• 28 ekim 2008 tarihinde polisin dur ihtarına uymadığı için öldürülen genç.

    (bkz:http://www.ntvmsnbc.com/news/463989.asp )

    (bkz: bana polisler adam öldürüyo dedirtemezsiniz)
  • her zamanki gibi polis tarafından "yanlışlıkla" vurulmuştur. bu seferki memur da havaya ateş açtığını söylüyor.

    ee mermi bu..şeytan tabancayı doldurduğuyla kalmıyor ki, bazen mermiye de yön verdirebiliyor di mi ama?
  • devlet terörüne maruz kalmış kişidir. motorsikletle kaçmaya çalışan birini durdurmak için boynuna ateş eden ve adına güvenlik görevlisi denilen bir kişi tarafından öldürülmüştür.
  • öldürülmesi için gayet güzel teşvikler bulunan genç.

    http://www.radikal.com.tr/…28.10.2008&categoryid=77
  • 2008'in 29.uncu "dur ihtarına uymadığı için öldürülen" insanıdır.
    şimdi yetkili merciler, bakanlar, bilmem kimler özür diler.. nasıl olsa bu çocuk özür dilemekle geri gelir, diğerlerinin geri geldiği gibi..
  • freni patlamis, giderek ivmelenen nasil ve nereye carpip da duracagi belli olmayan bindigimiz alemetin, kiyamete giderken yoluna cikmistir. ekonomik cöküntünün articili, sosyal va ahlaki cöküntünün ne boyutlara geldigini gösteriyor katli.

    günlerdir resmine bakiyorum, elim varmiyor klavyeye. onsekiz yasinda, dal gibi gencecik bir oglan cocugu. belli, özenmis kuaföre gitmis vesikaligi cektirmeden. calisiyormus, muhasebeciymis, babasi isciymis. genc issizliginin, yüzde yirmilerde oldugu bir ülkede sansli bile sayila bilirmis, okumayi filan birakirsak.

    dur ihtarina uymayip ölenlerin haberleri düsüyor ajanslara, iskencede öldügü kabul edilmek zorunda kalinanlarin, hapishanelerde tedavisi yapilmayip, ölüme mahkum edilenlerin, karin tokluguna pazarlanan kiz cocuklarinin.birileri, kendilerini aklamak icin yeni yasalar cikarma pesinde, ihale takibinde, pitrak gibi firmalar bitiyor oradan buradan. dogudan, "dogulu"larin yasadigi illerden felaket haberleri sonra. kanin sicagi yaliyor yüzümüzü ekranlardan, gazetelerden. "ora" da bir seyler oluyor.

    adli tip kurumundan, 14 yasinda kiz cocugunun, cinsel tacizden zarar almadan ciktigini -cinsel tacize ugrayip ugramadigini degil, zarar görmedigini söyleyen rapor hani- belgeleyen raporun 3 (yaziyla üc) günde hazirlandigi iddia ediliyor. heyetin baskani daha evvel ölüm orucunda geri dönüssüz sakat kalan bir hükümlüye, iyilesmistir raporu- yani tekrar döne bilir f tipine onayi- verdigi icin bir ay meslekten men edilmis. vicdan diyorum, meslek etigi diyorum. cürümüs; et gibi, buzdolabinda unutulmus ispanak gibi cürümüs. kaldirip atmak yetmiyor, cöp kovasini da asagiya tasiyacaksiniz, ev kokmasin diye de hangi ev?

    cagdas'in arkadasi diyor ki, polis hedef alarak dört el ates etmis. naasini yikan dede, üc kursun izi oldugunu söylüyor kafasinda. adli tip tek kursun diyor. polis, tabanca elimden kaydi ates aldi diyor. kime, nasil inanalim? polis memuru, kisa süre önceden askerden dönmüs. nerede,ne kosulda yapmis askerligini yazmiyor, bulamadim. nasil bir oyunun figüranligi layik görülüyor bize, hepimize, sana,bana bilemiyorum.

    bildigim, gitti giden, gitti giden. aci esigi yükseltilmis, vicdani sagirlastirilmis, sizofren zombilere dönüsüyoruz. oysa yüksek sesle sormaliyiz tam simdi: devlet nedir? ne icin vardir? adalet nasil bir seydir? karsisinda durmamiz gerekenle, yaninda durmamiz gereken nedir?
  • çok uzun yazmayacağım, yazsam sayfalar tutar...

    bir çocuk polisin dur ikazına uymadı diye ensesinden/boynundan vurularak öldürülür.

    polisin aklanması için vali (vali yardımcısı ya da) bile teşebbüste bulunur. bu ülkede işler böyle yürür zira; olayın üstüne düşülmesin, kazadır.

    insan hakları gönüllüsü bir grup avukat bu işten bu kadar kolay sıyrılınmasına izin vermez.

    polis tutuklanır. iddianame kasten adam öldürmeden düzenlenir. yargılama süreci başlar.

    birinci derece görgü tanığının ifadesinin aksine polis ayağım kaydı tökezledim kazara vurdum der ısrarla. nasıl tökezlemekse bu çağdaşın ensesine denk gelir kurşun. koluna, omzuna, bacağına değil kafasına.

    ikinci duruşma, sanığa söz verilir. sanık polis ilk duruşmadakinin aksine -ne olduysa pişmanlığı geçmiştir- vicdanım rahat der; vicdanım rahat, ben görevimi yaptım.

    çağdaş'ın yakınlarından biri bu söz üzerine dayanamaz, katil diye bağırır... katil. yalan mıdır peki, insan öldüren kimseye denmez mi katil diye, yoksa ben mi yanlış biliyorum, polis insan öldürünce katil olmaz mı?

    bir yakınınız öldürülse, katili vicdanım rahat dese, siz de öfkelenmez misiniz? canınız yanmaz mı? içinizden bağırıp çağırmak gelmez mi?

    onlar da öyle yaptılar. çağdaş'ın yakınları, amcası, teyzesi, kardeşi, kuzeni tabiki en doğalı annesi-babası. çevik kuvvet hazırda bekliyordu zaten hakimlerden biri bırakmayın bunları dedi, komser hiç beklemeden çembere alın diye atıldı. çembere alınmak nedir bilmezdim, gördüm. çembere alınmak; polise direnç gösteremeyecek yaşta ve güçte insanların dövülmesi, oğlunu kaybetmiş babanın kızını korumaya çalışırken kafasına telsizle darbe alıp kafasının yarılması demekmiş. polislerin gaz maskesi takıp çembere aldığı insanlara biber gazı sıkmasıymış meğer.

    çağdaşa polis kurşunu
    babasına polis telsiziymiş.

    bu ülkede işler böyle yürürmüş. çünkü polis vatandaşı korumak için değil öldürmek için varmış.

    gelin hepberaber soralım, korkmayan var mıdır polisten bu ülkede yaşayıp da?

    çağdaşın dosyası sonuçlanana kadar bekleyeceğiz, adalet öldü mü yoksa can mı çekişiyor hala? bana sorarsanız gidip çalalım yas çanını adalet öleli çok oldu derim...

    vicdanlarmızı kaybetmesek en azından...
  • kendisini öldüren polis memuru 20 sene ceza aldı. iyi halden 16 yıl 8 aya indirilmiş.

    http://www.sabah.com.tr/…olis_memuruna_16_yil_hapis

    inşallah diğerlerine örnek olur. polisler ne yaptığını bilmeden sokak ortasında herkese ateş açmaktan vazgeçer.
hesabın var mı? giriş yap