• yer kusadasi, mekan bi kuruyemisci, olay kaynagi bi cikolata krizi, konu ulker napolitenin tarifi.
    yum: ya ben hani var ya su cukulatalardan istiyorum, ismi neydi...kirmizi, hani icinden 10 tane cikiyo...var mi onlardan?
    kuruy.cu: haa "cekmece" mi, var var. (bkz: kisa ve oz)
  • büyükçekmecede oturanların büyükçekmece, küçükcekmece takılanların küçükçekmece için kullandıkları kısaltma...
  • buyuk ve kucuk cekmece'lerdeki cekmece teriminin kokeni....
    her iki golu de denize baglayan , dibi ve etrafi batak olan kanallar varmis asirlar once. koprulerin olmadigi yillarda , bu batak kisimlara kalin kaziklar cakili imis ve aralarinda kalin halatlar gerili imis. karsidan karsiya tasima sallarla yapilirmis ve sallar , salcilarin bu halatlari "cekmesi" ile yol alirlarmis. sistemin ve yorelerin adi da buradan geliyor. kucuk cekmece golu buyukden daha buyuk olmasina karsin herhalde kanalinin genisligi daha dardi ki "kucuk cekmece" oldu..
  • büyüklerle ben yapamıyorum
    çocuklar da almıyor beni oyunlarına
    devlet dairesinde
    yangından kurtarılmayacak
    sıkışmış bir çekmece gibiyim
    açılamıyorum sana

    kardeşiyle sokaklarda hep
    bir örnek giydirilen sen
    nasıl sevmezsin eşitliği
    yürürken düşen çoraplarını
    aynı hizaya getirmek için
    annen değil miydi önünde diz çöken

    öpüşme sahnesinin tam ortasında
    içeri girdiğin yazlık sinemanın
    yer göstericisiyim
    yürüyorsun fenerimin ışığında
    yer: kız kulesi
    ve sonu ayrılıkla bitecek
    hüzünlü bir aşk filmini oynuyor
    beyaz duvarında

    bir kez olsun çıkmazken ağzından
    seni sevdiğimi
    her gün söylememi yadırgama
    bil ki bu şehirde
    iskelenin verilmesini
    beklemeden atlarım vapurlara

    son karesi gibi red kit'in
    batan güneşe doğru
    sürerken atımı
    gitme kal demeni bekliyorum
    ama yalnızca
    rüzgar çekiştiriyor atkımı

    --- sunay akın ---
  • bulunduğu yer farelerin her daim her yere ayak basabildiği bir dağ başı ise; üstüne üstlük daha önceleri* aynı mahalde başka arkadaşlarınızın çekmecesindeki eti form (portakallı olan) pakedini bir fare ile pay etmiş arkadaşlarınız olmuşsa; ilaveten mahal fareleriniz takoz gibi ingilizce türkçe sözlüklerinizi yalayıp yutmuşsa; hele bir de aylardan temmuz ise; açmadan önce üç ihlas bir fatihaya ilaveten "allahım noolur çekmecemdeki şekeri davetiye olarak kabul etmiş olmasın bu yaratıklar" duasını edip açmanız gereken kilitli kilitsiz raylı bişey saklama mekânı.
  • buyuk ve kucuk olarak ikiye ayrilir. ikisinin ortasina avcilar denir.
  • (bkz: uppercase)
    (bkz: lowercase)
  • bunlarin kiyida ko$ede, yatak altinda vs olanlarinda genelde gizli dokumanlar/fotograflar/mektuplar/eski gunlukler olabilir. kari$tirilmasi farzdir.
  • ingilizcesi drawer olan kelime.
  • hatay ili antakya ilçesine bağlı bir beldedir.
hesabın var mı? giriş yap