• suriye'de süren katliamlar zincirinin son halkası. an itibariyle esad'ın ordusu karşıt görüşlülerin yoğun olarak bulunduğu humus kentini bombalıyor. yüzlerce ölü ve yaralı var.

    el cezire televizyonu katliamı canlı yayınlıyor;

    http://www.livestation.com/aljazeera-mubasher

    zorunlu edit: bazı çok değerli ortadoğu uzmanı sözlük yazarlarımız ve kendini her konuda taraf olmak zorunda hisseden aktivist liseli kardeşlerimiz başlıktaki 'katliam' kelimesine takılmışlar. ne arap baharı bilirim, ne mehzep çatışması, ne özgür suriye ordusu ne de esad rejiminin gerçekte ne yapmaya çalıştığını. insanlar öldürülüyorsa bir yerde, sebebi olsun (!) ya da olmasın; bunun adı katliam olur. itirazı olanların da ta amk!
  • "marx tarih iki kere tekerrür eder, ilkinde trajedi ikincisinde komedi olarak" demişti. ortadoğu'da tarih ise üçüncü kez tekerrür etti. sanırım bu artık "eşek şakası" oluyor.

    ilk günlerdeki katliam iddialarının ardından obama "suriye lideri beşşar esad'ı kendi halkına karşı korkunç bir savaş başlatmakla" suçladı. abd başkanları ve hedef alınan ülkeler değişse de şu terane değişmiyor. (baba bush saddam'ı, bill clinton hem miloseviç'i hem taliban'ı, oğul bush, hem saddam'ı, hem nasrallah'ı, "siyah president" obama da kaddafi'yi tamı tamına bu sözlerle eleştirdi. sanırım ellerinde sabit bir metin var. boşlukları doldur, oku, geç...)

    gelelim gariplikler silsilesine, bu bölümde neden "eşek şakası" dediğimizi anlatmaya çalışacağız.

    - 4 şubat'ta olduğu iddia edilen "katliam"a ilişkin videolar youtube'a 3 şubat'ta yüklenmiş. (bkz: #27275936)

    - videoların katliamı ifşa etmeye en yakın olanı cesetleri göstereni. diğer iki videoda duyulan yalnızca silah sesleri. birinde bir zırhlı araç yakılmış ve arkadan yobaz güruhu "allahu ekber" diye böğürüyor. buradan da katliam olduğunu anlıyoruz(!) (bkz: bu yaşta bu zeka)

    - gece şehir çekimi yapılan videoda ise "muhaliflerin" iddia ettiği bombardımana dair en ufak bir ipucu yok. çatışma sesleri, seken mermilerin ışığı... çatışma olabilir ama ya bombardıman, ya katliam? ve sanırım ileri görüşlü(!) arkadaşlar hem "muhalifler" hem de suriye ordusu kalaşnikof kullandığı halde sesleri birbirinden ayırt edebiliyor. "evet bu ses, bu kesin bir nusayri'nin silahından!!!!"

    - ayrıca cesetleri sergileyen video için de suriyelilerin "bunlar teröristler tarafından katledilen akrabalarımız" gibi bir iddiası söz konusu ve videoda bu iddiayı çelebilecek hiçbir kanıt yok. ayrıca suriyeli bir doktor cesetlerin yeni olmadığını, bombardıman sonucu öldüklerini gösteren hiçbir iz bulunmadığını ve cesetlerin sergilenişinin "bombardıman altında yaşanacak kaosa" göre oldukça serin kanlıca olduğunu söylüyor.

    - daha da trajik olanı ilk gün 377 olan ölü sayısının ertesi gün "muhaliflerce" 55'e düşürülmüş olması. rakamı aktaran suriye insan hakları gözlemevi (sohr) ise londra'da bulunuyor. bu örgüt içinde daha önce "dış müdahale yanlıları" "asker sayısını da açıklıyor ve sayıları az söylüyor" diye diğer grupla kavga etti. sağolsunlar rezillikleri ayyuka çıktı.

    - mesele kaç kişinin öldüğü değil elbette ama sohr daha önce de böyle skandallarla gündeme geldi. hatta cia'nın think-tank'ı stratfor bile "güvenilir olmaktan çıkıyor" dedi. buna rağmen, daha ilk dakikadan sohr'un her geçtiğini aynen kopyalayıp-yapıştırmak, dezenformasyondan başka hiçbir şeyle açıklanamaz.
    (buyrun kaynak)

    - işin daha garip yanları da var: bm güvenlik konseyi suriye hakkında karar verecek. rusya ve çin "hayır" diyecek esad da öylesine salak ki (!) suları en çok durdurması gereken günde katliam yaparak "hayır" denilmesini iyice zorlaştıracak.

    veya, silahlı mücahitlerin ağababaları tam da bu yüzden bir katliam hikayesi icat ederek medya ve sosyal medya üzerinden ayağa kalktı.

    bu hikaye biraz tanıdık değil mi? joseph goebbels miydi şu "yalan ne kadar büyükse inananı o kadar çoktur" diyen?

    hayır anlamıyorum, milyarlarca dolarlık bir kaynak ve inanılmaz bir medya aygıtı olsun elinde, böyle eline yüzüne bulaştır her şeyi. sonra "esedsever türksolcusu" diye parla. ben mi dedim kendini rezil et diye?
  • türkiye ordusu suriye'ye girsin'ci, önüne atılan her kemiği yiyen it misali öngörüsüzleri anında türetmiştir.

    müslüman kardeşler'in silahlarının nereden geldiğini, bunların kimlere hizmet ettiğini, suriye'ye ne yapılmaya çalışıldığını bilmeyenlerin orada burada gördüğü her yazıya ve fotoğrafa inanmaması gerekendir.

    kendi halkını bombalıyor denilen kaddafi'den sonra libya kaynaklarına kimin konduğunu, tasması sağlam şeriatın nasıl geldiğini, nato'nun attığı bombaların parasını nasıl istediğini bilerek, ne olduğuna emin olduğu şeylere tepki vermeli akıllı kişi. bu sırada olayların arka yüzünü de okuyabilmeli, kendisine gösterilen "ön yüzle" yetinen zekasına hakaret etmiş olur zira. hassas konulara duygusal bakmadan önce mantığa hakim olmak lazım, birilerinin en çok istediği şey mantığın acilen ikinci plana atılması malum...

    yok dünya üzerinde ilk defa vahşet görüyorum diyorsanız yahut yanıbaşımda ırak'ta 1 milyon kişi öldürüldüğünde de, her gün abd askerlerinin ayrı tecavüzünün, rezilliğinin, psikopatlığının haberi çıktığında da böyleydim hele çocuğu önünde tecavüze uğradıktan sonra kafasına kurşun yağdırılan ıraklı kadının da videosunu izledim ve aynı tepkiyi aynı içtenlikle, hızla ve hakkaniyetle koydum diyebiliyorsanız, buyrun meydan sizin.

    ekleme: tabi bu arada el-cezire'ye de dikkat. neden bahsettiğimi bilmeyenler, el-cezire ve cia etiketlerini içeren bir arama yapabilir.

    ekleme 2: (bkz: abd'nin islam devletlerini okşaması)
    (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)
  • malesef türkiye'nin kaşıdığı ve sorumluluğunda olan katliamdır.

    (bkz: özgür suriye ordusu)

    gazeteci kalmadığı için memlekette sağolsunlar kimse bir şey söylemiyor. oysa bugün ırak'ta lübnan'da özellikle de suriye'de türkiye için pek güzel şeyler yazılmıyor. bu ülkelerdeki bütün medyalar türkiye'yi suçluyor ve kin besliyor. bu isyanları türkiye'nin desteklediğini bizim dışımızda herkes biliyor..

    yıllarca komşularıyla sorunsuz geçinmiş bir ülke son yıllarda müslüman kanının dökülmesine seyirci kalmak yetmiyormuş gibi bu sefer destek veriyor ortalığı kızıştırıyor. türk medyasında flash gelişme diye bi şey kalmadı zaten savaş çıksa süzgeçten geçirilmeden onay almadan haber veremiyorlar. yazık, ayıp türkiye adına utanç verici.

    edit: henüz birkaç saat oldu ama yorumlardan anladığım çaylar içildi, götler sikildi bile. esed diktatör oldu, türkiye de yaptırım uygulamıymış.. aferin amına koyim aferin.. ulan ne oldu da kaç yıllık esed diktatör oldu ? şu tarih denen zıkkımı yaşadığımız an okuyabilsek yazılacak bu kadar şey olmayacak ama gel gör ki milyon yıldır aynı bok. biz insanlar hep yaşadığı anı okuyamayan mal sürüsüyüz. kaddafi'ye yapılanlara daha kaç ay oldu da unuttuk hemen ? şimdi esed için aynı zımbırtılar dönmeye başladı. tekrar ediyorum isteyen kabul etmesin; en büyük sorumluluk türkiye'nindir. ve bu politikaların sonucunda çıkacak mezhep kavgalarından en büyük etkilenen de türkiye olacaktır. o zaman da zimbabwe gelir yaptırım uygular, yaptırım diyen ağzınızdan da öperler..
  • nedense, tam da birleşmiş milletler güvenlik konseyi'nin suriye hakkında olası bir yaptırım kararını tartıştığı güne denk gelmiş. yani esad yönetimi öylesine salak ki, aylardır devam eden olaylara en kanlı ve keskin darbeyi vurdukları, yüzlerce kişiyi öldürdükleri gün, ülkeleri hakkında kritik bir oylamanın yapılacağı gün. hayır anlayamıyorum, bu adam bu kadar salaksa koca suriye'yi yıllardır nasıl yönetebilmiş. hayret doğrusu...

    youtube'da izledim kesin gerçek bu katliam. ne de olsa, saddam'ın da kitle imha silahları vardı, gürcistan ordusu osetya'yı bombardımana tutmamıştı, irak halkı abd askerlerini çiçeklerle karşılıyordu, afganistan'da baskıdan bıkan halk, nato güçlerini sevgi gösterileriyle bağrına basıyordu. hizbullah militanları israil askerlerine işkence ediyor, hamas militanları da çocukları canlı kalkan olarak kullanıyor...
  • piyasaya sürülen videolardan bazıları ırak'ta yaşanmış vahşetin videolarıdır. suriye'de korkunç vahşet diye tekrardan yükleyince oldu da bitti maşallah.

    zodet: esat rejimine karşıyım, yerine gelecek rejim esat kadar katliam yapmayacaksa ve amerika ve israil'e esat kadar karşı çıkacaksa şeriatçı bile olsalar sorun yok benim için.
  • "el arabiya televizyonu humus'a düzenlenen saldırıda 337 kişinin öldüğünü ve 1300 kişinin de yaralandığını ileri sürmüştü.

    londra merkezli suriye insan hakları gözlemevi örgütü de, beşşar esad'e bağlı askeri güçlerin humus kentinin el halidiye bölgesini bombaladığını, ölü sayısının 260'a yükseldiğini ileri sürdü.

    ancak daha sonra suriyeli muhalifler bu sayıyı 55'e çekti. "
    http://www.bbc.co.uk/…/120204_syria_2ndupdate.shtml

    suriyeli muhalifler bile kendi yalanlarının arkasında duramayıp yalanlarını revize ederken bizim buradaki ahlaksız ve beyinsiz tiplerin hala viyaklamasına neden olan dezenformasyon. şaşırmamak lazım sonuçta "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" ifadesini eleştirmeyi bile baasçılık, alevi yandaşlığı olarak çarpıtan ahlaksız, onursuz, haysiyetsiz bir zihniyetten bahsediyoruz.

    edit: kimi tahıl beyinliler 55 sayısını küçük gördüğümden ve sayı 55'e inince 55 kişinin katlini önemsemediğimden ters mantık kurduğumdan falan bahseder olmuşlar. izah edelim:

    vurgulamak istediğim ortada bir dezenformasyon olduğu. ortalığı 300 küsür kişi öldü diye velveleye verip de sonradan o sayıyı 55'e indirmek bu mahlukatın güvenilirliğini ortadan kaldırır. demek ki yalan haber yapıyorlar, dezenformasyon yapıyorlar. bunlara güven olmaz. katliam haberinin kendisinin yalan ve dezenformasyon olduğu yönündeki şüpheleri kuvvetlendirir. yoksa bir kişinin ölümü dahi tasvip edilemez. benim burada vurgulamaya çalıştığım ortada bir yalan ve dezenformasyon var. bir gün önce ortalığı 300 kişi katledildi diye velveleye verenler bu defa o sayıyı çok aşağı bir rakama revize etmişlerse güvenilirlikleri gider. yoksa biz de biliyoruz "bir insani öldürmek bütün insanliği öldürmek gibidir" hükmü ilahisini muhteremler.
  • istenmeyen olay. fakat bunu eleştirenler bazı şeyleri unutuyorlar. bugün olan katliam sadece suriye yönetimi ve suriye halkı arasında olan bir gerilimin sonucu değildir. bu arap baharı adı altıyla başlayan operasyonun son halklarından birisidir.

    yakın bir zamanda hataylı, babası suriye'ye mal getirip götüren bir arkadaşımla suriye hakkında konuşurken bana bazı şeyler anlatmıştı. bir gün evde televizyonda x şehrinde olaylar çıktı diye görmüş ve babasının da orada olduğunu hatırlamış. babası akşam eve geldiğinde olayları sorunca babası şaşırmış, bilmem kaç saat ordaydım hiçbir şey görmedim ben demiş. aynı olay bir yakınının da başına gelmiş. yine gündüz içinde olduğu kentteki isyanı akşam televizyondan öğrenmiş.

    arkadaşımla konuştuktan sonra ister istemez televizyonda haber izlerken suriye lafı geçince daha dikkatli dinledim. en alakasız günlerde bile istikrarlı bir şekilde tam haberler bitecek suriye'de yine istenmeyen şeyler oldu başlıklı haberler gördük.

    daha çok değil 2-3 sene önce esad'ın doktor olmasıyla ilgili, karısının asaletiyle ilgili haber yapan amcaoğulları nedendir bilinmez bilinçli bir şekilde arka arkaya bilinçaltımıza ''ulan şu suriye'de de her gün olay esad gitse bari'' dedirtecek şekilde haber yapıyorlar.

    bu tarz bilinçli eylemlerin kim tarafından yapıldığını sanırım herkes biliyor. bugün esad'a, tıpkı saddam'a dendiği gibi demokrasi katili deniliyor. denebilir buna karşı çıkmıyorum. ama dendikten sonra arkasından gelen cümleler gerçekten komik oluyor. bizim medet umduğumuz ülke ve ülkeler dünyadaki en büyük demokrasi katilleri. ki inanıyorum ki bu ülkeler burunlarını her yere sokmasalar ne esad ne saddam ne kaddafi bu kadar demokrasi yoksunu hareket etmezlerdi. sürekli bir dış tehditle yaşayan bu adamlar ister istemez kendilerini savunmak için bazı şeyler yapmak zorunda kalıyorlar.

    sonuç olarak 220 insanın öldüğü 800'e yakın insanın yaralandığı bir olaydan sonra biz iç-dış ülkeler dengesinden bahsediyorsak bu dünya kokuşmuştur. bu dünyayı kokuşturan da başta kendisini savunmak zorunda bırakılan devletler değil onlara kendisini savunmak zorunda bırakan, büyük demokratik özgür ülkelerdir.

    tabi ki, nedeni n'olursa olsun keşke 220 değil 1 kişi bile ölmeseydi...
  • işbirlikçilikleri ve yalancılıkları ayyuka çıkıp rezil olunca karşı tarafı yalancılıkla suçlayanların propagandasını yapmaya çalıştığı sanal katliam. yalan, ancak halk düşmanı emperyalist fino köpeklerine, komünistlerden it gibi korktuğu için onları saplantı haline getirmiş, ırkçı mı ümmetçi mi olduğu belli olmayan gerici soytarılara yakışır. bu küresel kapitalizmi tüm dünyaya koşulsuz yaymak isteyen, sermayeye hükmeden sınıftan daha aşağılık bir şey varsa o da onlara hizmet eden rezil yerli işbirlikçilerdir. işte o yerli işbirlikçiler de kimi zaman faşist, kimi zaman da islamcı olarak karşımıza çıkıyor suriye örneğinde olduğu gibi.
    esad adam öldürüyor deniyor. öldürecek tabi. sen eline silah alıp alevi avına çıkarsan, sırf senin şeriatçı kalkışmana destek vermedi diye alevi, sünni, hıristiyan demeden israil silahlarıyla çoluk çocuk katledersen, abd'nin çıkarları için din ve mezhep ayrımcılığıyla iç savaş körüklersen birileri de gelir sana dersini verir. hama'ya da topuklasan, humus'a da topuklasan gelir seni hakettiğin şekilde gebertir. halk düşmanlığının sonu budur.
    onursuzluğu o kadar kanıksamışlar ki, silahlı kalkışma yaptık, iktidarı silahla devirip kendi iktidarımızı kuracağız bile diyemiyorlar. ölünce çatışırken öldük diyeceğine, halkı katlediyorlar yetişin ühü ühü diye ağlaşıp ağababalarının uçaklarını, uçak gemilerini çağırıyorlar. şehirde bombardıman görüntüsü yaratmak için lastikleri toplayıp yakıyorlar. kepazeliğe, korkaklığa bak. şöyle onurlu bir düşman da çıkmaz ki karşımıza.

    son olarak bakalım yalanı kim alışkanlık haline getirmiş:

    aşağıdaki videoda "muhalif" denilen teröristlerin 1945'te cezayir'de fransızların yaptığı katilamın ve 1860'da şam'da yaşanan mezhep çatışmaları sırasında çekilen fotoğrafı nasıl sanki 80'li yıllarda hama'da çekilmiş gibi göstermeye çalıştıklarına bakın.

    http://www.youtube.com/watch?v=ekyqhddm_fa

    arap birliği gözlemcilerine gerçeği anlattığı için linç edilip asılan muhammed kardeşim de mi yalan?

    https://www.facebook.com/photo.php?v=3249851007142

    kendi yaptıkları eylemlerin bile arkasında duramayan gerici dinci faşistler bütün dünyaya rezil oldular. türkiye'deki türevlerinin de olması yakındır.
  • insanların öldüğü katliam, keşke ölmeseler. ama işin gerçek kısmı;

    vay benim duygusal sözlük yazarlarım, çok üzülmüşler. hep bu kaka esad yüzüdün. püüü

    ulan ya körsünüz, ya da harbi dangalaksınız mına koyim. git bak bakalım özgür basın kaynaklarına, kaç tane suriye kamu görevlisinin başı kesilmiş, işkenceye uğramış. bak bakalım, aslında orada ölüyoruz biz, esad bize işkence ediyor diyen tiplere. ya hakkaten safsınız, göremiyor musunuz bütün olayların ne amaçla olduğunu? bir de sözlükçüyüz, elitiz, zekiyiz diye geçinirsiniz.

    muhtemelen orada ölenlerin %90'ı masum kişilerdir ve bunun gerçekten acı bir şey olmadığını söyleyen beyinsiz bir mahlukattır. ancak şu at gözlüklerini bir çıkarın, olaylara bir bütün olarak bakmayı öğrenin.
hesabın var mı? giriş yap