara adam olmasi sebebiyle meydana gelen durumda hem uretici hem de tuketici magdur oluyor nasilsa. giresun trabzondaki findik istanbuldaki adamin eline gecene kadar 5-6 aracinin elinden geciyor ve bu adamlarin al-tasi-sat disinda bir katma degeri bulunmayan operasyonlarina yukledikleri kar marji sebebiyle, ureticiden yok pahasina alinan urun tuketiciye bir dunya paraya satilir. haldeki adam kazanir, kuruyemisci kazanir, kabzimal kazanir, yiyen adam 100 gram alabilir mecburen, uretici zaten perisan. bu yuzden bu ara adamlarin azaltilmasi ve uretici ile tuketici arasindaki fiyat ucurumunun giderilmesi lazim. burada online ve mobil platformlar cok is gorebilir ama bu detayli bir konu, sonra bakariz.

    2- uretici cahil, hatirliyorum, akp'nin iktidara gelecegi 2002 secimlerinde "benim findigim 10 lira" sapkalari dagitilirdi mitinglerinde. millet gaza geldi oy verdi diyelim anlarim. be adam, 15 yil oldu, o zamanin parasiyla 10 lira simdi 20 lira ediyor, senin findigin hala 10 lira etmiyor. demek ki inanc karin doyuruyor.

    3- dingiller: "2 hafta tatil yapar gibi findik topluyorlar, tum yil yatiyorlar, 3 lira cok bile" diyen olmus. bilmemek degil ogrenmemek ayip, o sebeple anlatayim.
    - findik icin kisin da calisilir, cunku findik agaci dut agaci degildir, limitli bir omru vardir ve en verimli oldugu donemlerdeki dallari tutmak, yaslanmaya baslayanlari kesmek, genc agaclara yol ve yer acmak gerekir.
    - bu oyle kolay bir kesme bicme islemi degildir, findik agaclari "ocak" gruplar halinde yetistirilir, genelde 5-10 tanesi bir arada olurlar ve ocaklar arasinda belirli bir mesafe * birakilir ki birbirlerini engellemesinler. o sebeple bu ayiklama yapilirken ocagin nasil duzenleneceginze dikkat etmek gerekir.
    - kesilen agaclari orada birakamazsin, onlari alip eve goturursun yakmak icin ki bu kilolarca odunu sirtinda tasimak demektir. genelde tek seferde bitmez, bazen bir kilometrelik dandik bir yolu kis sartlarinda iki uc kere gidip gelirsin sirtinda 20-30 kilo odunla. odun tasimayan bilmez, cuval gibi degildir, sirtini deler, oraya buraya takilir etc.
    - findik bahcesi ilaclanir ki zararli otlar buyumesin, sarmasiklar findigi sever ve ayni zamanda anasini siber. o sebeple bazen bahceye keci sokulur ki onlari yesin. boceklere ve karincalara karsi bazen ocak diplerine kul dokulur.
    - haziran gibi findiklar olmaya baslar, ama butun bahar otlar bahceyi kaplamistir. bir ot kesme aleti ile bahceye girilir ve otlar kesilir. aletin firlattigi taslar, otlar sikinti yaratmasin diye kalin bir kiyafet giyilir ki 30 derece sicaklikta bayagi agir bir istir.
    - otlar bicilince onlar da ayni sekilde bahceden eve tasinir. bu sefer de sirtindaki yukte isirgan otu varsa o yakar, bocek varsa o isirir, etc. kasinti zaten mecbur
    - agustos gelir ve findiklar iyice irilesir, toplamalik kivama gelirler. kisiye gore degisir ama genelde hava aydinlik oldugu surece findik toplanir. bahceler uzak oldugu icin ogle yemegi orada yenir. cay icin orada bir ates yakilir, basit ve idarelik seyler yenir. arada bir su kaynagina gidilip su doldurulur.
    - findik toplamak zordur zira yaprak da * da yesildir. once daldan toplarsiniz ve amaciniz daldaki tum findiklari toplamaktir. toplarken dikkatli olmalisiniz, oyle ayi gibi alirsaniz agaca zarar verip gelecek yilki hasadi tehlikeye atarsiniz. nazik olmalisin.
    - findik agaci dev degil ama uzundur, 3-4 metreye ulasir genelde, esnek oldugu icin saga sola egilir. asagidaki dallari toplamak kolay ama tepesi icin ekstra aletlerle dallar egilir, bazen dallar sizden gucludur, mecburen tepesine cikarsiniz ama kucuk bir agac oldugu icin denge saglamasi zordur. surfe benziyor diyebilirim. dalda hic findik kalmayana kadar toplarsin.
    - elbette dallar sallandikca findiklar yere de duser, yere dusenleri toplamak icin ayrica bir surec izlenir ve herkes kulvarlar halinde asagidan yukariya dogru ilerleyerek yerdekileri toplar. egilerek yuzlerce metre ilerlemek kolay bir hareket degil, ayrica elinizde bir de sepet var.
    - bu surecte bocekler munasebetiniz yuksektir cunku orumcekler cotanak icine yuva yaparlar, siz onlari rahatsiz edinde cikarlar oradan ama sebep belinizde oldugu icin nereye gittiklerini bilmezsiniz. oraniza buraniza girmeleri muhtemeldir.
    - karadenizde yazlarin ne kadar boktan oldugunu soylememe gerek yok sanirim, cok sicak ve dev bir nem, asiri bogucu oluyor ve malesef onca bocegin arasina short tshirt dalamiyorsunuz. engebeli arazide terlik sandalet imkansiz, lastik denilen bir sey girmeniz gerekiyor. ayakta durmanin dahi zor oldugu bir yerde, dallarla mucadele etmek biraz daha zor.
    - toplanan findiklar gun sonunda cuvallara bosaltilir ve eve yada depoya goturulur. bu demektir ki ayni boktan, dar, egimli, kenari ucurumlu, issiz yolu, bu sefer 30-40 kilo agirlikla gecersiniz. bazen dusersiniz. genelde de aksam uzeri yagmur yagar siz donerken, iste o zaman bomba olur.
    - toplama bitince patoz cagirilir ki findiklari cotanaktan ayirsin. bu gorece kolay bir mesele ama masraf
    - toplanan findiklar genis duz bir yere serilir, bu sefer kurutmak gerekir bir hafta falan. ama malesef artik eylul gelmistir, karadenizin cok yagmurlu oldugu donem. gece at uykusu uyunur, olasi bir yagmurda yataktan kalkar, kosa kosa findiklarin ustunu ortmeye gidersin.
    - kuruyan findiklar tuccara gider. buradan sonrasini biliyorsun zaten dingil. bu onemsiz eforunun uzerine bir de sana 8 lira gibi dev bir para verirler. adeta havadan gelen bir para degil mi sayin dingil.

    bu arada demiyorum ki findik cok cileli. tarim cok cileli, bunun mercimegi de boyle, patatesi de, hepsinni farkli zorluklari var. hayat bilgisi kitabini biraz okusaydiniz bilirdiniz ki karadenizde arazi engebeli, tarimda makinelesme zor. o yuzden her boku insan yapiyor.

    eyyorlamam bu kadar
hesabın var mı? giriş yap