• üst edit 1: firma balıkesir’de. firmaları karşıma alıp davayla falan uğraşmaya niyetim yok, işten çıkarmak yasal hakları ayrıca. işçi çıkarmamaları lazımdı demiyorum. ama sebebini sorduklarında kendileri söylemiş zaten asgari ücretin yük olacağını ve kapasite altı çalışmaları gerektiğini. ben de asgari ücretin artmasının arkadaşım gibi insanlar için çok da iyi olmadığını söylemek için geldim sadece. türkiye’de yaşamıyorum, asgari ücretle de alakam yok zaten. yani ilk attığımda şehir yazmadığım için hikaye diyenler oldu ama hikaye falan değil anlayacağınız. böyle şeylere hikaye yazacak vaktim yok. en yakınımdaki insanlardan birinin yaşadığı olay.

    bugün ege illerinden birinde, arkadaşımın çalıştığı fabrikadan çıkarılması ile öğrenmiş olduğum durumdur. dün belirlenen asgari ücretin ardından ilk iş günü çıkışı 25-30 civarı çalışan arkadaşı, bugün de kendisi dahil olmak üzere bir çok kişinin daha işten çıkarıldığını öğrendik. zaten son birkaç aydır bir çok kez kapasite azaltmaya gitmiş, en sonunda da yüzlerce çalışandan 20-30 çalışana düşmüş.

    neden çıkarıldığını sorduklarında “maaşlar zaten zor karşılanıyordu, bundan sonraki süreçte karşılamak mümkün olmayacağı için kapasite azaltmaya karar verildi” şeklinde bir yanıt almışlar.

    asgari ücret 8500 lira oldu ama maaş alacak bir işiniz kalmadıktan sonra 18 bin olsa kaç yazar?

    fabrika ismi sormayın, vermeyeceğim. bu durumdan etkilenen ya da bilenler aşağıya yazabilir.
  • alınan asgari ücret zammı kararının hiçbir ekonomik realite gözden geçirilerek alınmadığını anlamak için ilkokul mezunu olmak yeterli.

    kötüleşen maaş/ürün ücreti ilişkisini anlamak için iki haneli ıq bile yeterli.

    bu zamların türk parasının değerine olan etkilerini anlamak için işaret diliyle konuşabilen bir primat olmak yeterli.

    bu başlıkta yazılan şeyin haricinde türkiye'deki asgari ücretli çalışan oranının artacağını ön görmek için de havadaki kuş bile olmak yeterli.

    fakat ne yazık ki işte bizi yöneten akıl nasıl bir akılsa aldı bu kararı. sonrasında olan şeyleri izleyin şimdi.

    tanım: henüz başlangıç olan durumdur.

    edit: babam asker emeklisi fakat çalışmaya devam ediyor. az önce aradı, 12 kişiyi işten çıkarmışlar bugün bir listeyle. yarın bir bu kadar kişi daha açıklanacakmış. ortada provokasyon değil bilgi var.
  • tamamen bahane olarak geliyor bu hamleler. asgari ücret arttığı için maliyetlerinin arttığını söyleyen patronlar, tüm fiyatlarını zaten istedikleri gibi yükseltiyorlar. işçi maliyetleri zaten fiyatlara yansımış durumda.
  • mahallemde bir simit cafe var. 5-6 garson , simitçi ustası, bulaşıkçı derken 8 kişi falan çalışıyor.
    sabah sahibi asgari maaştan dert yanıyor ve o da adam çıkaracağım diyordu.
    bir önceki asgari maaş artışından sonra bile çevremde işten çıkarılan bir çok insan gördüm.
    şimdi de göreceğiz maalesef. asgari maaş 8500 tl oldu diye sevinenler, umarım işyerlerinde vazgeçilmez kişilerdir.
  • ya ne olacaktı?bir işçinin maaliyeti 12-13 bin tl oldu artık.3 isçi calıştırsan 40 bin tl.asgari ücretin üzerinde maaş verilenler var vasıflı olanlardan.kira,vergi,stopaj oranı,faturalar vs iki misli artacak bir yandan,peki ciro ve karlilik artacak mi tabiki hayir.hükümet secime kadar para saçacak,peki ya sonra?sonrası kıyım,sonrası tufan.
  • asgari ücret arttırılır. bununla beraber maliyetler artar. en kötü senaryoda işveren iflas eder ve çalışanlar işsiz kalır. normal senaryoda işten çıkartmalar yaşanır. artan maliyetler, fiyat artışlarını da beraberinde getirir. böylece her kalem ürüne zam gelir. sonuç olarak sadece asgari ücretlinin değil, herkesin alım gücü düşer. enflasyon artarak devam eder. türkiye bir sarmalın içindedir. döviz artar, enerji maliyetleri ve hammadde fiyatları artar. enflasyon artık geri dönülemez bir noktadır. bunların sebebi ekonomik değil tamamen siyasidir. ekonominin düzelmesi için ülkeye dış yatırım ve sıcak para gelmesi gerekmektedir. bunun içinde yabancı yatırımcıya güven verilmesi gerekir. başta adalet sistemi olmak üzere kurumlara güven yitirilirse kimse ülkeye yatırım yapmaz. olan yatırım da dışarı kaçar. türkiye'de olan bitenin özü budur. bakın dünya'nın en çok yatırım çeken ülkeleri hollanda, finlandiya, almanya, isviçre, abd gibi ülkelerdir. bunlar dünya'nın en pahalı işçilik ve en yüksek vergi mevzuatına sahip olan ülkelerdir. yatırım niye ucuz olan kenya'ya değilde pahalı olan finlandiya'ya gidiyorun cevabı kurumlara olan güvendir.

    konudan biraz dağıldık. ıstersen asgari ücreti 15 bin tl yap. ıki ay sonra o para çöp olacaktır .
  • ya bsg.. cool story bro..kapasite düşürecekmişmiş..

    asgari ücret artışı gelmeden önce yapılan bütün zamlar 'asgari ücretin erken fiyatlandırması'
    asgari ücret artışından sonra gelen zamlar 'zaten fiyatlandırılan asgari ücretin bak sen şu işe ki bir kez daha fiyatlandırılması'

    sene boyunca değişip duran market etiketleri rutin değişimlerini yaşar 'asgari ücret artışı'
    şimdi de gizemli bir yerde gizemli bir şirkette işten çıkartmalar.. neden? çünkü asgari ücret artışı..

    peki bu mevzu bahis asgari ücret kaç lira? 8.500 evet 8.500

    ev kiralarının on binlerde gezdiği ülkede, doların 20 lira, mazotun 20 lira, doğalgazın bilmem kaç lira, elektiriğin bilmem kaç lira olduğu ülkede,
    bu kadar lafı edilen maaş bu; haftada 50-60 saatlik çalışmalar karşılığı alınan 8.500 lira..

    kaç lira olacak birader? 4 bin lira mı olsun? asgari ücret yarı yarıya düşünce her şeyin fiyatı yarı yarıya mı düşecek? mantığına matematiğine s.çtıklarım

    bi susun artık ya. bi .iktirin gidin artık harbiden. trollüğünüzü üç kuruşa çalışan insanlar üzerinden yapacak kadar acizleşmeyin.

    misli misli kar koyuyor küçük büyük işletmeciler, benim bildiklerimi de ben anlatayım mı? nah gider kapasite azaltmaya.

    işten çıkarma dersen, zaten yıllardır mümkün olan minimum işçi ile çalışıyor hepsi.

    bütün çabanız emeğin ve emekçinin değerini düşürmek. başka hiç ama hiç ama hiçbir derdiniz yok. diğer söylediklerinizin hepsi bu çabanızı süslü cümlelerle örtmek sadece.

    hadi git ayda üç beş milyon kazanan insanlar için ''kazancek tabe yeaaa'' diye tasmanı elinde tutanların .ötünü yala sadece. buraları boş ver.

    edit: bu yazdıklarımdan sonra bir mesaj geldi. şöyle bir cümlesi olan;

    ''asgari ücretin asgari ücretle çalışmayanların cebinden çalınarak verildiğini idrak ederdin.''

    ağzım açık bakakaldım cidden. emeğini satan ve en temel ekonomik kuramlara göre 'artı değer' yaratan insanların emeğini sattığı yerden aldığı üç kuruş aslında asgari ücretli olmayanlardan çalınan bir paraymış.
    bu nasıl bir bilinç yamulmasıdır :) aynı kişiler refah toplumları denilen kuzey ülkelerini över durur, ki onların en temel özelliklerinden birisidir maaşlar arası makasların düşük olması, yani bütün emek biçimlerinin insanca yaşama ulaşacak birbirine yakın maaşlar alması. aynı değeri görmesi.
    senin maaşının alım gücünü belirleyen şey, asgari ücretin kaç katı olduğu değil sevgili kardeşim.
    bunca ekonomik parametre arasında, küçük orta ölçekli işletmecileri çıkmaza sürükleyen şey de, kendisine değer üreten çalışanlara verdiği maaş değil. çoğu işletmeci ''elektriğe'' çalışanına ödediğinden daha fazla ödüyor mesela.
    sermayenin tabana yayılması günümüze kadar ve özgür demirtaş müritleri sosyal medyayı ele geçirene kadar, iyi bir şey olarak kabul edilirdi. emekçilerin aldığı pay bir sorun değildir. bu payın oran olarak yükselmesi bilakis bir hedeftir. öyle olması gerekir.
    bu çabayı tam tersine çevirdiğiniz için gerçekten tebriği hak ediyorsunuz.
  • seçim sonuçlarına yansır umarım. tüm bunlar burada kalmamalı. seçime yansımalı. ama umudum pek az.

    kötü bir durum. fakat şaşırtıcı değil.
  • asgari ücret arttığında alım gücünün artacağını zannedenlerin, bu artışla beraber türkiye'nin parasının değerinin artacağını düşünenlerin, fiyatların sabit kalacağını akıl etme cüreti gösteren zır cahillerin suratına vurulmuş bir tokat. artık çözüm anlatma faslını geçtik çünkü sizin bu cehaletiniz, milletin üzerine kabus gibi çöküyor. asla akıllanmıyorsunuz.

    bir çözüm olarak siz 50 kere daha asgari ücrete zam yapın, daha büyük zam oranları deneyin hatta, 50 tane daha tokatınız hazır.

    inanır mısınız, 51. de hazır.

    aynen böyle devam edin. gidin şimdiden bim'in camlarını falan indirin hatta. bakın bakalım, değişen bir şey olacak mı…
  • stagflasyon'un kaçınılmaz sonucu işsizliktir.

    29 krizi protestocularının açtığı bir pankartta; "why can't you give my dad a job?" yazıyordu. bu soru alt metinleri olan bir soru. pankartı taşıyan çocuğun sorguladığı şey ;üretmeyi tercih edersen babama da iş verebilirsin peki neden üretmemeyi seçip iş vermiyorsun?

    büyük buhran'ın benzerini yaşıyoruz. işsizlik sorunu kronikleşen bir hal alacak gibi görünüyor.

    t: benim de sürekli tanık olduğum olay. çevremde sürekli işten çıkarmalar duyuyorum.
hesabın var mı? giriş yap