• şehirlerin okuma ve yazma olarak türkçe'ye uyarlanması olayıdır.

    yoksa hala türkçe değil. constantinople yunanca değil latince'dir. yunanca olan istanbul (stanpolis ya da eistanpolis).

    izmir desen kökü yine smyrna/smyrni (osmanlıca: ismirni). ankara-angora/ankyra zaten malum.

    bunlar dışında şunlar da var:

    anadolu - anatolia
    trakya - thracia

    bursa - prusa
    kayseri - caeseria
    konya - iconia
    trabzon - trebizond
    sinop - sinope
    manisa - magnesia
    antakya - antiochia
    gelibolu - kallipoli/gallipoli
    ...
  • (bkz: #121270677) bizimki yine saçma sapan coşmuş. sözlüğün en saçma sapan coşan yazarı olabilir kendisi. yalnız uyanık da köftehor, en sona bir izmir marşı ekleyip beni coşturmayı başardı. izmir marşı hayattaki en büyük zaaflarımdan biridir, duyar duymaz coşarım. bir de 10. yıl marşını duyunca etrafa rastgele bir şekilde çatal kaşık fırlatmaya başlarım.

    hayır sanki öyle bir anlatmış ki konstaniyye adı kaldırılıp yerine öztürkçe istanbul adı getirilmiş sanacağız. istanbul adıyla ilgili benim bildiğim en ciddi teori yunanca eis tan poli tabirinden geldiğidir. benden önce de bundan bahsedenler olmuş. şehrin kurucusuna gönderme yapan isimden yunanca kökenli başka bir isme geçişten milliyetçi bir galeyan yaratmak saçma sapan coşmanın sözlük karşılığı olsa gerek.

    sözlükte hep bahsettiğim bir şey var, hatta bütün entelektüel birikimim bu olduğu için sadece bundan bahsediyor da olabilirim. iktidar elbette silah gücüyle kazanılır fakat bunu kalıcı kilmak için daha da önemlisi meşru kılmak için her iktidarın sembolik iktidar aygıtları, bir semboller bütünü vardır. dünyanın her yerindeki iktidarlar çağa, bölgeye, siyasi ajandalarına vs göre çeşit çeşit sembol paketleri kullanır. feodal toplumda soyluların mavi kanlı kabul edilmesi gibi, ya da ulus devletin bir millete kutsiyet atfetmesi gibi. sonuç itibariyle osmanlı cok uluslu, çok dinli bir imparatorluk, kullandığı semboller bütününü de buna göre okumak lazım. zira istanbul'a konstantiniyye denmesi tesadüfi bir durum değil. şehrin kurucusuna yaptığı gönderme kadar şehrin kurucusunun mensubiyeti de önemli burada. (tam bakmadım ama aslında kurucu da olmaması lazım, şehri ihya eden, roma'nın başkenti ilan eden, ikinci bir roma'ya dönüştüren imparator olması lazım, yoksa öncesinde de bölgede yerleşim var.) burada şehri "fetheden" fatih'in kendisine sultan, hakan ve kayzer dedigini hatırlamakta fayda var ve bu unvanlar da tesadüfi değil, inanır mısın sevgili altay horda? fatih ve devamında osmanlı zaman zaman teker teker, zaman zaman da hepsini birden kullanarak bu üç dünyanın, islam, türk ve batı dünyasının lideri olma iddiasını, burada hak iddia etmeyi denemiş, deniyor. bahsedildiği gibi istanbul'a konstaniyye diyen abdulhamid bir yandan halifelik unvanını canlandırmaya çalışıyordu bunlar ne birbiriyle çelişkili şeyler ne de cok şaşırtıcı şeyler.

    ikinci bir mesele de bütün zamanlarda dünyanın her yerinde köklü iktidar değişiklikleri köklü sembol degisikliklerine yol açar. bu fiziki olarak gerçekleşen iktidar değişimini sembolik düzeye taşıyarak hem eski iktidar tamamen silinir hem de yeniden canlanması ihtimalinin yokluğu vurgulanır. sovyet devrimi olduğunda şehirlerin leningrad, stalingrad olması; sovyet rejimi yıkıldığında da tekrar eski isimlerine dönüvermeleri tesadüfi ya da şaşırtıcı, ya da burada bahsedildiği gibi kerameti kendinden menkul şeyler değil. e cumhuriyet de bu sembolik kopuşlar konusunda bolca örnek sunar, bunlar hem rejim değişikliğinin hem de imparatorluktan ulus devlete geçişin tezahürleri, fazlası değil. hadi islama dair şeylerden arınmayı amaçlayan kopuşlardan arap etkisinden arınma üzerinden milliyetci kerametler yaratıyorsunuz da bir roma imparatorunun adıyla anılan şehri yunanca kökenli başka bir isimle değiştirmekten nasıl bir keramet yarattınız be muhteremler?

    kapanışı eklemeyi de unutmayalım:
    izmir'in dağlarında çiçekler açar
    altın güneş burada sırmalar saçar
hesabın var mı? giriş yap